Görür görmez istek listeme aldığım bir oyundu Death’s Door. Zelda benzeri oynanışı, Dark Souls esintileri taşıyan atmosferi, izometrik kamera açısı… Üstelik başkarakterimiz sırtında kılıç taşıyan, Azrail rolüne bürünmüş bir kargaydı. Zihnimdeki “oyun beğenme kriterleri” kutucuklarını tek tek dolduruyordu âdeta. Ne mutlu ki beklentilerimi boşa çıkarmadı ve bu yıl oynadığım en keyifli bağımsızlar arasına adını yazdırdı Deat...