Bugün Where the Water Tastes Like Wine'a gelen yeni içerik güncellemesini okurken, oyunun çıkışının ardından yazmış olduğum bu makale geldi aklıma ve sizinle de paylaşmak istedim. Oyun bu yazımdan sonra daha da fazla mesafe kat etti, geliştiricisi oyuna güvenmekten, daha iyi hale getirmekten hiç vazgeçmedi. Eleştirmiş olduğum noktaların çoğu ve hatta daha da fazlası düzeltildi. Dolayısıyla yazıyı okuduktan sonra ilginizi çektiği taktirde bu oyuna bir şans vermenizi öneririm kendi adıma. En azından takibe alın, belki indirime girdiği zaman bir göz atarsınız.
Bazı oyunları nedensizce seviyorum, aramda tuhaf bir gönül bağı oluşuyor. Bu tür oyunların başarılı olmalarını yürekten istiyorum, başkaları da benimle aynı keyfi yaşasın istiyorum. Ama elbette her istediğimiz olmuyor: daha geliştirilme aşamasından beri dikkatle takip ettiğim, çıkışını merakla beklediğim Where the Water Tastes Like Wine’ın ticari başarısızlığı da bunun en iyi örneklerinden biri.
Where the Water Tastes Like Wine maalesef beklenen ilgiyi göremedi ve oyunun geliştiricisi Johnnemann Nordhagen çuvaldızı bolca kendisine de batırarak sitem dolu bir makale yazdı. “Oyun ticari anlamda büyük bir felaket oldu. Tam sayıyı veremiyorum ama oyunu ilk haftalarda satın alanların sayısı beni Twitter’da takip edenlerden daha azdı ve benim pek fazla Twitter takipçim yok.” dedi mesela. Nordhagen’in takipçi sayısının 4000 civarında olduğunu düşününce durumun vahameti daha net anlaşılıyor.
“Şimdiye kadar oyundan 0$ kazandım. Bu kulağa yüksek geliyor olabilir ama oyunu dört yılda geliştirdiğim düşünülürse bu da yıllık yaklaşık 0$’a geliyor. Oyuna katkıda bulunan diğer isimlere yaklaşık 140,000$ ödediğimi düşünürsek sanırım parasal anlamda buna değdiğini söylemem pek mümkün değil” diyor Nordhagen.
Peki böylesine özgün ve güzel bir oyun nerede hata yapmış olabilir? Sanırım oyun geliştiriciliğine ilgi duyan herkes buradan kendisine bir ders çıkarabilir.
* PC kullanıcılarının fare ve klavyeye ne kadar düşkün olduklarını unuttu: Tamam ben de çoğu oyunda gamepad kullanıyorum ama bunun bir genelleme olduğunu düşünmek o kadar yanlış ki. Çoğu oyuncu hala daha oyunlarını klavye ve fare ile oynuyor, Dark Souls ve Nioh gibi oyunlar bile bu konuda acayip eleştiriler almadı mı? Eğer PC için bir oyun geliştiriyorsanız oyununuzda mutlaka ama mutlaka rahat klavye kontrolleri bulunmalı.
* Oyunun öğreti sistemi çok eksikti: Bazen oyununuz gizemli olsun, oyuncu bazı şeyleri kendi başına bulsun isteyebilirsiniz. Ama en basitinden oyuncu, oyunun bir envanter sistemi olduğunu şans eseri bulmamalı değil mi? Hadi gamepad ile oynarken zaten az sayıda düğme olduğu için tesadüfen harita açmak, envantere girmek, ıslık çalmak gibi özellikleri bulmak kolay. E klavyede tek tek tüm tuşlara mı basacağız? En azından “şu tuş şu işe yarar” diyerek oyunun temel mekaniklerini oyuncuya anlatmak lazım. Sırf bu da değil, mesela ritmik biçimde ıslık çalarak yürüyünce yürüme hızının arttığını bile başka yerden okuyarak öğrendim ben.
* Bir oyun yayınlamadan önce detaylıca test edilmeli: Bakın bu özellikle önemli bir husus. Oyuncuları “tester” olarak kullanmak gerçekten de hiç iyi bir fikir değil. Oyununuzu yeterince test etmez ve ettirmezseniz nelerin gözünüzden kaçtığını asla bilemez, eleştirilere de verecek cevap bulamazsınız. Where the Water Tastes Like Wine’ın en büyük sorunlarından biri oyunun sonlarına doğru temponun düşmesiydi, çünkü hikaye parçalarını bulmak için çok uzun mesafeler kat etmek gerekiyordu. Yaklaşık olarak 15-20 saat süren bir oyunun yarısına gelip de bu tür sorunlarla karşılaşmak oyuncuyu üzer. Test denen şey sadece yapısal hataları değil, tasarımsal hataları da ortaya çıkarır. Elbette bunlar sonradan yamalanabilecek şeyler ama oyununuz neden bu yüzden olumsuz yorumlar alsın, incelemelerde hanenize eksi puan yazılsın ki?
Bu yazdıklarım yine de oyunun kötü olduğu anlamına gelmiyor; ama özellikle de ‘sıradışı’ bir oyunla nispeten daha özel bir oyuncu kitlesine hitap edecek bir oyun geliştirirken yukarıdaki hususlara ekstradan özen göstermek gerekiyor. Çünkü oyunu satın alabilecek kitle zaten kısıtlı, bu kitlenin “klavyeyle oynamak işkence, sonlara doğru çok vakit kaybettirdi, ıslıkla yürümeyi oyunun yarısında öğrendim bu ne biçim iş” gibi yorumlar okuduğunda oyuna şans verme konusunu bir kez daha gözden geçirmiş olabileceğini anlamak lazım. Ama siz yine de bunları boşverin, gerçekten de çok özel bir oyun bu.
'Bir oyun yayınlamadan önce detaylıca test edilmeli'. Ne yazik ki gunumuzde yasanan en buyuk sorunlardan birisi bu. Oyuncular olarak 10-15 senedir kendimizi yapimcilar ve/veya yayincilar onunde o kadar ayaga dusurduk ki, cikarilan oyunlarin iyi olup olmamasini bile umursamiyor bazi yayinci ya da yapimcilar, nede olsa oyuncular oyunu alacak ve bizde zamanla duzeltecegiz, duzeltmez isek bile oyuncular bir sekilde duzeltecek bir yol bulur diyorlar. Tam oyun parasi isteyip ustune birde microtransaction ile doldulurmasini saymiyorum bile, oyuncular o kadar alisti ki buna kimse ses etmiyor neredeyse. Bu ozellik ile buyuk firmalarin tutumu. Hos son 1-2 senedir biraz hareketlenme olmaya basladi oyuncular arasinda buyuk yapimcilara karsi, ozellik ile EA'e karsi, umarim sonun bizler icin iyi olur. Tabi bunlar benim gorusum.
Bir suredir bu oyuna bakiyordum ve denemeyi dusunuyordum. Oyun su an Steam'de 60% indirimde, ilgisini ceken ve denemek isteyen var ise.
Edit: Ufak bir ekleme, konu ile alakasi yok ama, yorum yazma bolumune 'on izleme' gibi bir secenek eklenebilme olasiligi var midir? Uzun bir yorum yazdiktan sonra en azindan check etmesi daha kolay olur.