Huzura ihtiyaç duyduğumuzda açıp oynadığımız ve 16-bit grafikli bir çiftlik oyunundan çok daha fazlası olan Stardew Valley, bir oyuncunun hayalini gerçekleştirmesinde yardımcı oldu.
Samuel adlı Amerikalı bir oyuncunun çocukluk hayallerinden biri çiftlikte yaşamaktı. Lakin, hayat onu da farklı yerlere götürdüğünden bu hayali yarım kalmış. Geçen yıl alıp oynadığı Stardew Valley'den o kadar etkilenmiş ki yıllardır yaşadığı Illinois'deki evini bırakıp kırsaldan bir çiftlik satın almış. PC Gamer'a konuşan Samuel hayatını ve bu kararı nasıl verdiğini anlatıyor. Siz de gelin ve dinleyin.
Samuel penceresini açtığında geceleri evinin önünden geçen trenlerinin sesini duyuyormuş. Şehrin gürültüsü yetmezmiş gibi her gece bu sese maruz kalmak hoş değil. Halasının çiftliğinde, üzüm bağlarının arasında koşarak büyüyen biri için şehir hayatının karmaşası ona fazla gelmeye başlamış. Kimse ait olmadığı bir yerde yaşamak istemez. Stardew Valley’deki Joja firması gibi ruhsuz bir yerde çalışmasa da ne hayatı ne de içinde yaşadığı ev onu tatmin etmiyormuş.
“Beni yanlış anlamayın. İşimi seviyorum. Ama evinize döndüğünüzde göreceğiniz tek şeyin 4 duvar olması bir süre sonra can sıkıcı oluyor. Dışarı çıkabiliyorum ama kapıdan dışarı adımımı attığım an kendimi şehrin ortasında buluyorum. Dışarı adım atıyorum ve her yer beton. Yapabileceğim hiçbir şey yok. Burada ne yapılabilir ki? Bara gidebilirsin sanırım. Alkoliğin teki olabilirim ya da açık havada dikilebilir ve yere bakabilirim.”
Bir çoğumuz gibi o da hayatını oyun oynayarak geçiriyormuş. Oyunlardan söz ettiğinde Mass Effect: Andromeda’yı biraz eleştirmiş ve Dust: An Elysian Tale’yi ne kadar çok sevdiğini itiraf etmiş. Yaklaşık 8 yıldır da EVE Online oynuyormuş. Harvest Moon oyunlarını oynamış ve sevmiş olsa da Stardew Valley’in onda özel bir yeri var. Kırsal kesimde büyüyen biri için, o türden bir hayatın güzel nüanslarını çok güçlü bir şekilde yansıtıyormuş.
“Onda ufak bir parça cazibe vardı. İnsanların başka hiçbir yerde bulamayacağı, onları alıp götüren bir sihir gibi, çok samimi ve içtendi.”
2016 geçip gittiğinde oyunda 120 saate ulaşmış, sanal dünyası bir cennete dönüşmüştü. Soğuk bir Aralık günü huzursuzluğunu da yanına alarak evine girmiş. Artık şehirden çıkması gerekiyormuş.
“O tür bir yaşam tarzının nasıl olduğunu farkına vardım. Ellerimi kirletmek, dışarı çıkıp toprağı kazmak ve neler yetiştirebileceğimi görmek istedim. İnsanlar sürekli telefonlarına bakmaktan yoruluyorlar ve eninde sonunda bir gün kendilerine bakıp şu soruyu soruyorlar. Ben hayatımla ne yapıyorum? Hayalimi kapıp onunla koşmam ve elimdeki bütün fırsatları değerlendirmem gerektiğini fark ettim.”
Yeni yılın ilk günü Samuel iş arkadaşlarıyla yeni yıl planları hakkında sohbete dalmış. Bir çiftlik satın alacağını, tavuklara ve iki hindiye sahip olacağını, hindilerine Noel ve Şükran Günü isimlerini koyacağını ve hep yapmak istediği bu şeyi gerçekleştireceğini söylemiş. “Herkes çıldırdığımı düşündü” diyor gülerek.
Sonrasında ilk ziyaret ettiği çiftliği beğenip satın almış. Çiftlik hem işine hem de anne babasının evine 20 dakika uzaklıkta ve buna rağmen hiçliğin ortasında bir yerde tek başınaymış. Epey de bakıma ihtiyacı varmış. Buna aldırış etmeden tarıma başlamış. Şu an soğan, bakla, salatalıkları ve bir sıra lahanası var. Biraz da marul ve fasulye sırığıyla birlikte dedesi gibi bir miktar tütün ekmek istiyor. Bir arkadaşı ona 2 elma fidanı hediye etmiş ve o da dikmiş. Üzümleriyle reçel ve şarap, şerbetçi otu alıp bira yapmak istiyormuş. Şimdi gerçekten kıskandım.
Çiftçilik hakkında çok bilgisi olmasa kendinden emin. Dedesi de çiftçi olduğu için bunun kanında olduğunu söylüyor. Bazı arkadaşları ona bu cosplay işini fazla ileri götürdüğü söylemiş ama o aldırış etmemiş. Her ne kadar Stardew Valley’deki gibi yaşadığını söyleyip şaka yapsa da arazisini kendisine yetecek hale getireceğinden emin değil. Sonuçta oyundaki gibi yüzlerce sebze meyve yetiştirip bir sepete atarak birkaç bin dolar kazanamayacak. Bir süreliğine hem çiftliğiyle ilgilenmek hem de geçimini sağlamak için geceleri çalışması gerekiyor. İlk başta günde 3-4 saat çiftlikle uğraşmanın yeteceğini düşünse de istediği şekle gelmesinin birkaç yıl alacağının farkına varmış. Her gün birkaç dakikalığına ne yaptım ben, hata mı ettim diye düşünüyormuş. Günde 6 saat çalışıp yorulduğunda eline çok bir şey geçmediği oluyormuş. Her şeye rağmen eskisinden daha mutlu ve huzurlu olduğunu söylüyor ve bunu duymak rahatlatıcı.
Şu an 33 yaşında olan Samuel'in yaklaşık 1 hektarlık (10 bin metrekare) arazisi, bir ahırı, kulübesi, 2 San Bernand cinsi köpeği ve tadilata ihtiyaç duyan bir evi var Ömründe sahip olmadığı kadar çok sorumluluğa sahip artık. Samuel geleceği hakkında endişeli değil. Yaşadığı her günün tadını çıkarıyor. Birkaç yıl içinde evlenip çocuk sahibi olmayı düşünüyormuş. Uzun bir süre karamsar düşüncelerden kendini kurtaramamış. Kendi arazisiyle ilgilenmek varken sürekli karamsar düşünmenin ve dünyanın sorunlarına bakıp endişelenmenin boşa olduğunu söylüyor. Günün sonunda dışarı çıkıp tavuklarını yemlemesi gerekiyor, çünkü nasılsa dünya bir şekilde kendi çaresine bakacak. Bu yüzden saçları ağarmaya başlasa bile asla eski hayatına geri dönmeyecekmiş.
"Her şey olmasını istediğim gibi."
