Zamanında Doom, Quake ve Duke Nukem ile beraber en bilinen FPS oyunları arasında olan Wolfenstein, 2009’da çıkan son oyunuyla fazla sükse yapamamış, unutulmaya yüz tutmuştu. Şimdi ise the New Order(Yeni düzen? Yeni dünya düzeni? Aha İlluminati gördüm!)ile Bethesda serinin yıldızını yeniden parlatacağının sinyallerini ufak ufak vermekte;
Yıl 1960. Naziler nereden geldiği belli olmayan gizemli bir teknoloji kullanarak 2. Dünya Savaşı’nı kazanıyor. En güçlü ulusları bile güç kullanarak ve gözdağı vererek dize getiren Naziler dünyayı demir yumrukla yönetmeye başlıyor ve tabii ki onlara karşı gelmeye cüret edebilen tek kişi B.J. Blazkowicz oluyor. Tarihi yeniden yazmak için her şeyi Blazkowicz’in gözlerinden gören bizlerin elinde. Ama dümdüz önünüzde bekleyip diğer FPS oyunlarından farkını savaşırken Rusça yerine Almanca konuşarak belli eden askerler beklemeyin. Wolfenstein klasiği olarak çeşit çeşit düşmanlar görmek beklenmedik bir durum değildir. Sulak yerde büyümüş Süper Askerler'den tutun kocaman kocaman Nazi robotlarına kadar düşman yelpazesinin geniş olmasını beklemek yanlış olmaz.
Oyun ilk kez RAGE ile boy gösteren, John Carmack’ın son bebeği id Tech 5 motoruyla yapılıyor ve motorun tüm nimetlerinden faydalanmaya niyetli. Oyun bizi Avrupa’nın çeşitli yerlerinde, dağlarda araç kovalamacalarından, su altı bölümlerine, Nazi savaş makineleri kullanmaya kadar pek çok maceraya ortak edecek ve en büyük yardımcılarımız Nazi teknolojisi ürünü silahlarımız olacak! Gizli araştırma tesislerine girerek onları daha ölümcül hale getirmeye çalışmak ve yıkım gücümüzü artırmak hikâye ile beraber bizi alıp götüren etmenler arasında yer alacak. Tekrar Wolfenstein’ın o kendine has atmosferine girmek için sabırsızlanıyoruz!