Children of Silentown - İnceleme

Kim korkar hain canavardan?

Bir kasaba düşünün. Bu kasabada bağırmak yasak. Hatta yüksek sesle konuşmak bile yasak. Çünkü kasabayı çevreleyen ormanda canavarlar var.

Çocuklar gürültü yapamıyor, aksi halde hemen büyüklerin korku ve kızgınlık dolu bakışlarıyla karşılaşıyorlar. Ya canavarlar duyduysa? Ya yine aramızdan birini alıp götürürlerse?

Evet, bu kasabada sürekli olarak birileri kayboluyor ve kendilerinden bir daha asla haber alınamıyor. Kasabadaki panoda kaybolanların resimleri asılı. Bu resimlerin asılma sebebiyse “kayıp aranıyor” değil, “o da kayboldu” diyebilmek. Çünkü büyükler bir kişi ortadan kayboldu mu o işin peşini bırakıyorlar. Bu konuda soru sormak bile yasak.

Bu kişiler nereye kayboluyor, neden kimse onları aramaya çalışmıyor, ormandan neden bu kadar ödü kopuyor insanların, büyükler çocukların sorularına neden asla cevap vermiyor, Lucy’nin geceleri gördüğü kabusların anlamı ne? İşte Children of Silentown’ın özünde bu sorular ve cevap arayışı yatıyor.

Lucy çok tatlış bir kız. Sesi çok güzel, annesi gibi o da şarkı söylemeyi seviyor. Kasabada bir sürü arkadaşı var; Kara, Güneş, Mavi, Kızıl, Gümüş… Günlerini kimi zaman mümkün olduğunca sessiz biçimde saklambaç oynayarak, kimi zaman birbirlerine cesaret meydan okumaları yaparak geçiriyorlar. İş kaybolanları sorgulamaya gelinceyse hiçbirisinin ağzını bıçak açmıyor, büyükleri öyle tembihlemiş çünkü. Lucy hariç. Lucy merak ediyor. Neden her gece kabus gördüğünü, ormandan gelen seslerin sebebini öğrenmek istiyor.

Sonrasındaysa bir olay oluyor (merak etmeyin, spoilersız bir yazı bu) ve Lucy’nin artık ormana girip de kendi cevaplarını aramaktan başka seçeneği kalmıyor.

Children of Silentown, adeta bir Tim Burton animasyonu gibi görünen, oldukça sürükleyici bir point and click macera oyunu. Ben “sürükleyici” kelimesini öyle rastgele kullanmayı sevmem. Oyunu bir gün içinde 8.1 saat oynayarak bitirdim ve sürekli olarak da yukarıdaki sorduğum soruların cevaplarını merak ede ede oynadım. Hele ki 2. bölümle birlikte oyunun tonu iyice karanlıklaşınca aldığım keyif de bayağı arttı diyebilirim.

Oyunun grafikleri gerçekten de çok çekici, zaten demosunu oynadığımda da bunun özel bir oyun olduğunu anlamıştım. Karakterlerin, özellikle de çocukların hem sevimli, hem de ürkütücü bir görünümleri var (bunu gözlerden anlayabilirsiniz zaten). Kabus sahnelerinin çizim tarzı ve iç gıdıklayıcı temaları da oyunun bu karanlık havasına nefis bir katkı sağlıyor.

Aslında bu oyun hayatına bir kısa animasyon olarak başlamış, sonrasındaysa geliştirici Elf Games ve çizim stüdyosu Luna2 bunu interaktif bir medyaya taşıma kararı vermişler ve ortaya Children of Silentown çıkmış. Bu sürecin en dikkat çekici yanlarından biri de oyunun küçük bir ekip tarafından, diğer asıl işlerinden arta kalan boş zamanlarda geliştirilmiş olması. Proje yavaş yavaş olgunlaşmış ve sonuç da bence tüm bu çabaya değmiş. Oyunun tüm grafiklerinde bu çabanın, tutkunun ve ilham kaynaklarının izlerini görmek mümkün.

Elbette bir adventure oyununu sadece grafikler üzerinden değerlendirmek olmaz. Children of Silentown’ın kolay başlayıp zora doğru giden bulmaca yapısı benim çok hoşuma gitti. Özellikle oyunun sonlarına doğru ormandaki bulmacalar, hatta bir ara Oddworld’ü çağrıştıran kontrol mekanikleri (bunu görünce anlayacaksınız) çok tatlı bir dokunuş olmuş.

Sadece bu da değil, Children of Silentown’ı diğer benzer adventure oyunlarından ayıran bir şey daha var: şarkılar. Şöyle ki oyun dünyasında bazı sesler (veya şarkılar) duyduğunuzda nota öğreniyorsunuz ve Lucy bu notayı defterine not alıyor. Bir şarkının üç notasını öğrendiğinizde ise o şarkıyı söylemeye başlayabiliyorsunuz. Örneğin bir şarkı insanların anılarını hatırlamasını (ve dillerinin çözülmesini) sağlarken, bir diğeri benzer bir etkiyi eşyalar üzerinde yaratıyor. Şarkıları doğru yerde kullanmak da oyunda ilerlemenin anahtar noktalarından biri. Şarkıyı kullandığınızda ise ekstra bir bulmaca çözmeniz gerekiyor, her şarkının ilgili bulmaca türü birbirinden farklı.

Lucy’nin öğrenebileceği toplam 4 şarkı var, bunlardan üçü hikaye için gerekli, biri ise bonus. Bildiğiniz şarkılar oyunun sonunu da doğrudan etkiliyor, yani toplam 4 farklı sonu olan bir oyun Children of Silentown.

Oyuna dair tek ciddi eleştirim de işte bu şarkı bulmacalarında yatıyor aslında. İkinci şarkının bulmacasını ben biraz sıkıcı buldum (tablaya dişli yerleştirip panoları döndürerek yol oluşturmaya çalışıyorsunuz). Oyunun özellikle de sonlarına doğru bu şarkıyı kullanmak gereken yerlerin artması ve her seferinde sıkıcı bulduğum bu bulmaca türüyle uğraşmak zorunda kalmak pek hoşuma gitmedi. Bir de bu bulmacalar da git gide zorlaştığı için bir ara cidden bunaldım. Bu bulmacaları es geçme veya yardım alma şansı da olmadığı için “ya bu yol bulmacasını çözersin, ya da bu diyardan gidersin” demişler. Ama hikayeyi de merak edince katlandık, o kadar kusur kadı kızında da olur diyelim. Tahminimce ileriki günlerde bununla ilgili bir yama yayınlanır.

Bir de çıkartma meselesi var bakın, onu da unutmayayım. Oyunda çeşitli eşyaları incelediğinizde veya bazı bulmacaları çözdüğünüzde çıkartma buluyorsunuz ve Lucy bunları defterine yapıştırıyor. Her çıkartma beraberinde bir de başarım getiriyor. Ben güya incelemedik, dokunmadık yer bırakmadığımı düşünüyordum; oyun bitince bir de baktım 6 tane çıkartmam eksik! Bunları nasıl, nerede ıskaladığımı inanın bilmiyorum ama bulmaya kararlıyım. Zaten oyunu bitirdiğinizde New Game+ açılıyor, adeta "atladıklarını bir kez daha ara" diyor oyun. Diğer sonları görmek için zaten bir kez daha oynamayı planlıyordum, bu da bahanesi oldu.

Son olarak Children of Silentown’un tamamen Türkçe destekli olduğunu da ekleyeyim. Çevirisini AiBell üstlenmiş ve ben ortaya çıkardıkları işi bir hayli beğendim. Birkaç yerde ufak tefek hatalar vardı (kiraz ile vişneyi karıştırmak gibi) ama genel olarak başarılı bir çeviri ve oyunu Türkçe oynamak gayet keyifliydi.

SON KARAR

Children of Silentown göz alıcı el çizimi grafikler eşliğinde oldukça sürükleyici ve merak uyandıran bir hikaye anlatıyor. Bazı bulmacaları şarkı söyleyerek çözme mekaniği oyuna hoş bir yenilik katmış (Loom’a buradan selam olsun) ve her ne kadar bir bulmaca türüyle ilgili sıkıntı yaşatsa da genel olarak bu türü seven oyuncuları tatmin edici bir ilerleyişe sahip olduğunu rahatça söyleyebilirim.

Children of Silentown
Çok İyi
8.0
Artılar
  • Oyunun grafikleri gerçekten de nefis
  • Özellikle de çocuk karakterleri sevmemek mümkün değil
  • Kısık Göz ne tatlı bir pisicik öyle
  • Nota ve çıkartma toplama mantığı ayrı bir hava vermiş
  • Farklı sonları ve NG+ olması güzel
  • Oyunun sonunda çalan müziği aşırı beğendim
Eksiler
  • Yol bulmacası gereğinden fazla kullanılmış ve sıkıcı
  • Müzikleri kendini çok fazla tekrar ediyor
  • Takılınca yardım alma şansınız yok


YORUMLAR
Parolamı Unuttum