Sevdiğiniz oyun için ne kadar harcamaya razısınız?
Devamını okuBu yazı daha önce Oyungezer dergisinin Nisan 2019 sayısında yayınlanmıştır.
“Bir deri bir kemik kalmak” deyiminde söz edilen durumu bile ancak yarı yarıya gerçekleştirebilmiş ama buna rağmen yeteneklerinden ve karakterlerinden bir şey kaybetmemiş dostlarımızdan söz edelim dedik bu sefer de. Aman köpeklerinizin tasmalarını sıkı tutunuz.
DRY BONES [Super Mario]
Bütün çocukluğu ve gençliği kuru kemik şeklinde geçen biri olarak kendisine sempati duymaya çalışıyorum ama Mario Kart’taki terör estiren performansı buna mâni oluyor. Adamlar Dry Bones’a deli gibi yapay zekâ mı kasmıştır nedir? Zaten şöhrete kavuşması da ezilip ezilip kalktığı Super Mario oyunlarında değil başka bir yan oyun olan Mario Baseball’da gerçekleşti. Lakin kemiklerini tıngırdatan o gıcık kahkahasına da kıl oluyorum. - Emre S.
SPINAL [Killer Instinct]
Siz siz olun bir gün büyük bir şirkette çalışırken “hadi bugün de iskelet diriltelim arkadaşlar” diyen zata kulak asmayın. Sonra “vay efendim bu herif korsanmış da şimdi huzuru bozuldu diye bizi kesiyor”a gelmesin durum. Killer Instinct’in en fiyakalı dövüşçülerinden olan Spinal’ın kafası yıllar içinde “kuruduğu” için şöhretli bir korsan olduğunu hatırlamıyor ve manasızca saldırgan bu durumdan sebep. Kılıcı, kalkanı, kendini kopyalaması yetmeyip daha gariban iskeletleri yancı olarak çağırmasıysa onu her zaman tehlikeli kılan özellikler. - Eren E.
BONES [Double Dragon 5]
KPSS’den düşük not aldığı için Mortal Kombat’a ataması gerçekleşmediğinden Double Dragon’da sözleşmeli olarak çalışmaktadır. O sözleşme de sadece bir oyun sürmüştür. Oyunda animasyon serisinden olmayan tek özgün karakterin Bones olduğunu da eklemek isterim. Kaldı ki oyunun tek özgün karakterinin güneş gözlüklü ve taramalı tüfekli bir iskelet olduğu düşünürsek oyunun tasarım ekibinin kalitesini tartışmaya gerek bile kalmıyor. - Emre S.
GRAVELORD NITO [Dark Souls]
Aslında bir tanısanız, çok seversiniz Gravelord Nito’yu. Kendisi Ölülerin İlki’dir, yüce bir şahsiyet, Gravelord Hizmetkârları kovenantının lideridir. Tamamen iskeletlerden oluşan bir vücudunun olması tamamen talihsizlik diyebiliriz, ama hastalık ve ölümün vücut bulmuş halinin güzel olmasını da bekleyemezdik herhalde değil mi? Hele ki o iskeletleri saran siyah kürküyle acayip de haşmetli bir lorddur kendisi. Lordvessel’i dolduracak kadar güçlü bir ruha sahip olmasaydı da öldürmeyip arkadaş kalsaydık keşke Nito’yla. Neyse, bir dahaki sefere artık. - Eser
SANS ve PAPYRUS [Undertale]
Önümüze çözülmesi imkânsız (!) bulmacalar atmış, bu da yetmeyince bizzat karşımıza çıkıp bizimle cesurca yüzleşmiş Papyrus’la dövüş sırasında flört etmiş, kendisinin standartlarının yüksek olduğunu öğrenince spagetti yapabildiğimizi söyleyerek bu standartlara uyduğumuzu ispatlamıştık. Tuhaf küçük kardeşinin koruyucusu ve en büyük trolleyicisi Sans’la da müthiş kanka olmuştuk. Tabii soykırım yolunu seçtiyseniz işler bu kadar da toz pembe olmuyordu, o ayrı. - Ömer
SCORPION [Mortal Kombat]
Çoğu klasik dövüş oyununda tamamen tembellik ürünü klon karakterler olur. Mesela Street Fighter’dan Ken bizzat Ryu palette swap’ıdır. İşte Scorpion da Mortal Kombat’ın “farklı renkli ninjalar” serisinin sarı halkası olarak girmiştir oyun dünyasına. Fatality için maskesini çıkardığında ortaya çıkan o kurukafa dönemin pek çok oyuncusunu şaşırtmıştır normal olarak. Aynı şekilde Sub-Zero’yu yenip intikamını alması da pek şaşırtmıştı beni, Sub-Zero’cuydum ben çünkü. - Emre S.
DEATH [Castlevania]
Kariyerini Dracula'nın yancısı olarak sürdüren Death'in ölüm meleği olmasına rağmen defalarca kez Belmont'ların elinde ölüm olması sizce de ironik değil mi? Keza tıpkı Dracula'nın kalesi gibi her seferinde de yeniden dirilmiştir ve bu döngü yüzyıllardır bu şekilde sürüp gitmektedir. Bu durumu bana İskeletor'u anımsatır zaten, tanışsalar gayet de iyi anlaşırlar bence. En azından seride kendisine karşı yapılan savaşlarda "canımı alsalar da kurtulsam" dedirtme aşamasına getirir ama. - Emre S.
MANNY CALAVERA [Grim Fandango]
Eğer bir iskelet etrafta sürekli olarak sekiz dişini de sergileyecek şekilde gülerek dolaşıyorsa o iskeletten korkulmaz. Hele kendisi Manny Calavera gibi şahsına münhasır, Ölüler Diyarında görev yaptığı acentedeki müşterilerine ‘buyurun efendim’, ‘size nasıl yardımcı olabilirim efendim’, ‘en kalitelisinden bir bilet keseyim mi efendim’ şeklinde yaklaşan biriyse alın o iskeleti, öpüp başınıza koyun. Manny’i tanıdıktan sonra insanın iskeletlere bakış açısı değişiyor vallahi. - Eser
DANIEL FORTESQUE [MediEvil]
İddia ediyorum pek çok Türk oyuncu tıpkı benim gibi Playstation Demo Disc’teki 10 dakikalık MediEvil demosu sayesinde tanışmıştır kendisiyle (bir de aylarca sadece bu demoları oynamak zorunda kaldığınızı düşünün). Medeniyetten uzak bir orta çağ kahramanıdır kendisi, bu yüzden de tek dişi değil tek gözü kalmıştır (göndermeye gel). Aslen bir şarlatan olduğu için de katıldığı ilk savaşta daha atılan ilk okla vurularak ölmüş ve listemize katılmaya hak kazanmıştır. - Emre S.
Medievil ya ne muazzam bir oyundu. Bir Zelda olma potansiyeli olan hatta atmosfer olarak her bölümün bu kadar farklı olduğu bir oyun olmayı başarması çok güzeldi. Gelse de oynasak <3