En son ne zaman ağız tadıyla (ya da ağzımızda kan tadıyla) güzel bir vampir oyunu oynadığımızı bir düşünsenize. Valla benim aklıma sadece Vampire the Masquerade oyunları geliyor; gerek Redemption, gerekse Bloodlines bugün bile açıp oynasak aynı keyfi alacağımız müthiş oyunlar. Ama işte aradan geçen neredeyse 15 yıl içinde iz bırakan başka bir vampir oyunu var mı acaba? Neyse ki çok yakında açlığımız dinecek ya da en azından öyle olmasını umut ediyoruz. Bakalım Vampyr hakkında neler biliyoruz, bir gözden geçirelim.
Kimin oyunu bu?
Dış güçle… Yok yok, Dontnod Entertainment’ın oyunu. Yani arkasındaki stüdyo güvenilir. Dontnod deyince bu aralar akla gelen ilk isim Life is Strange oluyor olsa da aslında ilk oyunları olan Remember Me de iyi bir oyundu (dövüş sistemini görmezden geldiğiniz taktirde) ve hatta Daily Telegraph tarafından en iyi cyberpunk oyunlardan biri olarak seçilmişti. Evet belki çok tecrübeli bir stüdyo değil Dontnod ama şimdiye kadar ortaya koydukları işlere baktığımızda oyuncuları hiç de üzmediklerini söylemek mümkün. Vampyr, Dontnod’ın şimdiye kadarki en büyük projesi ve üzerinde çalıştığı ilk aksiyon / rol yapma oyunu.
Vampiri mi canlandıracağız, vampir avcısını mı?
Aslında her ikisi de desem yeridir. Muhtemelen bunu okuyunca aklınıza Blade gelmiş olabilir ama orada Blade’imiz bir dampirdi, yani insanla vampir arası bir şey. Burada ise has be has vampiri canlandıracağız.
Oyunumuz 1918 yılında, İspanyol Gribinin kırıp geçirdiği İngiltere’de geçiyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından vatanına dönen Jonathan Reid bu salgınla mücadele etmeye çalışan bir doktordur ama hastalarından biri tarafından ısırılarak istemi dışında bir vampire dönüştürülür. İkilemi görüyorsunuz değil mi? Bir yanda kendini hayat kurtarmaya adamış bir doktor, diğer yanda hayatta kalmak için başkalarının hayatını alması gereken bir vampir.
Oyunun gerçekçilik seviyesi nasıl?
Dontnod Vampyr için dersini iyi çalışmışa benziyor. Londra’da geçecek olan oyunun görsellerin gerçeğe yakın olması için özellikle de Whitechapel, Londra Limanı ve Isle of Dogs gibi bölgelerin tarihteki hallerini yeniden yaratabilmek için bolca tarih kitabına ve belgesele başvurmuşlar. O dönem meydana gelen olayları yansıtmak için edebi kaynaklardan da faydalanan Dontnod, oyunun görselleri için Unreal Engine 4 kullanıyor.
Burada bir parantez de müziklere açmak lazım. Olivier Deriviere, Jonathan Reid’in yaşadığı çalkantılı ruh hallerini, dingin halini ve içinde kendi kendisine karşı yürüttüğü kavgayı gerçekçi biçimde yansıtmak için özel şarkılar bestelemiş. Eric-Maria Couturier de duygusallık ile hayvanlık arasındaki geçişlere çellosuyla eşlik etmiş.
Savaş sistemi nasıl peki?
Oyunda doğrusal olmayan bir yetenek ağacı mevcut ve biz de tecrübe kazandıkça yeni yetenekler ve güçler edinebilecek, bu güçleri dilediğimiz gibi birleştirerek kendi oyun stilimizi belirleyebileceğiz. Örneğin agresif bir şekilde saldırıp rakiplerimize büyük hasarlar vermek ya da daha kontrollü bir yaklaşım sergileyip kalabalıkları kontrolümüz altına alarak düşmanlarımızı kendimizden uzak tutmak elimizde olacak.
Bu yetenekler de kendi içlerinde iki farklı şekilde evrim geçirebilecek. Mesela Spring adlı yetenek istersek geniş bir alana hasar verecek, istersek kısa süreliğine görünmez olmamızı sağlayabilecek. Yani oyunda gizli gizli veya etrafı kırmızıya boyayarak ilerlemek mümkün olacak.
Savaşların zorluğu da oyundaki hareketlerimize göre değişecek. Ne kadar çok kişi öldürüp ne kadar kan emersek o kadar güçlü olacağız. Ancak bunun karşılığında şehir daha tetikte olmaya başlayacak, daha karanlık bir hâl alacak ve vampir avcıları etrafta daha sık kol gezecek. Ancak beslenmemiz de şart olduğundan kimin kanını emeceğimizi, kimlere dokunmayacağımızı, sivillere dadanıp dadanmayacağımızı seçmemiz gerekecek.
Ya kimseyi öldürmek istemiyorsak?
O zaman öldürmeyebilirsiniz. Dontnod’dan Phillipe Moreau oyunda vereceğimiz kararlara göre çok farklı sonlara ulaşabileceğimizi, oyunun 4 farklı sonundan birinin de kimseyi öldürmemeyi gerektiren pasifist bir son olduğunu söylemişti. Ancak güçlenmek ve hayatta kalmak için kan emmeye ihtiyaç duyulan bir oyunda kimsecikleri öldürmemeye çalışmak kolay iş olmayacak, o yüzden de bu Pasifist sona ulaşmanın çok zor olacağı belirtilmiş. Zamanında kimseyi öldürmeden bitirebileceğimiz oyunlara dair bir galeri hazırlamıştık, o listeye pek yakında Vampyr de eklenecek demektir.
Sistemim oyunu kaldırır mı?
Dontnod'ın açıklamasına göre oyunu oynayabilmek için en azından 8GB RAM’e ve GeForce GTX 660 veya Radeon R7 370 ekran kartına ihtiyacınız var. Elbette oyunu gerçekten ağız tadıyla oynayabilmek için gerekli olan sistem özellikleri ise bundan farklı. Önerilen sistem gereksinimlerine baktığımızda en azından Intel Core i7-3930K veya AMD Ryzen 5 1600 işlemci ve 16GB RAM tavsiye edildiğini görüyoruz. Ekran kartı gereksinimi ise NVIDIA GeForce GTX 970 veya AMD Radeon R9 390 olarak belirlenmiş.
Çıkış tarihi kesin belli mi?
Evet bu sefer kesin. “Bu sefer” diyorum çünkü aslında oyunun 2017 Kasım ayında çıkmasını beklerken 2018’in ortasına ertelendiğini öğrenmek pek hoş olmamıştı. Oyuna ince ayar çekmek ve dengelemek için bizlerden altı ay daha koparan Dontnod, oyunun kesin çıkış tarihini 5 Haziran 2018 olarak açıkladı. Yani oyunu oynamamıza iki aydan kısa bir süre kaldığını söyleyebiliriz. Tabii yine bir son dakika ertelemesiyle karşılaşmazsak.
Yani özetleyecek olursak Dontnod Entertainment’ın aksiyon RYO’su Vampyr, 5 Haziran 2018 tarihinde PC, PlayStation 4 ve Xbox One için çıkacak.
Yayınlanan en son fragmanlar
Oyunu ön sipariş ile satın almak istiyorsanız aşağıdaki butona tıklamanız yeterli.