Farklı dünyalar, farklı roller.
Devamını okuOddmar, mobil platformlardan bildiğimiz bir oyundu aslında. Muhtemelen oynayanların bir kısmı “Bu oyunu Switch’te oynamak çok zevkli olabilir” diye düşünmüşlerdir. Nitekim öyle de olduğunu görüyoruz sevgili Oyungezerler, bu oyun Switch’e çok yakışmış.
Yine sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek başlamış oldum söze. Şimdi dilerseniz filmi biraz başa saralım ve Oddmar neymiş, ne değilmiş hızlıca bir göz atalım.
Beklenmedik kahraman, sürpriz bir macera…
Vaskr ve Oddmar adlı iki genç Viking'le, bu Vikinglerin yaşadığı bir kasabada başlıyor hikayemiz. Oddmar henüz küçücük bir çocukken anne ve babası uzaklara yelken açmış, kahramanımız da bir başına kalıvermiş. En yakın arkadaşı Vaskr ile birlikte büyüyorlar. Vaskr, kasabanın şefi tarafından verilen bir görevi yerine getirmediği için köyden sürgün edilince, Oddmar bir kez daha yalnız kalmış durumda.
Bir süre sonra kendisi de arkadaşı ile benzer bir kaderi paylaşıyor. Şef, ormanı kesip biçmesi görevini verince Oddmar için sürprizlerle dolu bir maceranın ilk adımları da atılmış oluyor.
İlk sürpriz gece rüyasında onu ziyaret eden bir periden aldığı özel güç; mantarlar sayesinde zıplama yeteneği kazanıyor kahramanımız. Ama bu özel yeteneği, kasaba şefi tarafından lanetli bir büyü olarak nitelendirildiğinden Oddmar kasabadan sürülüyor. Daha doğrusu bu noktada işler karışıyor ve bütün kasaba ahalisi bir anda ortadan kayboluveriyor. Oddmar da ne yapacağını bilmez halde ormanın derinliklerine doğru yol alıyor.
Ormanın derinliklerinde önce peri, sonra bizi uzaktan uzağa takip eden goblinle bir araya gelip, ormanı kurtarmaya, dengeyi tekrar tesis etmeye, bütün kötülüklerin ardındaki Loki’nin hain emellerine engel olup kasabamızı ve de dünyayı kurtarmaya çalışıyoruz.
Özetle, bu tarz bir oyun için hikâye anlamında ne bekleniyorsa onu karşılayabilecek düzeyde bir hikayemiz var, ne eksiği ne fazlası. Tabii ki bu hikâyeyi renklendiren kısım, oynanış kısmı.
Hoplaya zıplaya Mdigard’dan Helheim’a…
Oddmar, bir aksiyon-platform oyunu. Büyük oranda hoplayıp zıplıyor, bir şeyler topluyor, birilerinden kaçıyor veya birilerine saldırıyoruz. Bölüm içerisindeki kısımları bitirip sona geldiğimizde bir bölüm sonu düşmanı ile kapışıyoruz. En sonda da baş düşmanımızı alt edip mutlu sona ulaşmaya çalışıyoruz.
Oddmar’ın çeşitli silah ve kalkan alternatifleri bulunuyor. Oyun içerisinde ilerledikçe biriktirdiğimiz paracıklarımızla (bölüm içerisinde topladığımız altınlar diyeyim) bölümün bir köşesinde bizi bekleyen satıcıdan satın alabiliyoruz bunları. Bunların oynanışa kısmen de olsa etkisi oluyor. Birisi saldırdığınız düşmanları dondururken, biri alevli bir silah oluyor, birisi çıkardığı rüzgâr ile düşmanları sizden uzaklaştırıyor. Öyle çok büyük taktik/stratejik değişiklikler doğurdukları söylenemez. Daha çok göze hitap eden, ama bir yandan da oyunun rutin bir akıştan sıyrılmasını sağlayan detaylar olarak not edelim.
Bölümlerin içerisinde yer alan ve bizi farklı diyarlara götüren ara bölümler de bu rutinin dışına çıkmamızı sağlıyor. Bunlar zorunlu olmasa da tamamlamanız halinde mor madalyon (veya sikke, artık nasıl adlandırırsanız:)) elde ediyorsunuz ve bölüm sonu ekranında altın madalyonların yanına bunu da ekleyebiliyorsunuz. Bu kısmı sizi motive etmezse bile arada bölümün ana akışından sıyrılıp peşinizdeki güruhtan kaçtığınız veya çeşitli engelleri aşıp çıkışa vardığınız bir mini maceraya atılmak da zevkli olabiliyor.
Bir yandan renkli, canlı grafik tasarımı ile gözümüze hitap eden bölümler, öte yandan farklılaşan yapıları ile hem maceramızın bizi farklı yerlere taşıdığını hissettiriyor hem de oynanışın tek düze olmasının önüne geçip sıkılmadan, oyuna dair heyecanımızı yitirmeden ilerlemek ve finalde son balta darbesiyle işi noktalayıp huzura ermek şansı sunuyor. Tabii bir nefeste bitirilebilecek kadar kısa olmasının da oyundan sıkılmaya fırsat bulamamamızda önemli bir etkisi vardır muhakkak :)
Oyuna dair dile getirebileceğim nadir eksilerden birisi de kısa oluşu zaten -ki bunu, kararında bırakarak oyuncuları oyundan soğutmadan finali yaptıkları şeklinde yorumlamak da mümkün. Yani tamamen sizin bakışınıza bağlı olarak şekillenecek bir artı eksi durumu söz konusu bu noktada.
Oyuna dair ikinci bir eleştiri noktası da fiyatı. Mobil versiyonu için de benzer eleştiriler sık sık yapılıyordu, ülkemiz şartlarında biraz pahalı kalıyor. Ama Switch oyunları için genel tabloya baktığınızda onlara göre makul bir düzeyde olduğunu belirtmek, hakkını da teslim etmek gerek.
Özetle, ülkemizden çıkan gayet başarılı bir oyun var karşımızda. Apple’dan ödül almış olması boşuna değil. Benzer bir performansı Switch’te de göstermesini ve böylece bu ekipten daha fazla oyun görebilmeyi umut ediyorum. Fırsatını bulduğunuz anda hiç affetmeyin, alın, oynayın, oynatın. Bunu hak eden bir yapım.
Başlıklar
Ülkemiz oyun sektörü adına umut veren, kaliteli bir yapım. Gayet keyifli bir oyun tecrübesi sunuyor ve övgüyü hak ediyor. Oynayalım, oynatalım.
- Basit ama eğlenceli oynanış
- Grafikleri gayet tatlı, seslendirmeler de başarılı
- Kısa
- Ve biraz pahalı
Pahalı mıOyun bedava yaa.
Takdir edersiniz ki Switch versiyonu için yapılmış bir değerlendirme bu. Switch oyunları için 10 € / 10 $ aslında çok da yüksek bir fiyat sayılmayabilir ama ülkemiz şartlarında biraz yüksek olduğunu söylemek de yanlış olmaz herhalde.