Atelier Ryza Secret Trilogy Deluxe Pack – İnceleme

Nazar değmesin, bu yıl Atelier oyunlarından yana yüzümüz güldü. Önce Atelier Yumia: The Alchemist of Memories & the Envisioned Land geldi ve yeni bir seriyi başlatmış oldu. Sonra, geçtiğimiz yıl belki biraz da yanlış bir tercih olarak çevrimiçi oynanan bir oyun olarak çıkan Atelier Resleriana: Forgotten Alchemy and the Polar Night Liberator’ı sonlandırıp o evrende geçen Atelier Resleriana: The Red Alchemist & the White Guardian’ı çıkardılar -ki bunu da yeni bir seri başlangıcı olarak değerlendirmek mümkün. Şimdi de Secret serisindeki 3 oyununun yenilenmiş hallerini içeren Atelier Ryza Secret Trilogy Deluxe Pack’te sıra.

Bir yandan 2 yeni seri başlatırken bir yandan da önceki serilerden birisini (muhtemelen en popüler olanını) yeniden piyasaya sürmeleri, Atelier takipçileri için bulunmaz nimet. Bir daha böyle bir yıl denk gelir mi, bilemiyorum. Hazır fırsatı bulmuşken bu yılın tadını çıkaralım derim. Bu açıdan finali Atelier Ryza ile yapmak da güzel bir tercih diye düşünüyorum.

Ryza’nın kahramana dönüşüm hikayesi…

Atelier Ryza (Secret) serisi, kahramanımız Reisalin Stout -namıdiğer Ryza- ile arkadaşlarının maceralarını anlatan bir üçleme. Tüm Atelier serileri arasında en sevilen karakterlerden birisi Ryza (hatta belki de en sevileni). Haliyle bu üçlemenin çok ilgi çeken bir seri olması da şaşırtıcı değil.

Üçlemenin ana teması “yaz anıları” veya “yaz maceraları” şeklinde ifade edilebilir. Tabii bir de seriye adını veren “Gizem (Secret)” kısmı var. Ryza ve arkadaşları her oyunda bir gizemi çözüyorlar. Seri de bu nedenle ‘Secret’ serisi olarak adlandırılıyor.

Hikayemizin başında Ryza, şöyle sağlam bir maceraya atılmaya kafayı takmış durumda. Ne annesinin ve babasının tembihleri ne kasaba ahalisinden karşı çıkanlar buna engel olabilecek gibi görünmüyor. Büyük bir şeyler yapmak istiyor. Sonunda da muradına eriyor zaten.

Üçlemenin her oyununda Ryza’nın bir yaz macerasına ortak oluyoruz. İlk oyunda, arkadaşları Lent Marslink ve Tao Mongarten’i yanına alıp çıktığı bir macera sonucunda kasabasının sınırları dışına taşan ve birçok insanın hayatını etkileyecek, hatta üzerinde yaşadığı Kurken adasının kaderini belirleyecek bir mücadelenin ortasında buluyor kendisini sevgili simyacımız Ryza. Kahramanlarımızın atıldığı bu macera onları alternatif bir dünya olan Yeraltı Dünyası’na (Underworld) götürüyor ve burada verdikleri mücadele sonucunda kasabayı ve üzerinde yaşadıkları adayı kurtarıyorlar.

İlk oyunda yaşananlardan 3 yıl sonrasına gidiyoruz 2. oyunda. Kahramanımız Ryza, arkadaşı Tao’nun daveti üzerine başkent Ashra-am Baird’e gidiyor. Hemen öncesinde Moritz Brunnen, gizemli bir taş verip bunu araştırmasını istiyor Ryza’dan. Başkentte hem eski tanıdık simalarla buluşan hem de yeni arkadaşlar edinen Ryza, ekip arkadaşlarıyla etraftaki harabeleri araştırmak üzere çıktığı yolculuklar sonucunda eski krallık ve yeraltı dünyasıyla ilgili gizemleri keşfediyor, bir kez daha dünyayı kurtarıyorlar.

Üçlemenin son oyunu, 2. oyundan 1 yıl sonrasında geçen bir maceraya götürüyor bizleri. Bir kez daha Ryza’nın memleketine, Kurken Adası’na yol alıyoruz. Etrafta gizemli bir şekilde ortaya çıkan adalar, Kurken Adası’nı tehdit ediyor. Haliyle Ryza ve arkadaşları da bu meseleyi çözmeye çalışıyorlar.

Senaryoyu açık etmemek için olabildiğince özet şekilde anlatmaya çalıştım. Ama genel itibarıyla 3 oyunun hikayesinin de bu tarz oyunlardan beklenebilecek yapıda ve kalitede olduğunu söyleyebilirim.

Simyacılık keyifli zanaat…

Önceki 2 Atelier oyununun incelemesinde de serinin genel yapısını özetlemeye çalışmıştım. Bir şekilde simyacılığa merak salmış veya simyacı olduğunu keşfetmiş bir karakteri yönetiriz. Bir ev, bir oda veya bir harabenin köşesi, kahramanımızın simyacılık faaliyetleri için bir atölye işlevi üstlenir. Kahramanımız, dostlarıyla çeşitli gizemleri çözüp (çoğu zaman) dünyayı kurtarırken simyacılık yetenekleri de adım adım gelişir.

Kahramanımız, kendisinden istenen şeyleri simyacılık yeteneklerini kullanarak yapar, böylece çeşitli görevleri yerine getirir. Yaptığı alet-edevatın bir kısmını da satıp para kazanır. Ayrıca çatışmalarda kullanmak için silah, zırh, iksir gibi şeyler de sentezler. Bütün bu şeyler için ihtiyaç duyduğu içerikleri de etrafta dolanırken toplar.

İşin çatışma kısmında, çoğu zaman sevimli yaratıkları avlar, arada bir de büyük (ve daha az sevimli) düşmanlarla mücadele edersiniz. Çatışmalar sıra tabanlı olarak gerçekleşir. Bazı RYO’lardaki gibi tüm grubu yönetmek yerine bu oyunlarda tek karakteri yönetmeye odaklanırsınız, ama bir yandan diğer karakterlere de bazı talimatlar verebilirsiniz. Karakterler arasında geçiş yapmanız da mümkündür. Ekibinizdeki karakterlerin kendilerine has özellikleri bulunur. Çatışmalara hangi karakterlerle gideceğiniz, çatışma esnasında hangi karakterin hangi özelliğini kullanacağınız gibi kararlarla çatışmaların seyrini daha renkli bir hale getirebilirsiniz.

Genel hatlarıyla anlattığım bu formülün en iyi uygulandığı üçleme olabilir Atelier Ryza üçlemesi. Bu yönüyle hem serinin eski takipçileri hem de seriye yeni adım atacaklar için gayet iyi bir tercih.

Seri boyunca uçarı karakterimiz Ryza’nın adım adım bir kahramana dönüşümünü izleriz. Serinin güzel yanlarından birisi, bu ilerlemeyi sadece hikâye açısından değil oynanış kısmındaki gelişimle de güzel bir şekilde yansıtmış olmaları. Her bir oyunda Ryza’yı sanki hiçbir şey bilmeyen bir karaktermiş gibi sıfırdan başlatmak yerine belirli bir seviyeden devam ettirirler. Böylece Ryza’nın geçmiş tecrübelerinin üzerine koyarak devam ettiğini, her oyunda daha da iyi bir simyacı (ve daha iyi bir savaşçı) haline geldiğini de hissettirmeyi başarırlar.

Simya sistemi de her bir oyunla bir miktar daha gelişir, daha iyi bir hal alır. Benzer bir durum çatışma sistemi için de geçerli. 3. oyunda daha akıcı bir çatışma sistemine geçildiğini söylemek mümkün. Bunlara kadronun adım adım genişlemesini de ekleyebiliriz.

Oyunları böyle peş peşe oynamanın güzel yanlarından birisi de bu. Böylece bir yandan hikâyeyi bir bütün halinde tek seferde tecrübe ederken bir yandan da oynanışın her adımda daha keyifli bir hal aldığını daha net bir şekilde görmüş oluyorsunuz.

Atelier Ryza Secret Trilogy Deluxe Pack’in ana oyunların yanında sonradan çıkan bütün ek paketleri de içeriyor olması önemli bir avantaj. Bir de bunun üzerine yeni karakterler (ve daha önce yan karakterken şimdi oynanabilir karakter haline gelenler), yeni hikâye içerikleri (-ki bu hikâye içerikleri, eksik kalan bazı noktaları da dolduruyor) gibi bazı eklemeler de var. Hatta oynanışa etki eden ufak tefek güncellemeler de bulunuyor.

Bunları göz önünde bulundurduğumuzda, üçlemeyi tecrübe edebileceğiniz en iyi halini sunduklarını söylemek mümkün, hatta an itibariyle satın alınabilecek en iyi Atelier alt serisi olarak bile değerlendirilebilir.

Bununla birlikte, önceki oyunlara sahip olanlara bir yükseltme opsiyonu sunulmaması, paketin en çok eleştirilebilecek yanı olarak öne çıkıyor. Keşke bunu da düşünselermiş demeden edemiyorum. (Öte yandan bu fiyata 3 oyunluk bir paket sunduklarını ve toplam oyun süresinin 150-200 saate varabildiğini de dikkate almakta fayda var.)

Şahsen eleştireceğim bir nokta da yapılabilecek bazı görsel iyileştirmelerin es geçilmiş olması. Son oyunda böyle bir ihtiyaç olmayabilir, ama ilk 2 oyun için bazı noktalarda böyle bir güncelleme yapılabileceğini düşündüren detaylardan (mesela etrafta dolanan bazı karakterlerin kutu kafalara sahip olması gibi:)) ve kamera açılarında yaşanan sıkıntılardan bahsetmek mümkün.

Bunlar haricinde çok da eleştirilecek bir yanını görmüyorum açıkçası. Serinin muhtemelen en sevilen karakteri olan Ryza’nın macerasını baştan sona tecrübe edebileceğiniz, yeni içeriklerle de renklendirilmiş gayet güzel bir paket.