Solo A Star Wars Story İnceleme - Hayal Kırıklığına Hazır Olun

Son yıllarda Star Wars dünyasının giderek genişlemesine, yeni karakterler tanıtıp farklı hikayeler anlatmasına şahit oluyoruz. Fakat Lucasfilm bununla yetinmeyecek. Geçmişe dönüp tanıdığımız karakterlerin gençliğini anlatmaya da koyulacak. Bu furyanın ilk projesi de Star Wars sevenlerin favorilerinden Han Solo oldu. Ardından Boba Fett, Obi-Wan Kenobi, Yoda ve Lando Calrissian'ın da gelmesi bekleniyor. Kısacası yakın gelecekte bu tarzda pek çok yeni film seyredeceğiz. Peki Solo A Star Wars Story bu farklı maceralar için umut vadediyor mu?

Hemen baştan belirteyim, yazıda spoiler olmayacak. Filmden genel hatlarıyla bahsedeceğim için incelemeyi gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.

Türkçe ismi Han Solo Bir Star Wars Hikayesi olan filmin prodüksiyon geçmişi çok sıkıntılı. Önce yönetmen olarak Phil Lord ve Christopher Miller ile anlaşılmıştı. 21 Jump Street ve The Lego Movie yapımlarla tanıdığımız ikili daha sonra senaryoda komediye ağırlık verdikleri gerekçesiyle işten çıkartıldı. Onlar oyuncuları doğaçlama performans sergileyecek kadar serbest bırakmayı tercih ederken, Lucasfilm bunu gereksiz bir risk olarak gördü deniyor. Ardından Ron Howard geldi. Beyaz perdede izlediğimizin yüzde 70'ini o, geriye kalan yüzde 30'unu ise Phil Lord ve Christopher Miller'ın yönettiği söyleniyor. Açıkçası izlediğim filmi düşününce oranın muhtemelen tam olarak bu civarda olduğunu düşünüyorum. Çünkü yönetmen farklılıkları inanılmaz derecede fark ediliyor. Kimi sahnede hiç beklenmedik bir detay aşırı komik bir hal alırken, diğerinde ritim bozuluyor ve bambaşka olaylara geçiş yapıyoruz. Solo A Star Wars Story'nin "olmamışlığı" da burada başlıyor.

Video inceleme.

Sorunları anlatmaya çok temel bir noktadan, filmin kararsızlığından girmek istiyorum. Başta komedi yönü ağır basan bir Star Wars filmi çekilirken planların değişmesi senaryoda bir "olmamışlık hissi" yaratıyor. Karşımızdaki film alıştığımız Star Wars hikayelerine pek benzemiyor. Bu tamamen bir yönetmen ve yazar tercihi. Daha farklı bir hikaye anlatmak isteyebilirler. Ancak geriye kalan alternatifler de başarılı bir şekilde uygulanmıyor. Mesela başarılı bir Han Solo orijin hikayesi de olamıyor. İşin içine ilgi çekeceği düşünülen miktarda hayranların tanıdığı isimler, mekanlar ve nesneler katılmış. Ardından Han Solo kaynaklı bir soygun hikayesi dinamiği var. Bu bir parça western filmlerine özgü hareketlerle desteklenmek istemiş. Fakat öte yanda ciddi bir bilim kurgu ve çoktan yaratılmış koca bir dünya var. Bunların hepsini başarılı bir şekilde bir araya getirmek mümkün olmamış. Aksine içine her sebzeden ve baharattan biraz katarak yemek yapmaya benzemiş. Ortaya çıkan ürünü tüketebilirsiniz ancak pek lezzetli olduğunu söyleyemem. 

Solo A Star Wars Story'nin ne olacağını bilememesinin yanında gerekli misyonu üstlendiğini de düşünmüyorum. Koca bir evrende geçen fakat geçmişi anlatan yeni bir film çekeceğinizde iki alternatifiniz var. Ya zaten izleyicilerin tüm karakterleri tanıdığını varsayacak ve bazı şeyleri anlatmak için ekstra zaman harcamayacaksınız ya da seriye yeni hayranlar kazandırmaya odaklanıp bir giriş hikayesi anlatacaksınız. İşte Han Solo filmi bu ikisini de yapamıyor. Star Wars hayranlarını tatmin etme ihtimali çok düşük olduğu gibi seriyi hiç izlememiş birine Star Wars'u sevdirebileceğini de sanmıyorum. Dolayısıyla Lucasfilm burda ciddi bir hedeften sapma yaşamış durumda. Kime hitap ettiğini kendi de bilmeyen bir hikaye çıkmış çünkü ortaya.

Herkesin yanıtını merak ettiği soru ise malum: Yeni Han Solo olmuş mu? Alden Ehrenreich bu rol için seçilmesi çok heyecan uyandıran bir gelişme olmamıştı. Karşımızda çok tanınan ve bilinen bir isim olmadığından ortaya nasıl bir sonuç çıkacağı konusunda endişeliydik. Kendi adıma Alden Ehrenreich'ın çok kötü bir Han Solo olduğunu düşünmüyorum. Fakat beklediğimiz Han Solo da değil kesinlikle. Bunun sebebi ise oyunculuk kabiliyeti değil, senaryo gibi görünüyor. Karakterin inandırıcı bir gelişim yaşamasını ve sonda tanıdığımız Han Solo'ya dönüşmesini bekliyoruz. Fakat o inandırıcı gelişim hiçbir zaman yaşanmıyor. Aniden karşımızda Harrison Ford'ın canlandırdığı Han Solo'ya benzer bir versiyon olduğuna inanmamız bekleniyor. Bu da Alden Ehrenreich'ın izleyiciler tarafından kabullenmesini zorlaştıracaktır diye düşünüyorum. Kısacası o elinden geleni yapsa da karaktere çizilen çerçeve sıkıntılı.

Heyecanla beklenen bir başka karakter ise Lando Calrissian'dı. Billy De Williams'ın hayat verdiği bu karakterin gençliği olarak Donald Glover'ı görüyoruz. Son zamanların yükselen isimlerinden biri olan Glover hiç fena değil. Kendisine müsade edilse şahane olacağına inancım tam. Fakat senaryonun çizdiği çerçeve sorunu burada da baş gösteriyor. Donald Glover sınırları zorlamaya çalışsa da bu kendisine tanınan kısa ekran süresi içinde çok mümkün olmuyor. Kendisinin ileride Lando Calrissian solo filmiyle karşımıza çıkma ihtimali var. Belki orada asıl beklediğimiz performansı sunacak fırsatı bulabilir diye düşünmeden edemiyorum.

Fragman.

Game of Thrones'tan tanıdığımız Emilia Clarke aslında hikayenin önemli bir kısmını oluşturuyor ama buna rağmen masaya ekstra bir şey koymayı başaramadığını düşünüyorum. Terminator Genisys'ten bir tık daha iyi bir performans sergiliyor. Ancak karakterin yapacağı hamleleri önceden tahmin edebiliyorsunuz. O yüzden karakterini izlerken seyir keyfi almak fazla mümkün olmuyor.

Bir de filmin kötüsü Dryden Vos'a hayat veren Paul Bettany'e değinmek lazım. Onun da filmde çok fazla sahnesi yok. Hikayeye etkisi bir olaylar zincirini yaratmakla kısıtlı diyebilirim. Üstelik bu kötüye daha önce farklı bir oyuncu hayat veriyordu. Onun yeniden çekimlere katılmamasının ardından yerine Paul Bettany getirildi. Kendisi hikayeye sonradan dahil olmuş bir isim olmasına rağmen başarılı bir performans sergiliyor. Son yıllarda JARVIS'in sesi ve Avengers'ın son üyelerinden Vision olarak izlediğimiz Bettany'i kötü adam olarak seyretmek keyifliydi. Onun dışında ufak rollerde yer almalarına rağmen Westworld'den tanıdığımız Thandie Newton'ı da çok başarılı buldum. 

Solo A Star Wars Story'nin benim için en büyük hayal kırıklığını ise en sona sakladım. Han Solo'nun gençliği anlatılacak bir film geliyor denildiği zaman onun karakter gelişimini seyredeceğimiz bir olay akışı beklemiştim. Yani A New Hope'ta gördüğümüz adama nasıl dönüştüğünü, ne zorluklar yaşadığını, bildiğimiz şahane pilot oluş sürecini görmek o karizmatik havaya nasıl kavuştuğunu anlamak isterdim. Fakat bence film en büyük hatayı burada yapıyor. Özellikle harika bir pilot oluşu çok kötü bir şekilde anlatılıyor. İmparatorluk pilotu olarak nelere katlandığını, nasıl eğitim aldığını görmek isterken bu süreç "3 sene sonra" yazısıyla hızlıca geçiştiriliyor. Ardından hareket halindeki bir aracı herhangi bir yere çarpmadan kullandığı için "şahane pilot" oluveriyor. Yani film aslında bizim seyretmek istediğimiz kısmı bir zaman atlamasıyla geçmeye ve daha heyecanlı olduklarını düşündükleri bir noktadan devam etmeye çalışıyor. Bunun için çabalamak yerine bize pilotluk eğitimini gösterseler, ardından ikinci bir filmde bu soygun hikayesini daha başarılı, daha inandırıcı şekilde anlatabilirlerdi. 

Kısacası Solo A Star Story izlenmeyecek kadar sıkıntılı, inanılmaz derecede kötü bir film değil. Fakat Han Solo sinema izleyicilerinin gönlünde yeri çok başka olan bir karakter. Onu hakkını vererek anlatmak için daha çok çaba harcamak, biraz da olsa risk almak gerekiyordu. Buna rağmen Alden Ehrenreich'i seyrederken karşımda Han Solo'nun olduğunu hissetmedim. Bunun nedeni oyuncu değişikliği değildi. Star Wars sevenler bu değişikliğe zaten alışık. Önce Alec Guinness'in hayat verdiği Obi-Wan Kenobi'yi daha sona Ewan McGregor devralıp karakterle özdeşleşmeyi başarabilmişti örneğin. Yani bunun mümkün olduğunu, değişime kapalı olmadığımızı zaten biliyoruz. Sorun oyuncunun role uygun olmayışı ve senaryonun da bolca eksiği olmasından kaynaklanıyor. Yine de Solo A Star Wars Story'nin prodüksiyon sürecinde yaşadığı tüm zorlukları düşününce ortaya seyretmesi mümkün bir iş çıkmış. Sadece beklentileri fazlasıyla düşürmek gerekiyor. Star Wars veya Han Solo filmi değil de, uzayda geçen bir western filmi seyredecekmişsiniz gibi düşününce daha fazla keyif almanız mümkün.