Cowboy Bebop’u, animesine aşina olmayan birisi olarak oturup izlemekle bu dünyaya zamanında gönül vermiş birisi olarak izlemek arasında dağlar kadar fark vardır eminim. Bir kült klasiği yeniden yaratmak, her zaman riskli bir iş.
Daha ilk bölüm Netflix’in Cowboy Bebop’unun bütün ruhunu özetliyor aslında. Biraz kuul kavga dövüş, biraz klişe karakterizasyonlar, biraz drama, bolca melankolik komedi… Uzayda geçen bir cowboy dramasından bahsediyoruz, çok açıklamama gerek var mı?
Bu incelemeyi özellikle spoiler’sız yazmak için özen gösterdim. Çünkü ya zaten Cowboy Bebop hakkında bilinebilecek her şeyi biliyorsunuz, ya da benim gibi olayın yabancısısınız ve Spike’ı canlandıran John Cho’nun çok şık bir bey olduğunu düşündüğünüzden düştünüz diziye.
Merak etmeyin, daha ilk bölümden sarıyor Cowboy Bebop. On saat, dile kolay, nasıl geçti anlamıyorsunuz.
*YouTube’a girer* Cowboy Bebop giriş müziği 10 saat
Vallahi bir tane seçme hakkın var, bu diziden ne beğendin deseler herhalde önce müzikleri seçerdim. Seviyorum genel olarak böyle Western’imsi ama jazz gibi de, ortaya karışık bir şeyleri.
Çünkü bu ortaya karışıklık Cowboy Bebop’un büyük bir parçası. Gezegenlere dağılmış bir uzay çağı ama tozlu yolları, yeri halı kaplı kumarhaneleriyle gene insanlar nereye gittilerse kendilerini götürmüşler. Bu çok belli.
Bir o kadar da birbirlerinden uzaklaşıp yalnızlaşmışlar. Bu da Cowboy Bebop’un olayı işte.
Bu noktada Netflix’in Cowboy Bebop’u animeden farklı olarak hikayenin akışını devamlı tutmaya, bölümleri biraz daha birbirine bağlamaya odaklanmış. Bence bu bir canlı çekim dizi için mantıklı bir karar. Nitekim diziden animeye atlarsanız göreceksiniz ki Cowboy Bebop’u taşıyan en büyük özelliği, ancak çizilerek yaratılabilecek sanat dünyası. Bunu bir diziye taşımak mümkün değil.
Fakat ilk defa izleyecekseniz bu sizin için bir şey ifade etmeyecek. Bu noktada Netflix ekibi işi iyi kotarmış. Spike, Jet ya da Faye aslı başka yerdeymiş de buraya projektörle yansıtmışlar gibi gelmiyor. Dizinin izleyicisi olarak onları kendiniz tanıyıp, bağlanıyorsunuz.
Evet, Ed yok. Spike’in gizemli sevdiği Julia birazcık daha az gizemli. Hakeza sevgili kötümüz Vicious’u da bir tık daha fazla görüyoruz ama bana sorarsanız tüm bölümlerin birden yayınlandığı bir formatta her bölümün kendi kafasına göre ayrı bir konuyu işlemesi uygun bir format olmazdı.
Her şeyiyle, bir adım geri atıp Cowboy Bebop’a şöyle bir baktığınızda diyorsunuz ki, “Olmuş ya bu”. Yapmışlar yani. Bana sorarsanız tabii.
E o zaman neden “eleştirmenlerden” bu kadar düşük not almış? Amma da yermişler diziyi! Ama neden? (Buradan sonra Yakınma Özel Eki’ne geçiş yapıyoruz.)
Tamam, anladık, hiçbir şey aynı değil.
Size eleştirmen kelimesini neden tırnak içinde verdiğimi açıklamak istiyorum. Bakın, ben de bir “eleştirmenim”. Sonuç itibariyle bu incelemeyi yazıyorum ve bu inceleme sonunda girdiğim not, eleştirmen notu sayılıyor.
Beni ne kadar ciddiye alıyorsak, animelere canı gönülden bağlı ve animesinin yanına her yaklaşana tü kaka diyen bazı eleştirmenleri de o kadar ciddiye almalıyız.
Yani çok değil.
Netflix’in Cowboy Bebop dizisi elbette ki yer yer animeden çok daha farklı. Bir kere bunlar gerçek insanlar. İster istemez, bütün sahneler bire bir aynı çekilse, gene verdiği hissiyat çok farklı olacak. (Hatta bence komik bile görünür öyle.)
Set tasarımlarının renksizliğinden şikayet eden var. Bu diziyi gençlere göre çekmişler, anime daha yetişkin işiydi diyen var. (Bunu diyen arkadaş benden büyük değil, ne ara izlemişse bu inanılmaz yetişkin işi animeyi…) Karakterlerin derin sorunlarına inilmiyor animedeki kadar, çok yüzeysel diyen var. Kimisi de diyor ki vay efendim hikayeyi çok ön plana çıkarmışlar.
Abi bir seçim yapın ya.
Amma dolmuşsun be, ne gereği var diyebilirsiniz. Yani haksız da sayılmazsınız. Fakat ben Cowboy Bebop’u çok beğendim. Hayır hayatımı değiştirmedi ama böyle de bir beklentim yoktu. Çok eğlendim. Bir on saat daha olsa izlerdim. Belli diğer izleyenler de beğenmiş, çünkü IMDb notu ben bu incelemeyi yazarken 7.1’di.
Sadece bazı insanlar bir zaman izledikleri animenin yaşattığı hislerin nostaljisinin gölgesinde bu güzelim şovu gömmüş. Yazık olmuş.
Siz kesinlikle izleyip kendi fikrinizi verin. Bana sorarsanız, Cowboy Bebop bu kadar yerilmeyi hak etmiyor.