CD Projekt Red eskileri de aynı şekilde. The Witcher 3’ün sanat yapımcısı Stan Just’ın kurduğu Covenant, bugün yeni oyunları Gord’u duyurdu. Biz de önden oyunu bir kısım görme şansına eriştik.
Gord macera ve strateji türlerini birleştiren bir kara fantezi yapımı. Slav mitlerinden esinleniyor ve ismi de Orta Çağ’daki eski Slav yerleşkelerine verilen isimden gelem. Kralın vekilharcı rolüne bürünerek hükümdarın yaban diyarları fethetme emrine amade olacağımız oyunda tıpkı Rimworld ve Frostpunk gibi yerleşke inşasına ve o yerleşkenin(bu arada Gord da oyundaki yerleşkemize verilen isim) sakinlerinin hayatlarına odaklanıyor olacağız. Vahşi doğanın orta yerinde kalakaldığımız Gord dünyasında, inşa işlerini belirli bir alan içerisinde yapmamız gerekecek ve bu alanın dışı, karakterlerimizin esas maceralarını yaşadıkları alan olacak. Yerleşkemizi geliştirip güçlendirirken, dışına yolladığımız insancıklarımızın bakıcılığına da yapmamız gerekecek ve sadece fiziksel değil aynı zamanda zihinsel refahlarından da sorumlu olacağız. Ruh hallerinin iyi mi kötü mü olduğunu, ellerindeki işi sevip sevmediklerini anlamak için de günlüklerini okuyacağız! Oyunla alakalı bize gösterilen şeyler arasında en çok hoşuma giden mevzu bu oldu, karakterler ruh halleriyle alakalı şeyleri günlüklerine yazıyorlar! Bu günlüğü okuyarak hallerinden memnun mu, yoksa sinir krizi geçirmek üzere mi olduklarını anlayabiliyoruz! Rimworld’ü oynadıysanız bilirsiniz, orada da karakterlerin ruh hallerindeki değişimler oyuna etki ediyordu ve bunlara uyanık olmak zorundaydık. Ancak olumlu ya da olumsuz, değişimler genelde komedi kaynağı oluyordu, Gord’da ise tam tersine bir drama kaynağı olacak. Bu dramayı güçlendiren durumlardan bir diğeri de “Burden” sistemi. “Burden” sistemi sayesinde bir karakterin haleti ruhiyesi kalıcı darbeler yiyebilecek, örneğin bir yakınını kötü bir şekilde kaybederse veya ormanın tenha bir köşesinde yaralanırsa, bunun travmasını yaşayabilecek. Karakterin akli dengesini düzeltebileceğiz ancak Burden listesindeki travmalar, beraber yaşamaları gereken hayat gerçekleri olacak.
Gord’un dünyası da bu travmalara beşik bir dünya. Bir başka Slav fantezisi olan The Witcher’ın dünyası de pek şenlikli bir dünya değildi ancak Toussaint gibi köşelere de sahipti. Gord’un Unreal Engine 4 ile yaratılan dünyası pek nefeslenecek yerlere sahipmiş gibi durmuyor açıkçası. Bolca ucube yaratık da ormanlarını kol geziyor, savaş mekanikleri nasıl olacak henüz bilemiyoruz ancak oyunun dünyasındaki tanrıları memnun ederek büyülerine erişim sağlayacağımız söylendi. Ne derece bir aktif kontrol var henüz meçhul. İnşa mekanikleri ise, alan ne kadar sınırlı da olsa binaların durdukları yerlere kadar ince ayarlamaya imkan tanıyan türden, obsesif kompulsifler(ben) yaşadı yani.
Gord, hem şartları belli bir ana senaryo, hem de bu tarz bir oyundan bekleyeceğiniz üzere harita/oyun özelleştirme seçenekleri içerecek. Harita boyutunu, başlangıç kaynaklarını, düşman saldırılarının sıklığını ve düşman çeşitlerini, hava koşullarını ve daha bir çok şeyi ayarlama imkânımız olacak.
Bünyesinde barındırdığı türler karışımı ve ilginç fikirler ile epey tatlı bir izlenim bıraktı üzerimizde. 2022’ye kadar buluşamayacağız kendisiyle elbette ama beklemedeyiz, Steam istek listemize de aldık.
Tasarımcı olarak logolarına bayıldım.