Monster Energy Supercross 25 - The Official Video Game - İnceleme

Kaç aydır sizinle niş spor oyunları inceliyorum sevgili Oyungezerler, bu ay da karşınıza nişin de nişiyle karşınıza çıkayım dedim. Yarış oyunu, üstüne motosiklet yarış oyunu. Onun da üstüne Supercross yarış oyunu. Bunun daha da nişi bu oyunun menajerlik versiyonu falan olurdu herhalde. Ya da kriket, belki? Yanlış anlaşılmasın ama, sevdiğimden inceliyorum. Hatta Afyonkarahisar’daki MXGP yarışını canlı izlemeye falan bile gidiyorum fırsat buldukça. Ve bir hayli de motocross/supercross oyunu tükettim MX vs ATV Legends incelememden bu yana.

Ama piyasada pek alternatif yok işte niş bir oyun türü olunca. Bazı bağımsız geliştiricilerin yaptığı ve bir noktada türün iRacing’i olan MX Simulator ve onun ufak alternatifi MX Bikes’ı kenara koyarsak, piyasada nispeten büyük bütçeli diyebileceğimiz Rainbow Studios’un MX vs ATV’si ve Milestone’un MXGP ve Supercross oyunları var. Milestone geçen sene iki oyunda da sessizliğe bürünüp sadece MotoGP oyunu yaptıktan ve Supercross’un 2024 pistlerinin MX vs ATV Legends’a ek paket olarak geldiğini gördükten sonra Milestone buralardan elini ayağını çekti diye düşündüm ama beni yanıltıp, sadece bir yıllık bir ara vermişler. O aranın meyvelerini de görüyoruz.

RİTMİ YAKALAMAK

Hepsinden önce göze ilk çarpan yenilik, Supercross 25’le beraber Milestone, Unreal Engine 5’e geçmiş bulunmakta. Bunu da en rahat bir şekilde görsellikte görüyoruz haliyle. Yarış pistlerini ve motosikletler bir hayli detaylı, yarışçılar motor üstünde daha canlı hissettiriyor. Lumen, Chaos ve Niagara gibi UE5 teknolojilerini bir hayli güzel kullanmışlar. Özellikle birinci şahıs kamerasını kullanırken oyun daha bir içine çekiyor.

Diğer, belki de oyuncular için daha önemli yenilikse seride ilk defa Supercross pistleri ilk günden, gerçek halleriyle oyunda yer alıyor. Önceki oyunlarda bu biraz zorlu bir işlemdi, oyun sezon öncesi çıktığından önceki senenin pisti oluyordu ve sonradan güncellemelerle güncel sezondaki versiyonuna kavuşuyorduk, ki o bile tam olarak birebir aynısı olmuyordu kullanılan sistem yüzünden. Bu sefer Milestone ve AMA arasındaki anlaşma sayesinde, Milestone’un elinde pistlerin tasarım planları bulunduğundan, ilk defa oyunun çıkışında direkt olarak orijinal pistlerle, güncel kadrolarla ve güncel takımlarla oynayabiliyoruz. Tabii pistler yarış gününde bile güvenlik ya da uygunluk sebebiyle değişebildiğinden, Milestone ekibi bu değişimlere göre de pistleri güncelleyeceğini belirtiyor.

Oynanışı değiştiren yenilikler de var. Bunların en önemli iki tanesi de dinamik toprak bozulması ve havada motosiklet kontrolü. Havada motosiklet kontrolünün tamamen oyuncuya bırakılmış olması, inerken ve havadayken motosikletinizi daha rahat konumlandırmanızı ve inişinizi rahatlatmanızı sağlıyor. Dinamik toprak bozulmasıysa neredeyse her toprak motosiklet yarış oyunun “eklediğini” söylediği ama doğru düzgün hissetmediğimiz bir mekanikti. Şükür ki aynı şey Supercross 25 için geçerli değil. Şu ana kadar yaptığım her yarışta pistin değiştiğini, bu bozulmalar yüzünden toprağın kalktığını ve yarışın başında ve sonunda aynı rahatlıkla virajları alamadığımı ister istemez fark ettim. Dediğim gibi, özellikle virajlarda bir hayli hissediliyor ve dikkatsiz girerseniz devrilmeniz ya da yarış çizginizin bozulması bir hayli olası. Diğer yapılan değişiklerin çoğu da orijinal Supercross oyunu geliştirici ekibinden pek fazla insan kalmadığından, yeni ekip oyunu kendilerinin daha “doğal” hissettiği bir şekilde yapmaya çalışmış, ama özünde hala bir Milestone Supercross oyunu. Öncekilerden birini oynadıysanız aşırı zorluk yaşamayacaksınız, ama oyunun biraz daha “simülasyon” tarafına kaydığını da fark edeceksiniz.

SOSYAL MEDYADAN KAÇIŞ YOK

Kariyer modu da görmeyeli değişmiş. En son Supercross 5’i oynadığımdan (Arada 20 tane oyun yok, 6’dan 25’e geçtiler korkmayın) 6’daki kariyer modundan neler var neler yok bilmiyorum, ama 5’tekinden tamamen farklı bir oyun modu var elimizde. Temelinde yine ilerleyiş aynı: Supercross dünyasına önce “Futures” liginden, ardından 250 Doğu ya da Batı liginden birini seçerek, ardından da 450 ligine geçerek Supercross dünyasında adınızı duyuruyorsunuz. Fakat bunun işleyişi tamamen değişmiş.

Hepsinden önce, oyun modunda “sosyal medya” var ve hem burada yaptığınız şeyler hem de yarıştaki performansınız oyun modunu genel olarak etkiliyor. Eğer iyi performans sergilerseniz, yarışlarda diğer motosikletlere fazla çarpmayıp işinize gücünüze bakarsanız her şey güllük gülistanlık. Fakat çarpışıp, ardından sosyal medyada size “Kardeşim az insan gibi sür” diyen bir yarışçıya kalkıp da negatif cevaplar verirseniz, oyunun yeni “Neural AI” dediği yapay zekâsı karşımıza çıkıyor ve bu yarışçı sonraki yarışlarda sizin işinizi zorlaştırıyor. Genel olarak size karşı daha agresif kullanıyor motorunu. Ama eğer “Ya yanlışlıkla oldu kardeş kusura bakma” derseniz de aranızı iyi tutup, sizinle yarışırken daha sakin ama rekabetçi olmasını sağlayabiliyorsunuz. Tabii verdiğiniz cevaplar ve yarıştaki performansınız sadece yarışçıları değil, takımınızın motosiklet güncellemelerini ne kadar hızlı yapabildiğini de etkiliyor. Kalkıp sosyal medyada motor hakkında sızlanırsanız takımınızın morali düşüyor.

Bu mekanikler genel olarak kariyer modunu daha eğlenceli kılıyor olsa da, önceki kariyer modlarında olan şeyleri kaybetmek de üzmedi değil. Supercross teknik olarak bir ekstrem spor olduğundan sakatlanmalar da büyük bir parçası sporun. 5’in kariyer modunda bu varken, burada görmemek üzdü. Ya da yarışçınızın yeteneklerini yükseltme, pratik modu gibi şeylerin de çıkarılıp, yerine sadece belirli haftalarda beliren rastgele Motocross etkinlikleri eklenmesi birazcık üzmedi değil.

Oyunun karakter özelleştirme konusunda bir hayli kısıtlı olması da üzdü beni. İşin komiği, aslında oyundaki “özelleştirme” seçenekleri bir hayli bol. Motosikletinizin boya tarzını, kıyafetinizi, kaskınızı, hatta kalça yamanızı bile özelleştirebiliyorken, oyundaki en basit ve en çok kullanılan sırt numarası ve adının özelleştirme seçeneklerinin kaç oyundur aynı fontlarla devam etmesini aklım almıyor. Keza oyundaki her yarışçının da aynı boy ve kiloda görünüyor olması da bir tuhaf, hele ki yarışçıların bu kadar da büyük olmadığını düşünürsek…

Son değinmek istediğim sıkıntım da oyunun yapay zekâsı. Milestone itinayla “yapay zekâ önceki oyunlara kıyasla çok farklı” diyor fakat genel olarak kariyer modundaki bahsettiğim “Neural AI” dışında büyük bir fark görmedim. Hala bir iki yarış çizgisini takip ediyorlar, sizin hareketlerinize göre hareket etmektense o çizgi dışına çıkmıyorlarmış gibi bir hava seziyorum oynarken. Daha yüksek zorluklarda da neredeyse hiç hata yapmıyorlar. Bir denge bulmaları şart gibi.

FİNİŞ ÇİZGİSİ

Supercross 25 (uzun uzun adını yazasım gelmedi hiç) dediğim gibi, özünde hala bir Milestone Supercross oyunu. Oynanış, ekibin “simülasyon” mantalitesinden dolayı diğer alternatiflere kıyasla ağır, temelinde mekanikler önceki Supercross oyunlarıyla aynı. Fakat yeni ekibin “biz kendimize doğal gelen şekilde yapmak istiyoruz” mantalitesiyle değişen bolca şey var: Çoğu iyi, bazıları vasat, çok az bir kısmı olmasa da olur dedirtiyor. Önümüzdeki aylarda eklenecek motosikletler, SMX Dünya Şampiyonası pistleri ve sezon içerikleriyle bir hayli dolu bir oyun olacak gibi görünüyor.

Benim merak ettiğim şeyse Milestone sonraki oyunlarda daha neler ekleyecek? Çünkü bu oyunu topluluğu dinleyerek geliştirip düzenlediler ve topluluğu dinlemeye her zaman açık olduklarını gösterdiler. Tek seferlik bir şey miydi, yoksa böyle devam mı edecekler bekleyip görelim…