Far Cry 4 İnceleme

BİR KUKLANIN ACIKLI HİKÂYESİ

 

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın. 

Bir dağın yamacına konuşlanmış, belki de bölgenin en şaşalı kalesinin avlusundayım. Acı bir rüzgar esiyor, etrafta uçuşan bayraklar ve sallanan ağaç dalları bunun net göstergesi. Az önce son bombamı salladım, son helikopteri düşürdüm. Şimdi sessizlik var, esen o rüzgar dışında. Ama aklımda o sözler yankılanıp duruyor: “Kimsin sen? Annesinin küllerini serpmek için gelen adam mı, yoksa kaleye tırmanmak için onlarca adamı katleden deli mi?” Sorunun cevabını ellerimde arıyorum, ama annemin külleriyle dolu vazo artık orada değil. Doğru cevap kendiliğinden çıkıyor karşıma işte; ben kuru bir deliden fazlası değilim.

far-cry-4-1

Far Cry 4’ün senaryosu sıkı bir tokatla sonlanıyor. Üstelik internetten ya da arkadaşlarınızdan spoiler almış olsanız bile. Ama bu açık dünyaydı, ama ben istediğimi yapacaktım, ama ben ortalığı yıkacaktım. Her şeyin ötesinde, oyundu ya bu! Karşımdakiler sanal karakterlerdi, ciddiye alınmalarına gerek yoktu. Yine de o yazılar akmadan yaklaşık beş dakika önce birisi beni karşısına aldı, net şekilde payladı, üstüne de anlayışlı bir ebeveyn gibi hatalarımı görmezden geldi. Bense Kyrat’ı yakıp yıkmış, hayatlar söndürmüş, hayvanları mühimmat çantamı büyütmek uğruna katletmiş şımarık bir çocuğun yapması gerektiği gibi oturdum yerime. Oturdum ve utandım.

RÜZGARIN SAVURDUĞU O BAYRAKLAR

Hevesle beklediğiniz cümleyi kurayım hadi: Far Cry 4, Far Cry 3’ün mekanikler açısından neredeyse aynısı. Tamam mı? Bu problemi hallettiğimize göre rahat rahat devam edebiliriz. Çünkü bu cümleyi bir şekilde incelemesine dahil etmeyeni terlikle kovalıyorlarmış diye duydum.

Far Cry 4, serinin önceki oyunlarının yaptıklarından çok da farklı bir şey yapmıyor, evet. Ama bambaşka bir hikâye anlatmasını da biliyor. Karakterleri olsun, güç çekişmeleri olsun, oynadığımız kişi dahil tümüyle başka bir dünya. Yoksa oyunları elimizde taşıdığımız silahın modeli üstünden değerlendirenlerden misiniz? Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.

far-cry-4-2

Kyrat, Himalayalar’ın yakınlarında hayali bir bölge ve Pagan Min adında çılgın, faşist, modadan anlamayan bir diktatör tarafından yönetiliyor. Biz de, Ajay Ghale olarak hayatımızda ilk kez Kyrat’a geliyoruz. Ama bütünüyle yabancı da sayılmayız. Annemiz öldüğünde bizden küllerini Lakshmana’ya serpmemizi istemiş. Çünkü annemiz Ishwari, babamız Mohan, Pagan Min, hepsi karmaşık bir güç (ve aşk) üçgeninin köşelerini oluşturuyorlar bu topraklarda. Kasım sayısında altı sayfa bunlardan bahsettiğim için, bozuk kaset gibi tekrar etmemek en iyisi.

Oyunun başlangıcını biliyorsunuzdur. E3 2014’te yayınlanan video buydu çünkü. Kyrat’a gelir gelmez Pagan Min’le ve deliliğiyle tanışıyoruz. Sonra kalesine gidiyor, oradan kaçıyor ve Golden Path ile aynı yolda yürümeye başlıyoruz. Golden Path, yani Pagan Min’in rejimine karşı koyan direnişçi kuvvet iki baştan oluşuyor. Sabal ve Amita. Ama Far Cry 4’ün ilk falsosu burada gösteriyor kendisini. Bu ikili, aslına bakarsanız o kadar sığ, o kadar dar görüşlü, o kadar sıkıcılar ki. Elinde silah olan bir deli olarak tek yapmak istediğim ikisini de vurmak, vurmak, vurmaktı.

far-cry-4-3

Bu ikili, Golden Path’ı yönetme konusunda başa baş olunca bizim görevimiz son kararı vermek oluyor. Oyunda herhangi bir askeri geçmişe atıf yok, ama Ajay deli bir komando gibi. Gerçi oyunun sonuna geldiğinizde bu komandoluğun sırrını biraz düşünerek çözebiliyorsunuz. Diyorum ya, Far Cry 4 olduğundan çok daha fazlasını son dakikalara saklıyor senaryo tarafında.

Amita ve Sabal’ın çekişmesinde kimin yanında olduğumuz hem önemli, hem de önemsiz. Oyun, size senaryo boyunca bu seçim şansını bol bol sunuyor ve bu ikilinin sebeplerini dinleyip karar verdirtiyor. Sebepler yavan, sebepler yetersiz. İkisinin de liderliğe uygun kumaşları yok. Hayır, senaryonun yarım yamalak yazılmasından kaynaklanan bir problem değil. Çünkü seçmediğiniz taraf görev sonunda gelip size bir bir dertlerini sıralıyor. Uyuşturucu tarlasını yakıyorsunuz, yakılmasın diyen taraf oranın parasıyla okul, hastane yapma hayallerini haykırıyor suratınıza. E peki, bunu neden başta söylemedin sevgili mankafa direniş lideri? Neden bana; orayı yakmakla korumak arasındaki kararı verecek kişiye ketum davranıyorsun? Mal mısın sen? Yine de süreç boyunca kimin tarafını tutarsanız tutun, olay son celsede düğümleniyor zaten. O nedenle açık fikirli olabilirsiniz, kimse sizi suçlamaz.

Ama senaryo, Kyrat’ın küçük bir parçası sadece. Etrafta yapacak o kadar fazla şey var ki. Gerçi bu, zaten Far Cry 4’ün aynı zamanda laneti. Karakterleri iyi oynanmış bir dolu yüz, yapacak bir dolu etkinlik fırlatıyor oyun size. Yogi & Reggie, Willis, Noore ve daha birkaçı. Yazımları çok derin olmasa da, o oyunculuk performansları ve seslendirmeler bir harika. Tabii burada eşsiz mimiklerin, bulundukları ortamlardaki detayların, kısaca grafiklerin etkisi de çok. Far Cry 4, benim için “uncanny valley”ı aştığımız o nokta olabilir. Karşımdakinin sanal olduğunu biliyor olsam da oyunculuğu bir sanatçınınki gibi izlediğim nadir eserlerden. Ağaçların helikopterin rüzgarında savrulması, alevler, patlamalar, Kyrat’ın her bir köşesi ayrı bir güzel. Arada karlarla kaplı Himalayalar geliyor karşınıza, ya da uyuşturucunun sizi soktuğu rüya alemleri. Hepsi birbirinden özenle hazırlanmış, basın materyali olarak dağıtılan ekran görüntüleriyle oyun içinde gördüklerimin birbirine bu kadar benzediği bir başka oyun görmemiştim şimdiye dek.

GERÇEĞE DÖNÜŞ

Far Cry 4, belki de hiç beklemediğim için derinden etkiledi beni. Oynanış olarak yaptığım çılgınlıklar zaten ayrı güzel. Üstüme gelen ATV’yi bomba atarla havaya fırlatıp, ineceği yerde ikinci bir bombayla patlatmaktan etrafı fütursuzca yakmaya kadar (Far Cry 2’nin akıp giden yangınları geri döndü!) birçok şey yapabilirsiniz. Karma event’ler yüzünden zaten etrafta sürekli bir şey var, sürekli birileri çatışıyor. Yüzbaşılar istihbarat taşıyor, zırhlı kamyonlar mühimmat taşıyor, özel hayvanlar derilerini taşıyorlar (artık haritada zoom yapınca hayvanları görebiliyorsunuz). Etrafa attığınız yemler hem siz hem de düşmanlar için tehlikeli yırtıcıları getiriyor, onları size çeviren “hunter” çeşidi düşmanlar yay ve oklarıyla zorluyor. Multiplayer’da eşleştirme çok kötü olduğundan sizden çok güçlü adamlar zevkinize limon sıkıyor, coop’ta arkadaşınızla tüm kaleleri ve üsleri alabilme ihtimali iştahınızı açıyor.

far-cry-4-4

Ama hepsinden önemlisi, Ubisoft logosunun mistik işlenişinden senaryonun son anına kadar tüm paket üstünde düşünmeyi seçerseniz, o koltuktan başka bir insan olarak kalkıyorsunuz. Belki bu kadarını Ubisoft Montreal bile düşünmedi ama, Far Cry 4 eğer izin verirseniz sizi bambaşka yapıyor. Mükemmel değil tabii, ama övgüleri ziyadesiyle hak ediyor.

NOT

8+

KÜNYE

FAR CRY 4 (PC)

Tür: FPS

Yapım: Ubisoft Montreal

Dağıtım: Ubisoft, Aral

Dijital İndirme: 132 TL (Playstore), 179 TL (PS3)

Kutulu Fiyatı: 220 TL (Konsollar), 150 TL (PC)

Yaş Sınırı: +18

Bulunduğu Platformlar: PS3, PS4, Xbox 360, Xbox One, PC

 Ne İyi?

-Görsellik tavan yapmış

-Silah geliştirmeleri

-Farklı tercihlerle farklı sonları görebilme

-Pagan Min’in sözünü dinleyerek oyunu başta bitirebilme

Ne Kötü?

-Kanca mekanikleri daha özgür olabilirdi

-Düşman yapay zekâsı bazen sapıtıyor

-Ubisoft’un kovayla içerik bocalaması

YORUMLAR
Parolamı Unuttum