World of Warcraft Raid Tarihçesi

Onyxia'dan Archimonde'a uzanan 11 yıl...

World of Warcraft ilk çıktığında doğanlar şu an ergenliklerinin ilk aşamalarına adımlarını atmak üzereler. Çoğumuzun hayatında derin izler bırakan World of Warcraft'ın zaman çizelgesini hiç düşündünüz mü? Ya da bugüne kadar kimler ile savaştığımızı?

Bildiğiniz gibi yeni genişleme paketi Legion tanıtıldı. Asıl düşmanımız olan Burning Legion ile yanımıza Demon Hunter'ları alarak mücadele edeceğiz. Fakat bugüne kadar bir çok düşman ile, kimi zaman geçmişte, kimi zaman günümüzde savaştık. Hatta geleceğe gittiğimiz bile oldu! Onyxia'nın yuvasına ilk girdiğim günü hatırlıyorum. O kadar lag oluyordu ki internet bağlantım kaldıramıyordu sağdan ve soldan gelen yavru ejderhaları. Uzun yıllar göremedim o destansı savaşın sonlarını. Şu an World of Warcraft oynayanların çoğu ilk günleri yaşayamadı. Hatta ilk üç genişleme paketini oynamamış olanlar bile var. Biz de sizlere bugüne kadar çıkan bütün "raid"leri ve önemli tarihi olayları sıralamak istedik.

WORLD OF WARCRAFT

 wow1

Oyuncular tarafından Vanilla olarak da adlandırılan World of Warcraft ilk olarak 23 Kasım 2004 tarihinde karşımıza çıktı. O zaman sadece Onyxia's Lair ve Molten Core vardı raid olarak. Ve açıldıktan sonra tam 69 gün sürdü temizlenmesi. Amerikalı Ruined guild'i 30 Ocak 2005 tarihinde Onxyia'yı keserek bir ilke imza attı. Molten Core ise tam 153 gün kapılarını oyunculara kapalı tuttu. Eskiden koşa koşa maksimum seviyeye ulaşıldığında raid'lere girilemiyordu. Hem girmek için uzun bir görev serisi yapmak hem de yeterince sağlam eşyalara (Fire resistance) sahip olmak gerekiyordu. Molten Core'a girip adını duyuran ilk guild Firsts of Heaven oldu. Fakat Ragnaros ilk olarak Ascent'in 40 yetenekli oyuncusunun ellerinde can verdi. 25 Nisan 2005 tarihinde Molten Core da temizlenen yerler arasına adını yazdırdı.

Bir sonraki raid 12 Temmuz 2005 tarihinde geldi. Nefarian ve diğer ejderhaların yer aldığı Blackwing Lair'ı temizlemek tam 77 gün sürdü. Drama guildi 26 kasım 2005'te Nefarian'ın kafasını kardeşi Onyxia'nın kafasının yanına, kazığın tepesine yerleştirdi. Troll kardeşlerimizin kanı bozuk olanlarının yaşadığı Zul'Gurub ise 13 Eylül'de açıldı. 3 Ocak 2006 tarihinde ise muhtemelen World of Warcraft tarihinin en büyük olayı yaşandı ve Ahn'Qiraj'ın kapıları açıldı. Bazı sunucularda bu kapıyı açmak aylar hatta yıllar sürdü. Yanlış hatırlamıyorsam o kapıyı açmamış son server da 3 sene önce açtı. İki adet raid'ten oluşan Ahn'Qiraj, bizlere efsanevi guild Nihilum'u tanıttı. Daha önce Amerikalı guildlerin egemenliği altında olan "world first" yani dünyada ilk yenen guild ünvanı ilk defa Avrupa'ya gelmiş oldu. 20 Haziran 2006 yılında çoğu oyuncunun uzun bir süre göremediği (Blizzard'a göre o zaman oynayanlardan sadece %3'lük kesim içeri girebilmiş) Naxxramas karşımıza çıktı. Son 40 kişilik raid olan Naxx, belki de en popüler raid. Tam 90 gün boyunca hayatta kaldı Kel'thuzad. Ve yine Nihilum tarafından rahmetine kavuşturuldu.

BURNING CRUSADE

wow2

İlk genişleme paketi olan The Burning Crusade, çoğu oyuncu için World of Warcraft'ın en güzel çağının başlangıcıydı. 16 Ocak 2007'de çıkan oyunda raid sistemi değişmiş 25 ve 10 kişilik raid'ler gelmişti. Ve bu sefer açılışta tam 5 adet raid vardı! İlk düşen ejderha katili Gruul oldu. Yine Nihilum tarafından 19 günde indirilen Gruul, enteresan mekaniklere sahip bir raid'di. Raid sayısı 25'e düştüğü için her oyuncunun önemi artmıştı. Artık eskisi gibi otomatik saldırıya bırakıp içeride televizyon izlemek tarih olmuştu. İlk raid'lerin son temsilcisi Magtheridon da Nihilum tarafından oyunun çıkmasından tam 40 gün sonra öldürüldü. Herkes eşylarını tamamlamış ve raid'e girebilmek için görevleri yapmıştı. Artık Serpentshrine Cavern ve Lady Vashj bizleri bekliyordu. Nihilum'un birazcık da şansın etkisi ile oyunun 73. gününde Lady Vashj suyun derinliklerine gönderilmişti. Shaman'ların Windfury efektinin normalden farklı çalışması ve raid'de bulunan 25 kişinin de Soulstone kullanması etkili olmuştu. Fakat Nihilum bütün bu negatif yorumlara rağmen Tempest Keep'e girip Kael'Thas'ı öldürmeyi başardı. Tam 130 gün boyunca uçan kalesinde krallar gibi yaşayan Kael'Thas, Blizzard'ın kendisini düzeltmesinden sonra hemen düştü. Hatırlayanlar elbette olacaktır o sinir dolu günleri.

15 Mayıs 2007 tarihinde de bana göre oyunun en zevkli raid'i olan Battle For Mount Hyjal geldi. Aslında hep vardı fakat Kael'Thas ölmeyi reddettiği için kimse giremiyordu. Warcraft 3'te izlediğimiz oyun içi videonun raid'iydi ve ilk defa geçmişe gitmiştik. Archimonde ile yaptığımız mücadele "ya ben bastım ama eşya çalışmadı" ve "lag var ondan öldüm" yalanları ile geçti. Tahmin ettiğiniz gibi Nihilum tarafından Mount Hyjal'ın girilebilir olmasından tam 26 gün sonra kesildi. Ve böylece The Black Temple ve Illidan artık kim hazır, kim değil görebilirdi. 21 gün içerisinde Nihilum tarafından yenildi Illidan. Fakat diğer guild'lerin Black Temple'ı temizlemesi neredeyse 1 yıl sürdü. 25 Mart 2008'de son raid olan Sunwell Plateau geldi. Bu sefer bir başka Avrupa guild'i olan SK Gaming tarafından temizlendi. Fakat Mu'ru akılda kalan en zor boss oldu.

WRATH OF THE LICH KING

 wow3

Üçüncü ek paket Wrath of The Lich KingWorld of Warcraft tarihinin en başarılı genişleme paketi oldu ve bir çok yenilik ile geldi. Oyuna ilk defa yeni bir sınıf eklenmişti. Death Knight kendisine has başlangıç bölgesi ve görevleri ile oyuncuları kendilerinden geçirtmişti. Zaten oyunun ilk çıktığı gün 2.8 milyon adet satması bunu gösteriyordu. Daha önce rekor The Burning Crusade'e aitti. Bu rekor şu an hala Blizzard'ın ellerinde, Diablo III çıktığı gün 3.5 milyon sattı. 

Tam 13 milyon oyuncu Wrath of The Lich King'i oynadı ve 13 Kasım 2008 altın harflerle oyun dünyasına kazındı.

Artık raid'e girmek için uzun görevler, sağdan soldan zamazingolar toplama zorunluluğu istenmiyordu. Bu da Trade Chat'in "tank arıyorum Naxx'a" diye saniyede 300 kişinin yazmasına sebep oluyordu. Ah evet, Blizzard daha önce çok az oyuncunun oynayabildiği Naxxramas'ı geri getirmişti ve oyundaki ilk raid olmuştu. SK Gaming ve Nihilum'un birleşmesi ile ortaya çıkan Ensidia guild'i bu genişleme paketine damgasını vurdu. Önceden deneyimli olan ekip sadece 3 gün içerisinde Naxxramas'ı temizlemeyi başardı. Açılışın diğer iki raid'i olan ve bize bir başka yeni mekanik tanıtan Obsidium Sanctum ve Eye of Eternity de Ensidia tarafından oyunun çıktığı ilk haftada temizlendi. Yeni mekanik "hard mode" adındaydı ve ne yazık ki kısa ömürlü oldu. Halbuki daha sonra tanıtılacak olan "heroic mode"dan çok daha eğlenceliydi.

14 Nisan'da ise World of Warcraft'ın en güzel raid'i olan Ulduar karşımıza çıktı. Şu ana kadar ilk defa karşılaştığımız mekanikler, harika bir hikaye ve her adımın tadı bambaşkaydı. Bu görüş sadece benim değil, oyunu 11 senedir oynayan veteran oyuncuların da ortak fikri. Ulduar o kadar zor ve karışıktı ki yer alan 14 boss'un tamamı da farklı guild tarafından kesildi. 85 gün gibi uzun bir süre sonucunda Tayvanlı Stars guild'i Yogg-Saron'u yenmeyi başardı. Tam 68 adet achievement (başarım) yer alıyordu bu raid'de ve bunların çoğu yine farklı guild'ler tarafından elde edildi. Övünmek gibi olmasın ama benim oynadığım guild de bir achievement'ı dünyada ilk alan olmuştu ve üstelik farkında olmadan yapmıştık Ulduar'ın ilk günü. Ulduar'ın ardından gelen Trial of The Grand Crusade ise World of Warcraft tarihinin en zevksiz raid'i olarak kabul ediliyor. Paragon ismini ilk defa duyurdu bizlere bu raid'de. Daha sonra ismini çok duyacağız. Bu genişleme paketinin en büyük ismi Arthas yani Lich King idi. Oldukça zevkli geçen raid 8 Aralık 2009'da geldi ve geldiği hafta temizlendi Fakat yeni uydurulan "hard mode" sistemi ile 46 gün sürdü. 26 Mart 2010 tarihinde Paragorn kimilerine göre kısmen hile yaparak Lich King'i yenmeyi başardı. WoTLK'in son raid'i Ruby Sanctum 22 Haziran'da çıktı ve sadece 3 gün sonra temizlendi. Fakat kimse bu raid'i hatırlamak istemez, tartışmasız en kötü raid.


Wrath of The Lich King'ten sonra çoğu insana göre World of Warcraft düşüşe geçti. Oyunun satışlarına da yansıdı bu düşüş. Piyasadaki bütün MMORPG'lerin toplamından daha fazla satmış olsa da oynayanlar bir sonraki genişleme paketlerinde aynı tadı alamadılar.

Bunun bir çok sebebi olabilir fakat başlıcaları Heroic modu ve yabancı olduğumuz isimler. Normal raid'in pek bir anlamı kalmadığı için tamamen "of bitse de heroic moda başlasak" şeklinde oynandı. Eskiden yeni bir raid'e girildiğinde yaşanan o heyecan yerini oyuncuların aceleciliğine bıraktı. Ulduar'da kimin kim olduğunu hiç bilmiyorduk ama Northrend'de yapılan görevler ve raid içerisindeki inanılmaz bilgiler, hikayeler bizi çok ısındırmıştı. Yeni genişleme paketlerinde ise oyun aslında çok değişmedi, oyuncu kitlesi değişti. Bu da Blizzard'ın yeni oyunculara yönelik oyun yapması ile eskileri nostalji krizlerine soktu.  

CATACLYSM

wow4

7 Aralık 2010 yılında çıkan Cataclysm bildiğimiz ve alıştığımız 6 yıllık oyunu komple değiştirdi. Deathwing'in sayesinde tüm kıta yerinden oynadı, haritalar değişti. Fakat ilk raid'de bildiğimiz, tanıdığımız yüzleri gördük. Deathwing'in evlatları, eski düşmanlarımız Nefarian ve Onyxia karşımıza tekrar geldiler. Heroic modu da tam olarak oyundaki yerini aldı. Artık raid'ler 1 haftada temizlenir oldu. Heroic mod ise 27 gün sürdü ve Paragon tarafından temizlendi. Artık raid'ler de en fazla 1 ay içerisinde temizleniyordu. Bir sonraki raid olan Bastion of Twilight yine Paragorn tarafından 38 günde, Nefarian'dan tam 11 gün sonra temizlendi. Böylece Deathwing'in çocuklarını ve karısını ölmüş oldu. Herkes intikam alacağı anı beklerken Blizzard bize hava elementi lordu Al'Akir'i gösterdi. Tam 42 gün hayatta kalan Al'Akir yine Paragon tarafından öldürüldü. Biz yine intikam mücadelesini beklerken bu sefer de bir başka eski dost olan Ragnaros'u gördük. Hava, ateş, tahta diye gideceğini düşünüyorduk raid'lerin. 15 gün süren yoğun mücadele sonucunda yine Paragon tarafından temizlendi. Ve beklediğimiz karşılaşma sonunda geldi.

Dragon Soul 29 Kasım 2011 tarihinde bizlerle buluştu fakat çok büyük bir hayal kırıklığıydı. Tıpkı bir önceki raid gibi 15 günde temizlendi. Kimse kimi niye dövdüğünü, kimin kim olduğunu bilmiyordu. "Bu dokungaçlara dalıyo muyuz?" ve "Ben saldırıyorum...tek başınasın öldüm" naraları ile geçen raid ne yazık ki çok zevkli değildi. 

MISTS OF PANDARIA

wow5

Yıllardır beklediğimiz, hikayelerini merak ettiğimiz Pandaren'leri gördüğümüz Mists of Pandaria 25 Eylül 2012'de çıktı. Demin yukarıda bahsettiğim olumsuz yanların bir çoğunun etkisini gördük. Pandaren'leri çok seviyorduk, merak ediyorduk ama yazılan bu harika hikaye bizi gerçek World of Warcraft evreninden çıkartmıştı. İlk açılan üç raid biraz hayal kırıklığıydı. Hem hikaye olarak hem de zorluk seviyesi olarak. Mogu'shan Vaults 4 günde Method tarafından, Heart of Fear 6 günde Blood Legion tarafından ve Terrace of Endless Spring de yine 6 gün içerisinde Method tarafından temizlendi. Bir sonraki raid olan Throne of Thunder 5 Mart 2013 tarihinde çıktı ve bizi biraz geride bıraktığımız yuvamız ile birleştirdi. 11 gün boyunca canlı kalan Lei Shen Method tarafından öldürüldü. Çoğu oyuncu için en zevkli 5 boss'tan biri olarak kabul ediliyor Lei Shen. Bir sonraki raid öncesinde verilen görevler bize World of Warcraft'ın aslıdna ne kadar güzel olduğunu hatırlattı. Siege of Orgrimmar, insanlar ve orc'lar arasındaki savaşın bir uzantısıydı ve faşist Garrosh Hellscream'in güce yükselişini izledik. İlk iki gün içerisinde 11 boss'un öldüğü ve Garrosh'un 14. günde Method tarafından yenildiği raid tam bir yıl sürdü. 

 WARLORDS OF DREANOR

wow7

Takvimler 13 Kasım 2014'ü gösterdiğinde World of Warcraft evreni bambaşka bir hale gelmişti. Faşist lider Garrosh Hellscream elimizden kaçmış, geçmişe giderek The Burning Crusade zamanında oynadığımız ve hayran kaldığımız Outlands'in eski haline, Dreanor'a gitmişti. Doğal olarak biz de onun peşinden gittik ve daha önce parçalanmış olarak gördüğümüz bu dünyanın eski ve güzel halini gördük. Mythic adı verilen yeni raid zorluk seviyesi ile de tanıştık. Eski dünyada yenilikler peşinde koşarken Paragon bize güzel bir süpriz yaparak ilk raid olan Highmaul'da Imperator Mar'gok'u öldürdü ve tam bir nostalji havası yaşattı. 2 Aralık'ta açılan Highmaul 7 Aralık'ta temizlenmişti. Bir sonraki raid Blockrock Foundry 3 Şubat 2015'te oyuna eklendi ve 20 Şubat'ta Method tarafından temizlendi. Bu raid bir çok eski dostu karşımıza çıkarttı. Gruul, Kromog, Blackhand gibi World of Warcraft evreninde daha önce karşılaştığımız isimler yine başımıza bela oluyordu. Çoğu oyuncunun kafası karışmıştı, şimdi dövdüğümüz Gruul'u daha önce dövmüştük. Ama zaman çizelgesinde ilk dövdüğümüz tarihten daha önce bir tarihte dövüyorduk. Bu zaman paradokslarıyla başa çıkamayan oyuncuların bir çoğu çöken tavandan kaçmayarak ölmeye devam ettiler. Zaman değişse de o çöken tavandan kaçmayanlar hep aynı. 

Warlords of Dreanor'un son raid'i Hellfire Citadel ise enteresan şekilde koskoca genişleme paketinin son raid'iydi. Biz ki zamanında bir haftada 5 farklı raid'e giderdik şimdi toplamda 3 tane var! Aaah ah eski günler demeyin çünkü Hellfire Citadel'de bir sürü eski dostumuz var. Kilrogg Deadeye, Gorefiend, Mannoroth ve Archimonde 23 Haziran'da tekrar karşımıza çıktılar. Tamam pek dost sayılmazlar ama yedi sülalerini tanıyoruz bu isimlerin bir bağ var aramızda. MeselaGul'dan'ın ihanet edeceğini neredeyse 15 sene önce öğrenmiştik! 20 gün gibi artık uzun sayılabilecek bir sürede Method tarafından temizlendi Hellfire Citadel. Ve böylece Warlods of Dreanor defteri kapanmış oldu.

Legion bizlere neler getirecek az çok biliyoruz. Fakat oyun ne zaman çıkar, raid'leri ilk kim temizler henüz bir fikrimiz yok. Umarım bizden birileri bu onuru yaşar. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum