Assassin’s Creed Valhalla - Dawn of Ragnarök İlk Bakış

Valhalla’ya ikinci bir oyun gibi ek paket geliyor!

Sevgili Oyungezerler, cüceler diyarı Svartalfheim’dan sesleniyorum! Burada havalar çok güzel, çimenler yeşil, vahşi domuzlara biniliyor; bir de Muspel’ler saçımızı alazlamaya kalkmasalar… Oğlum gelme üstüme, elinde ateş var! Bak bu kürk yeni!!

Hatırlarsanız Dawn of Ragnarök ilk açıklandığında dergide Portal’a da yazmıştım ilk izlenimlerimi, o zamanlar genişleme paketine çok iyimser bakmıyordum. Nitekim o dönem de, “Yine Odin olacağız, bir de cüceler diyarı var, bir de Odin’in oğlu varmış; kurtarırsınız artık,” dışında çok bir bilgi de verilmemişti. Şimdi bilgileri sırtlandım, geliyorum.

Kim bu ateşli abiler?

Dawn of Ragnarök’te Odin’in kıyamet alameti görülerinden sonra kendimizi bu felaketi engellemeye çalışır buluyoruz. Odin olarak tabii.

Bir yandan oğlumuz Baldr düşmanların elinde esir. Öbür yandan Muspelheim denen bir ateşler yurdundan Sutr önderliğinde Muspel’ler, yani lavdan yaratıklar sağı solu ele geçiriyor. Ama böyle olmaz tabii yani, hem oğlumu kaçır hem mesire alanlarında ateş yak… Üstüne bir de Asgard’ı üstüne yapa-

Dur lan, böyle bir şey isterler mi ki? İsteyebilirler, kökünü kazımak lazım.

Bu kuzguna dönüşme muhabbetini kim soktuysa oyuna öpeceğim!!

Ben Valhalla’nın Asgard’da geçen kısımlarında çok keyif almamıştım açıkçası. Bunun büyük bir sebebi de o taraftaki oyun mekaniklerinin genel olarak çok düz vurdu kırdı olmasıydı. Biliyorsunuz, ben “Assassin’s Creed oyuncusu” değilim; benim türden tiplere direkt “Assassin’s Creed’ci” deniyor. Hani çalı gördü mü içine giren, çatı gördü mü tırmanan, kukuletası başından inmeyen türden…

Bu sefer (vallahi ben de inanamıyorum ama) Asgard taraflarında da gizlilik kullanarak ilerleyebileceğimiz özel güçler eklenecek oyuna ve şu anda dört elle bu habere sarılmış durumdayım.

Bunlardan en süperi elbette ki Odin’in kuzguna dönüşmesi. Ki bu zaten mitolojide de yeri olan bir yeteneği.

Şimdi diyeceksiniz ki bunun gizlilikle ne alakası var. Şöyle ki, düşman yerleşkelerinin üzerinden uçarak geçebilmemizi bir kenara bırakırsak, hava istediğimiz noktadan bir düşmana saldırma özgürlüğümüz olacak. Evet, evet. Assassinate. Aaaynen.

Heyecanıma ortak olur musunuz azıcık?!

Bir de çatışmaların ortasında tekrar fark edilmediğimiz, kukuletalı halimize geçebilme özelliğimiz olacak. Tabii bunun kendince limitleri olacaktır ama onu oynayınca göreceğiz. Şimdilik gelen görüntülere bakarsak gayet çatışmalardan sıyrılmamıza yardımcı olacak gibi duruyor.

Tabii benim kafa hemen taktik kasmaya başladı. Şimdi bu Muspel’lerin bir de büyüğü var, küçükleri öldürmeden onu elimine etmezsek diğerlerini kestikçe yeniden canlanıyorlar. E bunlar benim etrafımı sararsa ben görünmez olma özelliğimi kullanır gider büyüğü bıçaklarım. Sonra gelin ulan üstüme…

Muspel’ciğim, ateşin var mı?

Düşmanları kestiniz mi? Ooo, alırım bir dal,” diyerekten özel yeteneklerine musallat da olabileceğiz artık. Ama harbiden bir dal; yani bir Jotun’dan kar kış soğuğu alıp üstüne Muspel’den lavlı yanardağ esintisi ekleyemiyoruz.

Adrenalin barını da bir çeşit mana barıyla değiştirmişler, bu özelliklerimizi kullanmak için artık kendi kendimize bir şeyler kurban etmemiz gerekecek. Sunak sunak dolaşıp, “Canım kendim!!” modunda bir şeyler keseceğiz ama olsun. Tanrılık bunu gerektirir.

Farkındaysanız hiç lore more demedim şimdilik çünkü… Şimdilik lore falan yok.

Evet, biliyorum, üç gün üç gecedir ben de ağlıyorum. Ama kendi teorilerim var elbette, Portal’da da yazdığım gibiler hala. Toba felaket teorisinin nasıl Assassin’s Creed lore’uyla bağlantılı olduğunu öğrenmek isterseniz koca bir dosya yaptık 160. sayımızda! Boşuna mı yaptık??!! (O ve önceki sayılarımızı dijital olarak şuradan indirebileceğinizi biliyorsunuz)

Valhalla’nın içinde topladığımız ipuçları bize Isu’ların bir felaketten sonra hayatta kalabilmek için nasıl Yggdrasil’i yarattıklarından ve kullandıklarından biraz bahsediyordu. Bu öldürülemez ateş devi Sutr da bu “felaketin” yani, Toba felaketine sebep olan yanardağın Nors mitolojisine yansıması olarak gösterilecek gibi benden başka kimseyi ilgilendirmeyen bir teoriden bahsetmiştim.

Umarım tutar, parmaklarımı çapraz eyliyorum. Oynaması keyifli ve uzunca bir ek paket olacak gibi duruyor Dawn of Ragnarök. Bakalım; 10 Mart’ta Svartalfheim’da cücelerle müttefiklik kurmaya, oğlumuzu kurtarmaya çalışırken göreceğiz…
 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum