Dizi İnceleme - The Mandalorian 3. Sezon Finali

Her güzel şeyin bir sonu vardır…

Her güzel şeyin bir sonu vardır… Hayır, bunu sezon bittiği için söylemiyorum, daha çok Mandalorian ve bize hissettirdiği o heyecan yavaş yavaş son bulduğu için söylüyorum. Star Wars’u ayaklandıran, yıllar sonra pek çok yeni insana Star Wars sevgisini kazandıran, ayaklarımızı yerden kesen bir dizi olarak hayatımıza girdi 2019 civarlarında. Her bölümü, her sezonu sosyal medyada yankı yapa yapa ilerledi. Karakterlere bayıldık, hikayelere sarıldık, dedik ki: “İşte Star Wars bu. Bize illa Skywalker vermeden de bunları hissettirebilir. Evreni bu denli bilgili bir şekilde kullanmayı becerebilir.” Ama işte gelin görün ki bir şekilde bu da bitiyor. Hevesi yitiyor insanın. Halbuki 2. Sezon finali en çok ses getiren bölümlerden birisiydi. Sonrasında hevesle beklediğimiz 3. Sezon neden böyle durgun başladı ve durgun bitti anlamış değilim.

Son sezonda ilk birkaç bölümü izlerken dedim ki bu bölümler sanırım doldurma bölümler, fakat bu bölümler bitmemeye başladı. Bir bölüm iki bölüm derken 5-6 bölüm geçtiğimizi fark ettim ve sezonun sonuna yaklaştığımızı anladım. Aslında bakınca sezonun ana teması hiç küçümsenecek bir hikaye de değil. Clone Wars’tan bu yana Mandalore’un kuşatmasını, yıkılışını, Mandalorian’ların kaderini, Bo-Katan’ı ve Black Saber’ı duyuyoruz ve hikayenin gidişatını izliyoruz. Yıllar sonra imparatorluğun yıkılmasıyla beraber Mandalore’un geri alınmaya çalıştığı bir senaryo kulağa müthiş geliyor. Bana bunu diziyi izlemeden söyleselerdi ağzım açık dinlerdim merakla. Fakat dizide nedense kulağa geldiği kadar güzel durmuyor veya durduramamışlar. Fragmanı izlediğimde dizinin herhangi bir bölümünden daha çok heyecanlanmıştım. Sanırım ben Clone Wars ciddiyeti beklemiştim. O gerginliği, Bo-Katan’ın o halini umarak girmişim. Disney’leştirme işi tamamen aklımdan çıkmış.

Dizide bir tonaj ve hikaye absürtlüğü var. Özünde sevimli, tatlı, aile dizisi olsa da konu bakımından aslında Star Wars’ta çok can yakan ve hakkında konuşulurken tüyleri diken diken etmesi gereken bir konu işleniyor. Ama yönetmenlikten mi senaryodan mı bilemiyorum, bu hissiyat bir animasyon dizisi olan Clone Wars’taki kadar bile geçemiyor insana. Sahne sahne ayrıldığında müthiş karelerin ortaya çıktığında hem fikirim fakat bütünüyle bakıldığında hikayenin ciddiyetini ne yazık ki alamadım bu sezondan. Mandalore’u geri alacağız fikrine de iyi bir giriş gelişme sonuç yapıldığını düşünmüyorum açıkçası. Sezon ne öyle o gazla başladı ne de o gaza yükselerek eklendi. Ne yazık ki sönük başlamanın yanında bir de sönük devam etti. Hayır madem böyle olacaktı Boba Fett’in dizisini niye yediniz? O iki müthiş bölümü bu sezonda başlara serpiştirip seyirciden gazı alabillir böylelikle Boba Fett’i izlememiş olanlar tüm o Luke furyasını kaçırmış olmazdı. Az uz bölümler de değildi o iki bölüm. Paz Vizsla’nın ataları adına Black Saber için Din ile yüzleştiği görkemli bölümün yanında Grogu’nun Mandalorian olma adına attığı büyük adımı da görebiliyorduk. Böylelikle hem sezon güçlenirdi hem de bu kadar boş bölümler izlemek zorunda kalmazdık. Bo-Katan’ın Black Saber’ı geri alışı da kat kat anlamlaşırdı diye düşünüyorum.

Olan olmuş yine de keşkelerle inşallahlarla vakit kaybetmeyelim, yapacak bir şey yok ama her güzel giden Star Wars içeriğinin böyle bir düşüşe geçmesinden rahatsızım açıkçası. Twitter’ı sallayan, herkesi bir noktada buluşturan Mandalorian’ın bu sezon esamesi okunmadı. Velhasıl, sezon finaline gelelim. Genel olarak sezonun düşüşünü son iki bölüm azıcık da olsa toparladı. Baby Yoda’ya verilen yeni IG-12 fikrini aşırı beğensem de çok uzun sürmemesi de mantıklı geldi. Son savaşa kadar birlik ve beraberlikle Mandalorian’ların savaştığını görmek, iki farklı klanın bir araya gelmesi gibi olaylar gerçekten çok görkemliydi. Hem görsel açıdan hem hikaye açısından Mandalore’da geçen her dakkayı sevdim. Ana karakterin Din Djarin olmaktan çıkıp Bo-Katan’a dönmüş olması biraz ilginç gelse de dizinin adı The Mandalorian sonuçta, hangi Mandalorian olduğunu söylemediler :)

Yine de bu kadar olumsuzluğun ardında 2015’lerden kalkıp gelen bir hikayenin güzel bir biçimde sonuçlanması hoşuma gitti. Bo-Katan’ın acıklı hikayesi yıllardır süregelen bir hikayeydi. Evreni Mandalorian dizisiyle tanıyanların pek umurunda olmayacaktır eminim fakat aslında oldukça derin bir konu son buldu. Olaylar Bo-Katan için ne kadar iç acıcı gitse de Baby Yoda için o kadar sönüktü. Order 66 sahnesinde Ahmed Best’in Grogu’yu kurtardığını görmek haricinde karakterin son ana kadar dizide belirli bir rolü olmadı. Sezon finalindeki son sahne haricinde tabii. Artık Din Grogu olarak anılacağını bilmek ve Din Djarin’in resmi olarak Grogu’yu evlatlık edinmesi çok duygusaldı bana göre. Artık baba-oğul olarak göreceğiz bu ikiliyi. Onun haricinde IG-12 fikri çok hoşuma gitmişti dediğim gibi. Yine bir oyuncak fikri doğdu Disney’e. Star Wars’u ve başındaki insanları azıcık tanıyorsam IG-12 adında içinde Baby Yoda’nın da bulunduğu bir oyuncak çıkar yakın zamanda Hasbro tarafından. Yes/No dedirtebildiğimiz bir düğme bile olur bana kalırsa. Aslında şikayet de etmiyorum bu iş artık koleksiyona döküldü bi kere, çıkarsa almayacağımın sözünü de veremem ne yazık ki :’)

Aynı zamanda şöyle bir düşününce de yüzyıllar sonra evrene ilk kez bir Mandalorian-Jedi dahil oluyor. Hatta belki de Tarre Vizsla’dan sonra ilk kez. Tarre Vizsla demişken gitti 1 milyonluk kılıç dedirten bir sahne yaşadık. Black Saber şöyle kuvvetli, böyle Beskar’a karşı geliyor, şöyle kesiyor dedikten sonra Moff Gideon’un elinde Count Dooku’nun kılıcı gibi eğrildiğini görmek canımı acıttı. Öyle oyuncak gibi çıkarırsanız her yerde olacağı buydu. Büyük bir anıya veda ettik ama pek çok yenilerini de açtık gibi bu sezon finaliyle. Yine bir Star Wars klasiği olarak finalden bir önceki bölümü daha çok beğendim ben yalnız. Özellikle Paz Vizsla’nın kendini feda ettiği o sahne de unutamayacaklarım arasına rahatça girer. Sezon finalinde ise benim için önemli olan sahne Grogu ile Din’in beraber savaştığını görmekti. Umarım ki ileride Grogu’nun da güçleri toparlandıkça bu ikiliyle çok iyi koreografiler ve dövüşler görürüz. Fakat lütfen artık bunlar Moff Gideon ile olmasın. Giancarlo Esposito’yu ne kadar bayılarak izlesem de karakterin kendini tükettiği yerlerdeyiz bence artık. Güç kullanan klon fikrinden yürüselerdi inanılmaz ilginç bir şey izleyecek olabilirdik bu arada. O hikayenin tamamen yok olmasına üzülmedim diyemem. Ama umarım Moff Gideon’u da “Somehow Gideon is back.” Açıklamasıyla geri dönerken görmeyiz. :)

İyisiyle kötüsüyle bir sezonun daha sonuna geldik yine de. Moff Gideon’un dirilmediğini umduğum hatta belki de klonlarından birinin geri döneceğini düşündüğüm bir gelecek sezon bizi bekliyor gibi. Güç kullanan bir Moff Gideon fikri güzel gelse de çok bir yenilik katmayacaktır ama kendisinin dönmesinden iyidir diye düşünüyorum. Son üçlemenin Finn ile yapamadığını yapıp random bir klona güç enjekte ederek “O iş böyle yapılır.” Selamı çakmak istemiş olabilir Jon Favreau ve Dave Filoni. Yine de güzel ödül avcılığı bölümleriyle, ana hikayenin savruklaşmamış bir versiyonuyla gelmesini istiyorum 4. Sezonun. Son sezon olur mu bilmem ama çok da uzatılmadan hikayeyi bağlamaları lazım. Grogu’nun geleceğine daha çok önem verip, Din Djarin’i yavaş yavaş emekli ediyorlar gibi. Kapanışta ikilinin normal bir hayata attığı ilk adımı görmek çok huzur vericiydi. Gelecek sezonun bol aksiyonlu olduğunu umarak Ahsoka’ya yavaştan hazırlıkları yapıyorum ben izninizle. Diğer sezonda görüşmek üzere.

THIS IS THE WAY.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum