Interrogation: You will be deceived – İnceleme
Sorgu işleri bizden sorulur…
Geçtiğimiz aylarda Night Call isimli bir oyunun incelemesini paylaşmıştık, takip edenler hatırlayacaktır. Orada, sıradan bir taksi şoförü iken bir seri katilin yakalanması sürecinde polise yardımcı oluyor, taksiye binen yolcularla yaptığımız sohbetlerden bilgiler toplayıp katili bulmaya çalışıyorduk. Bu sefer sohbetten sorguya, taksi şoförlüğünden polisliğe geçtiğimiz bir yapım var karşımızda; Interrogation: You will be deceived...
Aslında radarıma takılan, beklediğim oyunlar arasında yer alan bir yapım değildi. Ancak sevdiğim tarzda bir oyun olunca, bir de üstüne Night Call’da eksik bırakılan şeyleri tamamlamış olma ihtimalini düşününce şöyle bir bakalım dedik bu sefer beklentileri karşılayacak bir oyun var mı acaba karşımızda diye…
Hırsızlık, cinayet, terör…
İlk olarak basit bir hırsızlık vakasını çözerek başlıyoruz maceramıza. Bunu bir cinayet vakası takip ediyor. Başlangıçta sadece bir cinayetten ibaretmiş gibi görünen bu vakayı çözerken katilin radikal görüşlere sahip bir örgütün sempatizanı olduğunu açığa çıkarıyoruz. Henüz adı sanı çok duyulmamış ‘The Liberation Front’ adlı bu örgüt bir sonraki vakayla birlikte ana gündemimiz haline geliyor ve kendimizi bir terörle mücadele biriminin başında görevlendirilmiş olarak buluveriyoruz bir anda. Hikâyenin sonraki bölümlerinde, bu örgütü açığa çıkarmak ve oluşturdukları tehdidi ortadan kaldırmak için mücadele ediyoruz. Bunu yaparken de yeri geliyor bir bombalı saldırıyı engellemeye, yeri geliyor bir rehine vakasında kimsenin burnu kanamadan olayı sonlandırmaya çalışıyoruz. Bağlantıları açığa çıkarmak, bu örgütün kimler tarafından desteklendiğini, finansal kaynaklarını deşifre etmek ve liderlerini ele geçirip bu tehdidi sonlandırmak yegâne amacımız haline geliyor.
Hikâyenin klişe yanları da var, ilgi çekebilecek kısımları da. Özellikle ideolojik meseleler, farklı siyasi görüşlerle ilgili metinler, karakterlerin motivasyonları, suça güdülenme gibi konulara girdikçe daha anlamlı gelen bir hikâye olduğunu söylemek mümkün.
İyi polis-kötü polis…
Interrogation’ı metin tabanlı bir macera oyunu olarak tanımlayabiliriz, ancak zaman zaman yine geçtiğimiz aylarda incelediğimiz Laura Silver’ın Talihsiz Maceraları gibi bir görsel romana kaydığını da kabul etmek gerek. Bununla birlikte bazı strateji ögelerini de eksik bırakmamışlar.
Temelde basit bir mantığa dayanıyor. Sorgu odasına geçmeden önce olay hakkındaki bigileeri gözden geçiriyor ve sorgulanacak kişi veya kişiler ile ilgili dosyayı okuyoruz. Sonrasında da sorgu başlıyor. Bazı sorular soruyor ve karşımızdaki kişi(ler)den bir itiraf almaya çalışıyoruz. İtirafı alabilmek için doğru konulara temas etmek, yeni başlıkları açabilmek, karşınızdaki kişinin duygu durumunu uygun hale getirmek gerekiyor.
İşi kitabına uydurup soru-cevap faslıyla bu sorguyu atlatırım da diyebiliyorsunuz ya da ses kayıt cihazını bir süreliğine kapatıp biraz kötü polislik de yapabiliyorsunuz. Şiddet uygulayıp karşınızdakini konuşturmak özellikle zaman sınırı olan ve saniyelerin hızla geçip gittiği durumlarda, hele bir de karşınızdakinin konuşmaya hiç niyeti yoksa bir zorunluluk gibi gelebiliyor sizlere. Ancak bunun bir yan etkisi olduğunu da gözden kaçırmamak lazım. Ses kaydındaki kopukluklar dikkat çekebiliyor. Eğer sorguladığınız kişiler dişli çıkar ve sonrasında bu konu gündeme gelirse başınızı ağrıtabilir. Ayrıca ekibinizdeki üyeler de sizin kitabın dışına çıkıp böyle bir yöntem izlemenizden rahatsızlık duyabiliyorlar. Yani sorguda şiddete başvurmak, sonradan olumsuz bir tabloyla karşı karşıya kalma riskini de beraberinde getiriyor.
Ekibi toparla, bütçeyi yönet, medyayı idare et… Bütün yük omuzlarımızda!
İlk sorgulardan sonra ekibimize 3 üye katılıyor. Bunların dosyalarını inceliyor, hangi alanlarda yetenekleri olduğunu, geçmişlerinde ne gibi sorunlar bulunduğunu öğreniyor ve hikâyenin ilerleyen safhalarında bu bilgilerden istifade ederek ekibi en iyi şekilde yönetmeye ve amacımıza ulaşmaya gayret ediyoruz. Sorgular arasında ekip üyelerine farklı görevler de verebiliyoruz. Bu görevleri verirken gerek elimizdeki vakayla ilgili bir görevlendirme yapmaya, gerek o görevde başarı şansı yüksek olan ekip üyesini yönlendirmeye çalışıyoruz. Ekip üyeleriyle ilişkimizi de iyi tutmaya özen gösteriyor, zaman zaman Pub'a gidip beraber vakit de geçiriyoruz. Sonuçta liderlik zor zanaat, elimizden geleni ardımıza koymamak lazım.
Bu noktada hoşunuza gidebilecek bir detayı da belirtmeden geçmeyeyim. Belirli sayıda vaka çözdükten sonra karakteriniz için tanımlayabileceğiniz bazı özellikler çıkıyor. Burada yapacağınız tercih sorguda sergileyeceğiniz performansa ve olayları çözmek için takip edebileceğiniz yönteme doğrudan etki ediyor. Mesela kötü polis rolüne ağırlık verecekseniz şüphelilerin silkelerken elinizde kalmamalarını sağlayacak veya onları gözünü daha rahat korkutmanızı sağlayacak özellikleri tercih edebilir veya ben işi kuralına göre yapan bir polis olacağım diyorsanız tercihinizi buna uygun özelliklerden yana yapabilirsiniz. İdeolojik yaklaşımları iyi anlayan bir polis olmayı seçerseniz sorgularda buna yönelik daha fazla soru sorabilir, örgüt üyeleri arasındaki yaklaşım farklılıklarını daha fazla vurgulayıp onların görüş ayrılıkları üzerinden sonuca gidebilirsiniz. Dolayısıyla, oynanış tarzınızı bu özellikler ile farklılaştırmanız mümkün olabiliyor.
Bir yandan da kullanabileceğimiz bir bütçe var. İnsan kaynakları raporu talep edip personelimizin mevcut durumuna ilişkin bir değerlendirme alabiliyor, halka ilişkiler konusunda destek alıp toplumsal desteği artırmaya çalışabiliyoruz. Okullarda program düzenlenmesi için bir fon sağlayabiliyor, gençlerin kanun görevlilerine sempati beslemesine, hatta ileride kendilerinin de bir kanun görevlisi olmaya niyetlenmesine katkıda bulunabiliyoruz. Yeni teknikler hakkında ekip üyelerine eğitim verilmesini sağlayabiliyor veya üniversitede bir kürsüye fon sağlayıp sonrasında o kürsüde bir akademisyen ile ideolojiler, radikal örgütler ve ‘The Liberation Front’ hakkında uzunca bir sohbet gerçekleştirme imkanına kavuşabiliyoruz. Bu sohbet, hikâyenin takip eden kısımlarında örgüt mensuplarını sorgularken işimize oldukça yarıyor. Benzer şekilde, daha önce bizimki gibi bir birimin başına getirilmiş emekli bir polisin görüşlerinden istifade edebiliyor, hatta onu da ekibimize dahil olmaya ikna edebiliyoruz. Uzun lafın kısası, sorgu kısımları dışında da yönetmemiz gereken bir sistem var.
Kamuoyu ve medya desteği ile ilgili çalışmaların bir ayağı da zaman zaman verdiğimiz röportajlar oluyor. Aslında her sorgunun, aldığımız her itirafın, çözdüğümüz her vakanın ardından paylaşılan bir basın bülteni oluyor. Bu bültenin bazı kısımlarında ne yazılacağına biz karar veriyoruz. Ancak bu metinlerden (olumlu veya olumsuz anlamda) daha etkili olan araç işte bu röportajlar. Belirli aralıklarla bir gazeteci ile görüşme ayarlanıyor ve soruşturmanın gidişatı hakkındaki çeşitli sorularına yanıt vererek kamuoyu baskısını hafifletmeye çalışıyoruz.
Görev aralarında gerek performans değerlendirmesine göz atabildiğimiz gerek olaylar ve kişiler arasındaki bağlantıyı takip ettiğimiz panoyu yoklayabildiğimiz bir ekranımız bulunuyor. Arada parçalanmış bir delili tekrar bir araya getirip şüphelileri tespit etmek gibi küçük görevlerimiz de oluyor. Bundan sonra da yeni göreve doğru yol alıyoruz.
İki mod arasındaki farkı bulun...
Oyunda iki farklı mod bulunuyor: ‘Interrogation Challenge’ daha zorlayıcı bir deneyim vadederken ‘Narrative Experience’ ise hikâyeye odaklanmak isteyenler için sunulan mod. Teoride böyle bir ayrım olsa da pratikte kendi adıma ciddi bir fark göremedim açıkçası. Belki tek bir farktan bahsedebilirim; ‘Narrative’ kısmında işleri batırmak için sağlam bir performans sergilemeniz, özellikle gayret göstermeniz gerekirken ‘Interrogation’ modunda buna göre bir nebze daha kolay çuvallayabiliyorsunuz, ama çok da değil :) Olur da böyle bir başarısızlık durumu olursa da ‘Rewind’ tuşuna basıyor ve maceranın önceki safhasına dönerek hatanızı telafi etmeye çalışıyorsunuz (Narrative modunda bu tuşu kullanmaya ihtiyaç duyulmadığını bir kez daha belirtmiş olayım)
Bazı vakalarda üzerine oynayacağınız, yükleneceğiniz karakter daha en baştan kendisini belli ediyor. Bazılarında ise biraz eşeledikten sonra keşfediyorsunuz. Bu belki oynanışı fazla zorlaştırmayıp olabildiğince geniş kitlelere hitap edebilmek için yapılmış bir tercih olabilir, ama hikâyenin etkileyiciliğine ket vuran bir detay olarak da dikkat çekiyor.
Oyunun etkileyiciliğini zayıflatan bir başka detay ise, aynı soruları tekrar tekrar sorabilmek (çoğu zaman). ‘Keşke şu soruyu vakitsiz sormasaydım’ diyeceğiniz bir an olmayacak yani. Süre kısıdı olan görevlerde fazla vakit kaybetmemek namına belki daha az tekrar edebilirsiniz, ama böyle bir sorununuz da bulunmadığında sonsuza kadar aynı soruları sorup durabiliyorsunuz – ki bu da oyunun gerçekçiliğine esaslı bir darbe daha vurmuş oluyor.
Son olarak, oyunda sizin karar verici olduğunuzu, olaya gerçekten dahil olup bir şeyleri değiştirdiğinizi hissetmenize engel olacak bir noktadan daha bahsedeyim: siz ne yaparsanız yapın değişmeyen sonuçlar! Sorgunun sonucunda ne olacağının baştan belli olması, hatta o sonuca gitmek için mecburi istikamet, tek bir gidişat bulunması can sıkıyor. Yani illaki belirli bir soruyu sormak zorunluluğu, sizin aslında daha iyi olduğunu düşündüğünüz yoldan gidip de kendinizi çıkmaz sokakta bulmanız ve el mahkum tekrar oyunun dayattığı yola yönelmeniz pek de zevk alınacak bir detay olmasa gerek.
İncelemesinde de ifade etmeye çalıştığım üzere Night Call için ‘kaçırılmış bir fırsat’ diye düşünmekteydim. Interrogation'a baktığımızda, bir adım daha iyi bir performans söz konusu diyebilirim. Ama bu oyun da eldeki malzemeye kıyasla biraz zayıf kalmış, sanki daha iyi olabilirmiş hissiyatı veriyor. Yine de polisiye oyunlara ilgi duyanların, adli vakaları çözmekten zevk alanların oynayabilecekleri oyunlar arasında yerini alıyor. Beklentiyi yükseltmeyince, orta halli bir oyun olduğunu baştan kabul edince keyif alınacak oyunlar vardır ya; işte Interrogation: You will be deceived de tam olarak bu kategoriye girecek oyunlardan.
Başlıklar
Polisiye maceraları seviyorsanız, ‘sorgu bizim işimiz’ diyorsanız, beklentinizi de çok yükseltmeden deneyebileceğiniz oyunlar arasında yerini alıyor.
Sorgucu rolüne bürünmek zevkli, karakter özellikleri de iyi düşünülmüş.
Ekip yönetimi, kamuoyu ve medya ile ilişkiler gibi detaylarla çeşitlilik sunuluyor.
Siyaset bilimi, psikoloji, suç teorisi gibi konulara temas edilen metinleri ilgi çekebilir.
Kimi karakterlerin arkaplan hikayeleri iyi yazılmış.
Aynı soruların tekrar tekrar sorulabilmesi gerçekçiliği baltalıyor.
Ne yaparsanız yapın değiştiremediğiniz sonuçlar var.
İki mod arasında ciddi bir fark yok.