Marvel Sinematik Evreni filmleri son zamanlarda hayal kırıklığı yaratsa da uzun bir süre hepimizin ağzını açık bıraktıran filmlere ev sahipliği yaptı. Başarılı oyuncu seçimleri, eğlenceli ve bol aksiyonlu filmleri ile bir çok insanın çizgi romana başlamasına sebep olan filmler sinema sektörünü oldukça etkiledi.
Herkesi memnun etmek kolay değil elbette. Aralarında benim de bulunduğum bir kısım çizgi roman okurları filmlerde bazı karakterlerin oldukça kötü kullandıldığını hatta Marvel'ın onları mahvettiğini söylüyor. Çizgi roman adaptasyonu filmler çekip filmde yer alan karakterleri çizgi roman ile alakasız hale getirdiğinizde bu tarz tepkiler elbette olacaktır. Yüzüklerin Efendisi filmli çekip yüzüğü cüce olan Aragorn'a yok ettirmek gibi bir şey aslında bu. Bu konu hakkında ileride uzun uzun bahsedeceğim bir yazı yazacağım o yüzden çok derinlemesine girmeden listeye geçmek istiyorum.
Not: Listemizde bol bol MCU spoiler'ı bulunmaktadır.
Ultron
Listemize beni en çok sinirlendiren karakter ile, Ultron ile başlamak istiyorum. Normalde Hank Pym’in (Ant-Man) yarattığı Ultron bir süre sonra baba dediği Hank’e karşı isyan etmiş ve çağlar boyunca süren bir savaşa neden olmuştu. Çizgi romanda filmde yer alan karakterlerden neredeyse hiçbiri hikaye içerisinde yer almıyor. Hikaye tamamen Wolverine’in geçmişe giderek Ultron’un yaradılışını engellemesi ve onun sonuçları hakkında. Filmde ise internete girerek insanlığın çok kötü olduğunu ve yok edilmesi gerektiğini düşünen bir Tony Stark icadı yapay zeka izledik. Filmin genel olarak kötü olma sebebi ne yazık ki Ultron’un oldukça kötü yansıtılmasıydı. Zaten mevcut MCU karakterleri ile çekilmemesi gereken bir hikayeydi de o konuya hiç girmeyeceğim...
Mordo
Çizgi romanda Doctor Strange’i gördüğü andan beri kıskançlık duyan, onu sevmeyen hatta ona olan düşmanlığı yüzünden The Ancient One tarafından kovulan Mordo, filmde Strange’in kankası olarak gözükmüştü. Normalde filmdekinden çok daha önce, Strange ile tanışır tanışmaz Dormammu’nun hizmetkarı olan Mordo Doctor Strange’in en önemli kötü karakteri. Ne yazık ki filmde kendisi harcandı ve bir sonraki Doctor Strange filmi için çok önemli bir karaktere yazık edildi.
Ronan The Accused
Guardians of the Galaxy’nin ilk filminde en önemli kötü karakter olarak karşımıza çıkan Ronan 30 yıllık hayatımda gördüğüm en saçma sahne ile yenilmişti. Sırf o sahne bile karaktere yapılan haksızlığı gösteriyor aslında. Çizgi romanda Kree imparatorluğunun başında yer alan, ismi duyulduğunda herkesin saklanacak yer aradığı biri olan Ronan, ne yazık ki filmde gerçek karakterinden fersah fersah uzaktı.
Arnim Zola
Hydra hem çizgi romanda hem de MCU’da en organize ve en tehlikeli düşman olarak yer alıyor. En güçlü kahramanları bile dize getirecek silahların ve ekipmanların üretilmesi oldukça zor bir iş ve Hydra bu işi Arnim Zola’ya teslim etti. Her şeye bir cevabı olan, teknolojiyi kullanarak bütün problemleri aşabilen Zola’nın en büyük düşmanı zamanın kendisi olmuştu ve Zola yine teknolojiyi kullanarak kazanmayı başarmıştı. Kendi bilincini bir robotun içine aktaran Zola Hydra’nın en güçlü ve önemli kişilerinden biri olmuştu.
Captain America - Civil War filminde 8 bit bilgisayarın içinde gördüğümüz koca kafa ise ne yazık ki Zola’nın ta kendisiydi. Kısa bir süre gözüktü ve bir süre sonra tarihe karıştı. Düzgün düşman sıkıntısı çeken Iron Man için çok büyük bir tehlike olabilirdi kendisi, yazık ettiler. Gerçi Civil War hikayesine de yazık ettiler, sokak kavgasına çevirdiler...
Mandarin
Az önce Iron Man filmlerinin ne kadar başarısız kötü karakterlere sahip olduğunu yazmıştım. Iron Man 3’te Mandarin olacağını öğrendiğimizde heyecandan ellerimiz titremişti. Fakat Mandarin olarak Mandarin rolü yapan ayyaş bir aktör gördük. Mandarin gibi ihtişamlı bir karakteri bu hale getirmeleri oldukça eleştirilmişti. Çizgi roman okumayanların Iron Man çizgi dizisinden hatırladıkları ve sevdikleri karakteri beyaz perdede düzgün şekilde görmek en büyük hakkımızdı. Fakat biz 3 film boyunca aynı konseptteki bir kötünün farklı isimlerle olan halini gördük.
Baron Zemo
Farkındaysanız listemiz genelde kötü karakterlerden oluşuyor. Bunun sebebi ise Marvel’ın gerçekten kötü karakterleri sinemaya aktarma konusunda aşırı beceriksiz olması. Yakın zamandan en büyük örnek Baron Zemo. Civil War filminde gördüğümüz ve pek bir anlam veremediğimiz Zemo aslında bambaşka biri. Stan Lee ve Jack Kirby’nin yarattığı Zemo Naziler ile aynı safta mücadele eden, Red Skull’ın arkasında ikinci kişi olarak yer aldı daha çok. Çizgi romanda bir çok kişi Baron Zemo ismini kullandı çünkü kötü adamlık aslında bir aile mesleği! Babadan oğula geçen bu isim ve mor kostüm sayesinde yüzyıllardır bir Baron Zemo var ve çoğu kişi onun ölümsüzlük gücüne sahip biri olduğunu düşünüyor. Captain America - Civil War'da ise sadece “denk gelirse var ya of süper olur” tarzında gerçekleşme ihtimali tamamen şansa dayalı bir plan ile Avengers’ı yıkan kişi olarak yer aldı.
Hawkeye
Nihayet sıra geldi bir kahramana! MCU’da bir aile babası, akarı kokarı olmayan dümdüz bir karakter olarak verilen Hawkeye aslında çizgi romanda oldukça farklıydı ve bu farkı onu diğer kahramanlar arasında önemli kılıyordu. Kariyerine bir süper kötü olarak başlayan Hawkeye daha sonra tövbe edip Avengers saflarına katılıyordu. Bu olay bir çok kişi tarafından çizgi romanda itiraz ile karşılansa da zamanla Hawkeye ne kadar iyi biri olduğunu kanıtlıyordu. Ha bu arada, Hawkeye’ın çizgi romanda sağır olduğunu biliyor muydunuz? House of M sonrası ölümden geri döndüğünde işitme problemi çözülmüştü fakat yaklaşık 30 yıl boyunca çizgi romanlarda sağır olarak yer aldı.
Thor
MCU’nun en büyük hatası Asgard tanrılarının aslında tanrı olmadığını, uzaylı olduğunu belirtmesi yaptı. Hatta büyü için de ilk Thor filminde “büyü değil yahu sizin anlamadığınız bir teknoloji” şeklinde açıklama yapılsa da daha sonra değiştirilmişti. Thor çok net bir şekilde Avengers’ın en güçlü karakteri. Fakat filmlerde hep güç olarak Hulk'tan aşağıda gösterildi. Hatta çıkacak olan Thor: Ragnarok filminde de muhtemelen Hulk ile olan kapışmasını kaybedecek. Fakat çizgi romandaki karşılaşmalarının bir çoğunu Thor kazanmıştı. Şu ana kadar gözüktüğü bütün filmlerde ne Thor’un ne kadar güçlü olduğunu görebildik ne de Asgard’ın önemini anlayabildik. Açıkçası ben Thor’un alt kimliği olan Dr. Donald Blake’i görmek, Thor’un insanlar arasında gezinmesini izlemek çok isterdim. Bildiğimiz ve sevdiğimiz Thor’u büyük ihtimalle hiçbir zaman MCU çatısı altında izleyemeyeceğiz. Belki ileride MCU haricinde ya da bağımsız yeni bir Thor filmi çekerlerse o zaman hasretimizi giderebiliriz.
Quicksilver ve Scarlet Witch
MCU’da mutantlar yer almıyor. Bu sebepten ötürü Quicksilver ve Scarlet Witch üzerinde deney yapılan ve süper güçlere kavuşan iki kardeş olarak yer aldılar. Açıkçası bütün güzel hikayeleri babaları Magneto’yu içeren, mutantları derinden etkileyen bu iki karaktere yazık ediliyor filmlerde. Mutantların olmadığı bir evrende Quicksilver ve Scarlet Witch oldukça gereksiz duruyor çünkü filmlere hiçbir şey katmıyorlar. Hele Quicksilver’ın ölümü oldukça başarısızdı. Scarlet Witch’in gerçek gücünü, gerçeği manipüle etmesini muhtemelen MCU’da izleyemeyeceğiz fakat olur da günün birinde Fox ile anlaşılıp Avengers vs X-Men ya da House of M filmleri çekilirse o zaman bu iki karakterin hakkı verilebilir.
Nick Fury
Çizgi romanda Nick Fury’nin Kaptan Amerika ile birlikte 2. Dünya Savaşı’nda savaştığını, Howling Commandos’a liderlik yaptığını ve süper gücünün yaşlanmamak olduğunu biliyor muydunuz? İkinci Dünya Savaşı’nda yaralanması ve tek gözünü kaybetmesinin ardından kendisine verilen Infinity Formula adlı serum sayesinde yaşlanması ileri derecede yavaşlayan Nick Fury yılların deneyimini kullanarak Shield’a liderlik etti. Filmlerde Nick Fury'yi çok gördük, görmediğimizde bile adını duyduk. Hatta Agents of SHIELD'ta bir ara her bölümde adı geçiyordu. Fakat bize asla çizgi romandaki gibi bir Nick Fury vermediler. Hatta Howling Commandos ile birlikte mücadele ettiğini, Kaptan Amerika ile sırt sırta savaştığını, Infinity Formula'yı ve yaşlanmamasını hiç görmedik Halbuki Nick Fury (ve oğlu Nick Fury jr) harika karakter, kendi filmini hak ediyor. Gerçi David Hasselhoff'un oynadığı bir filmi vardı ama onun varlığını hepimiz inkar ediyoruz.
