![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91867.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Mass Effect 3
Bu listede hepinizin bu ismi görmeyi beklediğinizi biliyorum, gerçekten de hayal kırıklığı yaratan oyun sonu dendiğinde akla gelen ilk isim maalesef Mass Effect 3 oluyor. Sonuçta Mass Effect dendiği zaman akla gelen ilk şey sebep sonuç ilişkisi oluyor ki bu da gayet normal. Daha ilk oyunda öldürmek yerine canını bağışladığımız bir ırkın üçüncü oyunda ansızın karşımıza çıkıp bize yardımcı olmasıydı bu seriyi bu kadar sevmemizi sağlayan şey. Serinin hikayesine bu kadar zamanımızı yatırmışken haliyle serinin büyük finalinin de o güne kadar verdiğimiz tüm kararların bir yansıması olacağını, ağzımızı açık bırakacağını düşünüyorduk. Bunu düşünen yalnızca bizmişiz, Bioware bizimle aynı fikirde dğilmiş.
Mass Effect 3'ün sonu yalnızca kişisel tercihlerimizi tamamen görmezden gelmekle kalmadı, evren için son derece büyük önem taşıyan kararlarımızı da yok saydı. Hatta sonucu belirleyecek tek şey neredeyse sonun hemen öncesinde yaptığımız o üç seçim oldu, kaldı ki bunların üçü de güya farklı bir sonuçmuş gibi görünse de temelinde tamamen aynıydı. Reaper'lar etkisiz hale getirilmişti, Normandy çakılmıştı, Shepard ölmüştü. Ama şimdi hakkını yemeyelim, üç sonda da farklı renk patlama kullanılmıştı. Bu da bir şeydir. Sen kalk tüm serinin sonunu bir diyalog tekerine indirge, olacak iş değil. Bioware sonradan hatasını düzeltti, yeni bir son yayınladı ama ilk sonun yarattığı hüsranın ardından çoğu kişi yeni sonlara bakmadı bile.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91868.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Star Wars: Knights of the Old Republic 2
Güzelim KOTOR 2 aslında bütçe kurbanı oldu desek yalan olmaz. Oyunun henüz %70'i geliştirilmişken paranın suyu çekince nedense oyunun sonunu aceleye getirerek pat diye kesip atmayı tercih etmişti Obsidian. Belki de bu yayıncının taktiridir, o konu hakkında yorum yapmayayım ama nihayetinde harika bir oyun son kısımlarının kurbanı oldu işte.
Zaten oyunu hakkıyla eleştirenlerin dikkat çektiği nokta buydu, oyun belli bir noktaya kadar çok iyi ilerliyordu ama sonrasında aceleyle bitirilmeye çalıştığı çok belliydi. Oyunun sonu büyük bir hızla geliyor, hikayedeki dalların neredeyse yarısı bir sonuca bağlanmadan havada kalıyordu. Oyun tarihinin en iyi kötü adamlarının birinin harcandığından, karakterimizin gereksiz yere tek başına görevlere gönderildiğinden ve birlikte o kadar badireler atlattığımız yardımcılarımızın başına neler geldiğini açıklamaktan bile aciz kaldığından bahsediliyordu eleştirilerde.
Kaldı ki oyunun sonu bize neler olduğunu göstermek yerine anlatmayı tercih ederek ayrı bir hayalkırıklığı yaratmıştı. Kreia anlattıkça anlattı, bu sıkıcı kısımların ardındansa tek gördüğümüz uzayda uzaklaşan gemimizin görüntüleriydi. Sonra hooop, emeği geçenler listesi.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91869.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Halo 2
Halo 2 belki de oyun tarihinin en tuhaf sonlarından birine sahipti ama bu kasti olarak yapılan bir şey değildi. Daha doğrusu aslında yapılması planlanan son bizim izlediğimiz son değildi diyelim, daha doğru olur.
Normalde Bungie Halo 2'nin böyle merakta bırakıcı, yarım bir şekilde sonlanmasını planlamamış. Bungie'nin fikri Halo 2'nin sonunda Master Chief'in Ark of the Covenant'ı bulmasına dayanıyormuş. Bundan sonra da Dervish isimli karakterle (ki ismi sonradan Arbiter oldu) birlikte savaşarak Prophet of Truth'u yok ediyormuş. Böylece Dünya'daki savaş nihai olarak son bulacakmış, hatta Bungie tüm diyalogları falan da kaydetmiş. Sonra son anda sonu değiştirmeye karar vermişler çünkü diğer türlü oyunu zamanında yetiştiremeyeceklerini anlamışlar.
Öyle olunca da Master Chief'i Prophet of Truth'un gemisinde görüyor, ne yaptığı sorusuna verdiği 'efendim, bu savaşı bitiriyorum' cevabıyla yetinmek zorunda kalıyorduk. Oyun bitmemişti ama savaş bitmişti.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91870.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
The Legend of Zelda: Link's Awakening
İşte bu da listemizdeki üçüncü klasik. Legend of Zelda oyunlarının tümünü de klasik olarak nitelendirmek mümkün, çoğunlukla da bu oyunların sonlarında yeşil şapkalı ve sivri kulaklı Link'imiz dünyayı kurtarmış, kötüleri alt etmiş, Ganon'un elinden Prenses Zelda'yı kapmış oluyor. Oyunun başından beri hedeflediğimiz bu sona ulaşınca da tatmin olmuş hissediyoruz. Bir sefer hariç. O da Link's Awakening'in Gameboy versiyonu.
Link's Awakening, dördüncü Zelda oyunu olmasına rağmen el konsollarında çıkan ilk Zelda oyunuydu. Dolayısıyla bir şeylerin farklı olacağı belliydi, Link bu sefer klasik Zelda ve Triforce hikayesinin dışına çıkmış ve Wind Fish ismindeki bir yaratık tarafından korunan Koholint Adasında bulmuştu kendisini. Yine diğer oyunlarda olduğu gibi bolca bulmaca çözmüş, bir çok mücadelenin üstesinden gelmiş ve prensesi kapm... Hayır. Çünkü sonda olan tek şey Wind Fish'in 'tüm bunlar bir rüyaydı' demesiydi. Yani yaptığımız her şey boşunaydı. Bir oyuncuyu oyundan soğutmak istiyorsanız lütfen bunu yapın işte, onca zorluğu bir hiç için aştın deyin.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91871.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Mirror's Edge
DICE'ın çıktığı zaman olay yaratan ve oldukça başarılı eleştiriler alarak kendisine güzelcene de bir hayran kitlesi oluşturan oyunu Mirror's Edge'in ufak bir kusuru vardı, o da sonuydu. Kız kardeşimiz Kate'i kurtarmak için nihayet o gökdelenin tepesine tırmanmayı başarmıştık, pislik Jacknife kardeşimizi helikoptere zorla bindirmeye çalışıyordu. Elinde silah olduğu için de atlama zıplama becerilerimiz anlamsızdı, helikoptere binmelerine izin verdik ama hemen ardından hayatımızı hiçe sayarak uçan helikoptere adeta uçan tekme atarak Jacknife'ı aşağı düşürttük.
Hadi tamam kontrolü kaybeden helikopterden ikimiz de sağ çıkmayı başarmış olalım, buraya da tamam. Ama son sahnenin yalnızca iki kardeşin sarılmasıyla bitiyor oluşuna ne demeli? E ama biz hala kaçağız, Project Icarus'a da hiçbir şey olmadı. Yani aslında düşününce oyunu başarısızlıkla bitirmiş olduk, kardeşimizse yanımıza kar kaldı. İşte bunlar hep ikinci oyunlara hazırlık.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91872.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Killzone 3
Bu da keşke böyle olmasaydı dedirten, oyuncuyu üzen sonlardan biri işte. Tomas'ın sayesinde Stahl'ın uzay gemisi Helghan gezegenine doğru yönelmiş ve Narville'in emrini verdiği nükleer saldırı gemiyi havaya uçurmuştu. Bu gemi taşıdığı Petrusite yüzünden son derece önemliydi ve saldırının sebebi de zaten buydu. Meydana gelen nükleer patlama öylesine büyüktü ki Helghan gezegeni yok oldu desek yeridir, gezegen tamamen sessizliğe bürünmüştü. Tomas'ın da söylediği gibi yaptıkları şey yüzünden milyarlarca masum ölmüştü.
İşte bu kararın ağırlığıyla yüzleştiğimiz o anlarda oyunda emeği geçenler listesi akmaya başladı. Oyunun bu şekilde sonlanması üzücü olsa da mantıklı ve yerinde olurdu, ama Killzone 3 özellikle de süper kahraman filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bir taktiği kullandı. Emeği geçenler listesinin ardından bir ara sahne soktu araya. Milyarları öldürmüş ama asıl öldürmeye çalıştığımız o kişinin hayatta kalmayı başardığını öğrenmiştik. Çok banal bir sondu yahu. Ama Stahl'ı hayatta tutmak serinin devamı açısından daha önemliydi demek ki, mantık bir kenara bırakılabiliyordu.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91873.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Borderlands
Borderlands oynarken elbette tek amacımız birbiri ardına birbirinden çekici ganimetler bulmak değildi. Yoksa öyle miydi? Sonuçta Diablo falan oynarken de bir noktadan sonra 'salla hikayeyi' diyerek daha iyi silah, daha iyi ekipman düşürmek için uğraşmıyor muyuz? Ama olsun, yine de Borderlands'in koyduğu bir de hedef vardı, o da Vault'u bulmak. Bize bu Vault'u öyle ballandırarak anlattılar ki. İçinde birbirinden efsane silahların, sonsuz bir zenginliğin olduğu bir hazineydi bu. Zaten o yüzden tüm avcılar da buranın peşindeydi.
Haliyle biz de bize söz verilen bu Vault'a ulaşmak, en azından o zenginliklere göz ucuyla da olsa bir bakabilmek istedik. Oyunun son bossunu da bu hayallerle yenmedik mi zaten? Vault'u koruyan The Destroyer'ı nihayet indirdiğimizde ise yapay zeka güçlerine sahip olan Angel bize aynen şunu söyledi: "Vault'u açtın! İçinde ne olduğuna dair seni uyarmadığım için özür dilerim. Ama onu durdurmak için orada olmanı sağlamak için başka açıklama yapamazdım. İyi iş çıkardın ve yaptıkların mükafatsız kalmayacak. Anahtar Vault'u daha bir 200 sene açmayacak ama eminim Dennis sana yüklü bir ödeme yapacaktır."
O kadar Vault peşinde koş, 200 seneliğine kilitli olduğunu öğren. Sağolun be.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91874.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Ghosts 'n Goblins
Şimdi size bir hayalkırıklığından değil, çifte hayalkırıklığından bahsedeceğim. Bu da benim Commodore 64'teki favori oyunlarımdan biri ama o kadar çok farklı konsola port edilmiş bir oyun ki mutlaka bir yerlerde denk gelip siz de oynamışsınızdır. Atari salonunda bile görmüşlüğüm vardır Ghosts 'n Goblins'i.
Bu zorlu oyunu hani olur da bitirmeyi başarır ve oyunun son bossunu indirebilirseniz tüm yaşananların aslında bir hayal olduğunu öğreniyordunuz. Oyunun gerçek sonuna ulaşabilmek için oyunu tekrar en baştan oynamalı ve bunu da asıl oyundakinden daha zayıf bir silahı kullanarak başarmalıydınız. Bu zaten oyunun zorluğunu iyice yükseltiyor ve aslında sizi acımasız bir sona hazırlıyordu. Çünkü oyunu ikinciye bitirdiğinizde yine imla hataları ile dolu şu cümleleri okuyordunuz: "Tebrikler. Hikaye mutlu sonlandı. Zeki ve cesur bir şövalye olarak vücudunuzdaki gücü hissediyorsunuz. Şimdi başa dönün. Ve tekrar oynayın". Tabi bu metnin İngilizce versiyonunda neredeyse her kelimenin hatalı yazılmış olması hakaret gibi gelmiştir oyunu bitirenlere.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91875.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Psi-Ops: The Mindgate Conspiracy
Adını pek fazla duymamış olabileceğiniz bu oyun aslında herhalde oyun tarihinin en hayal kırıklığı yaratan sonlarından birine sahipti, çünkü oyun sonlanmadı. Klasik bir nişancı oyunu olan oyunda Nick Scryer isminde psişik güçlere sahip bir askeri oynuyor ve bir terör örgütüne sızmaya çalışıyorduk. Hafızamız tamamen silinmişti çünkü bu sayede gizli kimliğimizi daha iyi benimseyebilecektik. İlk başta telekinezi yeteneğine sahip oluyor ve git gide diğer psişik güçlerimizi de elde ediyorduk. Hani konu olarak pek de kötü değildi, değişik de bir tarzı vardı.
Oyunun sonuna geldiğimizde ise Nick Scryer birdenbire her şeyi hatırladığını söyledi. Hafızası tamamen geri gelmişti, dolayısıyla daha önceden sahip olduğu tüm yetenekler de. Bu yeteneklerden birini kullanarak aynı anda bir sürü helikopteri düşürüverdi. Ve ekranda o yazı belirdi: "Devam edecek". Aynen bu kadar. Ne bir video, ne başka bir şey. Oyunun devamının gelmediğini tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Düşünsenize izlediğiniz dizi en heyecanlı yerinde 'arkası yarın' diye kesiliyor ve o yarın hiçbir zaman gelmiyor. Oyuna harcanan saatlere yazık.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91876.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Shenmue 2
Shenmue ismini mutlaka duymuşsunuzdur, dünyada resmen milyonlarca hayranı bulunan bir seri bu. Açık dünyada geçen bu aksiyon-macera oyunu çok uzun süre Dreamcast konsoluna özel olarak kaldı ve Shenmue de yayınlandığı yıl o zamana kadar geliştirilmiş en pahalı video oyunu unvanını kapmıştı. 1999 yılında 50 ile 70 milyon dolar olarak tahmin edilen bir bütçenin az buz bir miktar olmadığını söylemek lazım. 2001 yılında yayınlanan Shenmue 2 ise serinin çıtasını daha da yükseltmiş ama oyuncuları havada kalan bir sonla karşı karşıya bırakmıştı.
Tüm zamanların en iyi oyunu listelerinde kendine daima yer bulan Shenmue 2'nin sorunu oyunun yaratıcısı Yu Suzuki'nin seriyi dört oyun olarak düşünüp bunu gerçekleştirmemiş olmasıydı. Evet biliyorum bir süre önce Shenmue III duyuldu ve oyun 2018'in ikinci yarısında çıkacak ama oyuncuları 17 sene boyunca yarım yamalak bir sona mahkum bırakmak hayalkırıklığı değil de nedir? Shenmue 2'nin hikayesi tam da süper heyecanlı bir yerde bitmiş ve oyun boyunca yarattığı soru işaretlerinin de hiçbirini cevaplamamıştı. Lost'un tek sezonda bittiğini düşünün, öyle bir şey işte.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91877.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Crysis
Yayınlandığı dönemde büyük ses getiren yapımlardan biri olan Crysis aslında çok şeyi doğru yapmıştı ama nedense oyunun son sahnesi gerçek anlamda oyun sonu gibi değil de sanki bir sonraki bölüme hazırlık olsun diye konulan bir video gibiydi. Tamam sonuçta uzaylıların ana gemisini yok etmeyi başarmış ve büyük bir keyifle okyanusa batışını seyretmiştik. Ama hepsi bu kadar mıydı? Ya Prophet'e ne olmuştu?
Aslında bunun da cevabını arıyorduk, çünkü gelen telsiz mesajı bize Prophet'in adanın enerji alanı içerisinde bir yere hala hayatta olduğunu söylemişti. Geride adam bırakmazdık, Nomad de o yüzden 'geri dönüyoruz' dedi ve helikopteri döndürdü. Sonrasındaysa ekran karardı ve bitti. E bari geri dönseydik, o kısımları da görseydik olmaz mıydı?
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91878.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Fallout 3
Açık dünya oyunlarında oyuna gerçek anlamda bir son kazandırmak kolay iş değil. Nihayetinde gerçek anlamda bir açık dünyadan bahsediyoruz, ben geliştirici olsam oyuncunun "hikaye bittikten" sonra bile yarattığım dünyada dolaşmasını ve yapacak bir şeyler bulmasını isterim. Hele ki uzun süreli oyunlarda, oyuncunun zamanıyla yatırım yaptığı ve şekillendirdiği dünyada oynamaya devam etmeyi istemesi kadar normal bir şey olamaz. Tabi Fallout 3'te olduğu gibi bunu sürdürmeyi imkansız hale getiren sonlarla karşılaşmasaydık.
Bunu özellikle de Project Purity'i aktifleştirmek için kendi hayatımızı verdiğimiz son için söylüyorum. Yoksa Broken Steel DLC'si sayesinde bu iş için yol arkadaşlarımızdan birini kullanarak hayatta kalabiliyor ve devam edebiliyorduk ama bunun baştan düşünülmesi gerekmez miydi? Kabul ediyorum, insanlar temiz su içebilsin diye kendini feda etmek bayağı sağlam bir davranış ama bunun ardından sinematik bile olmayan, dramatik seslendirmeler eşliğinde gösterilen resimlerden ibaret bir sonun da tatmin edici olduğunu kimse söylemesin bana.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91879.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Metal Gear Solid 2: Sons of Liberty
Metal Gear Solid oyunlarında arada izlediğimiz uzun videolar ünlüdür çünkü Kojima'nın kendine has bir anlatımı vardır. Sinematik hikaye anlatımına örnek ver deseler akla ilk gelen isimlerden biridir kendisi. Sons of Liberty'nin sonu da böyleydi işte, tam 17 dakikalık bir video. Hayal kırıklığı olmasının sebebi de aslında buydu, gereksiz yere uzatılmıştı ve hadi artık bitsin dedirten bir kurguya sahipti.
Solidus'un ölümüyle başlayan, tuhaf diyaloglar ve Raiden'ın başarısız oyunculuğuyla devam eden bu son videoda günlük hayatlarına devam etmekte olan kişilerden gerçek görüntüler bile görüyorduk. Evet, sonda gerçek görüntüler kullanılmıştı. Şehir kalabalığında yürüyen insanlar, itfaiye arabaları, hatta yakın çekim bir at bile vardı. Video uzadıkça uzadı, uzadıkça uzadı. Ama en kötüsü de neydi biliyor musunuz? Oyun boyunca Olga, Emma Emmerich, Fortune gibi birbirinden unutulmaz karakterlerle tanışmış olmamıza rağmen ve Raiden ile nihayet bir bağ kurmuş olmamıza rağmen tüm oyunun bir simülasyon olduğunu öğrenmek acayip koymuştu. Zaten sonrasında izlediğimiz sonu analiz etmeye çalışan bir sürü makale de yazıldı, isterseniz bunlara bir göz atabilirsiniz.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91880.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Doom 2
Doom 2 gibi zamanının en nefis FPS oyununlarından birinde birbirinden güzel düşmanlar ve bosslarla savaştıktan sonra sona dair beklentileriniz elbette tavan yapıyor. Sonuçta siz düşmanlarla dolu nice bölümü temizlemiş, aksiyonun dibine vurmuş bir oyuncusunuz. O son bossu da haklayıp oyunu zirvede bırakmak istiyorsunuz. Ve o an geliyor.
O da nesi? Oyunun son bossu bir duvar mıymış? Evet, Doom 2'nin son bossu üzerine bir iblis suratı olan bir duvar. çizilmiş bir duvar. Sonrasındaysa kırmızı renkle akan yazılar, işte aferin, başardın, istilayı sona erdirdin, dünyayı kurtardın, cehennemi mahvettin. Aslında o duvarın arkasında hile kodlarıyla geçebildiğiniz bir yer var ve orada John Romero'nun kafasını kazığa geçirilmiş halde görebiliyoruz. O kafayı saklamamış olsalar sonu kurtarabilirlermiş aslında.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91881.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Too Human
Bazı oyunların hayalkırıklıkları serilerin planlandığı şekilde gelişmemesinden kaynaklanıyor ki Too Human da onlardan biri. Aslında ortada son derece orijinal bir hikaye var; İskandinav mitolojisini bilimkurguyla karışık bir şekilde anlatıyordu Too Human. Sibernetik olarak geliştirilmiş olan İskandinav tanrıları, insanlığı Loki'nin makineler ordusundan korumaya çalışıyordu. Biz de o tanrılardan biriydik, Baldur'u canlandırıyorduk ama diğer tanrılara göre daha az sibernetik olduğumuz için oyuna da adını verecek şekilde "fazla insan" idik.
Sıkıntı bu oyunun bir üçlemenin ilk oyunu olarak planlanmış olmasından kaynaklandı. Haliyle de oyunun sonuna geldiğimizde 'devamı gelecek' şeklinde bir anlatımla karşılaştık ve bir sonraki oyunu, hiç gelmeyecek o oyunu beklemeye başladık. Bunun böyle olması ön görülmediği için de oyunun sonu bir çok şeyi açığa kavuşturmadı. Balder diğer tanrılara postayı koydu, masayı kırıp dışarı çıktı. Peki ya sonrası? Sonda bir de ek sahne ile karların ortasında bir dev gördük ve ekran kararıp gitti. Sonrasında ne olacaktı acaba?
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91882.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Dead Rising
Başta söylemiştim, hayalkırıklığı yaratan sondan kastım illa ki 'adam gibi son yapmayı becerememişler' değil; bazen hayalkırıklığı yaratan şey sonun beklediğimiz gibi çıkmaması da olabiliyor. Dead Rising de bunlardan biri. Zaten birbirinden farklı altı tane sonu olan bir oyun için hayalkırıklığı demek aksi halde mümkün olmazdı, değil mi?
Dead Rising'in bu altı farklı sonu içerisinde bir tanesinin ismi True Ending, dolayısıyla incelememiz gereken son da işte bu Gerçek Son. Bu sona ulaşmak gerçekten de çok zor çünkü her şeyi doğru yapmak zorundasınız. 72 Hour modunda tüm vakaları çözmeli, Isabela ile tam da saatinde konuşmalı ve yine tam saatinde helikopter pistinde olmalısınız. Onca iş yani. Helikopter pistine geldiğimizde helikopteri görememek birinci şok olmuş, ama başka bir binada bekleyen Ed'i gördüğümüzde şok etkisi geçmişti. Helikoptere binmeyi başaran bir zombinin Ed'i ısırması, helikopterin yanımızdan geçerek çakılması ise olayın tuzu biberi. Frank son gördüğümüzde dizleri üzerine çökmüştü ve üzerine onlarca zombi geliyordu. Gerçek Son deyince insan güzel bir son bekliyor aslında, böyle kötü bir son değil. Böyle olacağını bilsek diğer sonlara ulaşmak için çabalardık.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91883.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Batman Arkham Asylum
Arkham serisi bize gerçekten de o hayal ettiğimiz çizgi roman kahramanını oynama imkanı vermiş, pelerinimizin de yardımıyla düşmanların üzerine süzülmüş, tekme tokat girişmiş, sağa sola bataran fırlatmış ve kendimizi gerçekten de Batman gibi hissetmiştik. Dövüş sistemi ve dedektiflik modu cidden çok iyiydi, ünlü çizgi roman yazarlarından Paul Dini'nin kaleme aldığı hikaye de son derece başarılıydı. Seslendirmeler on numaraydı, Joker'i Mark Hamill seslendirmişti yahu daha ne olsun?
Ama işte baştan aşağı zekice tasarlanmış bulmacalarla ve unutulmayacak anlarla dolu bu oyun en son geldiğinde çuvallayıvermişti. Bir kere biliyoruz ki Joker karşısına Batman'i alıp dövüşecek bir tip değil, o daha çok zekasını ve tuzaklarını kullanmayı seven bir kötü adam. Ama oyunda son kötü olarak onu karşımıza almamız gerekiyordu ve biz de Titan formülüyle irileşmiş bir Joker'le karşılaştık. Hem komik görünüyordu, hem de saldırıları oldukça tahmin edilebilirdi. Dayağı yedikten sonra normal haline dönüvermesi de cabası.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91884.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Crackdown
Crackdown'ın sonu kimilerine göre bir hayalkırıklığı, kimilerine göre ise bir dehanın ürünüydü. Ben bu sonu deha ürünü olarak görenlerin daha önce hiç sürpriz sonlu bir film izlemediğini, bu konsepte yabancı olduğunu düşünüyorum. Hiç de öyle ahım şahım bir son değildi çünkü Crackdown'ınki.
Oyunun sonunda dış ses Direktör önce bizi tebrik ediyor, dünyanın en tehlikeli suç dehalarını ortadan kaldırdığımızı ve Pacific City'i huzura ve düzene kavuşturduğumuzu söylüyordu. İnsanlara hayatını geri verdin, teşekkür ederim diyen Direktör sonra da bombayı patlatıveriyordu işte. Los Muertos'a ekipman sağlayanın, Volks aktivitelerini görmezden gelenin Teşkilatımızın ta kendisi olduğunu öğreniyorduk. Baştan beri bizimle konuşmakta olan Direktör, güya bizim görünmez koruyucu meleğimiz aslında bizi manipüle ediyordu. İyi de bunu açıklayınca oyunu bitirmek de neyin nesi? Bunu öğrenmek bize en ufak bir şey katmadığı gibi aslında oyunu da yanlış bir hikaye doğrultusunda oynamış gibi hissettik. Tatmin edici olmaktan çok uzak bir son videoydu bu.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91885.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Aliens: Colonial Marines
Aliens: Colonial Marines zaten baştan sona hayal kırıklığı dolu bir oyundu, dolayısıyla sonunun da farklı olmadığını bilmek kimseyi şaşırtmayacaktır. Tüm o hatalarına, çekilmezliğine rağmen oyunu sabırla sonuna kadar oynayanlar oyunun son boss dövüşü olarak karşılarında Alien Queen'in ta kendisini buluyorlardı.
Alien Queen'in sağlam bir kapışma sunmasını beklersiniz değil mi? Çok beklersiniz. Son derece heyecansız geçen bu son kapışmada tek yaptığımız sağda solda saklanarak ilerlemek ve birkaç düğmeye basarak Queen'i uzay boşluğuna uçurmak oldu. Bu kadar mı, tabi ki hayır? Son videoda neredeyse oyunun başından beri android olduğunu bildiğimiz Weyland'in android olduğunu öğrenince şaşıracağımızı düşünmüştü Gearbox. Sonra da Bishop ölen Weyland'e sızmayı başarıp "her şeyi indirmeyi başardım" diyordu. Neyi indirmişti? Kim bilir. Oyun bunu bize söylemeden pat diye bitmişti işte.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91886.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Ghostbusters
Bu listede birkaç oyunda biraz eskilere gideceğim, Ghostbusters da onlardan biri. Ben Ghostbusters'ı ilk olarak Commodore 64'te oynamıştım, o zamanlar 5-6 yaşlarında bacak kadar bir velettim ve her ne kadar C64 oyunlarının geneli zor olsa da Ghostbusters ayrı bir zor gelmişti. Hayalet yakalamaya çalışırken adamlarımı kızartıyordum, oyunun artık sonunda Marshmallow Man ortaya çıktığında ise ne yapacağımı bilemeden ölüyordum. O zamanlar bilmediğim şey ise oyunun NES'e port edilen halinin daha farklı olduğu ve feci bir sona sahip olduğuydu. Ha ben Commodore'dakini hiç bir zaman bitiremedim zaten, sonunun nasıl olduğunu hala daha bilmiyorumdur yani.
O zamanlar yayınlanan oyunlarda, özellikle de Japonca'dan çevrilenlerde çeviri hataları sıkça görülürdü. R ile L sesleri arasındaki farkın belirsizliğinden kaynaklanırdı bu durum. Zaten zor olan bir oyun porttan kaynaklı hatalar ve tuhaf kontroller birleşince daha da zor hale gelmiş ve bu zorlukların üstesinden gelip de oyunun son derece zorlu son bossu ZUUL'u öldürmeyi başaran oyuncuların özel bir son görmeyi beklerken çeviri hatalı bir yazı ekranıyla karşılaşması nasıl olmuştur sizce? Congratulations bile diyememiş adamlar, Conglaturation yazmışlar. "Güzel bir oyunu bitirdin ve kültürümüzün adaletini kanıtladın", artık ne demekse.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91887.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Kane & Lynch 2: Dog Days
IO Interactive'in Kane & Lynch 2: Dog Days'i bitiriş şekli son derece ilginçti, sanki bir noktadan sonra artık oyunu geliştirmeye pes etmişler ve hikayeyi bağlayıp dükkanı kapatıp çıkalım havasına girmişler gibi. Zaten oyunla ilgili "şimdiye kadar gördüğüm en ani gerçekleşen son" isminde başlıklar açılmasının sebebi de bu olsa gerek.
Halbuki oyun ne de güzeldi. Eski filmlerden fırlamış gibi duran görüntü filtresi, sarsak kamerası, aşırı şiddet dolu ve psikolojik olarak da sert hikayesi ile Kane ve Lynch'in neyi, neden yaptıklarını anlayabiliyor ve hak da veriyorduk. İkili bir yandan silah anlaşması bağlamaya, diğer yandan Şangay'dan kaçmaya çalışırken onlarca polisi, çete üyesini, askeri ve hatta bir hükümet yetkilisini bile öldürüyordu. Sonunda ise bu anti-kahramanlarımız kendilerini bekleyen uçağa biniyorlar, uçak kalkıyor ve... Ve. Aniden oyun bitiyor. Bu kadar.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91888.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Monkey Island 2: LeChuck's Revenge
Öncelikle şunu söyleyeyim, bence Monkey Island 2 LucasArts macera oyunları tarihinin en değerli, en önemli ve en başarılı oyunlarından biridir. Bu oyunu kaç kez oynadığımı inan hatırlamıyorum bile, HD olarak yenilenen versiyonu sayesinde günümüz oyuncuları da bu şaheseri oynama fırsatını elde ettiler ve bu nefis bir şeydi. Ama her ne kadar bu oyuna bayılıyor olsam da sonunun azıcık hayal kırıklığı olduğu gerçeğini de gözardı edemiyorum maalesef.
Ya bi kere biz hala Monkey Island'ın sırrına vakıf olamadık farkında mısınız? Halbuki bu oyunun sonunda belki bu sırrın ne olduğunu öğreniriz diye beklemiştik. Hadi o olmadı, ikinci oyundaki asıl amacımız Big Whoop ismindeki hazineyi bulmaktı hatırlıyor musunuz? Hani kendisi için "Tüm zamanların en büyük hazinesi. O kadar değerli ve o kadar iyi gizlenmiş bir hazine ki denizlerdeki tüm korsanların hayallerini süslüyor" denilen hazine. Oyunun sonunda Big Whoop'u bulmuştuk, evet, ama bu bir lunaparktı. Empire Strikes Back'teki 'I'm your father' repliğiyle bire bir aynı bir diyaloğun ardından tüm oyunun Guybrush ve LeChuck maskeleri takmış iki kardeş arasında geçtiğini mi öğreniyorduk? Yani her şey bir hayal miydi? LeChuck, yani Chuckie kardeşi Guybrush'ı buluyor, anne babalarının yanına dönüyor ve parkı gezmeye devam ediyorlardı. Nasıl yani?
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91889.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Rage
Aslında Rage son derece iddialı bir oyundu. Nasıl olmasın ki? id Software'in Doom ve Quake'ten sonraki yeni bombası olacağı düşünülüyordu; id Tech motorunun en yeni hali olan id Tech 5'i kullanan bu post-apokaliptik oyun başarılı olmak için tüm bileşenlere sahipti. Neredeyse tüm diyelim ve sonunu ayrı tutalım.
Bir kere oyunun açık dünyası gayet iyiydi, kontrollerle falan da pek bir sorunumuz yoktu, hatta araç kullanma kısımları bile iyiydi. Oyun boyunca hikayenin de nereye gittiği az çok belliydi, sonuçta dünyayı The Authority ismindeki bu baskıcı organizasyondan kurtarmaya çalışıyorduk ve öyle de sonuçlanması gerekiyordu. O kadar uğraştık, gezegendeki tüm Ark'ların yerini gösteren verileri elde ettik, hatta bu veriyi yayınlamak için Authority'nin ana karargahına bile girdik. Kötü adamlarla artık son savaşa çıkmak üzereydik ve bunun için de tüm Ark'ları aktifleştirecek ve dünyayı kontrol eden bu baskıcı hükümete karşı bir orduyla birlikte karşı koyacaktık. Derken orada oyun bitti ve oyunda emeği geçenlerin isimleri akmaya başladı. Sanki her şeyin sonuçlanacağı son bir bölümün hemen öncesinde hikayeyi kesmişler gibi. Hiç olmadı.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91890.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
Alan Wake
Remedy Entertainment'ın bence son derece başarılı bir oyunu olan Alan Wake'te aynı Stephen King gibi bir korku romanı yazarını canlandırıyor ve üçüncü şahıs perspektifinden oynanan bu korku oyununda kayıp olan eşimizi bulmaya çalışıyorduk. Tabi bir de yazdığımız kitapların gerçeğe dönüşüyor olduğu detayı vardı oyunda. Arada bazı klişe sahneleri olsa da geneline baktığımızda kendini oynatan ve sonunu merak ettiren bir oyundu.
Ama işte sonu öyle pek de merak edilecek gibi değildi. Yani şöyle diyebiliriz, bittiği zaman tam olarak ne olduğunu anlamadığınız, yoruma açık bir film düşünün. Mesela Donnie Darko. Hah işte Alan Wake de öyleydi işte, ama filmden farklı olarak onca saat birlikte oynadığınız karakterin hikayesi adamakıllı sonuçlansın istiyorsunuz. Yani göle atlamak olsun, içinde daktilo bulunan bir kulübe bulmak olsun, "o bir göl değil, bir okyanus" cümlesinin ne anlama geldiği olsun, çok sayıda belirsiz imgeyle dolu bir son gerçekten de tatmin edicilikten uzak oluyor. Google'a "Alan Wake Ending" yazınca bolca "acaba ne demek istedi" tartışması görmek mümkün.
![Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar](https://storage.oyungezer.com.tr/ogz-public/public/gallery/31619/resized/image_91891.jpg)
Sonlarıyla Hayal Kırıklığı Yaratan Oyunlar
No Man's Sky
Açık uçlu bir oyunda nasıl hayal kırıklığı yaratan bir son olabilir ki diye düşünüyorsanız haklısınız, o halde açıklayayım. No Man's Sky'ın ilk hali her ne kadar açık bir evrende dilediğinizi yapmanızı sağlayan bir oyun olsa da daha baştan önünüze cazip bir seçenek koyuyordu. İster o gezegen senin, o gezegen benim amaçsızca dolaşabilir, ya da gezegeninizi galaksinin merkezine bağlayan çizgiyi takip etmeyi tercih edebilirdiniz. Galaksinin merkezine de öyle hop diye gitmek mümkün değildi tabi, yolculuk boyunca bir çok farklı gezegene uğruyor ve çizgiyi takip edince merkeze ulaşacağımızı biliyorduk.
Zaten aslında oyunun ana amacı buydu çünkü karşımıza çıkan tüm Atlas anıtları bizi bu yönde yönlendiriyordu. Galaksinin merkezine erişip orada bizi nelerin beklediğini görmek merak uyandırıcı bir şeydi.
Onca gezegen, harcanan onca saatten sonra galaksinin merkezine ulaştığımızda büyük bir sürprizle karşılaşmayı bekliyorduk; ağzımızı açık bırakacak bir sırrı öğrenmek üzereydik. Ama ne oluyordu biliyor musunuz, "Galaksinin Merkezi" ismindeki yıldızı bulunca evrende yıldız odağımızda olmak üzere uzaklaşmaya başlıyor, uzaklaşıyor, uzaklaşıyor ve kendimizi 'Yeni Yolcu' olarak oyunun en başında buluyorduk. Hatta merkeze yakın gezegenler bile öncekilerin aynıydı. Ne büyük bir hayal kırıklığı. Belki ikinciye, üçüncüye merkeze gidince bir şeyler değişir diye düşünenler oldu. Ama her seferinde sonuç aynı oluyordu.