Remake/Remastered Yapılmasını İstediğimiz Oyunlar

Prince of Persia: Warrior Within

Prince of Persia serisinin zamanında değeri bilinmemiş, ama sonradan "vay canına, aslında bu süper oyunmuş be" dedirten oyunu hangisidir derseniz cevap net biçimde Warrior Within olur. Yetişkin içeriği ve birbirinden gaza getirici rock müzikleriyle unutulmaz bir oyundu kendisi.

2010 yılında PlayStation 3 için yüksek çözünürlüklü bir remastered versiyonunun yayınlandığını biliyoruz aslında. Ama hem PC oyuncularının da bu oyunu bir kez daha yenilenmiş halde oynamaya hakkı var, hem de Warrior Within bundan çok daha iyisini hak ediyor. Şu efsane yenilense de tüm oyuncular olarak bir kez daha ağzımız açık biçimde bir kez daha Kaileena ile karşılaşsak fena mı olur?

Ne diyordu en sonda Dark Prince: Senin olan her şey benim hakkımdır ve benim olacaktır.

Commandos

Elimizin altında hazır Shadow Tactics: Blades of the Shogun gibi güncel ve son derece başarılı bir örnek duruyorken bu türün çıkış noktası, efsane Commandos'u neden aynı güzellikte oynayamayalım ki? Oyun güncel bilgisayarlarda çalışmıyor değil, ama işte çözünürlüktür, geri kalmış grafiklerdir falan derken her ne kadar enfes bir oyun olsa da yeni oyuncuların gözünü korkutuyor, ilgilerini çekmeyi başaramıyor.

Halbuki şunun remastered'ı yapılsa, hep beraber casusun o müthiş aksanıyla "going zhere" deyişini duysak nefis olurdu yahu.

The Suffering

PlayStation 2 döneminin gözden kaçan oyunlarından birini tekrar niye gündeme getiriyorsun diye sorarsanız bunun bilinmesi gereken bir oyun olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim. Aynı ismi gibi ana karakterimizin çektiği acıyı tecrübe ettiğimiz bir oyundu The Suffering, birbirinden korkunç yaratıklar arasında ailemizi öldürüp öldürmediğimizden emin olamayarak ilerlemeye çalışırdık. Atmosferi inanılmaz güzeldi ve bu sağlam korku oyununun unutulmaması için de şöyle güzel bir remake şart.

Command & Conquer Red Alert

Bu remake için konsolları gözden çıkarmak lazım diye düşünecektim az daha ama sonra Xbox One'ın fare ve klavye desteği vermeye karar verdiğini hatırladım. Yoksa kontrolcüyle birim seçmek, emir vermek falan çok zor iş çünkü. 1996 tarihli Command & Conquer Red Alert strateji oyunlarını geniş kitlelere ulaştıran başlıca oyunlardan biriydi ve o zamanlar birbirinden farklı oynanış sunan iki grubu aynı Horde ve Alliance örneğinde olduğu gibi takım tutar gibi tutardık. Ben Müttefikleri desteklerdim ama Sovyet ordusuna da saygı duyardım mesela. Gerçek zamanlı strateji türünün en önemli örneklerinden biri olan bu oyunun yenilenmiş halini oynamak cidden çok güzel olurdu. Tabi Nadia faktörünü de unutmamak lazım.

Parasite Eve 2

PlayStation 1 zamanlarında o zamanki ev arkadaşlarımdan biri her gün Parasite Eve oynardı. Ne var bunda demeyin; bitirmesine rağmen bıkmadan usanmadan her gün Parasite Eve oynardı. Oyunu en az yirmi kez bitirdiğine eminim, diğer gün açar ve yine baştan başlardı. Hayır o oynamaktan sıkılmazdı tamam ama ben de izlemekten sıkılmazdım. Öyle de sarıcı, öyle de etkileyici bir seridir Parasite Eve.

Şöyle her iki oyuna da güzel bir HD çalışması yapılsa, ara sahneler falan yenilense, hayatta kalmaya dayalı korku oyunlarının en güzel örneklerinden birini herkes tanısa keşke.

Icewind Dale 2

Baldur's Gate'lerin Enhanced Edition versiyonu yayınlandı. Planescape: Torment bile yenilenmiş versiyondan nasibini aldı ve çok da iyi oldu. İlk Icewind Dale'in de yeni halini oynayabiliyoruz. O jenerasyonda geriye kalan tek isim Icewind Dale 2 oldu. Neden onun da yeni versiyonunu oynayamayalım ki?

Maalesef Icewind Dale 2'nin bu konuda önemli bir şanssızlığı var, çünkü oyunun kaynak kodları kaybolmuş durumda. Hal böyle olunca da diğer oyunların Enhanced Edition'larını hazırlayan Beamdog her şeye sıfırdan başlamayı gözüne kestiremiyor ve biz de bu önemli CRPG'den mahrum kalıyoruz. Ama belki bir gün olur, hı?

Final Fantasy VI

Zelda'da olduğu gibi Final Fantasy serisinde de en iyi oyununu hangisi olduğuna dair farklı görüşler olsa da Final Fantasy VI'nin ezici bir üstünlüğü olduğunu söyleyebiliriz. Bu oyun Batı'da Final Fantasy III ismiyle yayınlanmıştı, çünkü burada yayınlanan üçüncü Final Fantasy oyunuydu.

Terra, Locke, Ceres gibi unutulmaz karakterleri, Kefka isimli akıllara yer eden kötüsü, ağzı açık bırakan olayları ile özellikle de duygusal yönü son derece ön plana çıkarılmış bir oyundur kendisi. Güzel bir remakei hak ediyor.

Perfect Dark

Tüm zamanların en iyi Nintendo64 oyunlarından biri olarak gösterilen Perfect Dark başarısını büyük ölçüde popülerlikte Lara Croft'a meydan okuyabilecek ana kadın karakteri Joanna Dark'a borçlu. Ama Lara Croft'u bildiğimiz kadar Joanna Dark'ı bilmiyoruz. Neden böyle olsun ki, eminim ki bu oyunun remake'i mevcut nesil konsollarda büyük olay olurdu. Metacritic not ortalamasının 97 olduğunu söylemem oyunun ne kadar iyi olduğuna dair bir ipucu olabilir. Şu oyunun remake'i yapılsa biz de Nintendo 64 emülatörü peşinde koşmaktan kurtuluruz hem.

The Legend of Zelda: A Link to the Past

Herkesin Zelda tercihi birbirinden farklı ama Breath of the Wild'ı bir kenara bırakıp da eskilere yolculuk yaparsak benim için iki oyunun yeri gerçekten çok ayrıdır. A Link to the Past ve Ocarina of Time. Özellikle de A Link to the Past tüm zamanların en iyi oyunlarından biri olarak gösterilir, ama işte NES'iydi, Gameboy Advance'iydi, emülatörüydü falan uğraşmak istemeyenlere çok uzak kalmış bir isimdir aynı zamanda.

Şu oyunun yenilenmiş bir versiyonunu bilgisayarda veya yeni nesil konsollarda oynamayı gerçekten de çok isterdim.

Theme Park

Bullfrog ne kadar da güzel bir firmaydı, Syndicate'ten Dungeon Keeper'a, Populous'a kadar unutulmaz oyunların altına imza atmıştı. Syndicate'in modern halini pek beğenmesek de gördük, aslında Dungeon Keeper da orijinal hali korunarak remastered olsa müthiş olabilir ama ben oyumu Theme Park'tan yana kullanmak istiyorum.

Lunapark kurabildiğimiz başka oyunlar da var ama hiçbiri eğlence olarak Theme Park'ın yanına yaklaşamıyor işte. Çünkü bu oyunun kendine has bir mizah anlayışı da vardı, grafikleri de acayip şirindi. Lunapark ziyaretçilerinin ve aletlerin animasyonları zamanına göre çok güzeldi. Yenilenmiş hali benim arada bir oynamak isteyeceğim bir oyun olurdu, ne yalan söyleyeyim.

Clive Barker's Undying

Hatırladığınız kadarıyla hem silah, hem de büyü kullanabildiğiniz ilk FPS'nin BioShock olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Clive Barker's Undying psikolojik korkunun uç sınırlarında dolaşan ve Barker'ın o farklı hayal gücüne bilgisayarlarımızda şahit olmamızı sağlayan harika bir oyundu. Bir bossun kafasını kestikten sonra o kafayı yanınızda taşıyabildiğiniz, sonra da ateşe vererek uçurumdan atabildiğiniz başka bir oyun hatırlamıyorum ben. Remastered hali günümüz oyuncularının bile tüylerini diken diken edebilirdi. O Howler çığlıklarını bir duysanız.

X-Wing vs TIE Fighter

Bu oyun resmen zamanının ötesinde bir oyundu. 1997 yılındaki koşulları, 56k modemleri falan düşününce aynı anda sekiz kişiye kadar uzayda it dalaşlarına girebildiğiniz bir oyunu hayal etmek çok ilginç oluyor. Bu güzel oyunun en talihsiz yanı eşleştirmeler için Microsoft'un Internet Gaming Zone isimli web sayfasını kullanmak zorunda olmasıydı ama o zamanlar günümüzün gelişmiş eşleştirme teknolojileri yoktu tabi.

Düşünsenize yenilenen bir oyun motoru, arttırılmış oyuncu sayısı falan olsa Star Wars hayranlarının vazgeçemeyecekleri bir kapışma ortamı sunabilir bu oyun.

Chrono Trigger

Final Fantasy serisinin yaratıcısı, Dragon Quest serisinin yaratıcısı, Dragon Ball serisinin yaratıcısı bir araya gelince ne olur? Ortaya üzerinden geçen 20 yıla rağmen hala daha yeri doldurulamamış, zamanının devrim yaratan oyunlarından biri çıkar. Devasa ve bir o kadar zengin oyun dünyası, akılda kalıcı bir ana karakter, unutulmayacak yan karakterler, son derece zekice işlenmiş zamanda yolculuk öğeleri, harika müzikler, unutulmaz kötüleriyle Chrono Trigger JRPG türünün mihenk taşlarından biri.

Bir aralar Chrono Resurrection adında, yenilenen 3D modeller ve karakterlerle bir oyun yapılmaya çalışıldı ama Square Enix çektiği ihtarla bu hayran projesinin fişini çekti. Keşke şu oyuna (ve Chrono Cross'a) bir el atsalar.

System Shock 2

Birinci şahıs nişancı oyunlarını RYO öğeleri ve korku ile birleştirince ortaya System Shock 2 gibi zamanının ötesinde bir oyun çıkıyor. Aslında sadece ikinci oyun değil, ilk oyun da aynı derecede harika ve korkutucuydu ve dönemin oyunları arasından sıyrılıyordu.

Hazır şimdi System Shock 3 de geliştiriliyorken neden devrim yaratan bu oyunu da yenilenmiş grafiklerle oynamayalım ki? Sonuçta eski Bioshock oyunları yenilenmiş halde karşımıza çıktılar, System Shock'ların nesi eksik? Zaten bu aralar korku FPS oyunları da revaçtayken bu işin gerçekte nasıl yapıldığını gösteren bir oyun hiç de fena olmazdı. SHODAN'ın düşüncesi bile hala daha tüyleri diken diken ediyorsa bunun mutlaka sağlam bir sebebi vardır.

Castlevania: Symphony of the Night

Castlevania serisinin çok sayıda oyunu olsa da benim ve çoğu kişinin ortak düşüncesi Symphony of the Night'ın serinin en harika oyunu olduğudur. Son zamanlarda çıkan HD Castlevania oyunlarının belli bir kaliteyi geçemediğini düşünürsek neden serinin en iyisini remake yapmasınlar ki? Hem Castlevania ismi hak ettiği ilgiyi görür, hem de yeni oyuncular bu müthiş oyunla tanışırlar. Dracula'nın kalesi muhteşem HD grafikler eşliğinde dolaştığınızı düşünsenize.

1997 tarihli oyunun 20. yılı geçti ama belki Konami 25. yıla özel bir güzellik yapar.

Battletoads

İsmini duymamış olmanız kuvvetle muhtemelen çünkü Battletoads yalnızca NES'te mevcut olan bir oyundu. Eskiden 'zor oyun' denince akla Dark Souls gibi, Bloodborne gibi oyunlar değil Battletoads gibi oyunlar gelirdi. Bu oyunda Turbo Tunnel isminde bir bölüm vardır ki benim diyen oyuncuya bile kök söktürür, illallah dedirtir. Ama acayip zorluğuna rağmen son derece esprili ve bağımlılık yapıcı bir oynanışı vardır. Keşke şöyle güzel bir HD remake'i yapılsa da (tabi Turbo Tunnel bölümü aynen korunarak) ağız tadıyla saç baş yolsak.

Deus Ex

İlk Deus Ex'i oynamadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz. Tamam evet belki de şu an gördüğünüzde korkunç grafikleri sizi bu oyundan uzak tutuyor olabilir, JC Denton'ın kulakları bile yokken (karakter modellemeleri ancak bu kadar olabiliyordu demek ki) nasıl gözlük takabildiğini de merak ediyor olabilirsiniz. Ama kendisi tüm hikayeyi başlatan oyundur ve Eidos günün birinde 'gelin gençler, sizin için Deus Ex'in remake'ini hazırladık' dese gayet de iyi satacağına dair içimde olumlu bir his olduğunu söylemem lazım.

Metal Gear

Aslında Kojima'nın bizzat kendisi bu ilk oyunların remake'inin yapılabileceğini söylemişti ama sonrasında Konami'den kovulunca tüm planlar patlamış oldu. Hatta Kojima bu oyunların remake'leri sayesinde oyunların hikayelerinde mevcut olan bazı tutarsızlıkların bile giderilebileceğini söylemişti, muhtemelen bunu gerçekten de yapmak istiyordu.

Konami 2014 yılında hayran yapımı bir Metal Gear oyununa izin vermişti ama sonradan bu da iptal oldu. Rivayete göre geliştiriciler Konami'den izin almadan oyuna Roy Campbell karakterini eklemişlerdi ve bu da hoş karşılanmamıştı. Sonuç olarak günümüzde belki de artık bilinmeyen oyunlar olarak kaldı ilk Metal Gear oyunları.

Vampire the Masquerade – Bloodlines

Bir başka kült klasik daha ama maalesef içerdiği hatalar ve zamanın getirdiği yıpranma kendisinin yeni oyuncular tarafından yalnızca ismen bilinmesine neden oluyor.

Günümüz stamdartlarında değerlendirildiğinde bile fantastik bir oyundan, RYO hayranıyım diyen herkesin mutlaka oynaması gereken bir oyundan bahsettiğimize göre hayran yamalarının yapmaya çalıştığı şekilde tamamen hatalarından arındırılmış ve yenilenmiş halde karşımıza çıksa yılın oyunu ödülüne bile aday olabilir Bloodlines

Dark Souls

Azılı bir Dark Souls hayranı olarak ikilemde kalmış olsam da yine de ilk oyuna yer vermek istedim. Ben oyunun PC'deki o ham görünümünü, o pis karanlık yapısını aslında çok seviyorum. Ama bir yandan da bunun Dark Souls 3, Bloodborne gibi yapımlarını gören oyuncuları soğutan bir görsel zayıflık olduğunun da farkındayım.

Üçüncü oyunun motoruyla ilk oyunu oynayabilmek inanılmaz bir deneyim olmaz mıydı? Bence gayet de olurdu.

Shenmue

Shenmue Sega Dreamcast'ın gücünü sergilemek üzere geliştirilen bir oyundu. 1980'lerin Japonyasında geçen oyunda babasının ölümünün intikamını almaya çalışan genç Ryo Hazuki rolünde oynuyorduk.

Zamanının en pahalı oyunuydu Shenmue çünkü yapım ve reklam harcamaları 70 milyon dolara dayanmıştı (günümüz standartlarına göre bile büyük bir miktar bu). 1.2 milyon satan oyun geliştirme masraflarını karşılayamamıştı ve Dreamcast'in de ölümü serinin geleceği açısından kötüydü. İkinci oyun Xbox'ta çıksa da ne günümüz konsollarında, ne de PC'de bu dev oyunu oynayamadık.

Fallout 2

Maalesef Fallout serisiyle üçüncü ve hatta dördüncü oyunla tanışanlar var. Serinin ilk iki oyunu artık ister istemez eski görünüyor ve bazı oyuncular da bu durumdan soğudukları için tüm zamanların en önemli klasiklerinden birini kaçırıyorlar. Fallout 2 günümüzdeki çoğu RYO'ya taş çıkaran hikayesi ile herkesin oynaması gereken bir oyun ve bir remake'i en fazla hak eden isimlerin başında geliyor

GoldenEye 007

Daha Halo yokken Nintendo 64'te Goldeneye 007 vardı ve konsolların en popüler birinci şahıs nişancı oyunuydu. Metacritic not ortalamasının 96 olduğunu, en ünlü sitelerdeki inceleme notlarının 9.8, 9.7 gibi en üst sınırlarda dolaştığını düşünürsek daha önce ismini duymamış olsanız da süper bir oyun olduğunu anlayabilirsiniz.

2010 yılında aynı isimli bir oyun Wii ve daha sonra da PS3 ve X360 için piyasaya sürüldü ama o klasik oyunla aynı değildi. Halbuki GoldenEye 007'nin bire bir remake'i bugün bile acayip iş yapabilir.

Sam & Max Hit the Road

LucasArts'ın en muhteşem, en komik macera oyunlarından biri olan Sam & Max'in üvey evlat muamelesi görmesi hiç hoş değil. The Secret of Monkey Island ve Monkey Island 2'nin Special Edition versiyonları çıktı işte ne güzel. E Day of the Tentacle da yenilendi, Full Throttle'da orijinalliğini bire bir koruyarak günümüz bilgisayarlarına konuk oldu. Sam & Max'in başı kel mi?

Silent Hill

Bence Silent Hill gerçekten de eşi benzeri olmayan bir oyun. Bunu yalnızca "korku türünde bir oyun" diye nitelendirmek mümkün değil, başlı başına kült bir isimden bahsediyoruz. Ama şu da var ki çoğu kişinin bu seriyle tanışması ilk Silent Hill ile olmadı, halbuki serinin en iyi oyunlarından birinden bahsediyoruz.

Silent Hill'in remake'i yapılsa bile o kumlu görüntüleri, karanlığı, sisi korumak lazım. Aslında Hellblade: Senua's Sacrifice'daki gibi bir görsel yönetimle ortaya inanılmaz bir oyun çıkabilir ve yeni nesli mest edebilirdi.

Diablo

Şimdi burada Diablo'dan bahsetmeyen adamı asarlar, haksız mıyım? 1 mi, 2 mi diye çok düşündüm ve seçimimi ilk oyundan yana yapmaya karar verdim. Tristram'la, Deckard Cain'le, Skeleton King'le, Diablo'nun bizzat kendisiyle ilk kez tanıştığımız o harika oyunu aynı Starcraft'ın remakeinde olduğu gibi süsleyip karşımıza çıkarsalar ya. Hem içine Hellfire genişleme paketini de gömseler ne güzel olur.

Diablo 3'teki The Darkening of Tristram etkinliğini saymıyorum, aynı şey değil çünkü.