Video oyunları bizlerle buluştukları ilk günden bu yana her alanda kendilerini geliştirmeye devam ediyorlar. Grafiklerin nasıl her geçen yıl daha da ileriye gittiğine zaten hepimiz tanık oluyoruz, buna ek olarak oyun mekaniklerine de sürekli olarak yenileri ekleniyor. Oyunlar gittikçe daha detaylı hale geliyorlar.
Bununla birlikte bazı oyunlar var ki tüm bu görsel, dinamiksel ve mekaniksel gelişmelere rağmen eskimiyorlar ve hala çok eğlenceliler. Zamana meydan okuyorlar ve anladığımız kadarıyla bu meydan okuma kolay kolay sona erecek gibi durmuyor, umarım da durmaz. Biz de bu oyunlardan bazılarını kısaca siz sevgili Oyungezerler'e bir hatırlatalım dedik. Tabii ki listemizde unuttuğumuz oyunlar da olacak veyahut belki de hiç oynamadığımız için o zamana meydan okuyan "X" isimli oyunu yazmamış olacağız. Bu durumda lütfen yorumlarda listemizde eksik olduğunu düşündüğünüz oyunlardan bahsedin ki onlar hakkında da iki kelam edelim.
Ha bir de zamana meydan okumasına rağmen Remake/Remastered yapılan bazı oyunlar da listemizde yer alıyor. Ancak bizim düşüncelerimize göre bu oyunlar yenilenmeseler bile bugün bile keyifle oynanacak seviyedeler zaten. Hazırsak başlayalım efendim.
> Super Mario Bros.
Çocukluğumun efsane oyunu Super Mario Bros. bu listede olmazsa olmazlardan biri. Prenses Peach'i kurtarmak için kale kale gezip sürekli Toad (Mantar Kafa) ile karşılaşmak ve "Thank you Mario! But our princess is in another castle!" mesajını almak bir noktadan sonra tabii sinir bozuyordu. Özellikle 8. Dünya'da o incecik taş platformlardan atlamak zorunda kalmak, 8-3'te oyun tarihinin en büyük küfürlük düşmanı "Hammer Bro" ordusuyla karşı karşıya gelmek, Bowser'ın tuzaklarla ve gizli yollarıyla dolu o kalesinde doğru yolu bulmaya çalışmak küçük bir çocukken çok zordu (gerçi hala zor), ama bir o kadar da tatmin ediciydi. İşin en güzel yanıysa şimdi gidip internet tarayıcımda Super Mario Bros.'u açtığımda yine zevkle oynuyor oluşum ve günümüzde pek çok oyunun bu kadar basit bir yapım kadar zevk veremiyor oluşu. Tabii kimisine göre bu güzel bir yan değil, aksine oyun sektöründeki seri üretim oyun çıkışının zararları olarak da görülebilir.
> Metal Slug
"Run and Gun" oyun tarzının atalarından biri olan Metal Slug ile ilk defa PlayStation 1'de tanışmıştım. Kötü niyetli General Morden'ı durdurmak için yola çıkan bir grup askeri oynuyorduk. Oyunun hikayesi aslında çok da detaylı değil. Morden, dünya hükümetlerinin tamamını ele geçirmek için devasa bir darbe planı yapıyor ve ekibimiz de onu durdurmak için elinden geleni ardına koymuyordu. Bu savaşta da en güçlü silahlar her ortamda ilerleyebilen Metal Slug isimli özel tanklardı. Bu oyunun mekanikleri bugün bile pek çok eğlencelik oyuna öncülük ediyor ve hala ilk günkü gibi oldukça eğlenceli.
> Half-Life
Bu listenin "ağabey oyunlarından" biri de muhtemelen Half-Life'tır. Yaş olarak listedeki oyunların bazılarına oranla çok daha genç olsa da zamana meydan okuma konusunda eşsiz bir yapıya sahip ve bugün bile modcular tarafından hala aktif tutulan bir oyun Half-Life. Tek kişilik senaryo modundaki gerilim, çatışma hissiyatı ve keşifler, küçük ama akıl gerektiren bulmacalar bugün pek çok oyunda yok, olanlarda da Half-Life'ın seviyesini yakalayamıyorlar genelde. Daha da ötesi çok oyunculu modu da bugün bile arkadaşlarla nostalji yapmak için ideal oyunlardan biri. Crossfire açıp da "Beyler deprem yok, beylez lazer silahı yok. Uzun atlama kullanmak yasak" gibi lafları duymamış olanımız azdır herhalde? Bootcamp de yine oyunun efsanevi haritalarındandı ve pek çok güzel anıyı yanında getiriyor kesinlikle, ama Crossfire'ın tadı ayrı. Hele o laftan anlamayan, gidip sırf trollük yapmak için depremi açan o dayaklık arkadaş yok mu?
> Resident Evil
Resident Evil serisi bana kalırsa dördüncü oyundan itibaren (RE 4) çalkantılı bir ilerleyişe sahip ve konu fazla dallanıp budaklandı. Serinin kalitesi oldukça düştü. RE 7 ile seri kendini biraz toparlamış gibi gözüküyor, ancak o konuda da bazı şüphelerim var. Neyse efendim, ben asıl konuya bir geri döneyim. İlk Resident Evil oyunundan bahsedeceğim. Eğer ses sanatçılarının dalga geçilmelik seviyedeki kötü seslendirmelerini duymazdan gelebilirseniz (Jill Sandwich sana sesleniyorum...) Resident Evil bugün bile muhteşem bir oyun ve hala en gerici oyunlar listemde zirvede. Oyunun birden fazla remake/remastered'ı olduğu için listede olmasını yadırgayanlar olabilir. Ancak ister yeni nesile uyarlanan son versiyonunu oynayın, ister en eski sürümünü Resident Evil bugün bile büyük keyif veriyor. Aslında Resident Evil dediğimizde buraya bir de Resident Evil 3: Nemesis'i de kesinlikle eklemek lazım tabii.
> Prince of Persia: Warrior Within
Prince of Persia serisi ayrı bir yana Warrior Within ayrı bir yanadır benim için. Diğer Prince of Persia oyunlarını da severek oynayanlarımız illa ki vardır, ancak serinin diğer oyunları bence günümüzde pek de yeterli yapımlar değiller ve özellikle hikaye bazında derinlik sıkıntısı çekiyorlar. Keza savaş mekanikleri de öne çıkan özellikler barındırmıyor ve oynanış olarak seriyi geriye götürüyorlar. Quick Time Event dediğimiz ve doğru zamanda doğru tuşa bas, olaylar gerçekleşsin mevzusunu hiç sevemedim. Warrior Within'den sonra da serinin geri kalan oyunları bu mekaniğe çok bel bağladılar.
Üstelik PoP: WW'deki müzikler ve Dahaka bile tek başına oyunu unutulmazlar ve zamana meydan okuyanlar arasına sokmaya yeter de artar bile.
> Batman The Video Game (NES)
Nintendo'nun klasik oyun platformu NES'in en efsanevi oyunlarından biri de Batman The Video Game'di. Hatta Batman: Arkham Asylum'a kadar gelmiş geçmiş tek başarılı Batman oyunu olarak görülürdü bu oyun. Bulmalacalarıyla ve keyifli dövüş mekanikleriyle bambaşka bir oyun. Üstelik birkaç tane Batman gadget'ı da hanemizde. Gotham'ın o karanlık ve umutsuz havasını bir oyuna bu kadar üst düzey aktarmak gerçek bir başarı. Oynanış da hem zor hem de tatmin ediciydi. Bir bölümde takıldığınızda sinir krizi geçirmiyorsunuz, aksine daha iyisini yapmaya motive oluyorsunuz. O bölümü geride bırakabilmenin verdiği tatmin hissi ise bambaşka tabii ki. NES'im hala çalışıyor ve sanırım her sene bir defa baştan sona oynayıp hiç ölmeden bitiriyorum bu oyunu.
> StarCraft
Blizzard'ın en büyük yapımlarından biri ve RTS denince akla ilk gelen oyunlardan StarCraft. İkinci oyunun geleceğini duyduğumda yaşadığım "hype" dün gibi aklımda. StarCraft 2 her ne kadar keyifli ve başarılı bir yapım olsa da orijinal StarCraft'ın seviyesinde değildi, en azından çoğu oyuncu için durum bu. eSpor'a hayat veren ve bugün bile büyük turnuvaları düzenlenen StarCraft'ın bildiğiniz gibi çok yakında "Remastered Sürümü" de oyuncularla buluşacak. Oyun tarihinin en hüzünlü hikayelerinden birini barındıran oyun gerek senaryosu gerekse çok oyunculu moduyla 2030 yılında bile kalitesini koruyacak. Belki kulağa aşırı iddialı geliyor, ancak remastered sürümünde oynanışa gram dokunmayıp sadece çağımıza uygun bir hale getirdiklerini düşünürsek Blizzard'ın da oyunu mükemmele yakın gördüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.
> Age of Empires II
Listemizde yine yeniden elden geçirilmiş bir oyun var ve yine bir RTS. AoE II tıpkı yukarıdaki oyunlar gibi eskimeyen, hala çok çekişmeli ve keyifli bir oyun. Irk ve millet çeşitliliği, yüzlerce çeşit asker seçeneği, ekonominin önemi, ordu kontrolü ve daha nice özellikleriyle bugün bile AoE II ile yarışabilecek RTS sayısı az. Teknik olarak AoE II seviyesini aşan oyunlar oldu tabii ki, BFME'den tutun da CoH'a kadar nice oyun sayılır. Bununla birlikte hiçbiri bir Age of Empires II hele ki AoE II: Conquerors değil. Age of Empires II'nin HD sürümü her ne kadar beklenen ilgiyi göremediyse de yine de başarılıydı. Bu listede AoE yerine belki Stronghold yazabilirdik diye düşünmeden de edemiyorum. Sanırım duygusal olarak AoE II'nin yeri bende çok daha ağır bastığı için bu tercihi yaptım sevgili Oyungezerler.
> Baldur's Gate
Bir Diablo klonu var karşımızda ancak Diablo'nun o dönemdeki eksikleri ve sıkıntıları giderilip, daha oynanabilir hale getirilmiş sürümüydü Baldur's Gate. Tabii ki hikaye derinliği ve RYO olarak eşsiz bir oyun olması da cabası. Baldur's Gate yapısı itibariyle bugün bile Dungeons & Dragons, FRP ve RYO seven herkes tarafından çılgınlar gibi oynanır, oynatılır. Oyunun görsel olarak elden geçirilmiş sürümü (Enhanced Edition) GOG'da uygun bir fiyata satılıyor ve hatta sık sık indirime giriyor. Bununla birlikte elden geçirilmiş sürümün oldukça sıkıntılı olduğunu ve orijinal, eski sürümden daha sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da böyle düşünen tek ben değilim. Orijinal Baldur's Gate'i oynamanızı öneririm bu sebeple.
> GTA Vice City
Seni kim unutabilir sevgili Tommy Vercetti? GTA serisine bambaşka bir renk katan ve bugün bile kendisini çılgınlar gibi oynatmayı başaran Vice City, Tommy Vercetti'nin yükseliş hikayesini konu alıyordu. Aynı zamanda pek çok oyuncunun da ilk GTA Online tecrübesi Vice City sayesinde gerçekleşmişti. Umuyorum bir sonraki GTA oyunu bizi Vice City'ye geri götürür. Tommy Vercetti'nin 2000'lerin başında hala güçlü bir isim olduğunu biliyoruz, ancak sonrasında ona ne olduğuna dair hiçbir bilgi yok. Eğer yaşıyorsa ve bir sonraki GTA oyunu günümzüde geçerse Tommy 2017 itibariyle 66 yaşında olacak.
Ha, Vice City belirttiğim gibi bugün bile keyifle oynanacak bir oyun olsa da keşke ona da bir "Remaster" yapılsa demiyor değilim. Günümüz grafiklerinde Vice City'yi oynamak muhteşem olurdu. Tabii ben bu kadar Vice City övdüm, ancak %90'ımızın geçilmesi imkansıza yakın olan inşaat görevinde iyileşemez şekilde ruhen yaralandığını da bilmiyor değilim. Kusura bakmayın Oyungezerler...
Zamana meydan okuyan oyunlar isimli 10 oyunluk kısa listemiz bu kadar. Yazının başında da belirttiğim gibi, listeye eklemek istediğiniz oyunları yorumlarda bizimle paylaşın. Oturup konuşalım. Listede neden Final Fantasy oyunu yok diyenler olacaktır diye tahmin ediyorum, hazırlayan kişi ben olduğum ve henüz hiçbir Final Fantasy oyununu oynamadığım için listeye dahil edemedim. Bu seriden hala hiçbir oyunu oynamamış olmam benim ayıbım tabii.
