Xenoblade Chronicles X: Definitive Edition - İnceleme

Dünyayı Kurtaran Adam'ın Klonu

Nintendo Switch'in son dönemlerine girerken bu aletin beni şaşırtmadığı bir gün bile (Can yazmadan ben yazayım bir de kötü anlamda Pokemon Scarlet/Violet var ama Game Freak sayılmaz bence...) olmuyor. Xenoblade Chronicles 3 ile girdiğim bu devasa dünyanın eski oyunu X'in pasta cilalı versiyonu da benim Switch'e olan müthiş hayranlığımı bir kez daha pekiştirdi. 

Xenoblade serisine beni en çok çeken şey daha oyunun başından bizi devasa bir açık dünyaya atması oldu. Öyle bir açık dünya ki seviye ayrımı yok. Uslu uslu 3 level koyunlarınızı keserken yandan 48 level devasa bir geyik su içmeye gelebiliyor. Biraz insaflı oldukları için bu geyik siz ona dalaşmadıkça size bulaşmıyor. Lakin 10-15 leveldan sonra sürekli tetikte olmanız gerekiyor. Zira bir anda AOE saldırınız 40 level bir abinin kafasına çarpabilir o da sizi oracıkta tek vuruşla yere serebilir. Xenoblade Chronicles X'te de en çok bundan korktum lakin korkunun ecele hiç faydası olmadı... 

Yeni Los Angeles

Coğrafi keşifler zamanında Amerika'ya Yeni Dünya denilmesinden mütevellit bolca "new" isimli şehir hayatımıza girmiş vaziyette. Şüphesiz bunlardan en bilineni New York. Los Angeles ahalisi bu duruma epey içerlemiş olacak ki oyunda dünya patlayıp yok olduktan sonra apar topar saklandıkları Mira gezegeninde kurdukları ilk yerleşkeye New Los Angeles adını vermişler. Kocaman haritamızın göbeğinde yer alan bu yeni şehirin içerisinde minyatür bir dünya simülasyonu var. Banliyö usulu insanların yaşadıkları kısım, askeriye, hangar, hükümet binaları vesaire vesaire. Dışarıda keşfedilmeyi bekleyen kocaman bir dünya varken ufacık şehirde zaman kaybetmeye lüzum yok! 

Dünya patlamadan önce apar topar White Whale isimli bi gemiye toplanmış olan tüm dünya mirası, Mira'ya inerken parçalanarak gezegenin dört bir köşesine dağılıyor. Sadece koruma kalkanı olan New Los Angeles'ın olduğu ana parça güvenli bir iniş yapıyor. Tüm insanlığın kaynak kodlarının olduğu çekirdek ise kayıplara karışmış vaziyette. New Los Angeles içerisindeki insanlar ise özenle seçilmiş vaziyette. Her birinin bir uzmanlığı var ve insanlığın hayatta kalmasına katkı sağlamak için ordalar. 

Podumda Büyük Hissediyorum

Bu yoğun çabanın arasında etrafa saçılmış bazı yaşam podları da tekrar hayata döndürülmeye çalışılıyor. İşte bizim hikayemiz de tam olarak böyle başlıyor. Ormanın ortasında bir podun içerisinde masum masum beklerken hikayenin bizimle birlikte diğer ana karakteri olan Elma kapımızı açıyor ve bu dünyaya bizi taşıyor. Karakterimizi yaratıp Mira'nın vahşi doğal yaşamıyla sert bir mücadeleye başlıyoruz. Oyunun bu ilk kısımları o kadar keyifli ki tamamen bilinmez bir yer hissini şahane yansıtmışlar. Sonrasında tutorial misali birkaç görevin ardından soluğu şehirde alıyoruz. 

Şehir içerisinde yetkili ağabeyler bizi karşılıyor, "vaay hemşerim hoş geldin, evinde gibi hisset" derken eh artık koca adam oldun elin ekmek tutsun zamanı geliyor. Bu yeni dünya düzeninde her şey BLADE adı verilen bir organizasyon tarafından yürütülüyor. BLADE kendi içerisinde çok fazla departmana ayrılmış ve hepsinin farklı farklı görevleri var. Kimisi insalığın hayatta kalması için temiz içme suyu arıyor, kimisi tamamen lifehold (hayatta kalmış insanlar) arayışında kimisi savunma üzerine yoğunlaşmış. Siz de senaryo gereği bu ekiplerden birine dahil oluyorsunuz ama neyi seçerseniz seçin senaryonun gidişatına hiçbir etkisi olmuyor, birkaç yan görev dışında hemen hemen hiç fark hissetmiyorsunuz. 

Bir Ana Görev Başına Kaç Yan Görev Düşer? 

Oyunun ana hikayesi 12 bölümden oluşuyor. 12 bölüm başı ve sonu belli, bazılarının kendine has özel alanı olan 12 bölüm... Ancak DEV bir açık dünya oyununda sadece ana görev peşinde koşmanın imkansız olacağını hepimiz biliyorduk. Bu ana görevleri açmanın belirli şartları oluyor. Çoğu en az bir spesifik yan görev istiyor. Bu yan görevlere ayrıca değineceğim. Ayrıca haritanın bazı bölgelerinde spesifik araştırma yüzdeleri de gerekiyor. Örneğin sondan bir önceki ana görev için düşman uzaylı ırk olan Ganglion'ların merkez bölgesinde %10'luk bir araştırma gerekiyor. Peki bu araştırma nasıl yapılıyor?

Sınıflarımız Neler?

Oyuna ilk başladığımız anda Drifter adı verilen hiçbir özel gücü olmayan standart bir sınıfla giriş yapıyoruz. Sonrasında ise 3 Ana başlık altında yan sınıflar karşımıza çıkıyor;

Striker, Commando ve Enforcer. Striker kendi içinde Samurai Gunner ve onun son seviyesi Duelist olarak bir yola sapıyor. Defansif olarak ise Shiled Trooper ve son seviyesi Bastion Warrior mevcut. Striker oyunun en temel ve basit classı. Ancak saldırıları oldukça güçlü. Zaten artlar dışında pasif özellik olarak eklenen skill slotu da Striker ağacında diğer tüm dallardan daha az. Duelist benim oyunu bitirdiğim class. 3 Skill Slotu var ve ana odağı termal vuruşlar. Bastion Warrior ise turret ve Shield kombosuyla daha çok düşmanı üzerinize çekip arkadaşlarınıza alan sağlamak için kullanılıyor.

Commando da kendi arasında ikiye ayrılıyor Winged Viper ve son hali Full Metal Jaguar ile Partisian Eagle ve son hali Astral Crusader. Commando ağacının Full Metal Jaguar tarafı tamamen dps ve sinsilik odaklı. Hatta en baba vuruşlarını canınız ne kadar az ise o kadar yüksek hasar çıkartan saldırılardan alıyor. Partisian Eagle ağacı ise özellikle Astral Crusader'a dönüştükten sonra uzak mesafeli sağlam vuruşlardan besleniyor. Javelin ve Sniper kullanan Astral Crusader özellikle yakın dövüşe pek izin vermeyen uçan düşmanlar için epey faydalı.

Son olarak Enforcer yolu size Jedi olma yolunu açıyor... Oyunda ışın kılıcı diyebileceğim Photon Saber kullanan tek ağaç Enforcer'ın alt classları Blast Fencer ve Galactic Knight. Galactic Knight adı gibi epey havalı. Hem can yenileme gücüne erişimi var hem de düşmanları debuffa boğabiliyor. Favori yan karakterlerimden Ga Jiarig'in bu sınıfa mensup olması oyunun son kısımında beni epey rahatlattı. Enforcer'ın diğer yolu ise yine mind control ve can yenileme üzerine yoğunlaşmış olan Psycorruptor ve final hali Mastermind. Bu ağaç ufak düşmanlara karşı dövüşürken oyunu epey eğlenceli hale getiriyor Örneğin ekibimdeki Hope epey yetenekli bir Psycorruptor idi ama ciddi düşmanlara karşı salt healer olmanın ötesine geçemiyor.

Oyunda tüm yan karakterlerin bir classı var ve bu classların unique saldırılarını aranız iyiyse size öğretebiliyorlar. O yüzden Photon Saber kullanmak istiyorsanız Ga Jiarig ile aranızı çok sıkı tutmakta fayda var. Ya da mind trick atacaksanız Irina ve Hope'un yan görevlerini yapmayı ihmal etmeyin derim. Zira bir ana karakter olarak canınız sıkıldığı an para verip skill pointlerinizi geri toplayıp başka bir classa anında geçiş yapabiliyorsunuz.

Oldukça meraklı bir ırk olan insanoğlu yeni gezegen Mira'yı keşfederken probelar kullanıyor. Bu probeları haritanın spesifik bölgelerine bırakmanız gerekiyor. Bunlar tıpkı çoğu açık dünya oyununda olduğu gibi hem haritanın o kısmını açıyor hem de hızlı seyehat noktası olarak işinize yarıyor. Sadece bu da değil, görevlerden ve etraftaki enkazlardan topladığınız spesifik işlevi olan probeları da bu alanlara yerleştirip oyunun en değerli materyali olan Miranium, çeşitli madenler ve para kazanmaya başlıyorsunuz. Ne kadar probe ağı döşerseniz o kadar para kazanıyorsunuz ve envanter geliştirmede para gerçekten çok önemli...

İlk 11 Oluşturma Çabaları

Oyunun ilk başında yol arkadaşlarımız olan Elma ve 13 yaşındaki muhteşem mekanik Lin'in yanı sıra XCX'in size sunacağı çok sayıda yol arkadaşı mevcut. Bunların neredeyse hepsi çeşitli yan görevler sayesinde açılıyor. Her karakterin hayatımıza girdiği belirli bir level aralığı oluyor. Mesela oyunun en havalı karakterlerinden Wroth kabilesinin lideri Ga Jiarig tam son görevden önce karşımıza çıkıyor. Epey uzun bir son görev olacağı için Ga Jiarig'i ekibe katıp onu biraz kastıktan sonra ana göreve gitmekte fayda var. Ayrıca oyunda ciddi bir healer kıtlığı olduğu için Ga Jiarig'in 8. seviyesinde açılan özel yeteneği de hayatınızı çok rahat hale getirebilir. Bu karakter yan görevleri ayrıca ilerleyen aşamalarda onlarla olan ilişkilerinize göre yeni görevlere de evriliyor ve oyun içerisinde ana görev kıvamında bambaşka arclara yol açabiliyor. Mümkün olduğunca fazla karakter ile aranızı iyi tutup oyunun gizli yeteneklerini keşfetmekte fayda var. 

Xenoblade Saldırı Sistemleri - XSS

Xenoblade Chronicles 3'ü ilk oynarken "vurma" tuşu ne diye çok kafa patlattım. Gerçekten hayatımda hiç alışık olmadığım bir dövüş sistemi var bu serinin. Düz vuruşları oyun otomatik yapıyor. Peki siz ne yapıyorsunuz? Doğru zamanlarda doğru özel yetenekleri (arc) kullanıp kombolarla düşmanı pataküte dövüyorsunuz. Yazınca pek eğlenceli durmadı ama Xenoblade'in dövüş sistemine bir kere alışıp bu lezzeti tadınca bırakması epey zor oluyor. Bir kere sürekli tuş spamlama derdi yok. Ayrıca bu özel yeteneklerden bazıları salt saldırı değil, buff/debuff görevi de görüyor. 

Xenoblade 3'te olduğu gibi dövüş esnasında karakter değişimi yapamıyorsunuz. Ancak savaşlardan önce hangi karakteri kontrol edeceğinizi seçebiliyorsunuz. Ben tüm oyunu ana karakteri kontrol ederek geçirdim. Çünkü yapay zekadan epey memnun kaldım. Zaten diğer ekip üyelerinin yetenekleri ve ekipmanlarını da sizin almanız gerekiyor ve tüm bunları ortak bütçeyle yaptığınız için dönüp dolaşıp ekonomik krize denk geliyorsunuz. New Los Angeles da yeni bir 1929 krizi yakın gibi gözüküyor...

Modifiye Skell XLR

Oyun henüz daha NLA'ye ayak bastığınız anda ağzınıza Skell ile bir parmak bal çalıyor. Devasa savaş robotları bu yeni şehrimizi düşman işgallerinden korumak ve keşiflerde hayatı kolaylaştırmak için varlar. Bunları kullanmak için seçilmiş kişilerden olmanız lazım diyor ama seçilmiş kişi olmanın şartı da modifiye edilmiş ehliyet sınavı... Bahsettiğim BLADE ekiplerinin her birinden onay belgesi almanız gerekiyor. Hepsi de sizden farklı şeyler istiyor kimi git şu kadar uzaylı döv diyor, kimisi materyal topla diyor. Kimisi şuraya şu kadar probe yerleştir diyor. Hepsini tamamlayınca nurtopu gibi bir Skell sahibi oluyorsunuz ve oyun bambaşka bir boyuta geçiyor. 

İstikbal Göklerdedir 

Skell'i aldıktan sonra biraz alışma süreci, zıplaya zıplaya bir yerlere gitmeye tam alışıyorken oyun size bir yan görev ile geliyor. "Uçan Skell Prototipi" daha görevin adını görür görmez ŞÜKÜRLER OLSUN! diye bağırdım. Çünkü tam olarak adının hakkını veren bir görev silsilesi. Çeşitli test sürüşlerinin ve materyal toplayışlarının ardından Skellerimiz artık uçabiliyor. Bu uçma bir oyunda gördüğüm en büyük QoL geliştirmesi olabilir. Zira tahmin edebileceğiniz üzere kocaman bir açık dünyada a noktasından b noktasına gitmek ciddi bir eziyet olabiliyor. Koca koca dağların etrafından dolaşırken yollar uzuyor. Ancak uçma modülü ile birlikte böyle eziyetlere hiç gerek yok. 50 liralık Miranium ile doldurduğum depomla tüm Mira'yı baştan sona uçarak gezebiliyorum. Erişilmesi çok zor probe noktaları mı? Hiç sıkıntı değil, bir yerde dağın tepesinde treasure mı varmış hahayt tepesine inerim. Lakin İkarus misali fazla uçmamakta fayda var zira Mira'nın predatörlerle dolu ortamında havada kokunuzu alan yırtıcılar sizden 30 level yüksek bir şekilde Skell'i paramparça edebiliyor. Her skell (ki bunlar baya pahalı aletler ortalama 350 bin kredi...) 3 sigorta hakkıyla geliyor. 3 Sigorta hakkınız biterse yandınız çünkü artık kaskonuz yok demek ve her kazada ciddi bir meblağ ödeyerek aracınızı tekrar kullanılabilir hale getiriyorsunuz. Xenoblade oynarken de Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Kasko belalarından kurtulamamak da biraz canımı sıktı doğrusu...

Skeller tamamen modifiye edilebilir bir halde size geliyor. Ana şase çevik veya tank olacak şekilde ayrılsa da üzerine taktığınız zırh ve silahlar tamamen sizin insiyatifinizde. Tüm ekibe bir Skell verip diğer üçünü destek ekipmanlarıyla kuşandırıp kendiniz onlarca buff ile birlikte tek başınıza bir ordu da olabilirsiniz. Dört kişi turretları döşeyip gezegende yaratık bırakmayana kadar etrafa terör saçan bir yapı da kurabilirsiniz, bu alanda tamamen özgürsünüz. 

Dünyalı'nın Dünyalı'dan Başka Dostu Var Mıdır?

Hikayede yeni yeni aşamalara geldikçe Mira'da yaşayan başka başka uzaylı ırklarla da temaslarınız oluyor. Xenoblade serisinin meşhur Noponları da karavanlarıyla birlikte Mira'da yerlerini alıyorlar hatta ana ekibe dahil olan Tatsu ve Lin'in tatlı atışmaları da oyuna güzel bir renk katmayı başarıyor. Wroth ırkından önce Nopon'dan hemen sonra karşımıza çıkan L tamamen yeni kültürlerin merakıyla yanıp tutuşan bir arkadaş. Öte yandan teknolojileri çok gelişmiş olsa da savaşma konusunda epey yeteneksiz birkaç uzaylı ırk da gaddar Ganglion istilalarından korkup New Los Angeles'a mülteci olarak sığınıyor. 

Ganglionlar ise varoluşlarından bu yana insanlıktan nefret eden hatta bizim güzelim gezegenimizi patlatan oldukça düz bir kötü ırk. Oyun sonlara doğru bu nefreti birkaç cümleyle açıklamaya çalışsa da ben çok manalı bulmadım bu nefreti. Tüm insanlığın sonunu getirmek için hepimizi öldürmek isteyen Ganglionlar hiçbir vicdan veya etik değer sahibi değil. Bu yolda herkesle iş birliği yapıp, her şeyi kullanmaktan da çekinmiyorlar. Teknolojileri bize göre çok daha gelişmiş olsa da İNSANOĞLUNUN BİRLİKTELİĞİNİN GÜCÜ her Japon oyununda olduğu muvaffak gelmeye yetiyor. Cidden oyunun hikaye anlamında iç gıdıklayan çok az yanı var. Elma'nın hikayesi gerçekten çok başarılı yazılmış, birkaç twist vay be dedirtmeyi başarıyor. Ancak ana görevlerdeki duygular ve diyaloglar çok sığ kalmış. Hele ki benim gibi Xenoblade 3 oynarken gözlerinde yaşlar tomurcuklanan birisi için X'in hikayesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Lakin 3'ü hiç oynamadan bu oyunu oynamış olsam başta Elma olmak üzere Ga Jiarig gibi birkaç karakterin hikayesi beni epey etkilerdi diye düşünüyorum. 

Özetle Xenoblade Chronicles X, bir ekip hikayesinden ziyade insanlığın nasıl hayata tutunabileceğini anlatmaya çalışmış. Bu hususta yer yer çok derin mesajlar verse de bazı noktalarda çizgi filmden hallice diyaloglar beni ana hikayeden epey kopardı. Oyunun hikayesi de zaten son 3 chapter gelene kadar epey sığ bir şekilde gelişiyor. Yine de son 3 bölümde oldukça güzel twistler var, bazı olayları önceden tahmin etmek çok mümkün olsa da insanlığın kaderinin yeniden çizileceği için merak hissini uyandırmayı başarıyor. Hikayenin dışında ise XCX tam olarak ne hayal ediyorsam onu bana sunmayı başardı ki epey yüksek hayallerim vardı. Kocaman bir açık dünyada hiç bilinmeyen bir gezegende bir amaç aramayı bırakıp sadece keşif hissine odaklanabilmek ve bunu yaparken oyun tarafından hiç rahatsız edilmemek işte oyunun bence esas şaheser noktası burası. Uçan Skell'imin tüpünü doldurduktan sonra dört bir yana uçup keşif hissini başka bir boyuta taşımak gerçekten harika bir deneyimdi. Son olarak Monolith'e tekrar sesleniyorum LÜTFEN ARTIK XENOBLADE 4'Ü YAPIN! Ayrıca benim Mio - Noah çiftime ne olduğunu da ufak da olsa bir açıklayın. 

SON KARAR

Karar: Xenoblade Chronicles X: Definitive Edition, yer yer muhteşem manzaralarıyla Switch oynadığınızı unutturacak. Keşfetme hissiyatını iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak muhteşem bir oyun. Hikaye konusunda biraz hayal kırıklığı yaşasam da oyun beni hiçbir anında sıkmadı. 100+ saat oynanabilecek bir oyun için bu muhteşem bir özellik. Xenoblade serisiyle ilgili olun ya da olmayın elinizin altında bir Nintendo Switch var ise bir gün mutlaka Mira'nın uçsuz bucaksız coğrafyasında kaybolup yolunuzu bulmaya çalışın derim.

Xenoblade Chronicles X: Definitive Edition
Çok İyi
8.5
Artılar
  • Oyunun yer yer manzaraları gerçekten inanılmaz gözüküyor
  • Yepyeni bir gezegenin kendine has biyoçeşitliliği harika yansıtılmış
  • Skell kullanımı ve özellikle uçma lisasından sonraki oynanış epey keyifli
  • Keşif hissini bu kadar iyi yansıtan çok, çok az oyun vardır 
  • Düşmanların seviyeleri hiç değişmediği için güçlenip sizi tekte ham diye yiyen yaratıkları evire çevire dövmek inanılmaz bir his
  • Özellikle Elma başta olmak üzere birkaç karakterin ilgi çekici hikayesi
  • Hikayenin eksikliklerine rağmen insanoğlunun hayatta kalması için mücadele etme fikri oyuna iyi yansımış
Eksiler
  • Hikaye tam olarak "klik" etmiyor, tatmin hissi biraz düşük
  • Oyunun tüm açıklama kısımları ve kendini anlatması son iki bölüm arasına sıkışmış, aceleye gelmiş hissettiriyor
  • Ganglionlar ve anlamsız nefretleri bir süre sonra meraktan çok rutine bağlıyor
  • Class sayısı ilk başta çok gözükse de çoğu şey aynısının laciverti hissinde
  • Bazen yaşanan duvar arasına sıkışan düşman gibi oyunu bozan buglar
YORUMLAR
Parolamı Unuttum