Final Fantasy XIII İnceleme

YILDIRIM İKİNCİ SEFERİNDE FARKLI YERE DÜŞÜYOR

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır.

Final Fantasy 13, serinin en tuhaf noktada duran üyesi. 6’dan 10’a kadar uzanan efsaneler serisinin ardından oyun olarak iyi sayılabilecek ama bir FF olarak asla kabul edemeyeceğim FF 12 geldi. Bundan mütevellit FF 13’e dair beklentilerim düşmüştü ve bu düşük beklentiyi karşılamayı iyi kötü başaran bir oyun çıktı karşıma. FF ruhuna sahip, bir FF olarak kabul edebileceğim bir yapımdı genel olarak ama o çizgiyi hiç zorlamıyordu. Diyeceğim odur ki oyunu daha önce oynama fırsatı bulamamış değerli PC oyuncuları; eski FF’ler kadar unutulmaz bir macera beklemeyiniz FF 13’ten ama iyidir yine.

Ana karakterimiz mutlaka bir yerlerde denk gelmiş olduğunuz üzere Lightning. Kendisi adeta Cloud’un hanım versiyonu. Karizma, ağırbaşlılık tavanda yani. Hikâye Lightning ve beş yoldaşının tanrılar tarafından lanetlenmiş kişiler olmaları, bir yandan bu laneti ortadan kaldırmaya uğraşırken bir yandan da devletle baş etmeye çalışmaları etrafında şekilleniyor.

final-fantasy-13-1

2 Rav - 1 Com standart diziliminiz olsun.

Hani FF 13 tuhaf bir yerde duruyor demiştim ya, mesela hikâyenin kendisi, karakterlerin doluluğu gayet üst seviye ama yani diğer taraftan oyun bunları size aktarma konusunda berbat bir iş çıkarıyor. Aşırı bir dramatizasyon çabası ve bunun iyi bir şekilde yapılamaması oyunun en can sıkıcı tarafı. Elbette mesela FF 12’nin bomboş hikâyesi ve karakterlerinin yanında çok daha iyi bir iş var karşımızda ama nerede eskiler, nerede bu bir taraftan da...

Bu tuhaf pozisyon, oynanış konusunda da kendini gösteriyor. Örneğin oyundaki savaş mekanikleri son derece yenilikçi ve başarılı. Karakterlerinizin rolünü savaşın dışında belirliyorsunuz ve savaşlarda genelde rollerini otomatik olarak yerine getirmelerini sağlıyorsunuz. Savaşın kendisi pek taktiksel değil ama asıl taktiği savaş öncelerinde kasıyorsunuz gibi bir durum var yani. Ama oyunun savaşlar dışında kalan, normal ilerlediğiniz kısmı öylesine çizgisel ki... Neredeyse bütün dünya koridorlardan oluşuyor. Dümdüz gidiyorsunuz, savaşıyorsunuz, arada sahne giriyor, sonra tekrar dümdüz gidiyorsunuz… Çizgiselliğe karşı değilimdir, hikâye anlatımına özenmek adına çizgisellik tercih edilebilir ama bu kadarı da yuh yani! Ömrümde bu kadar düz bir oyun oynamadım!

PEKİ PC’DE NASIL?

Öncelikle şunu söyleyeyim; FF 13, PC’ye direkt olarak, aynen aktarılmış. Yani ne bir HD’leştirme ne de ekstra içerik söz konusu. Oyunu yeni bir oyunmuşçasına yüksek bir fiyata satsalardı laf edebilirdim ama sadece 4 yaşında bir oyunu 25 TL’lik bir fiyattan sunmaları sebebiyle bir şey diyemiyorum. İsteyen PC’ciler de oyunu oynayabilsin diye aktarmışlar belli ki. Sıkıntı yok.

final-fantasy-13-2

Yakışıklı buldular ya kızlar çok uğraşıyor Snow’la.

Ancak bazı anlamsızlıklar da yok değil. Mesela bir şey oldu, Esc tuşuna bastım ve direkt masaüstündeyim! “Hata falan oldu herhalde” dedim girdim tekrar oyuna, tekrar bastım Esc’ye ve yine masaüstümdeyim! Adamlar hakikaten de, ciddi ciddi Esc’yi oyundan çıkma tuşu yapmış! Hem de “Emin misin?” falan diye sormak yok! Sizi direkt şutluyor! Hani oyun içinde menüye girmek ya da menüden çıkmak için gayriihtiyari basarsanız geçmiş olsun!

Onun dışında oyun PC’de gayet sıkıntısız bir şekilde çalışıyor. Klavye kontrolleri de fena değil ama tabii bir gamepad takmadan oynamamanızı öneririm. Klavyede bir türlü doğal hissetmeyi başaramadım.

FF 13 mükemmellikten uzak olsa da iyi bir oyun, iyi bir FF. Muhtemelen biliyorsunuzdur, iki tane devam oyunu var ve önümüzdeki aylarda onlar da PC’ye teşrif edecek. O ikisi hem hikâye anlatımı hem de oynanış olarak FF 13’den daha iyidir ve FF 13, sırf onları oynayabilmek için bile bitirilir. Ama onlar bir kenara, FF 13 kendi başına düşünüldüğünde de kesinlikle ayırdığınız zamana pişman olacağınız bir yapım değil. Türe ilgi duyan bir PC oyuncusuysanız, ucuz da zaten, alın bir kenarda dursun. Arada açar oynarsınız.

NOT