Ne Battlefield, ne Just Cause, bence en gerçekçi ve eğlenceli bina yıkılma mekaniği Red Faction Guerilla’daydı. Koca bir binanın içine dalıp kolonlara balyozla giriştikten sonra binanın çatırdamaya başladığı ve “ben ne yapıyorum?!” paniğinin içinize çöktüğü an paha biçilemezdi. Ondan sonra gelen tüm oyunlardaki tüm bina yıkımlarıysa kozmetikti kanımca. Battlefield’daki yıkımlar tamamen önceden ayarlanmıştır, aynı şeyleri yapınca başlar, aynı şekilde yıkılır, geriye kalan molozların yeri bile aynıdır. Kimi oyundaysa yıkarsınız yıkarsınız, geriye kalan çelik iskelet bana mısın demez. Red Faction her ne kadar basit grafiklerle de olsa, gerçekçi bina yıkımına en çok yaklaşıldığı oyundu.
Ama durun, sizi Crackdown 3’le tanıştırayım. Xbox 360 sahibi olanların çok iyi bildiği bir oyun Crackdown ve daha Saint’s Row portakalda vitaminken “gerçekçilik mi? Geç onu mirim!” diyebilen ve açık bir şehirde çılgıncasına eğlenceli oynanış sunan ilk oyundu. Gökdelen boyunda zıplayabilen süper askerler, tutulup fırlatılan arabalar, şehirdeki her gizli küreyi bulma isteğinin kamçısı… Ama ne olduysa, ikinci oyunla birlikte forsu söndü. Bunda ilk oyunun yapımının başında GTA ve Lemmings’in yapımcılarından David Jones varken, ikinci oyunda tamamen yeni bir ekiple çalışılmasının da etkisi vardı elbette. Hatasını anlayan Microsoft, üçüncü oyunda yine David Jones’la birlikte çalışıyor ve Gamescom’daki özel gösterimde gördüklerim, çok doğru bir yolda olduklarını hissettiriyor.
Öncelikle, Crackdown 3’ün en devrimsel yanı, yıkımın şekli, ölçüsü ve bilinmezliği. Oyunun grafikleri çizgi film-vari olduğu için gerçekçi dokularla falan uğraşmadan işlemci gücünü direk yıkıma yönlendirmişler. Ancak, bir Xbox’ın gücü oyunun yıkım potansiyeline yetmediği için, Microsoft Cloud teknolojisini kullanacaklar ve böylece şehirdeki yıkımın kontrolden çıktığı anlarda 20 Xbox One işlemci gücünü sizin makinenizdeki yıkımı işleyip görüntüyü size ulaştırmak için kullanacaklar.
Peki neden bu kadar ağır bir işlemci gücü gerekiyor? Şöyle anlatayım: Bize gösterilen sekans, karşımızda düz bir beton blok varken başladı. Üç parça halinde dikey, 5-6 cm kalınlığında bir beton blok. Gösterimi yapan abi ilk iş olarak, bu bloğun ortadaki parçasına tek el ateş etti. Merminin betona girdiği noktadan ufak bir beton parçası kopup yere düşerken, etrafından da beton tozları döküldü. Ama hepsi bu değildi: Merminin şiddeti, beton parçanın kenarlara tutunduğu yerlerde çatlaklar oluşturmuştu! Bu da önce hiçbir oyunda (Red Faction dahil) görmediğim bir düzeyde fizik kullanımı!
Tek tek ateş ettikçe düşen beton parçaları arttı. Yere düşen parçalar da fizik özelliklerini kaybetmiyordu, birbirinin üstünden doğru şekilde yuvarlanıyorlardı. Beton blokta ateş edebilecek kadar bir delik oluştuğunda, oradan silahı sokup karşıya da ateş etti eleman. Daha sonra sıkılıp makinalıyı ele aldı ve betonu ince ince doğradı.
Daha sonra şehre geçtik. Şehirdeki binaların hepsi, normal oyunlardakinden farklı olarak dizayn edilmiş. Normalde binaların içini tasarlamak veya dokulandırmak zorunda değilsinizdir, ama Crackdown 3’te herhangi bir binaya delik açıp içine girebildiğiniz için, binaların görünmeyen kısımları da gayet detaylı bir şekilde tasarlanmış. Hatta binaların çatılarına içeriden tırmanabiliyorsunuz! Daha ağır silahlar ve daha uzun süre gerekiyor binaları yıkmak için, binaların çelik iskeleti ve içinde doğalgaz boruları var. Şans eseri bu borulardan birine mermi isabet ederse şenlik başlıyor! Devasa bir gökdelen, üstündeki ve içindeki tüm oyuncuları da yanına alarak yandaki bir başka binanın üstüne yıkılıyor.
Ve yıkıntılar bir süre sonra büyülü bir şekilde ortadan kaybolmuyor! Ateş ede ede içlerinde delikler, sığınaklar açmaya devam ediyorsunuz!
Ve herhangi bir harabe parçasını alıp rakibinizin kafasına atabiliyorsunuz!
Ve tüm bunlar Crackdown 3’ün multiplayer modunda oluyor! Oluşacak kaosu düşünebiliyor musunuz? :)
Gösterimin bir noktasında 8 oyuncu tüm şehri havaya uçurmaya girişmişti. Ekranın sol üstünde o anda kaç sunucudan işlemci gücünün size aktarıldığını gösteren bir kısım vardı, baktım tam 10 Xbox One gücü kullanılıyordu! Veriyi anlarım da, işlemci gücünün ağdan nasıl aktarıldığına hâlâ kafam basmadığı için adama sordum: “Ben Türkiye’denim, acaba bu Microsoft Cloud sistemi Avrupa ve ABD gibi belli yerlerde mi çalışacak?”. Aldığım cevap mutlu etmişti beni: “Hayır, MS Cloud’dan size işlemci gücü aktarılması için 2 ila 4 Mbit’lik bir bağlantınızın olması yeterli, dünyanın neresinde olursanız olun.”
Fizik motoruyla ilgili hayretim geçtikten sonra fark ettiğim diğer detaylara geçtim. Mesela, oyunda yoğun olarak arttırılmış gerçeklik kullanılıyor. Hani şu gerçek görüntülerin üstüne sanal olanların gösterildiği teknoloji. Mesela arabanızın üstünde birçok gösterge var, vurulunca mermi delikleri kırmızı kırmızı gözüküyor, eğer ağır hasar alırsa patlamadan etkilenecek bölge etrafında “TEHLİKE” ibaresiyle belirleniyor. Aynı şey boss dövüşleri için de geçerli. Yapımcılar oyundaki Boss’ların hatırınızda kalacak şekilde sağlam olmasını istiyor, bu yüzden siz onların mıntıkalarını başlarına yıktıkça gözünüzün önünde devasa hologramlar şeklinde belirip sizi tehdit ediyorlar. En son girilen bir boss dövüşü vardı, ağır hasar veren bir mech’i binadan kopup düşen bir vinç parçası altında ezerek bitirdiler.
Gösterimde Crackdown 3 bir PC’de oynanıyordu ve yapımcılar da bunu gizlemeye uğraşmadılar açıkçası. Oyunun ilginç fizik motoru kullanımına ve Microsoft Cloud’a Xbox One ne kadar yeterli olacak merak ediyorum doğrusu. Ama bu Gamescom’a kadar hiç radarımda olmayan Crackdown 3’ü merakla bekler oldum. Oyuna dair tek üzüntüm, tüm o yıkım sisteminin sadece çok oyunculu modlarda işleyecek olması. Geliştiriciler “Amacınız şehri kurtarmak, yıkmak değil. O nedenle tek kişilik oyuna eklemedik” diyorlar ama benim tahminim çevrimiçi veriye bağımlılığı kırmak istemeleri. Olsun, bu haliyle bile Crackdown 3 radarımda kalmayı hak ediyor.
Microsoft Cloud Nasıl Çalışıyor?
Tam olarak nasıl çalıştığını açıklamadı MS, ama standart multiplayer oyunlardaki müşteri (client) makine – host (sunucu) makine ilişkisini client – MS Cloud sunucuları arasında kuruyor. Sizin Xbox One’ınızda nerede olduğunuz, kaç saniyede ve nereye ateş ettiğiniz gibi basit hesaplamalar tutulurken, bir roketin patlama alanı bir binaya hasar verdiğinde ve en ufak beton/metal parçaları havaya uçup birbirlerine çarpmaya başladığında hesaplamayı MS Cloud sunucuları devralıyor. Böylece toplamda 20 Xbox One gücüne eşdeğer (35 Ghz! 160 çekirdek!) bir işlemci gücü emrinize amade oluyor!