Oyun dünyasında yavaş bir döneme girdiğimiz bu günlerde bize rahat nefes aldıran (maskeleri de düşünürsek buna gerçekten ihtiyacımız var) etkinliklerden biri her zaman Blizzcon olmuştur. Yeni bir oyun duyurulmasa bile, mevcut oyunlara gelen güncellemeler, yeni hikaye olasılıkları ve elbette ki birbirinden güzel tanıtım videoları hem basın olarak bizleri hem de hevesli oyuncuları meşgul etmeyi başardı hep.
Bu senenin sürprizi (çoğu kişi sızıntılar yüzünden bunu önceden bilse de) Diablo serisinin ikinci oyununun elden geçirilmiş hali olan Diablo 2 Resurrected oldu. Şanslıyız ki hem tasarımcılardan hem de serinin marka liderinden baş tasarımcısına üst kademe isimlerle konuşma şansı bularak bu yeni ama eski Diablo oyunu için akıllarında neler olduğunu öğrenme fırsatı bulduk. Diablo marka sorumlusu Rod Fergusson ve Diablo 2 Resurrected projesinin baş tasarımcısı Rob Gallerani ile yaptığımız özel röportajı şuradan okuyabilirsiniz. Bunun dışında bir de basın olarak ortak bir grup röportajına katıldık. Her grup röportajında olduğu gibi aralarda iyi sorular vardı, ama bazı anlamsız veya daha önce açıklanan bilgiler de soruldu. Bu soru ve cevapları tek tek listelemek yerine, bu röportajlar sırasında Diablo 2 Resurrected ile ilgili öğrendiklerimizin üzerinden madde madde geçmeye karar verdik.
Anlattıklarım kafanızda canlanmadan önce bir şeyi iyice anlamanızda fayda var; Diablo 2 Resurrected bir yeniden yapım değil. Oyun mevcut kodun üzerinde çalışıyor ve yenileyen ekip mümkün olduğunda orijinal içeriğin aynı kalmasını sağlamaya çalışmış.
Resurrected 3D olarak baştan sonra yeniden yapılmış olsa da, tek tuşla oyunun eski haline geçmek mümkün oluyor. Hatta oyun o kadar özüne sadık ki 1.14b sürümü hem klasik oyunda hem de Resurrected’da bire bir olarak aynı içeriklere sahip olacak. Öyle ki tek kişilik kaydınızı alıp Resurrected’da açmaya kalkarsanız bu konuda hiç sorun yaşamayacaksınız (bu benim gibi hard diskinde yıllardır Diablo 2'yi silmemiş olan ve tüm kayıt dosyalarını saklayanlar için harika bir haber - Eser). Elbette Ladder oynamak için yeni bir karakter yaratmak gerekecek. Bununla birlikte eski ve yeni sürümün bir arada oynanması mümkün değil. Çünkü Resurrected yeni Battle.net altyapısında çalışacak şekilde tasarlanmış.
Bu yenilik konusunda beni en çok etkileyen kısım bu eski ve yeni arasındaki muazzam geçiş oldu aslında. Tek tuşla eski druid’iniz karşınızdayken, bir diğer tuşla 3D bir dünyada druid karakterinize hiç olmadığı kadar yakından bakıyor olacaksınız. Güzel detaylar da eklemeyi unutmamışlar. Örneğin Druid’in taktığı kolye hayvan formunda hala karakterin boynunda asılıyor olacak. Yeni demişken; 28 dakikalık sinematiklerin tamamını baştan hazırlanmışlar. Baştan dediysem, karesi karesine aynı duran ama çok daha fazla detay ve görsel kaliteye sahip bir yenilemeden bahsediliyor. Yani yeni bir W3 Reforged vakası olmayacak bu. Yine de dileyen oyuncular eski sinematikleri de olduğu gibi izleyebilecekler.
Bu yeni altyapının da faydaları var elbette. Nasıl olduğu açıklanmadı ancak bu yeni sistem sayesinde hem bot kullanımını hem de eşya çoğaltmanın önüne geçmeyi planlıyorlar. Daha önemlisi artık oyun doğrudan Battle.net hesabına bağlı olduğu için, alacağınız ismin bir önemi yok. Eğer Nickiniz Tyrael olsun istiyorsanız bu mümkün. İlla gidip de isimler çakışmasın diye Tyrael12350321 olmanıza gerek yok yani. 90 gün boyunca oyuna girmeyince karakterin silinmesi ve Ladder’da yapılan harika skorlara yeni gelecek ladder ile birlikte erişememek gibi 20 yıl öncesinde kalan tarihi sorunlardan da kurtulacağız artık. Yeni bağlantı sistemine kuşkuyla yaklaşmaya gerek yok, eski oyunda oyuncuların yarattığı o Run sistemi de eskisi gibi duruyor olacak. Yeni sistem sayesinde hem filtreleme daha kolay hem de aynı oyuncuyla devam edebilme veya davet isteme gibi seçeneklerin eskisine göre daha rahat olduğu vurgulandı.
Oyunun kendisiyle ilgili gelen en önemli özellik ise tahmin edebilirsiniz ki yeni 3D dünya olsa gerek. Geliştirici ekip, oyuncaklardan, Diablo 1’in konsept çizimlerine kadar bulabildikleri bütün materyallere bakmışlar. 3D tasarım için %70-%30 olacak şekilde bir tasarım anlayışı belirlenmiş. Karakterlerin ve detayların %70’i aslına uygun olarak modellenirken %30’luk bir kısım ise sanat ekibinin uygun ve doğru gördüğü şekilde yeniden tasarlanmış. Bu tasarım işi de sizi korkutmasın çünkü oyun halen eski yapısının altında çalışıyor. Yani oyundaki kare sistemi yüzünden, yeni eklenecek objelerin yolu kapatması veya alıştığınız bölümleri bozması mümkün olmayacaklar. Yapımcılar da zaten sahneleri hazırlarken bu yeni-eski geçiş sistemini bolca kullanmışlar. Ellerinde tek tuşla eski moda geçip yaptıkları işleri anı anına kıyaslamalarını sağlayan bir sistem olması işleri oldukça kolaylaştırıyor olsa gerek.
Yine de Diablo aynı oyun değil elbette, tabii ki bazı küçük değişiklikler de mevcut. Örneğin siz de benim gibi Deckard Cain’in sayfalar süren konuşmalarından sıkılan oyunculardansanız kaydırma seçeneği ile metinde ilerlemek ve hızlıca okumak mümkün olacak. Bunun yanı sıra videolarda da gösterilen altınları otomatik toplama gibi tatlı özellikler var. Tek tuşla eşyaları küpten çıkarma veya stash’e atabilme gibi envanter işlerini rahatlatacak mini özellikler de eklenmiş oyuna.
Bu özelliklerden bazılarının konsol sürümü düşünülerek oyuna eklendiğini tahmin etmek zor değil. Zira bir gamepad, sayısız tuşlu bir klavyeye nazaran ne kadar etkili olabilir ki? Bu yüzden olsa gerek, slotta aktif olamasa bile kullanılabilir yetenekleri görmek mümkün oluyor, yerdeki eşyaları üzerine gelerek karşılaştırma seçeneğinden de bahsedildi. Görebildiğimiz kadarıyla oynanış Diablo 2’nin gridli sistemini benimsemiş olsa da yetenek kullanımı ve saldırı konusunda Diablo 3’ün konsol sürümüne fazlasıyla benzeyecek. Yalnızca bu sefer sağ analoğu kaydırarak taklalar atmak ihtimaller dahilinde olmayacak.
Eğer benim gibi konsol ve PC arasında karar veremiyorsanız ikisi arasında seçim yapmanız şart değil. Gündüz elinizde Switch ile oynadığınız bir seansa akşam PC’de devam etmek mümkün olacak. Daha önemlisi Ladder sistemi de ortak olacağı için bu şekilde oynayarak bir şey kaçırmış da olmayacaksınız. Platformlar arasındaki farkları daha iyi anlamak için oyunu elbette ki farklı platformlarda denemek gerekecek. Buna rağmen şimdilik görüp teyit edebildiklerimiz yetenek arayüzü ve konsollara özgü olan başarım sistemi oldu. Başarım konusunda henüz olumlu ve olumsuz yorum yapılmadı yani buradan da bir sürpriz çıkabilir.
Toplantıda sorulan sorulardan bazıları da modlar ve uyumluluk süreci ile alakalıydı. Hatırlarsanız eski Diablo 2 21:9 görüntü formatı gibi modern teknolojilere modlar sayesinde kavuşmuştu. Diablo 2 Resurrected neyse ki çok sayıda çözünürlüğü ve görüntü formatını destekliyor. Eski modlar oldukları gibi çalışmayacaklar ama aynı altyapının varlığı düşünüldüğünde oyuncuların bir sonraki Project D2 için çok da fazla bekleyeceklerine ihtimal vermiyorum (mesela yeni Hell on Earth modu gelse fena mı olur? - Eser) Tasarım ekibi ayrıca zamanında kodun içinde olduğu için değiştirilemeyen bazı dataların da artık değiştirilebilir hale geldiğinden bahsettiler. Dolayısıyla Diablo 2’nin aslı için yapılamayacak bazı modları Resurrected ile görmek mümkün olacak.
Diablo 2’nin modernize edilmesi o dönem bile zor olan oyun tarzının daha basitleştirileceği anlamına gelmiyor. Bazıları veteran, geri kalanıysa ilk defa Diablo 2 oynamış iki farklı oyuncu grubu bir araya gelecek. Horadric tariflerinin oyunda yazmayacak olması (bunun gizemini korumak istiyorlar ve keşiflerin bu oyunun bir parçası olduğunu düşünüyorlar; ama tabii artık her türlü bilgi elimizin altında) ve oyuncuların bir araya gelmesiyle birlikte eskiye oranla farklı buildlerin daha çok kullanılmasına imkan vereceğini düşünüyorlar. Yani aslında Diablo 2 zamanında internet yeterince gelişmediği için olmayan o sosyal topluluk yapısı bu yeniden yapımla birlikte kemikleşerek bir araya gelecek.
Diablo 2 Resurrected’dan beklentim beni Diablo 4 gelene kadar oyalayacak bir oyun olmasıydı. Görünen o ki yeni 3D yapısı ve konsol desteğinin de olması benim için bir kez daha Diablo batağına saplanmak anlamına gelecek. Kabul edelim ki Warcraft 3 Reforged sonrası beklentiler bir tık olsun düşmüştü. Ancak gerek röportajlar gerekse de gösterilen oynanış videosu sonrasında artık kimsenin kafasında soru işareti kaldığını hiç ama hiç sanmıyorum.