Neler olmuş, neler?
Devamını okuOynadınız Mı? serimizde bu seferki konuğumuz deste oluşturma ile roguelite / roguelike unsurlarını birleştiren bir oyun olan Deathless (ya da tam adıyla Deathless. Tales of Old Rus).
Kendisi, adından da anlaşılabileceği gibi Slav folklorundan esintiler taşıyan bir oyun. Slav teması taşıyan oyun görüp de bir şans vermesem olmazdı. Ben de bu vesileyle kendisinden biraz bahsedeyim, sizi de bu güzel oyunla tanıştırmış olayım dedim.
Slav masallarına yol alma vakti…
Deathless, girişte de belirttiğim üzere Slav folkloruyla yoğrulmuş bir maceraya götürüyor bizleri. Geliştirici ekip, oyuna girdiğiniz ilk andan itibaren bunu sizlere hissettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kahramanlardan düşmanlara, arada topladığınız bilgi kırıntılarından müziklere Slav folklorunun izlerine pek çok detayda rast gelebilirsiniz.
İlk gördüğünüz andan itibaren sizleri içine çekmeyi başaracağını düşündüğüm görsel tarzı ve oyuncuyu atmosfere sokmak konusunda başarılı bir performans sergileyen müzikleri Deathless’ın artı hanesine yazılabilecek özelliklerinden. Bunları oynanış kısmıyla da desteklemeyi başaran bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Oyuna karakter seçim ekranıyla başlıyoruz. Sonrasında kahramanımız yollara düşüyor ve düşmanlarını alt edip maceranın bir sonraki aşamasına geçmeye çalışıyor. Oyunda 4 farklı kahramanımız bulunuyor. Bunlar sadece adları ve görünümleriyle değil oynanış kısmında sundukları farklılıklarla da birbirlerinden ayrışan karakterler.
Varvara, oyundaki ilk seçilebilir karakterimiz. Kendisi bir hazine avcısı olarak tanımlanıyor. Öne çıkan özelliği savaş alanında düşmanların yerleşimlerini değiştirebilmesini sağlayan kartlar ve yeteneklere sahip olması. Vasilisa, bir büyücü. Çatışmalarda destek kuvvetler çağırabiliyor. Böylece işleri kendisi için biraz daha kolay kılabiliyor. Dobrynya, savunma yönünden kuvvetli bir karakter. Dolayısıyla savunma ağırlıklı oynayışlarda ön plana çıkabilecek bir tercih kendisi. Alyosha, savaşçı karakterimiz. Tahmin edilebileceği gibi bu da daha saldırı odaklı oynanışa uygun bir isim yapıyor kendisini.
Kahramanlarımızın kendilerine has desteleri mevcut. Yukarıda bahsettiğimiz özelliklerini yansıtan kartları barındıran desteler bunlar. Tabii bunların yanında bir de genel kartlar yer alıyor. Başlangıç destenizi kazandığınız her bir mücadelenin ardından elde edebileceğiniz kartlarla genişletiyorsunuz. Ara sıra tüccarlara denk gelip onlardan kartlar satın alabiliyorsunuz. Kartları geliştirmek de mümkün tabii.
Destenizle ilgili dikkat edilebilecek bir husus bu türden birçok oyundan alışıldık olduğumuz üzere mümkün mertebe dengeli bir deste oluşturmaya çalışmak. Elbette saldırılarınızın kuvvetli olması önemli, fakat savunma kartlarını da ihmal etmemek lazım. Kuvvetli kartlarla dolu bir deste oluşturmak isteyebilirsiniz, ama bir yandan da bu kartlardan bir turda oynayabileceklerinizin sayısı sınırlı kalıyor doğal olarak. Haliyle araya daha az aksiyon puanı harcayan kartlardan da serpiştirmek gerekebiliyor. Uzun lafın kısası, dengeyi gözetmekte fayda var.
Bir de savaşlar esnasında düşmanlarınızın hamleleriyle destenize eklenebilen bazı negatif kartlar var -ki tahmin edebileceğiniz gibi bunlar size çeşitli şekillerde zarar verebiliyorlar. Yani artısıyla eksisiyle iyi ölçüp tartarak oynamanızı teşvik edecek bir sistem kurulmaya çalışılmış diyebiliriz.
Oyun ana olarak kartlar üzerinden dönse de bunların etrafını başka şeylerle de desteklemeye çalışmış geliştirici ekip. Özel eşyalar ve tüketilebilir nesneler gibi.
Başlangıçta her bir karakterin kendisine ait bir özel eşyası bulunuyor. İlerledikçe yenilerini ekliyor, bunların sayısını artırıyorsunuz. Bu özel nesneler veya eşyalar, envanterinizde bulundukları sürece aktif olarak bazı katkılar sunuyorlar karakterinize.
Bunlara ek olarak bir de tüketilebilir nesneler var. Envanterinizde kısıtlı sayıda tüketilebilir nesne bulundurabiliyorsunuz ve bunları çatışmalar esnasında kullanarak sundukları özelliklerden istifade ediyor, çatışmada avantaj elde etmeye çalışıyorsunuz. Bu özel eşyalar ve tüketilebilir nesneler de çatışma sonralarında elde edilebildiği gibi tüccarlardan da satın alınabiliyorlar.
Kartlar konusunda olduğu gibi gibi düşmanlar konusunda da çeşitlilik sunulduğunu söylemek mümkün. Sadece belirli bir düşman türünün farklı biçimlerini sunarak değil çok farklı düşman türlerini karşımıza çıkararak çatışmaları farklı kılmaya çalışmışlar. Bu konuda da başarılı olduklarını söyleyebiliriz.
Oynanışa ilişkin genel birkaç hususu belirterek toparlayabiliriz artık. Benzer tarzda oyunların geneline göre Deathless’ın daha “affedici” bir sistemi olduğu söylenebilir. Her bir çatışma sonrasında bir sonraki adımdaki 3 tercihin (sağdan, soldan veya ortadan ilerlemek) karşınıza nasıl bir çatışma çıkaracağını, burada düşmanlarınızın elde edeceği avantaj veya karşı karşıya kalacakları dezavantajları, çatışma sonrasında sunulacak ödüllerin yapısını görebiliyorsunuz. Böylece o anki durumunuza göre daha rahat yolu seçmeniz veya daha fazla ödül peşinden koşmanız mümkün oluyor. Aynı zamanda boss savaşlarını sonraki aşamalara da bırakabiliyorsunuz bu şekilde.
Fakat Deathless’ın daha affedici bir oyun olarak nitelendirilmesini sağlayan sadece bu değil elbette. Bunu sağlayan başlıca özellikler, zorluk seçimi ve kaybettiğiniz savaşları tekrar edebilmeniz.
Oyunu daha kolay kılan bu özellikler, keyfinden bir şey eksiltmiyor bence. Sonuçta dilerseniz çok daha zorlu bir tecrübe yaşamanıza da imkân sağlanmış durumda. Bu tercihler sunularak daha geniş bir oyuncu kitlesine hitap etmesi istenmiş belli ki ve bence güzel de olmuş.
Deathless'ın başarılı kart oyunlarından birisi olduğunu söylemek mümkün. Eğer bu tarz oyunlara ilginiz varsa, Deathless’ı da takip listenize alın derim.