Serinin geçmişine detaylı bir bakış
Devamını okuŞimdi bakın. Vizontele’de televizyonla ilk tanışan köy halkı durumuna düşmeden NFT ve blok zinciri hakkında nasıl konuşabiliriz diye çok araştırma yaptık. Data bölümündeki yazılara göz gezdirenler bu teknolojilerin güncel kullanım alanlarına çok sıcak bakmadığımı biliyorlardır. Ama peki ya teknolojinin kendisi? Blok zinciri nedir, NFT nedir? Bitcoin hani böyle ele avuca sığmaz bir şeydi? Şimdi nasıl oldu da her yerden alınıyor? (Öbür yandan bu kripto para, NFT satan siteler nasıl tak diye milletin parasıyla ortadan kaybolabiliyor?)
Bir teknoloji tek başına tabiatı gereği kötü bir şey olabilir mi? İşte beni bu mini-dosyayı derlemeye iten de buydu. Anton da NFT ve blok zincirinin yardımına koştu benimle birlikte, ilerleyen bölümlerde onun araştırmalarının meyvelerini de göreceksiniz.
İlk önce NFT nedir, onu bir netleştirelim. NFT - Non-fungible token. Yani, “takas edilemez jeton”. Takastan kastımız şu: Örneğin sizin bir liralık demir paranızla benim bir liralık demir paramı takas etsek, bir şey kazanıp kaybetmiş olmayız. Kripto paralar için de bu geçerli. Bir Bitcoin eşittir bir Bitcoin, cüzdan kodları farklı da olsa değerleri eşit. Ama NFT’lerin her biri şahsına münhasır. Her birinin kendine özel bir kodu ve bu koda o NFT’yi yapan kişinin biçtiği bir değer var.
Bored Ape de bu işten ne para kaldırdı ama... Hayır, bari bir şeye benzese. Şu dizaynı bir ben mi itici buluyorum?
Aslında NFT 2014’ten beri var olan bir teknoloji ama NFT’lere vitrin olarak bir resim ya da gözle görülür başka bir şey ekleme fikri yeni. Ve bir .jpg dosyayı oluşturmanın kolaylığıyla patlayan NFT piyasası, şu anda hızlı bir düşüşe geçmiş durumda. Ama taşların yerine oturabilmesi için en baştan başlamak istiyorum.
2008’de ABD’de “mortgage” denilen konut kredilerinin ipotek altına alınması, bu durumun da bir kısır döngüye dönüşüp kendi ağırlığı altında çökmesi üzerine ekonomi darmaduman olmuştu. Aslında kripto paralar da bu çalkantının içinden çıkıyor ama o işe girersem bu dosya asla bitmeyebilir. Ama yine de basit bir şekilde açıklamak istiyorum durumu çünkü o çöküşün sebebinin bizim konumuzla bir ortak değişkeni var.
İnsanın doğası
Konut kredisinin ipotek altında olması demek, olur da krediyi ödeyemez duruma gelirseniz satın aldığınız evin tapusunun tekrar krediyi aldığınız bankaya geçmesi demek. Bu da siz kredinin tamamını ödeyememiş de olsanız, bankanın evi yeniden satıp “zararını” karşılayabilmesi anlamına geliyor. 2008’deki kriz öncesinde ipotekli konut kredilerini garanti kazanç olarak gören sistem altında bolca ev yapılıyor. Bu sistemin işleyebilmesi için bankalar önüne gelene konut kredisi veriyor, hem de agresif satış taktikleriyle konut kredisini ödeyemeyecek bir ton insana bir ton konut satılıyor. Ne de olsa krediyi ödeyemezlerse evi yeniden satar, parayı çıkarırız. Değil mi? Peki ya halihazırda bu kadar konut satılmışken ipotekli konutları kime satmayı planlamışlardı?
İşte Amerikan ekonomisi 2008’de bu sebepten çakılıyor. Sadece ekonomi çakılmıyor, ayrıca tonla boş konut, tonla da evsiz ve beş parasız insan ortada kalıyor. ABD 2008’in etkilerinden hâlâ kurtulabilmiş değil.
2022 yılından dönüp de geriye baktığımızda bu çok bariz bir sonuç gibi görünüyor olabilir. Yani elbette bir yığın ev yapar ve bunları kredisini ödeyemeyecek insanlara taksitle satar, sonra da geri alırsan üstüne daha da çok ev satamazsın. Biz buna düz hırs, açgözlülük diyoruz. Nasıl insanın gözünü kör ediyor işte.
Şu anda özellikle NFT’ler özelinde yaşanan olay aslında ABD’nin Mortgage krizinin öncesine çok benziyor. Sadece kapsamı o kadar büyük değil, bir URL ve birkaç bin dolar kaybetmek ve evinden olmak aynı kefeye konulamaz sonuçta. Ama bir soru: Değerlenebilir kisvesi altında satılan bunca NFT’nin sahibi daha sonra onları kime satmayı planlıyor? Üstelik de bu kadar NFT satılmışken. Üstelik de orijinal bir NFT edinmek gittikçe kolaylaşıyor, fiyatı gittikçe çakılıyorken…?
Vefatının ardından 2021 Oscar seremonisinde Chadwick Boseman'ı onurlandırmak üzere üzerinde suretinin olduğu bir NFT üretilmişti. NFT satılsın ve üzerinden para kazanılsın diye tasarlanan bir şey olduğundan sevenleri bu işi pek de "onurlandırıcı" bulmamıştı hatırlarsanız.
Hype kültürünün ekonomik yansımaları
Resim satın aldığını sanarak NFT alanlar mı dersiniz, ne idüğü belirsiz, üç gün önce hortlamış sitelere parasını kaptıranlar mı dersiniz... Yepyeni bir yatırım aracıymış gibi pazarlanan bu NFT akınına akıl almayacak miktarlarda para döküldü. Ünlüler aldı sattı, sohbet programlarında NFT’lerini karşılaştırdılar; vay efendim Elon Musk’tan Banksy’e, Paris Hilton’a kadar ekonomi ya da teknolojiyle alakası olan olmayan herkesin bir NFT’si oldu.
Bu “hype” başlayalı 2 sene olmadan NFT marketi hızlı bir düşüşe geçti. NFT alıp satanların da NFT’den konuşanların da sayısı korkunç bir hızla düştü. Eee… Vurgununu yapan yaptı.
Böyle söylemek istemezdim gerçekten ama işin aslı bu. Geçtiğimiz senelerde kripto çevrelerinde bir durgunluk ve düşüş yaşanması, hemen peşinden de NFT’lerin patlaması bir tesadüf değil. NFT’ler maymunlu, aslanlı, alacalı bulacalı vitrinlerini kullanarak tam olarak ne yaptığını bilmeyen insanları kripto para almaya itmek üzere tasarlanmışlardı. Çünkü kripto çevrelerinin taze kana ihtiyacı vardı. Yoksa NFT neden Etherum’la, Bitcoin’le satılsın? TL kullanarak alsam örneğin, NFT’nin satıcısının cebine girecek miktar aynı. Sonra neye çevirirse çevirsin.
Taze kandan kastımın gerçek para olduğunu anlamışsınızdır umarım. Çünkü her ne kadar kripto çevreleri kendilerini bankalardan uzak, özgürlük içinde alışveriş ve yatırım yapılabilen yeni bir para cenneti olarak da tanımlasalar, kripto paralar şu anda zamanı geldiğinde “gerçek” para için satabileceğiniz gizli ve güvensiz bir zula olmaktan çok da öteye geçemiyor.
Blok zinciri ve kripto paraların birçok sorunu var ve bu sistemleri kuran ya da ellerinde tutanlar da bu sorunları masaya yatırmayı reddediyorlar. NFT muhabbetinin de gösterdiği gibi, en büyük sorun insanın ta kendisi. Peşinden de enerji sarfiyatı.
Bir ara da bu furya vardı. Her isteyen, istediği Tweet'i NFT'ye çevirebiliyordu sorgusuz sualsiz.
Bir enerji harcayan kripto mu?
Söz konusu özellikle NFT’lar olduğunda bu lafı çok duymuştuk. Kripto çok enerji harcıyor.
Ki biz oyuncular olarak bu işe çok daha yakından aşinayız. Birileri kripto paraların kodlarını çözmek için gece gündüz çalışan bilgisayarlar kuracak diye biz bir ekran kartı bulamaz olduk. Var olanların fiyatları da talep arttığından iyice uçtu.
Kısır döngü yine aynı: Parası olan bilgisayar sistemini kuruyor. Kripto çıkarıyor. Daha çok para kazanıp daha büyük bir sistem kuruyor. Çünkü kripto gerçek dünyadan bağımsız bir hayaller dünyası değil. Kriptoyu savunanlar diyor ki bir tek kripto mu enerji harcıyor? Bankacılık sistemi bir günde ne kadar elektrik yiyor? O ATM’ler gece gündüz durmadan çalışıyor mesela. Oraya giden enerji, enerji değil mi?
Kripto para çıkarmak için kullanılan enerjiyi kesin olarak bilmek çok mümkün değil. Bir kere çok gelişmiş sistemlerle yüklü miktarda kripto çıkaran insanlar daimî olarak elektriğin daha ucuz olduğu yerler arayışındalar. Bunun yanı sıra, kripto gibi kriptoyu çıkaranları da takip eden kesin bir sistem yok. Güvenilir tahminler kriptonun bir yıllık elektrik üretimini, küçük endüstriyel bir ülkeninkiyle eş gösteriyor.
Ama YouTube kanalı Folding Ideas’ın kripto paralarla ilgili hazırladığı “Line Goes Up” adlı uzunca videoda karşılaştığım şu istatistik de ilginç: Verilere göre Bitcoin üzerinden 6 saatte gerçekleşen veri akışına denk miktarda veri, finans şirketi VISA üzerinden yaklaşık bir dakikada işleniyor. Ve bu sadece VISA. Bunun Master Card’ı var, Maestro’su var, American Express’i var… Evet, global bankacılık da elektrik harcıyor. Fakat global bankacılık şu anda dünyanın her yerindeki insanlara ve devletlere hizmet vermekle meşgul.
Kriptonun enerjisini yiyen ve karbon izini bırakan ise birkaç bin, cebi halihazırda dolu kimse.
Bu adamın bütün NFT'leri çalınınca bu Tweet'i viral oldu. Millet bolca dalga geçti, üstüne Tweet'in ekran görüntüsünü NFT'ye çevirip sattılar.
Sadede gelecek olursak…
Söz konusu kripto olduğunda suçu birkaç yüz dolarlık kripto alıp biraz yükselince satan sıradan insanlarda aramak doğru bir yaklaşım değil. NFT olduğunda da bir şekilde dolandırılmış insanlara parmak doğrultup dalga geçmek çözüm değil.
Bu teknolojiler özünde kötü ya da hiçbir elle tutulur yanı olmayan sistemler değiller. Aksine, sanal ortamda bir şeylere devamlı ve kesin bir şekilde sahip olabilmemizi sağlayacak bir düzene ihtiyacımız var cidden. Bu Steam kütüphanemizdeki oyunlar olur, Spotify’daki şarkılarımız olur, kırk farklı yerden kiraladığımız filmler ve diziler olur…
Örneğin son birkaç gündür Battle.net’ten satın aldığı oyunları silinen ve destek hattının, “Siz böyle bir oyun hiç almamışsınız” dediği insanların sıkıntılarını okuyorum. Ta fi tarihinden faturasını bulabilen olur, bulamayan olur. Dijital ortamda da bir güvencesi olsa ya.
Şu anda kriptonun riskli olmasının en büyük sebebi, bu sistemi elinde tutan insanlar. Kendi kurdukları sistem onlara bu kadar iyi hizmet ettiği sürece de böyle sürüp gidecektir. Bu düzen ne zaman ve ne şekilde son bulur, ya da değişir; bunu öngörebilecek kişi ben değilim. NFT beklenilen çöküşü şu anda yaşıyor. Kriptonun serüvenini ise izleyip göreceğiz.
Potansiyel Kullanım Alanları - Anton Semchenko NFT'lere o kadar kızdık, sövdük falan ama durum gerçekten bu kadar mı kötü? Hiç mi mantıklı bir kullanım alanı yok? Var tabii. Enerji tüketim problemini çözdüğümüzü varsayarsak birkaç potansiyel kullanım alanından bahsedebiliriz. Fiş NFT dediğimiz şey özünde bir fiş. Sahtesini üretemediğimiz veya üzerinde oynama yapamadığımız, cafcaflı bir fiş. Dolayısıyla fişleri kullandığımız her yerde kullanabiliriz kendisini. Hatta tamamen dijital olduğu ve üçüncü partiye bağlı olmadığı için gündelik alışverişimizde büyük bir rol oynayabilir. Diyelim ki süpermarketten bir balık satın aldınız. Pişirdiniz, güzel güzel yediniz ve bir saat sonra zehirlendiğinizi fark ettiniz. Burada suçlu kim? Üzerine yanlış tarih yapıştıran süpermarket çalışanı mı? Balığı nereden satın aldığı konusunda yalan söyleyen toptancı mı? Yoksa balığı tutan balıkçı mı? Günümüzdeki teknolojiyle bunları tespit edebilmek için özel araştırma başlatmanız gerekiyor. Üstelik zincirin bir noktasında birisi rüşvet almış ve yalan yanlış numaralar basmış olabilir. Alternatif olarak herkesin NFT kullandığını hayal edelim. Balığı tutan balıkçı tuttuğu saati ve yeri tutan bir NFT yaratıyor. Toptancı bu balığı ve NFT'yi satın alıyor. NFT spesifik kamyonun cüzdanına bağlı oluyor. Aynı şekilde satın alan süpermarket bu NFT'yi satın alıyor ve sonunda size satıyor. Artık bütün zinciri tek bir internet aramasıyla görebiliyoruz. Alışveriş esnasında yapılan ihmaller çok daha kolay bir şekilde gün yüzüne çıkabiliyor. Aset Satın Alma Evet, NFT gerçekten de aset alıp satmak için kullanılabilir. Fiziksel dünyadaki sınırlamaları dijitale taşımalı mıyız konusunu bir kenara bırakırsak NFT'lerin en büyük problemi bağlantıların hayat beklentisi. (Burada aklınıza mazide kaybolan forum linklerini getirebilirsiniz. Aynı mantık. -Gülhis) Aseti satın aldınız, iki yıl sonra NFT'nin işaret ettiği bağlantı öldü ve elinizde fişiniz ile kalakaldınız. Peki bu bağlantı ölme problemini çözemez miyiz? Arweave geliştiricilerinin iddia ettiğine göre çözeriz. Hatta görünüşe göre onlar çözmüş bile. Sistem torrent gibi çalışıyor. Veriler kullanıcıların bilgisayarlarında ve sunucularında depolanıyor. Arada bir bilgisayar veya sunucu devre dışı kalırsa bizim haberimiz dahi olmuyor, her şey çalışmaya devam ediyor. Üstelik yüklenmiş verilerin değiştirilmesi de söz konusu değil (NFT için önemli bir ayrıntı). Nereden geliyor bu değirmenin suyu? Tabii indirdiği torrent'leri seed'leyen babayiğitler yaygın bir tür değil. Çoğumuz indirdiğimiz gibi siliyoruz. Arweave kullanıcıları neden seed'lesin? Kapitalist düzende yaşayan her örnek vatandaş gibi sorunun cevabını tahmin edebilirsiniz: Para. Bilgisayarlarını ve sunucularını hizmete açan vatandaşlar karşılığında ödeme alacak (bu ödeme tabii ki kendi kripto paraları cinsinden olacak ama oralara şimdilik girmiyorum). Kullanıcılar da dosya yüklemek istedikleri zaman bir kereye mahsus bir ücret ödeyecek. Evet sadece bir kere, 5mb başına yaklaşık 1 sent gibi bir ücret ödeyerek verilerinizi sonsuza kadar saklayabilirsiniz. En azından vaatleri bu yönde. Eğer bu arkadaşlar boş yapmıyorsa en azından teoride NFT'lerimizi bu sistemde saklayıp sonsuza kadar onlara sahip olabiliriz. |
Hazırlayanlar: Gülhis Canpolat & Anton Semchenko
Güzel yazı olmuş, elinize sağlık. Acaba sitedeki dosya yazılarını toplu olarak görebileceğimiz dosya yazısı sekmesi ekleme şansınız var mı?