Terra Nil - İnceleme

Bir ağaç bir insan, bin ağaç sıfır insan

Edebiyat, sinema ve tiyatroya ek olarak oyunlarda(ve belki de en çok oyunlarda) birtakım güç fantezilerimizi gerçekleştirme şansı bulabiliyoruz. Kötüleri cezalandırıyor, kendisine yanlış yapılan karakterlerimizin intikamına ortak oluyor, kahramanlık öykülerinde başrol ile empati kuracak yer arıyoruz. Biz kendimizi bu toz pembe düşlerde tatlı tatlı boğarken de dünyamız yardım çığlıklarını daha bir yüksek atmaya başladı; canımızı daha çok yakacak bir iklim kriziyle karşı karşıyayız. Geçmiş nesillerin bize bıraktığı gezegenin dibini daha da çürütmeyi başardık, gelecek nesillere de kendisini tamiri imkânsız bir halde bırakacağımız kesin gibi. Terra Nil de, bu durumdan derin bir endişe duyanlarımızı, bencil bir prenses, ülke, galaksi kurtarma hayaline değil, pirüpak bir ekosistemi kurtarma fantezisine davet ediyor. Küresel ısınma evhamınızı azaltacak bir medya ürünü arzu ediyorsanız, doğru adrestesiniz.

En güzel dünyayı kurtarma fantezisi

Terra Nil’deki asıl amacımız, teknoloji yoluyla çorak bir gezegeni yeniden yeşertmek, farklı habitatlarında birbirinden canlı ekosistemler oluşmasını sağlamak ve ardından, arkamızda bıraktığımız tüm izleri silerek o gezegenden içi rahat bir şekilde ayrılmak. Eski yaşamına kavuşmayı bekleyen gezegenimizde dört kıta ve bu kıtalarda yeniden oluşturmamız gereken dört farklı iklim var; kutup iklimi, ılıman, tropikal ve karasal iklimler. Her iklimin iki haritası var, bunlardan ilk açılanlar oyunun normal senaryosu, ikinci açılanlar da daha zorlayıcı ekstra görevler.

Zorluk seçimimizin ardından oyuna giriyor ılıman iklimin ilk haritası River Valley’ye alınıyoruz. Yaşamdan yoksun, havası suyu kirli çorak topraklar ile karşılanıyor ve ilk olarak mevzubahis habitatta işimizi görecek bir enerji üretim binası ile başlangıcımızı yapıyoruz. Sonrasında toprağı ve/veya denizi toksinlerden temizleyen makinalarımızı devreye sokuyoruz ki çevreyi yaşamı geri kucaklayacak kıvama getirebilsinler. Devamı çalısıyla çimeniyle, makisiyle ormanıyla çevrecilere ek olarak lisedeki coğrafya öğretmeninizi de başına kilitleyecek bir yeşertme operasyonu ile geçecek. Bu operasyonu da kademe kademe anlatarak oyunun oynanış döngüsü hakkında size bir fikir vermek istiyorum.

Otla başlayıp ortama polen sağlayacak çiçeklere geçiyoruz. Burada oyun bize diyor ki, hep daha fazla bitki, daha büyük bitki diye gitmek yok. Yer yer Mehter Takımı gibi davranman, iki ileri adımda bir geri adım atman lazım. Arazide kontrollü bir yangın çıkarıp, çok yıllık bitkilere gerekli zemini hazırlayarak bunu da yapıyoruz. Arazi ormanlaştırma için uygun hale gelmiş oluyor ancak hızlı davranmadan önce hesaba katmamız gereken iki faktör daha var: ortamdaki nem seviyesi ve hava sıcaklığı. Kontrollü yangınların bir etkisi de hava sıcaklığını artırmak olduğu için işin o kısmı cepte. Nem için de Cloud Seeder isimli yapıları olabildiğince su kenarlarına dikmemiz lazım. Nem ve sıcaklığı optimum seviyelere getirdikçe hem yağmur yağmaya başlıyor, hem de börtü böcek bölgede kendine yer yuva buluyor.

Balın iyisini ayılar yer

İlk haritanın nihai amacı olan ormanlaştırmayı başarmamızla, bitki örtüsünü tamamen canlandırmış oluyoruz, işimiz de teoride bitmiş oluyor. Ortamda yeterli sayıda hayvan türü yerleştiğinden emin olmalı, ardından da arkamızı toplayıp gitmeliyiz. Hayvan türlerinin keşfini/yerleştirmesini haritanın gerekli şartları yerine getiren kısımlarında yapmamız gerekiyor. Bu şartları ise bilmiyoruz. Bir hayvan türünü seçip, o tür için bir bölgeyi işaretlediğimizde, bölge gerekli 2-3 şarttan hangilerini karşılıyorsa onları görebiliyoruz. Örneğin ayıların ormanlık arazilerde ve tepelerde, yakınlarda bal olan bir yerde yaşamaları gerekiyorsa, tepedeki arı barındırmayan bir ormanlık araziye tıkladığımızda açıklamalarıyla yalnız iki şartı karşıladığını görüyoruz. Bu da daha spesifik gereksinimleri olan hayvan türleri için bolca deneme yanılma yapmayı gerektiriyor ki bazen oluşturduğumuz ekosistem asla hepsini birden karşılayamayabiliyor. Neyse ki ilerleyebilmek için mevcut ekosistemde barınabilen 6 hayvan türünden sadece yarısı için bir yuva bulmamız lazım. Bu deneme yanılma sistemiyle hepsine bulmamız gerekse oyun yolumuzu sıklıkla yokuşa sürüyor olurdu. Ha bana kalırsa haritaları tamamen bitirmek isteyenler için bu tarz rehbere bakmayı zorunlu kılabilecek bir mekanik yine sinir bozucu.

Bu arada yukarıda “bitki örtüsünü tamamen canlandırdığımızda işimiz teoride bitmiş oluyor” dedim ya, orada “teoride” kelimesini kullanmamın bir sebebi var. Pratikte işimiz hiç de bitmiyor çünkü; arkamızı toplayıp ortamı terk etme kısmı Terra Nil’in oyun mekanikleri çerçevesinde en kompleks aşama. Ortama yerleştirdiğimiz, “Terraforming” işlemine yardımcı olan her bina ve makinayı ortamdan geri kaldırmamız gerekiyor. Bu da her birinin haritada bulunduğu noktayı, geri dönüşüm işlemini üstlenecek aracımız için ulaşılabilir hale getirip, en uzak noktadakilerden başlayarak kademe kademe haritaya yerleşme sürecimizi tersine çevirmemiz demek oluyor. Bu da hem oyunun verdiği mesajı güçlendiren, hem de oyuna kendi tadını katan noktalardan bir tanesi.

Çevrecilik bulmacası

Bu arada her iklim bölgesinde, o bölgenin kendine has ekosistemini düzeltmek ve akabinde oradan çekip gitmek adına emrimize sunulan araç gereçler değişiyor. Yani dört haritanın dördünde de aynı süreci yoluna koyacağınızı sanmayın. Tropikal iklim bölgesinde denizin altındaki yaşamla da ilgilenmeye başlıyoruz mesela veya şehir harabelerinden oluşan son haritada radyasyon ile cebelleşiyoruz. Her bir harita oynanış döngüsünü fazlasıyla tazeliyor. Oyundaki dört haritanın dördünü de bitirdiğimizde de, oluşturduğumuz yaşamın örneklerini alıp bir roket inşa ederek gezegenden ayrılıyoruz. Bu noktada daha önce de söylediğim gibi oyunu fiilen bitirmiş oluyoruz ancak her iklim bölgesi için birer ekstra haritamız daha var. Bu haritalar aynı iklim bölgesindeki farklı şekilli bir haritayı, ince ayarlanmış araç gereçler ile yeşertmemizi bekliyor ve oyunu daha bulmaca benzeri bir şekle şimale sokuyorlar. Oyunun standart görevleri stresten uzak, dinlendirici ve huzur verici görevlerken, ekstraları daha beyni biraz daha yoran, yer yer tıkanabildiğiniz ve bu tıkanıklıklardan aklınızı kullanarak çıkabildiğiniz görevler. Oyun her şeyiyle 10-12 saatlik bir içerik sunuyor.

Terra Nil bu yılın en tatlı indie oyunlarından bir tanesi. Tamamıyla insanı dinlendiren bir tecrübe sunuyor ve geliştirilmeye çok açık. Tek büyük eksisi,  sekiz haritanın sekizini de bitirdiğinizde, bu haritalar prosedürel olarak oluşturulmalarına rağmen pek bir tekrar oynanabilirlik sunmaması. En üst zorlukta bile ciddi anlamda zor diyebileceğim bir tecrübe sunmasa(ve muhtemelen bunu amaçlamasa) bile, mekaniklerine yapılacak bir takım eklemeler, farklı oyun modları ile ömrü çok çok uzatılabilecek bir yapım aslında. Yapımcı ekip de oyunla işlerinin bitmediğini ve aldıkları yoğun ilgiden dolayı çok mutlu olduklarını belirttikleri için, ömrünün uzamasını veya en azından bu pasları gole çevirecek bir ikinci oyuna gebe kalmasını bekliyorum. Fiyat performans değerlendirmesini de size bırakıyorum.

SON KARAR

Patlamalı çatlamalı güç fantezileri yerine, ekosistem kurtarmalı bir kahramanlık hikayesi

Terra Nil
Çok İyi
8.5
Artılar
  • Kurduğunuz “yerleşkeyi” geri topladığınız eşsiz mekanikler
  • İç ferahlatan grafikler
Eksiler
  • Tekrar oynanabilirliğe abanılsa bambaşka bir seviyeye çıkabilirmiş
YORUMLAR
Atlas Estrella
11 Mayıs 2023 18:12

Vicdan azabı duymadan aksiyon oyunu oynayamayacak mıyız yani?

Parolamı Unuttum