Hearthstone - Saviors of Uldum - İnceleme

“Yaşayan bir oyun” tanımı kullanıldığında akla gelecek ilk oyunlardan biri Hearthstone olmalıdır. Temelinde iyi bir kart oyunu olmasının yanı sıra aynı zamanda kendini sürekli olarak güncel tutup, mevcut dünyaya alakalı kalma derdi de fazlasıyla var. Son dönemde bir de bu işin içine bir hikaye anlatma isteği de geldi aslında. Rise of Shadows ile ayaklanıp Dalaran’ı ele geçiren kötüler bu sefer de koca şehri Uldum’a indirip maceralarına devam ediyorlar. Bize de Uldum temalı bu dünyada kart kapıştırmak düşüyor.

World of Warcraft oyuncularının iyi bildiği üzere Uldum denince akla kaçınılmaz olarak Mısır kültürü geliyor. Bunun içinde piramitler, antik tanrılar ve elbette ki mumyalar var. Saviors of Uldum’un ana mekaniği Reborn aslında tam bu konsepti anlatır nitelikte olmuş. Reborn özellikli kartlar, oyun boyunca aldıkları güçlendirme ve özellikleri koruyarak 1 sağlık puanıyla yeniden doğuyorlar. Kartın kendisini çıkarması hem lifesteal ve benzeri mevcut özelliklerin korunmasını sağlıyor, hem de doğru kartlarla sağlığının tekrar arttırılıp iyileştirilmesine imkân veriyor.

Elbette tek gelen içerik Reborn değil, bir de veba kartları var ki bunlar tahta üzerindeki iki tarafı da etkileyebilen oldukça güçlü büyüler. Çoğunun maçların kaderini değiştirecek potansiyeli olsa da kendi aralarında tutarlı ve benzer özellikleri olmadıkları için bunlara yeni bir oyun mekaniği demek doğru olmaz.

Görevimiz Tehlike

İşin içine Uldum girince elbette ki buranın tarihi hazinelerini yağmalamaya dayalı görevlerin olmamasını düşünmek mümkün olamazdı. Her sınıfın yeni görevleri var ve bu görevlerin ödülü yeni ve abartılı kahraman güçleri olmuş. Hunter’a gelen Ramhaken Roar misalen oyun alanındaki bütün dost minion’lara +3 saldırı gücü veriyor. Kâğıt üzerinde çok güçlü gelmese de bu görevi tamamlamak için 20 adet minion’ı sahaya sürmek gerekiyor. Yani ister istemez, birbirini çağıran ve alanı bir anda düşük mana gereksinimli onlarca canavarınız oluyor zaten elinizde.

Reborn kartlarının yanısıra, eski paketten Lackey sistemine gelen ek kartların birleşimi bildiğimiz haliyle Zoo kartlarını biraz daha güçlendirmiş. Çok ucuz mana gereksinimi olan Reborn özellikli kartlar var. Bu sayede “Aman Board’um temizlendi!” “Of Bufflarım gitti!” demeden dan dun yüz girişmek mümkün olabiliyor.

Bu desteler Rise of Shadows ile birlikte ortaya çıkan Khadgar Mage’i veya Control Warrior’ları yok edebilecek kadar güçlü mü derseniz durum ortada diyebilirim. Priest’in Quest’i oldukça sağlam ve şimdiden çok güçlü Priest desteleri var. Tek sorun görevlerin çoğunun oyunun ortalarında veya sonlarında açılması, dolayısıyla kontrol odaklı destelerin bu durumda zaten çok avantajlı hale geliyor olması. Elbette ben bu satırları yazarken bile ben dahil kimsenin aklına gelmemiş harika konseptlere sahip desteler ortaya çıkıyor. 1 ay sonra oyun metasının ne hale geleceğini inanın kestiremiyorum.

Rise of Shadows’a ne dediysem sözlerim Saviors of Uldum için de geçerli. Ortada sağlam bir ek paket ve oynaması fazlasıyla eğlenceli kartlar ve görevler var. Lakin Hearthstone’dan sıkıldıysanız, oyunu baştan yaratan ve sizler için tekrar heyecanlı hale getirecek paket ne yazık ki bu değil. Bunun haricinde Hearthstone’u sürekli olarak oynayan, arenalardan çıkmayan hayranlarının bu konuda çok şikayet edeceklerini pek düşünmüyorum.