The Surge'e Başlamadan Bilmeniz Gereken 5 Şey

Dark Souls'un bilim kurgulusu mu? Olur valla!

 Deck13 Interactive, Dark Souls serisine benzer Lords of the Fallen oyunlarıyla, o serinin kendine ait türüne farklı bir bakış açışı getirmeye çalışmıştı. Her ne kadar ben o oyunu keyifle oynasam da, açık açık konuşalım: Dövüş mekanikleri kötüydü, animasyonlar kütük gibiydi ve hepsinden fenası, ilham aldığı türe yeni bir şey kazandıracak hiçbir şey yapmıyordu. Fakat sonra The Surge geldi…

The Surge’ü şimdilik çok uzun süre oynayamadım. Fakat onunla geçirdiğim ilk dört saat sonrası diyebilirim ki, Deck13 Interactive bu sefer yarattıkları dövüş mekanikleri ve atmosferiyle kendine ait bir hava yakalamış gibi. Eğer siz de benim gibi bir Dark Souls/Bloodborne serisi sevdalısıysanız, büyük ihtimalle The Surge’ü aklınızın bir köşesine yazmışsınız, hatta belki çoktan oynamaya başlamışsınızdır bile. Eğer oyunu almayı düşünüyorsanız ya da alıp oyunun başlarında zorlandıysanız, eminim ki bu rehber işinize yarayacaktır.

The Surge, ilk 18 dakika.

 

1- Hangi exosuit?

The Surge’de herhangi birsınıf sistemi yok, bunun yerine oyunun başında kullanmak istediğiniz zırhı seçeceksiniz. Lynx zırhı hızlı ve çevik oynamak isteyenler; Rhino ise yavaş olup çok hasar vermek isteyenler için. Dövüş sisteminin, blok ve dodge (kaçma) olmak üzere iki ana dinamiği var. Bu iki hareket de dayanıklılık gücünüzden yemekte ve oyunun başında yaptığınız zırh tercihiniz burada devreye giriyor. Lynx zırhıyla bloklama ve dodge yaparken daha az dayanıklılık harcayacaksınız ama ağır saldırılarınız etkisiz olacak; Rhino’laysa dayanıklılık harcamanız çok fazla olurken aynı şekilde ağır saldırılarınız da daha etkili olacak. Eğer atik olup bir-iki vurup hızlıca geri kaçmayı seviyorsanız Lynx; tank gibi takılmak istiyorsanız Rhino zırhını seçin.

2- Dövüş tarzı ve düşmanlar

The Surge’ün düşmanları, ilham aldığı Dark Souls serisi akranlarından daha farklı bir tarza sahip. Burada her kapışmanız ölüm kalım savaşına dönüyor. Az ama öz gelen düşmanlar, özellikle de oyunun açıldığı ikinci bölümde ağzınıza ağzınıza vuracak. Fakat benim The Surge’de en çok takdir ettiğim ve hoşuma giden en önemli dövüş mekaniği, uzuv sistemi. Bir düşmana kilitlendikten sonra, right-stick’le kolları, bacakları, kafası ve gövdesi arasında seçim yapabiliyorsunuz. Eğer seçtiğiniz uzuv mavi renkteyse, bu düşmanın o uzvunda zırh yok demek. Bu uzva vurarak düşmanları kısa ve öz bir şekilde öldürebilirsiniz. Fakat esas olay, sarı renkli, yani zırhlı uzuvlarda. Düşmanlar bu uzuvlara aldıkları hasarlarla karşı daha dayanıklılar fakat belli bir uzva çok hasar verdiğiniz taktirde finishing move yapma şansınız var. Bu finisher’lerle hasar verdiğiniz uzvu direkt olarak kesebilirsiniz. Eğer düşmanın silah tutan kolunu keserseniz, silah; zırhlı yerlerine vurursanız da kendi ekipmanınızı geliştirmek için kullanacağınız zırh parçacıkları düşürebilirsiniz.

3- Haritaların yapısı

The Surge’ün labirent yapısındaki bölümleri ilk başta kafa karıştırsa da, aslında çok iyi tasarlanmışlar, birbirlerine bağlı ufak alt-arenalardan oluşmaktalar. Her bölümde, seviye atlayıp ekipmanlarınızı geliştirebileceğiniz sadece bir adet MedBay (Bonfire işte, Bonfire!) var. Bölümde ilerledikçe, o MedBay’e kolay yoldan gidebileceğiniz birden fazla kestirme yol açacaksınız.

4- İlk boss

Oyunun ilk bölümünde, Exosuit’inize güç kaynağı bulup, fabrikanın sistemlerini baştan başlattığınızda, reaktör odasına girmeden önceki büyük avluda sizi, adı P.A.X. olan bir sürpriz bekleyecek. P.A.X. her ne kadar heybetli görülse de aslında çok kolay bir boss. İlk aşamada yapmanız gereken ayaklarına vurup, can göstergesinin altındaki diğer bar’ı doldurmak. O dolduktan sonra P.A.X. kendisini geri çekip ve füze salvolarına başlayacak. Tam bu esnada dibine girerseniz sizi hedef alan füzelerden bazıları kendisini vuracak. İşte ona esas hasarı bu zaman vereceksiniz çünkü füzeden hasarı alan P.A.X., bu sırada yere yatacak ve zayıf noktası olan gövdesi açıkta kalacak. Üç dört defa vurduktan sonra geri çekilin ve dövüşün geri kalanında aynı taktiği izleyin. P.A.X. bütün dövüş boyunca aynı animasyonlarla saldıracağından uzmanlaşması çok kolay bir boss. Ayaklarını havaya kaldırdığında geri kaçın, eliyle gerilip size vurmaya çalıştığındaysa ileri zıplayarak ayaklarının arasına girmeye çalışın. P.A.X.’i öldürdükten sonra, arenanın girişinden sağ tarafta kalan asansörle üst platforma çıkıp, treni kullanarak bir sonraki bölüme gidebilirsiniz.

5- Kısa kısa

  • İkinci bölümde karşılaşacağınız, yaklaştığınızda tokmağa dönüşen uzun menzilli silahlı düşmanların aggro’sunu almak için drone’unuzu kullanın.
  • Oyun her ne kadar klavye ve fare ile oynanabilir seviyede olsa da, tavsiyem Xbox One veya PS4 gamepad’i oynamanız yönünde.
  • Seviye atlamak ve ekipmanlarınızı geliştirmek için kullandığınız hurdalar, öldüğünüzde yere düşmekte. Tıpkı Dark Souls’daki gibi gidip geri almanız lazım. Ama yeniden hayata döndüğünüzde, iki dakika boyunca öldüğünüz yere gitmezseniz hurdalarınız kayboluyor. Onun için çabuk olun!
  • Eli bıçaklı düşmanlara dikkat edin, beklenmedik derece hızlılar ve oyunun başlarında çok zarar veriyorlar.
  • Hurdalarınızı MedBay’de, seviye atlamak ve ekipmanlarınızı geliştirmek için kullanabilirsiniz. Hurdalarınızı kullanarak zırhınızın seviyesini geliştirebilir ve daha önce giremediğiniz yerlere girebilirsiniz (önündeki terminallerde sayı olan kapılar, o yere girmek için sahip olmanız gereken zırh seviyesini göstermekte). Ya da hurdalarınızla silahlarınızı geliştirip ve yeni silahlar/zırhlar yapabilirsiniz.
  • The Surge zor bir oyun. İlk birkaç saatte kontrollere ve oyunun temposuna alışana kadar bol bol ölmeye hazır olun!
YORUMLAR
Parolamı Unuttum