Taktik FPS türü kadar hızlı değişen ve şekillenen bir oyun janrı olduğunu zannetmiyorum. Türdeki her yeni oyun kendi mekanikleri ile oyuncuların beklentilerini değiştirebiliyor. Örneğin son yıllarda “mobilitesi” ön planda olan pek çok oyunun ilgi çektiğini görüyoruz. Fakat bu oyunların hiçbiri, Counter-Strike olamıyor.
İki silah, iki karakter ve kurşunlarınız… CS dünyasında bilmeniz gereken tek şey bu. Slide cancel mekanikleriymiş, silah yapmakmış, meta’ymış bunların hiçbiri sizin için önem arz etmiyor. Zaten CS’i de özel kılan şey bu basit yapısı.
Counter-Strike: Global Offensive, CS’in zirvesini temsil ediyor benim gözümde. Günaşırı milyonlarca insanın oynadığı, turnuvaları yüzbinlerce kişi tarafından izlenen CS:GO’ya kendi türünün GOAT’u (Greatest of all time) demekten de çekinmiyorum.
Peki ama “tarihin en iyisini” nasıl daha iyi hale getirebilirsiniz?
Yeni Bir Çağ
Heraklitos, “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” der. Yaklaşık 11 senedir hayatımızda olan CS:GO, zirvedeki yerini kaybetmemiş olsa da zamanın getirdiklerine yenik düşmeye başlamıştı. Dürüst olalım artık oyun yaşını göstermeye başlamış ve Valorant gibi genç rakiplerinin karşısında enerjisi yitik bir proje haline dönmüştü. CS’in yeni bir kana ihtiyacı olduğuna oyuncular olarak kesin gözüyle bakıyorduk.
Bu sebeple de ben, CS2’ye yeni bir oyun gözüyle bakamıyorum. Valve, CS:GO’da inşa ettiği sağlam temelleri, devasa bir yama ile yeni bir platforma taşıdı. Bu platformun ismi de Source 2.
Source 2 motoru, CS:GO’nun artık çağdışı kalmış yapısını modern FPS dünyasına taşımasına yardımcı olmuş kesinlikle. Haritalar eskisinden daha cıvıl cıvıl, renk paketi geliştirilmiş ve haritalara yeni detaylar eklenmiş. Mukavvadan yapılmış gibi görünen kozmetikler bile artık şahane görünüyor oyunun içinde. Bunların hepsi CS2’nin hanesine koca bir artı olarak yazılıyor. Sonuçta bu kozmetikleri iyi görünsün diye alıyoruz kardeşim…
Fakat bu cıvıl cıvıl haritaların oynanış açısından getirdiği yenilikler çok daha önemli. Örneğin haritalarda artık saçma sapan karanlık bölgeler yok. Her köşe, her tünel, her kapı oldukça iyi ışık alıyor. Valve bu konuda önemli bir karar değişikliğine giderek CS:GO’nun “gerçekçi” yapısını çöpe atmış.
Tabii ki CS’in bu yeni pastel renkli yapısı oyuncular tarafından eleştiri alıyor. Fakat bu değişimlerin hem rekabetçi arenada hem de oyunun genel yapısında önemli bir yeri olacağına inanıyorum.
Gelelim CS2 ile gelen bir diğer önemli değişiklik olan bombalara.
Bombacı Mülayim
Bildiğiniz gibi CS2 ilk gösterildiği günden beri yeni bomba mekanikleri gündemde. Yalnız bu mekanikler sadece “sisin içine ateş edince dağılıyor” basitliğinden ibaret değil. Gerçekten “utility” kullanımı artık çok ama çok büyük önem arz ediyor.
Sis bombalarına gelen değişiklik dikkat çekici örneğin. Sis artık bulunduğu alanı doldurduğu gibi, el bombaları ve silah atışı ile açılabiliyor. Çok daha önemli bir detay ise sisin eşit şekilde dağılıyor olması. CS:GO’da saçmalık haline gelen “one way” sisler artık oyunda yok örneğin. CS:GO’da bazı bölgelerde kullanabileceğiniz bu sis bombası mekaniği, rakibinizin sizi göremeden sizin onu görebilmenize olanak sağlıyordu. Böyle saçma şeylere CS2 de yer yok. Valve bu değişim ile en temele dönüyor ve “aim’i” iyi olan kazansın diyor adeta.
Yanıcılar ve el bombaları da eskisinden çok daha büyük önem taşıyor. Bir yeri kilitlemek için rahatça kullanabileceğiniz yanıcılar, daha düzgün dağılarak daha fazla hasar verebiliyor. El bombası da artık sadece düşmanın kafasına atmak için değil, önünüze açılan sisi atmak için de kullanılabiliyor. Bu da özellikle AWP kullanıcıları için yeni stratejik imkanlar sunuyor.
Buraya ilginç bir de ekleme yapayım. Son bulgulara göre C4’ün oyundaki etkisi de ciddi anlamda artırılmış. Yani bomba patlarken artık neredeyse iki kat çapındaki her oyuncuya zarar veriyor. Nuke içerisinde bildiğimiz pozisyonlarda sık sık öldüğümüz oldu. Aman dikkat!
Önemli bir diğer değişim de envanter ayarlama meselesi. Bundan böyle uzun uzun silahlarınızı seçmenize gerek yok. Tüfekler, tabancalar, hafif makineliler ve pompalı tüfekler kendi slot’larına basitçe yerleşebiliyor. Örneğin artık aynı zamanda hem MP5 hem de MP7’yi envanterinize ekleyebiliyorsunuz. Geniş seçim şansınız oyun süresince kafanızda kurduğunuz stratejinizi de büyük oranda etkiliyor.
Daha Fazla Antrenman
Zaten CS2’nin selefinden en büyük farkı gerçekten geniş bir oyun alanı sunuyor olması. Şu anda topluluk sunucularına erişim olmasa da ilerleyen günlerde oyuncular bu seçeneği de kullanabilecek. Daha da iyisi artık tam teşekküllü bir antrenman modumuz var.
Canınızı sıkabilecek “bomba eğitimi” haritaları ya da uzun süren ölüm maçları artık geride kaldı. Bu antrenman modu ile birlikte kendi ayarlarınızı belirlediğiniz bir maç yapabiliyorsunuz. Botlar her zamanki gibi 45 IQ sahibi olsalar da bu bölüme eklenen “bomba kamerası” modu atölye haritaları ihtiyacınızı karşılıyor. Bu kamera sayesinde bombalarınızın düştüğü yeri canlı olarak takip ederek, gelecekte oyunlarda kullanabileceğiniz atışlar oluşturabiliyorsunuz.
Oynanış anlamındaki en önemli yenilik ise artık oyunun 24 round’dan ibaret olması. Yani CS2’de, 24 round’un 13’ünü alan oyunu kazanabiliyor. Eskisi gibi 30 round’luk oyunlar artık yok.
Bu da çok ama çok hızlı maçların oluşmasına olanak sağlamış. Bu durum uzaktan bakıldığında CS2’nin hanesine artı yazdırıyor. Fakat birkaç maçın ardından CS:GO’nun sağlam temellerinin çatırdamaya başladığını hissediyorsunuz. Zira Valve, çok önemli bir denklemi gözden kaçırmış…
Ekonomik Problemler
Counter-Strike’ı taktik FPS türünün zirvesine çıkaran detaylardan biri, oyun içi ekonomisi. Oyun içerisinde her round kullanabileceğiniz belli miktar para, oyunun taktik seviyesini farklı bir boyuta taşıyor. Bilmeyenler için CS’in ekonomik sistemini kısaca özetlemek istiyorum.
Her iki takımın oyuncuları da oyuna 800 dolar ile başlar. İlk turdan itibaren her iki tarafın da görevlerini tamamlaması beklenir. Ya karşı takımın tamamını öldürmeniz ya da CT iseniz objektifi korumayı, T iseniz objektife saldırmayı başarılı şekilde gerçekleştirmeniz gerekiyor.
Örneğin T tarafı, bombayı kurduklarında ekstra 300 dolar kazanır. Eğer bomba sorunsuz şekilde patlarsa, 3500 doları daha cebinize atarsınız. Bombayı kurup, koruyamazsanız bile tur sonunda cebinize 800 dolar daha girer.
CT tarafında ise bombayı çözmesi haline toplamda 3500 dolar kazanır. Eğer iki takım da karşı takımın tüm üyelerini öldürebilirse, toplamda 3250 dolar alır.
Tabii ki öldürdüğünüz rakipler başına da para alıyorsunuz. Burada ise kullandığınız silah devreye giriyor. Örneğin rakibinizi bıçaklarsanız 1500 doları cebe indirebilirsiniz. AWP ile aldığınız fraglarda ise ancak 100 dolar kazanabiliyorsunuz.
Lakin yeni oyunun en çok dengesiz hissettiren yönlerinden biri “loss” bonusunda ortaya çıkmış. Kaybetme bonusları, CS:GO’daki uzun soluklu maçların çok daha uzun hale gelmesine yardımcı oluyordu. Kaybetme bonuslarının oldukça basit bir çalışma sistemi var. İlk kaybettiğiniz turun ardından 1400 dolar kazanıyorsunuz. Bu durum kaybetmeye devam ettikçe artıyor ve 4. Kaybettiğiniz turun ardından 2900 doları cebinize koyuyorsunuz.
CS2’nin 24 turluk oyunları ise kaybetme bonusunun dengesiz kalmasına neden olmuş. 4 tur üst üste yenildiğinizde zaten ilk yarının çeyreğini tamamlamış oluyorsunuz. Eğer maç 6-0 olduysa, psikolojik üstünlük bir anda karşı tarafa geçebiliyor. Yani henüz daha oyuna alışamadan, ana silahlarınızla oynamadan turları kaybediyorsunuz.
Eğer siz de benim gibi arkadaş grubunuzla CS oynuyorsanız durum biraz daha iyi elbette. Birlikte ne zaman “eco” yapacağınıza, ne zaman zorunlu silah alacağınıza birlikte karar vererek daha rahat hareket edebiliyorsunuz. Yalnız solo oyuncular için durumun can sıkıcı olduğunu söylemek gerek.
Oynanış
Sorunlar sadece “ekonomik” değil maalesef. Valve, CS2 ile birlikte hiçbir silahın tepme kontrolünün (spray) değişmediğinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Yalnız oyunu bir kez oynamış kimle konuşsam, kimin yorumunu okusam benimle aynı fikirde: “Silahlar iyi hissettirmiyor.”
Bunun nedenini tam olarak çözebilmiş değilim ama gerçekten bir şeylerin doğru gitmediğini henüz üçüncü merminizi atmaya başladığınızda anlıyorsunuz. Silahların değişen sesleri hoşuma gitti. Mermilerin namludan daha tok ve oturaklı çıktığını hissettiriyor. Fakat silahın kendisi nedense o ağırlığa sahip değil.
Ben incelemeyi yazdığım esnada oyuna hitbox’ları düzenleyen bir güncelleme geldi. Fakat bu yeni güncellemeyi pek denemeye fırsatım olmadığını da not düşeyim.
Doğrudan oyunun ekonomisini etkileyen durumlardan biri de pompalı tüfekler. Bıçağın ardından en çok parayı kazandıran pompalı tüfekler, birer ölüm makinesine dönüşmüş. CS:GO’da yetenek eşiği epey yüksek olan MAG7, XM1014 ve Nova gibi silahlar eskisinden çok daha tehlikeli. Bu da direkt olarak silahların geri tepme kontrolünün iyi hissettirmemesinden kaynaklanıyor.
Kendinizi Dust 2’nin “kısasında” hayal edin. Oldukça dar bir koridora sahip olan bu bölge pompalı tüfekler için oldukça ideal. Normal şartlar altında burada pompalı tüfekle karşı karşıya kaldığınızda, spray’e başlayarak ikinci saçmayı yemeden rakibinizi ortadan kaldırabilirsiniz. Fakat spray işinin kötü hissettirmesi şu sıralarda oyuncuları “burst” yani çoklu atış işine itmiş. Bu da pompalı tüfek kullanan oyunculara ikinci saçmayla işinizi bitirmek için geniş bir zaman aralığı veriyor.
Sub-Tick Meselesi
Gelelim şu “sub-tick” meselesine… CS oyuncularının aralarında “tick” meselesini sık sık konuştuğunu duyarsınız. Bu “tick rate” aslında oyunun simülasyon oranını belirliyor. Yani tick’in başında oyun aldığı veriyi simüle ederek sunucuya gönderiyor. Peki bu durum neden önemli?
Oyuncuların büyük bir kısmı CS:GO’nun resmi 64 tick sunucularında oynamak yerine çok daha hızlı işleyen ve 128 tick rate sunan üçüncü parti sunucularda oynamayı tercih ediyor. Valve, tam olarak nasıl işlediğini bilmediğimiz “sub-tick” sistemini CS2 ile devreye aldı. Yalnız bu sistemin şu anda tastamam çalıştığını söylemek güç.
Twitter’da (hayır, X demeyeceğim) karşılaştığınız ilginç sahnelerin büyük bir kısmı bununla ilgili. Hatta bana sorarsanız artarak devam eden hızlı peek’lerin sebebi de bu sub-tick meselesinden kaynaklanıyor. Zaman zaman karşınızdaki kişinin koşarak ateş edip, kafanızı bulduğunu görebiliyorsunuz.
Evet, sub-tick sistemi şu anda ciddi bir sorun teşkil ediyor. Yalnız bu yeni karar, iyi şeylerin de ortaya çıkmasına yardımcı olmuş. Örneğin Valve bundan böyle üçüncü parti sunucularda da 64 tick rate’i sabit tutacağını açıkladı. Bu da tüm topluluğu tek bir çatı altında birleştirecek -ki bana göre önemli bir adım.
Üçüncü parti sunuculardan bahsetmişken, oyunun yeni rekabetçi sistemine de ufak bir parantez açmak istiyorum. Valve, CS2 ile birlikte oyuncuları tek bir harita oynamaktan uzaklaştırmaya çalışıyor. Artık “seçkin” olarak belirlenen rekabetçi türünde haritaları banlıyor ve oynamak istediğiniz haritayı seçiyorsunuz.
Direkt rekabetçi modunda ise istediğiniz haritada oynama şansına sahipsiniz. Buradaki en büyük değişiklik de haritalara özel seviyeler olmuş. Örneğin henüz “seçkin” seviyeniz belli olmadan, Dust 2’de altın nova 2’ye çıkabiliyorsunuz.
Henüz oyuna Nuke ve Train gibi sevilen haritaların eklenmediğini de söyleyeyim.
Pro'lar Ne Diyor? Profesyonel oyuncular da CS2 hakkında farklı yorumlarda bulundu. Bu yorumların bir kısmını sizler için derledim. Aleksandr "s1mple" Kostylev - Şimdilik oyundan memnun değilim. Lag, hatta zaman zaman çok ciddi gecikmeler oluyor. Nikola "Niko" Kovac - İlk günden beri 30 round'luk maçlar oynadığımız için yeni düzeni sevdiğim söylenemez. Bu durumun oyun için iyi mi kötü mü olacağını göreceğiz. Şimdilik ağzımızı kapalı tutmalı ve alışmayı denemeliyiz. Ricky "floppy" Kemery - Oynadığım birkaç oyundan sonra dikkatimi çeken şeyler oldu. Bunların başında spray şeması var. Neden bilmiyorum ama spray iyi hissettirmiyor. Mermilerim göndermeye çalıştığım yere gitmiyor gibi. Robin "ropz" Kool - CS2 > CS:GO Rasmus "HooXi" Nielsen - Oyun şu andaki haliyle CS:GO'dan iyi değil. Hatta CS:GO'ya yakın bile değil diyebilirim. Fakat CS:GO'nun da ilk günlerini hatırlıyorum ve CS2 şu anda bu kadar kötü durumda değil. Alışmamız gereken, hem iyi hem de kötü anlamda, pek çok şey var. Dan "apEX" Madesclaire - Bana sorarsanız CS2 şu anda CS:GO'dan iyi değil. Yalnız oyunun gerekli güncellemeler ile çok daha iyi olabileceği kesin. Şu anda ise bitmemiş bir oyun gibi hissettiriyor. Héjja 'kezziwow' Kászandrá - Oyun kesinlikle rekabetçi maçlara hazır değil. Hatta ben şu anda CS:GO oynamayı tercih ederdim. Michael "Shroud" Grzesiek - Bence CS, CS2 ile birlikte ölecek. Buna kesin gözüyle bakıyorum. |
Güzel Günler Kapıda
CS:GO’nun “kor ateşlerde” yürüdüğüne bizzat gözlerimle şahit oldum. Oyunun ilk günlerinde yaşanan tartışmaları buraya yazmaya çalışsam, son söze gelmeden birkaç sayfa daha yazmam gerekir. Yani Global Offensive’in, bulunduğu yere gelmesi hiç kolay olmadı.
CS2’nin de olmayacak…
Tarihin en iyisini, daha da iyi hale getirmeye çalışmak her babayiğidin harcı değil. Valve, denklemi bozmamaya çalışarak CS’i çok daha parlak bir geleceğe kavuşturmak istiyor.
CS2, şu anda ihtiyacımız olan ama kendisini bulamayan bir kahraman gibi. Ve her kahramanın orijin hikayesinde olduğu gibi yerin dibine girip, tekrar yükselmek zorunda. Ben CS2’nin bunu başarabileceğine net bir şekilde inanıyorum. Sadece kendisine yeterli zamanı tanımamız gerekiyor.
Başlıklar
CS2, şimdilik CS:GO'nun gölgesinde kalıyor. Fakat yakın gelecekte yerini aldığı oyunun çok daha üstüne çıkacaktır.
- CS:GO temelleri hala sağlam
- Cıvıl cıvıl haritalar
- Kozmetikler şahane görünüyor
- Yeni bombalar, strateji yönünü güçlendirmiş
- Zorunlu tick rate, herkesi tek bir paydada birleştirecek
- Valve'ın öve öve bitiremediği sub-tick rate sistemi düzgün çalışmıyor
- Silahlar iyi hissettirmiyor
- Maçların kısalması, oyun içi ekonomiyi de etkilemiş
- Eski sistemleri biraz zorlayabiliyor
- Train nasıl haritalar arasında olmaz?