New World - İnceleme

Madenciliğin kahraman olmaktan daha keyifli olduğu yeni bir dünya

Her yerde WOW'un katilini aradığımız ve bir türlü bulamadığımız DVO türüne yeni bir isim katıldı: New World!

Açık konuşmak gerekirse ne ilk açıklandığında ne de kapalı testleri başladığında New World için heyecanlanmamıştım. Fakat kapalı beta testlerine katılan arkadaşlarımdan gelen olumlu görüşler aklımda bir soruyu filizlendirmişti: Ya bu sefer olduysa? Ya bu sefer o beklediğim DVO’yu yaptılarsa? Acaba kaçırdığım ve bunun için hâlâ çokça üzüldüğüm WOW'u artık geride bırakıp önüme çıkan bu fırsatı değerlendirmeli miydim?

En azından bir şans verebilirdim. Oldukça kısır bir karakter yaratma ekranı, kısa bir ara sahne ve işte buradayım! O yeni dünyanın sahiline ilk adımlarımı atıyorum.

New World, daha oyuna ilk adımlarımızı atarken küçük bir öğretici sekans ile bize bunun klasik bir DVO olmadığını göstermeye başlıyor. Bu oyunda hedefe kilitlenme yok, onlarca yetenek yok, uzun uzun yetenek çubukları yok! Bayağı bayağı üçüncü şahıs kamera açısından bir aksiyon oyununu oynar gibi her saldırımızı hedefimize tutturmamız, ayrıca bize yapılan saldırıları bloklamamız ya da yuvarlanıp sıyrılmamız gerekiyor.

Sınıf yok mu? Nasıl yok?!

Hazır dövüş mekaniklerine girmişken, New World'le ilgili bilmeniz gereken başka bir konu da bu oyunda sabit bir sınıf sisteminin olmaması. Oyuna başlarken tank, büyücü ya da şifacı (healer dememek o kadar garip geliyor ki) gibi bir sınıf seçmiyoruz. Bunun yerine oyunda kullandığımız silahlar sınıfımızı belirliyor. Silahlarımızı kullandıkça silahlara özel bir tecrübe puanı kazanıp onları kendi içlerinde geliştiriyor ve giderek daha etkili olmalarını sağlıyoruz. Ayrıca bu silahları istediğimiz zaman değiştirip bir anda farklı bir role bürünebiliyoruz. Başka oyunlardan da aşina olduğumuz bu mekanik büyük bir artı. Çünkü karakterimizi son seviyeye ulaştırmaya çalıştığımız maceramızda hem kendimize en uygun oyun stilini bulmamızı kolaylaştırıyor hem de arada farklı kombinasyonlar denememize olanak sağlayarak sıkılmamızın önüne geçiyor.

New World'de (en azından şimdilik) 11 farklı silah seçeneğiniz bulunuyor. Bunlar:
•    Sword and Shield
•    Rapier
•    Hatchet
•    Spear
•    Great Axe
•    War Hammer
•    Bow
•    Musket
•    Life Staff
•    Fire Staff
•    Ice Gaunlet

Mesela Sword and Shield'i seçerseniz tank oluyorsunuz. Rapier, Hatchet, Spear, Bow ve Musket tek bir hedefe odaklanıp yüksek hasar veren bir suikastçı olmanızı sağlıyor. Öte yandan Fire Staff ve Ice Gauntlet kullanırsanız geniş alanlara hasar verebilir ya da Life Staff ile dostlarınızı hayatta tutabilirsiniz. Ayrıca tüm bu seçenekler kendi içlerinde de ikiye bölünüyor. Kimi verilen hasarın tek hedeften çok hedefe kaymasını sağlıyor, kimi silah odağını hasar vermekten ziyade karşı tarafı kontrol etmeye çeviriyor. İşin güzel yanı da hangi kombinasyonu yapmak isterseniz yapabiliyorsunuz; sizi durduran hiçbir şey yok. Sadece hangi silahın hangi karakter özelliği ile etkileşimi geçtiğini bilmeli ve karakter puanlarınızı buna göre dağıtmalısınız.

Bölge Kontrolü ve Taraf Seçimi

Bu yeni dünyaya ve onun mekaniklerine yavaş yavaş ısınırken oyun bizden bir taraf seçmemizi istiyor. Bu seçim her ne kadar daha sonra değiştirilebilse de oyun ve karakterimiz için ciddi bir öneme sahip aslında. Çünkü New World'deki en büyük hedef bölge kontrolü ve yapacağımız seçimle bölge kontrolü için savaşan üç gruptan (Covenant, Marauders ve Syndicate) birinin saflarında yer almış oluyoruz.

New World'ün haritası diğer oyunlardan da aşina olduğumuz üzere bölgelere ayrılıyor ve bu bölgelerin yönetimi, oyundaki ekonomi tamamen oyuncular tarafından kontrol ediliyor. Mesela oyunda eşya satan bir NPC yok; tüm eşyalar oyuncular tarafından yapılıyor/bulunuyor ve satılıyor. Bölgelerin kontrolü ve yönetimi, o bölgeyi yöneten Company (oyuncular tarafından kurulan guildler/klanlar) tarafından yapılıyor. Mesela bir bölgede eşya üretmek, alım-satım yapmak ya da ev sahibi olmak istiyorsanız bunların her biri için vergi ödemeniz gerekiyor ve bilin bakalım o vergiler nereye gidiyor? Evet, bölgeyi yöneten Company'ye. Bahsettiğim vergilerin miktarı da yönetimdeki Company tarafından belirleniyor. Bu yüzden haritadaki her bölgede farklı vergi miktarları olabiliyor.

Taraf seçmenin bir başka önemli sebebi de oyunda bineklerin bulunmaması! “Neeee, binek yok mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Yok valla ne yazık ki. “Peki şimdi bunun taraf seçmekle alakası ne?” Şöyle ki, oyunda oraya buraya gitmek için iki seçeneğimiz var: Birinci ve en sık kullanacağımız seçenek koşmak. Ciddiyim, bayağı bayağı koşturmak gerekiyor. İkinci seçenek ise Fast Travel, yani hızlı seyahat. “Hızlı seyahat varken neden koşalım ki” der gibisiniz; demeyin. Çünkü hızlı seyahat için Azoth denen özel bir maddeye sahip olmanız gerekiyor. Bu maddeyi yaratık öldürmek, ağaç kesmek, taş yontmak, görev yapmak ve daha nice yollarla elde edebiliyorsunuz fakat dikkat etmeniz gereken birkaç detay var. A noktasından B noktasına hızlı seyahat ile giderken harcanacak Azoth'u mesafe, üzerinizdeki yük ve gideceğiniz bölgenin hangi grup tarafından yönetildiği belirliyor. İkincisiyse eğer eşya yapmakla uğraşıyorsanız Azoth'u orada da kullanarak yaptığınız eşyalara ek özellikler katabiliyorsunuz. Bu yüzden Azoth akıllıca yönetmeniz gereken değerli bir kaynak.

Eşya yapmaktan bahsetmişken, yapacağımız o önemli taraf seçimi burada da karşımıza çıkıyor. Çünkü bir "Crafter" olarak bolca malzeme toplamanız, bu malzemeleri işlemeniz, ürettiğiniz eşyaları satmanız ve artan malzemeleri depolamanız gerekiyor. Tüm bu işlemlerde de vergi ve hızlı seyahat bolca devreye giriyor. Bu yüzden eğer seçtiğiniz tarafın yönettiği bir bölgeyi kendinize üs haline getirdiyseniz üretiminizi ve alım-satımı burada yapıyorsanız indirimlerden yararlanıyorsunuz. Bu indirimler hem vergileri hem de hızlı seyahatte kullanılan Azoth'u kapsadığı için bayağı etkili oluyorlar.

Açıkçası New World'ün Crafting sistemi şu aralar bir bilinmezlik içinde. Çünkü oyunun eski, daha sert bir PvP deneyimine sahip sürümünde Crafting ile yapılan eşyalar oyundaki en iyi eşyalar olabilecekken Amazon'un daha çok oyuncuya hitap edebilmek için ipleri biraz gevşetmesi ve biraz daha genel oyuncuya hitap eden yeni sistemi yüzünden bu iş değişti. Bu yüzden şu anda bazı zanaat dalları değerli, bazı zanaat dalları da sadece varlar.

Fakat crafting konusundaki bu bilinmezlik sizi yıldırmıyor, emin olun. Çünkü zanaatlarla üretilen eşyalar değersiz bile olsalar hâlâ bu yolda devam etmek için iki önemli sebebiniz var. Bunlardan ilki eşya üretimiyle kazanılan tecrübe puanlarının seviye atlamanıza destek olmaları, ikincisi ve en bağımlılık yapanı da doğadan materyal toplamak!

Bir oyunda materyal toplamak ne kadar eğlenceli olabilir ki diyor olabilirsiniz. Çünkü siz henüz o baltayı o ağaca vurmadınız, henüz o demir madenini çıkartmaya çalışmadınız; henüz o muhteşem ses efektleri ile kulaklarınıza ziyafet çekmediniz... Materyal toplamak New World'de ciddi ciddi bir bağımlılık haline geliyor. Oyunun başarılı grafikleri ve atmosferi, harika ses tasarımıyla buluşunca o kadar etkili oluyor ki kendinizi alamıyorsunuz. Bazen yaptığınız görevi bile bırakıp materyal peşine düşebiliyorsunuz ve bu iş tahmin ettiğinizden çok daha uzun bir süre sıkıcı hale gelmiyor. Ormanın derinlerinden gelen balta sesleri, kesilerek yıkılan bir ağacın gürültüsü, kazmaların madenlere vurduğunda çıkarttığı o çınlamalar... İşin en güzel yanı da bu seslerin hiçbirinin ambiyans olsun diye rastgele zamanlarda oynatılan ses dosyaları değil, her birinin oyuncuların sebep olduğu sesler olması.

Bu yeni dünyanın mekaniklerine, vergilerine, bölge hakimiyeti çekişmelerine, zanaat sistemine, güzel doğasına ve harika ses efektlerine yavaş yavaş alışırken aklımıza yeni ve belki de en önemli soru geliyor.

“E hani PvP?”

Oyuncuların birbirleriyle savaşmalarını sağlayan sistem, yani PvP'yi güvenli alanlarda, yani haritadaki her bölgenin merkezi kabul edebileceğimiz kasabalarında ya da hızlı seyahat noktaları olan Spirit Shrine'larda açıp kapatabiliyoruz. "U" tuşuna bastığımızda aktif hale gelen PvP modu, güvenli bölgeyi terk etmemizden 30 saniye sonra geçerli olmaya başlıyor. Bu yüzden güvenli gölgeyi terk eden bir oyuncunun PvP'sinin açık mı yoksa kapalı mı olduğunu 30 saniye boyunca kimse bilemiyor. Bu da oyuncuların gruplarca taciz edilmelerinin önüne geçiyor.

New World'ün belki de en eğlenceli, en bağlayıcı kısmı da işte o "U" tuşuna bastığınız da başlıyor. Oyunun fizik motoru, animasyonları ve ses efektleri bizlere o kadar tatmin edici bir dövüş tecrübesi sunuyor ki sürekli daha da fazlasını istiyorsunuz. O vuruş hissini tekrar yaşamak, her silahın kendine has tatmin edici ses efektlerini bir daha, bir daha duymak için kendinize kurban aramaya başlıyorsunuz.

Bu kurban arayışı sırasında karakterinizin çömelebildiğini ve yere uzanabildiğini, hatta bunları gizlenebileceği bir yerde yaptığı zaman kendinizi düşmanlarınız için neredeyse görünmez hale getirdiğinizi fark ettiğinizdeyse işler biraz daha değişiyor. New World'de kendinizi düşmanın görüş açısından sakladığınız sürece oyun sizin isminizi düşmanınızın ekranında göstermiyor. Bu da bayağı bayağı pusu kurma şansı yaratıyor. İnternette "New World Ambush" diye bir arama yaparak ne demek istediğimi çok daha iyi anlayabilirsiniz. PvP konusundaki belki de en büyük eksiklik ise oyunda henüz PvP Arena ya da Ranked PvP seçeneklerinin olmaması. Sonuçta PvP öyle kolay kolay es geçilecek bir konu değil, çünkü oyunun belki de belkemiği olan bölge kontrolü için PvP şart!

Efenim, New World'ün bölgelere ayrılmış olan haritasında bir yeri yönetmek gerçekten de çok önemli. Bu hem o bölgeyi kontrol eden Company'nin vergiler üzerinden para kazanmasına hem de diğer Company'lere karşı üstünlük sağlamasına sebep oluyor. Daha önce de örneklediğim gibi daha az vergi ödeyip daha az Azoth harcayarak hızla düşman gruplar karşısında daha hızlı gelişmenize ve daha güçlü olmanıza imkân sağlıyor.

Bölge kontrolü önemli anlayacağınz. Haritadaki bölgelerin kontrolünü ele geçirmek için uygulayabileceğiniz yöntemlerin ilki satın almak. Bu yöntem sadece yeni açılan sunucularda uygulanabiliyor. Yeni açılan sunucularda tüm bölgeler tarafsız oluyor ve üyesi olduğunuz Company içinde gerekli parayı toplarsanız (100.000 altın) gidip o bölgeyi satın alıyorsunuz. İkinci yöntemdeyse tahmin edeceğiniz üzere silahlar konuşuyor!

Bir Company (A Company diyelim), düşman gruplardan birine ait başka bir Company (buna da B Company diyelim) tarafından yönetilen bir bölgeyi ele geçirmek istediğinde gidip o bölgede PvP görevleri yapması gerekiyor. Bu PvP görevleri her kasabada bulanan ve "Faction Vendor" denilen, dahil olduğunuz 3 gruptan birini temsil eden NPC'lerden alınıyor. İşte burada oyun, oyuncuları PvP'ye doğru itiyor. Çünkü A Company'nin o bölgede PvP görevleri yapmasına izin vermek demek, bölgeyi "Conflict" denilen ve o bölgeye savaş açılmasını sağlayan bir duruma sokmak demek. Buna engel olmak için B Company'nin yapması gereken ya gidip A Company oyuncularını durdurmak ya da A Company oyuncularından daha fazla PvP görevi yapmak. İki tercihte de bu oyuncular açık dünyada karşı karşıya geliyorlar ve zaman zaman küçük, zaman zaman kalabalık ve büyük çarpışmalar yaşanıyor. En nihayetinde de kaçınılmaz olan yaşanıyor ve savaş ilan ediliyor.

50 vs 50 savaş alır mıyız?

Savaş ilan edildikten sonra hazırlıklar başlıyor, iki taraf da savaşa katılacak kişileri seçmeye başlıyor. Savaşa seçilebilmek için savaş ilan edilen kasabaya gidip "War Board" isimli masada kayıt olmanız gerekiyor. Burada savaşın hangi Company'ler arasında gerçekleşeceğini, ne zaman başlayacağını, hangi taraf için kaç kişinin kayıt olduğunu, kayıt olanların ve savaşa seçilenlerin listesini görebiliyorsunuz. Savaş tahtasında iki liste bulunuyor, savaşa seçilenler ve yedek listesi. Savaşa katılabilecek kişi sayısı iki taraf için de 50 kişi oluyor ve bu kişilerden herhangi bir sebep yüzünden savaşa katılamayanların yerini yedek listesindekiler dolduruyor.

Savaşa başlarken oyun tarafından herkese verilen "Battle Token" ile farklı iksirler, büyük kuşatma ya da savunma silahları, özel cephaneler ya da tuzaklar satın alabiliyorsunuz -ki bunlar savaş sırasında bayağı işinize yarıyor.

Savaşta amaç kaleyi ele geçirmek. Savunan taraf kalede, saldıran tarafsa biraz ilerideki büyük bir kampta başlıyor. Amaç ilk önce ortada bulunan üç noktayı ele geçirmek ya da savunmak. Eğer bu üç nokta da saldıranlar tarafından ele geçirilirse (bir nokta saldıranlar tarafından ele geçirilirse savunanlar tarafından geri alınamıyor) bir sonraki adıma geçiliyor, yani kalenin içindeki noktanın alınmasına.

30 dakika süren savaşta saldıran taraf tüm noktaları ele geçirebilirse kazanıyor ve savaşı açan Company o bölgenin kontrolünü ele geçiriyor. Aksi takdirde savaşın galibi savunan taraf oluyor.f

Madalyonun öteki yüzü...

Artık savaş görmüş bir New World veteranı olarak oyunun geri kalanına odaklanabilir, PvE içeriklerinin tadını çıkartabilir, oyunun size sunacağı farklı aktivitelere zaman ayırabilirsiniz... demek isterdim ama ne yazık ki diyemiyorum. Hatta buradan sonra işler pek de istediğimiz gibi gitmemeye başlıyor. New World'ün göz alıcı özelliklerinin, harika atmosferinin arkasına saklanan hataları ve eksiklikleri bir bir karşımıza çıkmaya başlıyor.

Bu güzel ve yüksek potansiyelli oyunun canımızı sıkan ve potansiyelini harcayan kısımlarının başında görev sistemi geliyor. Binek olmadığı için her yere koşarak gittiğimiz oyunda bizden 5 dakika mesafedeki bir bölgede 10 yaratık öldürmemiz istendiğinde ilk başta sorun olmuyor. Fakat aynı tipteki görevleri daha biraz önce koştura koştura gidip geldiğimiz aynı yerde (abartmıyorum, direkt olarak aynı yerde) tekrar tekrar yapmamız istendiğinde işin seyri değişiyor. İşin kötüsü bu sistem oyunun başından sonuna kadar sürekli devam ediyor.

Aynı yere 10 defa koşma işine alıştıktan sonra ikinci darbe geliyor. İçerik sıkıntısı! Şu anda New World'de oyunculara sunulan içerikler şunlar:

  • Oyunun başından sonuna (sınır olan 60. seviye) kadar sırasıyla girebileceğiniz 6 zindan (New World'de Expedition olarak geçiyorlar)
  • Bölge hakimiyeti için 50 vs 50 savaş.
  • 60. seviyeye ulaştığınızda girebildiğiniz Outpost Rush isimli bir PvP modu. (Bu mod teknik sorunlar yüzünden kapalı olduğu için bahsetmedim)
  • 50. seviye olduktan sonra katılabildiğiniz, yaratıkların savaşların yapıldığı kaleye saldırdığı savunma modu.
  • Her silah türünün efsanevi versiyonunu alabilmeniz için özel görev serileri
  • 3 tane Boss Arena (Grubunuzla girip bir Boss'u dövdüğünüz, bitiminde altın, Azoth ve eşya kazandığınız bir mod.)
  • Haritada rastgele ortaya çıkan ve yüksek seviye düşmanlar tarafından korunan portalları kapatarak Azoth ve eşya kazanmak.
  • Açık dünyadaki isimli/elit düşmanları kesmek.

Aslında oyunun daha ilk dönemleri olduğu için bu içeriklere eksik ya da az demek çok da doğru değil. Fakat end-game’e ulaşmak o kadar uzun ve sıkıcı bir hal alıyor ki son seviye olan 60’a ulaştığınızda “Eee… Bu mudur yani?” diyorsunuz.

Zanaat yeteneklerini yükseltmeyi, tüm silahları son seviye yapmayı ya da ait olduğunuz Faction içinde seviye atlayıp yükselmeyi ekstra içerikler ya da "end-game" içerik gibi kabul etmek de istemiyorum çünkü bunlar aslında oyunun ana mekanikleri.

Bir başka can sıkıcı nokta özellikle 40-45'ten sonra seviye atlamanın aşırı uzun bir hal alması, yeterli sayıda görev ve aktivite bulamamamız. Ana görev zincirinin belirli noktalarda durup "Şimdi git, 45 olduktan sonra gel" demesi ve istenen seviyeye ulaşmak için art arda zombi gibi sıkıcı şeyler yaparak tecrübe puanı kasmak zorunda oluşumuz çok tatsız. End-game’e ve oyunun son seviyelerine ulaşmanın uzun zaman alması kesinlikle kabul edilebilir bir durum ama bu hedefe ulaşmak için yeterli sayıda ve sıkıcı olmayan görevin/aktivitenin olmayışı büyük eksiklik. Tamam, bu durum belki yıllar içinde birçok DVO’da karşımıza çıktı ama artık bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmedi mi? 2021 yılındayız yahu, DVO’ların emekleme dönemini aşalı çok oluyor!

Bunların yanı sıra oyunun birçok yerinde kasıtlı olarak ilerleme hızının düşürülmeye çalışıldığını hissediyorsunuz. Mesela Azoth'un hem hızlı seyahatlerde hem zanaatlarda hammadde olarak kullanılması hem de silah yeteneklerini sıfırlamak için gerekiyor olması sizi sürekli Azoth arayışına ya da hızınızı azaltmaya itiyor. Zindanlara girebilmek için takım bulmanız yetmiyor, bir de anahtarınızın olması gerekiyor. Ana hikâye görevleriyle kapısına kadar götürüldüğünüz her zindan için ilk anahtar size oyun tarafından veriliyor ama daha sonra tekrar girmek istediğinizde anahtarı kendiniz zanaat hünerlerinizi sergileyerek üretmeniz gerekiyor. Bu da gerekli malzemelerin toplanması ve üretilmesiyle vaktinizi alıyor. Ayrıca oyundaki her karakterin geçmişi denizcilik ama kimse yüzemiyor. Evet, bildiğiniz yüzemiyorsunuz ve derin suları aşmak için etrafından dolanmanız gerekiyor! Aksi halde suyun tabanında yürümeye devam ettiğiniz için boğulup ölüyorsunuz! Kestirmeden gitmek yok yani...

Ana hikâye demişken, New World'ün hikâyesi o kadar zayıf ki bir yerden sonra kimse ana hikayâde ne olduğuyla ilgilenmiyor. Çünkü herkesin kafasında “Nasıl tecrübe puanı toplarım da önümdeki o uzun seviye engelini aşarım” sorusunun dolanıyor o sırada. Mesela oyunun üç büyük grubu olan Faction'lar hakkında bilgiler ve hikâyeleri oyunculara ilgi çekici şekilde aktarılmıyor. Bu da "Faction Pride" gibi büyük bir itici gücün New World'de hiç var olmamasına sebep oluyor. Ayrıca oyunun hikâyesini etrafta bulunan günlük parçaları ya da kitap, defter ile anlatmak artık gerçekten de başarılı bir sistem değil. İnsanların dizileri bile 1.5x hızla izlediği bir dönemde oyunculardan oyunun hikayesini etrafta buldukları parçalardan okuyarak öğrenmelerini beklemek ya kötü bir tercih ya da bazı şeyler biraz aceleye getirilmiş.

Başka bir konu ise 50vs50 savaş mekaniğinin kötü şekilde dizayn edilmiş olması -ki bu mekanik oyun için hayati bir önem taşıyor aslında. 50vs50 savaş çok basit bir mantık üzerinden gidiyor ve ne yazık ki kaçışımızın olmadığı meta oyunculuk yüzünden her savaş aynı geçiyor. Belirli sınıflar savaşa hükmediyor, çeşitli hataların sömürülmesi yüzünden savaşlar berbat ediliyor. Farklı bir şey deneseniz bile sürekli aynı sonuçları alıyorsunuz ve bir süre sonra savaşlara katılmaktan vaz geçiyorsunuz. Belki de ben kötü ve hataların sömürüldüğü savaşlara denk gelmişimdir ve savaş işi bu kadar kötü değildir diye ummak istiyorum. Çünkü New World, başarılı bir savaş mekaniğiyle DVO dünyasında çok sağlam bir yere konuşlanabilir diye düşünüyorum.

Bunların dışında oyun arayüzünün isteğe göre ayarlanamaması, arayüzün birçok yerde yetersiz kalması (arkadaşımla takas yaparken sadece 10 slot kullanabilmek nedir yahu?), olması gerektiği gibi çalışmayan yetenekler, belirli silahların aşırı güçlü olması, bazı oyun mekaniklerinin hatalarla dolu olması ya da hiç çalışmaması, sistemsel açıklar yüzünden bazı oyuncuların haksız kazanç sağlamaları, New World’ün bazı oyuncuların ekran kartlarını yakması! (Ciddiyim, New World oynayan ve oynayacak olan herkese bu konu hakkında iyi bir araştırma yapmasını öneririm) ve bu gibi durumlarla geliştirici ekibin yetersiz şekilde başa çıkmaya çalışması gibi çok can sıkıcı şeyler var.

En nihayetinde...

Fakat bu can sıkıcı detaylara, sorunlara ve eksikliklere rağmen gün sonunda işten eve döndüğümde ilk yapmak istediğim şey New World oynamak oluyor. Çünkü elimizde gerçekten de güzel ve şans verilmesi gereken bir oyun var. Başarılı ses tasarımı, keyifli dövüş mekanikleri, etkileyici atmosferi, adeta bir meditasyona dönüşen hammadde toplama işi, istediğiniz zaman istediğiniz role geçebilme özgürlüğü, açık dünyada PvP'yi açıp gezmek... Ayrıca oyunun aylık üyelik gerektirmemesi ve Steam sağ olsun yerel fiyatlandırmayla çok uygun olan fiyatı da çok büyük iki artı.  

Günün sonunda eksikleri ve geliştirilmesi/değiştirilmesi gereken yönleri olsa da DVO sevenlerin, türle yeni tanışacak olanların ya da yeni bir şeyler denemek isteyenlerin kesinlikle denemesi gereken bir oyun çıkmış Amazon Studios’un elinden. Uğramaya niyetlenirseniz Aeternum’da görüşmek üzere…

SON KARAR

Amazon Studios, New World ile fena bir başlangıç yapmamış ama hâlâ almaları gereken çok yol var önlerinde.

New World
İdare Eder
6.0
Artılar
  • Herhangi bir sınıfa takılı kalmadan, istediğimiz rolü oynayabilmek
  • Tatmin edici dövüş mekanikleri
  • Harika ses tasarımı!
  • Doyum olamyan güzellikte atmosferi
  • Uygun fiyatı ve aylık ödeme gerekmemesi
Eksiler
  • Yeterli olmayan içerikler
  • Sıkıcı ve eskimiş görev yapısı
  • Hatalar, açıklar, dengesizlikler
  • Oyundaki bazı dinamiklerin iyi düşünülmemesi, suistimale açık olması
  • Oyunda binek olmaması ve telafi edecek, karşısında durabilecek bir sistemin de bulunmaması
  • PvP Arena ve Ranked PvP'nin olmaması.
YORUMLAR
Parolamı Unuttum