Öğreten Oyunlar #2

Öğretirken eğlendiren, eğlendirirken öğretenler

Öğreten Oyunlar dosyamızın ikinci ve son bölümüyle karşınızdayız.

Dosyanın ilk bölümünü şuradan okuyabilirsiniz.

Kafa Açan Oyunlar

Lumosity, Brain Trainer, Brain Age gibi hafızamızı geliştirmeye, hızlı hesaplama alışkanlığı edinmemize, ezcümle ortamların dahi çocuğu olmamıza yardım etmeye yönelik pek çok oyun var piyasada. Görsel hafıza ağırlıklı testler, hızlı dört işlem oyunları, el-göz koordinasyonu çalışmaları gibi birçok egzersizle beyin kaslarınızı geliştirebilir, rekabeti farklı bir safhaya taşıyabilirsiniz.

Tamam, kabul, öyle hemen dahi olmuyorsunuz, hatta büyük ihtimalle hiç o mertebelere erişmiyorsunuz, ortamların yıldızı haline de gelmiyorsunuz ama bu oyunların epey faydasını göreceğinizi söyleyebilirim. Oynadıkça hem hafızanızın geliştiğini hem zihinden hesaplama konusunda mesafe kat ettiğinizi, hem de hızlı okuma alışkanlığı edindiğinizi görebiliyorsunuz. Bunlara ek olarak zaman yönetimi, çalışma disiplini gibi konularda da katkıları oluyor, en azından günlük egzersiz yapma alışkanlığı kazandırıyorlar. - Engin

The Typing of the Dead: Overkill (PC)

Ofiste ekranınız patronun görmediği bir yerdeyse ve oyun oynayarak “yaw bu eleman da ne çalışıyor hll” övgüleri almak istiyorsanız; veya yan odadan klavye tıkırtıları gelirken anne-babanızın “derslerine de ne güzel gömüldü bizim evlat” diye düşünmesini istiyorsanız hemen bir The Typing of the Dead yükleyin!

Bir on-rail shooter kendisi. Yani karakteriniz kendi kendine hareket ediyor, karşınıza zombiler çıkıyor, siz de onları vuruyorsunuz. Ama önemli detay şu ki; bunu mouse’la nişan alarak değil de zombilerin üstünde çıkan kelimeleri hızlıca yazarak yapıyorsunuz. Eh tabii bu sayede otomatikman on parmak yazma konusunda son derece hızlı şekilde kendinizi geliştirmiş oluyorsunuz.

Saçma sapan derecede ciddi ve cool takılan karakterlerle dolu geyik ötesi korku-komedi senaryosu ve diyalogları da ayrıca efsanedir. Üstelik o zombilerin üstünde çıkan kelimeleri Football Manager’daki anlatıcının laflarıyla, Shakespeare alıntılarıyla veya abuk subuk aşağılamalarla değiştirebildiğiniz ücretli-ücretsiz DLC’ler de var.

Şahsen hayatımda on parmak yazabilmenin faydasını çok gördüm, her bilgisayar kullanıcısına tavsiye ederim o yüzden The Typing of the Dead’i. - Ömer

Car Mechanic Simulator (PC, PS4, Xbox One, Switch)

Otomobil yarışlarıyla ilgili bir sürü eski ve yeni oyun varken, otomobil tamirini, parçaları yenilemeyi öğreten yapım boşluğunu giderdi Car Mechanic Simulator serisi. Aracın sağa sola çekme, süspansiyon, fren ve motor aksamı gibi sorunlarını; otomobilin üç boyutlu görüntüsü üzerinden her türlü aksamı, parçayı ayrıntılı şekilde görerek giderirken oyun içinde deneyim puanı kazandığınız gibi, farkında olmadan bilmediğiniz birçok konuyu da öğrenmiş oluyorsunuz. Tamircide çıraklık yapmadan otomobil parçaları hakkında ayrıntılı bilgiler öğrenmek mümkün yani Car Mechanic Simulator serisi sayesinde. - Noyan

Cooking Simulator (PC)

Şimdi… Cooking Simulator gerçekten yemek yapmayı öğretiyor mu? Hem evet hem hayır. Şöyle ki efendim Cooking Simulator bu olayı biraz esprili bir şekilde ele alıyor. Gerçekçi fizik dedikleri olay da pek gerçekçi gelmedi bana. Bizim evdeki domatesler keserken hoplamıyor örneğin. Ve bir de Allah aşkına benim neden sadece tek bir elim var madem bu kadar gerçekçi?

Ama! Oyundaki alet ve edevatlar, tarifler, pişirme yöntemleri ve sunum şekilleri gerçek. Bu noktada da bu simülatörden gerçek hayatınıza ne katacağınız size kalmış oluyor. “Oyun yav bu” diyerek saçma sapan şeyler de yapabilirsiniz, ki oyun buna izin veriyor; ya da tarifleri mümkün mertebe düzgünce pişirip daha karmaşık tarifleri açarak yiyecek ve pişirme dağarcığınızı genişletebilirsiniz. Burada öğrendiklerinizi gerçek mutfağınızda, mutfak gereçleriniz ve bütçeniz el verdikçe deneyebilirsiniz. Ki oyunda da her zaman bütçenizin her şeye yetmemesi, size neyi neyin yerine kullanabileceğinize dair bir prova yaptırıyor.

Cooking Simulator biraz düşününce angarya iş yaptıran bir yemek kitabı gibi gelebilir, fakat o noktada da bunun bir oyun olduğunu hatırlayıp salata isteyen müşterinize elinizde kalan son domatesi bütün bir şekilde servis etmek ve eğlenmek de size kalmış. - Gülhis

Yousician (PC, Android, iOS)

Dünyanın en çok kullanılan enstrüman eğitim uygulaması Yousician. Gitar, bas, piyano, ukulele ve vokal eğitimleri var. PC, telefon veya tabletinizi açıyor, derli toplu kategorilerde yolunuza devam edip, eğitim videoları izleyip, bunları mini oyunlar eşliğinde pratik yapıyorsunuz.

Gitar ve bas için Yousician önermiyorum. Öğretme konusunda Rocksmith’ten daha kapsamlı ve daha başarılı Yousician, doğru, ama pratik yapma, eğlendirme ve şarkı öğretme konularında onun yanından geçemez. Ayrıca Rocksmith için ekstradan kablo gerekiyor ama ona rağmen Yousician’ın üyeliği daha pahalıya geliyor (farklı farklı üyelik tipleri olduğu için direkt şu kadar diyemiyorum). Yani gitar ve bas için Rocksmith candır.

Piyano, ukulele ve vokal konularına uzak olduğum için pek net konuşamayacağım ama internetteki incelemelere bir hayli göz gezdirdim. Piyano için yeni başlayanlar için Simply Piano veya Playground Sessions uygulamaları bir tık daha iyi derler ama Yousician da hiç başarısız değilmiş bu konuda ki Yousician piyanoda yeni şarkılar öğrenmek için diğerlerinden daha tercih edilebilir derler. Ukulele konusunda… Yani Ukulele için başka öğretici oyun/uygulama görmedim zaten. Vokal kısmıysa yeni çıktı sayılır, o konuda iyi veya kötü yorumlar göremedim henüz, bir şey diyemeyeceğim o yüzden af buyurun.

Hani bu kadar popüler olmasına rağmen çok tavsiye edemedim gibi oldu Yousician’ı ama 1-2 tık daha iyi alternatifleri varmış gibi geldiğinden öyle oldu sadece, yoksa Yousician düzgün ve eğlence faktörünü işin içine güzel katan bir uygulama. Ücretsiz deneyebiliyorsunuz, ilginizi çektiyse bir göz atın. Ama üye olur olmaz aboneliğinizi iptal etmeyi unutmayın sakın, sonra yıllık 250 dolarlık pakete otomatik geçiverirsiniz, aman diyeyim. - Ömer

Kerbal Space Program (PC, PS4, Xbox One)

“Kardeşim abartma be bu da roket bilimi değil ya” gibisinden serzenişler çok duymuşuzdur etrafımızda (aslında bu tip serzenişleri genelde yabancı filmlerde falan duyuyoruz da olsun, bozmayın); ama Kerbal Space Program gerçekten de size roket bilimi öğretmeye yeminli bir oyun. Kerbin gezegeni sakini küçük yeşil dostlarımız olan Kerbal’ları uzaya taşımak ve farklı bilimsel amaçlar peşinde koşturmak için, bizzat oyuncuya hava araçları, uzay uçakları ve roketler yaptırdığı gibi fırlatma işlerini de ona yıkıyor KSP. Uzay yolculuğunda çıkabilecek her türlü arıza ve aksilikte de sizin engin (!) bilgilerinize başvuruluyor.

Sözün özü, biraz sabırlı olduğunuz takdirde size roket fiziği, aerodinamik ve genel anlamda uzayda hareket etmeyi öğretecek, gene “okullarımızda ilgili derslerde okutulsa negzel olur” dediğim bir yapım kendisi. İkincisi de duyuruldu bu ay bu arada. - İhsan A.

The King's Request: Physiology and Anatomy Revision Game (PC)

Bir RYO’ya dalsak, o oyunda da bir yandan vücudumuzu tanısak, diğer yandan biyoloji, anatomi, fizyoloji, tıp, eczacılık gibi alanlardan bilgilerimizi (?) silah olarak kullanıp yol alsak, krallığımızı kurtarsak diye yanıp tutuşanlardansanız (!?) oyununuz budur. İşin şakası bir yana, özellikle tıp öğrencilerine hitap etmek üzere hazırlanmış, bu alanda önemli bilgiler sunan ve sınav hazırlıklarına destek olabilecek bir oyun kendileri. Destekleyici bir YouTube kanalı da bulunuyor. The King’s Request’i sadece ders çalışmak amacıyla değil, genel kültürünüzü artırmak, biyoloji bilginizi bir üst seviyeye taşımak için de kullanabilirsiniz. Buna gerçekten ihtiyacınız var mı, orasını bilemem :) - Engin

Programlama Öğretenler

Kodlama öğreten oyunların birçoğu aslında çocuklara yönelik. Fakat bu aralarında daha büyükler için bir şeyler olmadığı ya da meyve toplama ya da maymun yönetme gibi şeylerden sıkılmayacaksanız bu oyunlarla kodlamanın temelini öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmiyor.

Bazı oyunlar, örneğin Şubat 2019 sayısında incelediğim makine öğrenmesi bazlı while True: learn() ve ödüllü Human Resource Machine ve devam oyunu 7 Billion Humans gibiler daha çok sistemlerin mantığını ve nasıl çalıştıklarını öğretmeye dayalı. Fakat kod yazma öğreten oyunlar da mevcut.

En çok hoşuma gidenlerden biri CodeCombat. Bu oyun sınıflara yönelik yapılmış da olsa, bireysel olarak oynamaya hemen internet sitesinden başlayabiliyorsunuz. Kod yazdırarak JavaScript ve Python öğretmeyi amaçlıyor. Türkçe dil desteği ve birçok telefon oyunundan daha iyi grafik ve müziklere sahip olması da cabası.

En kapsamlı bulduğum oyunlardan birisiyse Codingame. Bu oyun öğretmekten ziyade geliştirmeye dayalı. Kod yazarak canavarlarla savaşıyorsunuz. Elinizde kod yerine kılıç olsa bildiğiniz oyun. Ve Python, JavaScript, C#, C++, falan fişman antin kuntin bir sürü başka kodlama dilini destekliyor. Yani bunlardan herhangi birisini kullanabiliyorsunuz oyunu oynarken. Ben biraz Python bildiğimden onunla girip azıcık oynadım. Bağımlısı olmak o kadar kolay ki. Başarımlar var, çözümünüzü puanlayan ve daha iyi çözüm yollarını görebildiğiniz bir sistem var. Yani örneğin CodeCombat’ta kodun temellerini öğrenip Codingame’de pekiştirebilirsiniz.

Bir de kodlamayla donanımı birleştiren SHENZEN I/O diye bir oyun keşfettim. 2016’da çıkmış, Steam’den satın alabiliyorsunuz. Bu oyunda bir Çin şirketinde işe girmiş bir mühendissiniz. İşiniz devre kartları tasarlamak ve kodlarını yazmak. Birazcık daha kodlamaya aşina olanlar için, kafa zorlayıcı bir oyun. Ama bu kadar olumlu yorum yanılıyor olamaz, biraz işin içine girdikten sonra eminim bu da keyifli bir zorluk olacaktır.

Oyunları açtığınızda karşınıza çıkan kelime çorbaları [print(“burada neler oluyor”) print(“nerelere düştüm ben”)] gözünüzü korkutmasın. Her adımda yardım ederek, zamanla kodun yapısına ve nasıl çalıştığına aşinalığınızı artırarak size bir şeyler öğretecek o oyun bir yerlerde mevcut. Belki bugün başlasanız seneye bir bakarsınız kendi modlarınızı yapıyor olursunuz, kim bilir… - Gülhis

YORUMLAR

The Mandalorian'ın 2. Sezonu 2020 Sonbaharında Geliyor!

Disney'in en güzel işi

The Mandalorian'ın 2. Sezonu 2020 Sonbaharında Geliyor!

2019’un Hayal Kırıklığı Yaratan 6 Oyunu

Bu yılı da boş geçmedik!

2019’un Hayal Kırıklığı Yaratan 6 Oyunu

Bir yılı daha acısıyla tatlısıyla geride bırakmaya hazırlandığımız bugünlerde, geriye dönüp son 1 yıl içerisinde oyun severleri hayal kırıklığına uğratan oyunlara da bir göz atalım dedik. 2018’de de ağızımızın tadını kaçıranlar vardı elbet. Ama 2019 da bu yönden bir önceki yılı aratmayacak bir performans sergiledi; Anthem ile başlayan furya Breakpoint ile bambaşka bir boyut kazandı, WWE ile de bizi gülme krizlerine soktu :) Bakalım bizim radarımıza hangi oyunlar takılmış:

Crackdown 3

Xbox One için çıkan Xbox 360 oyunu…

Crackdown 3 için aslında sonuç en baştan belliydi, sadece kabullenmek istemiyorduk. Sonuçta yılan hikayesine dönen bir yapım süreci, çıkış tarihinin sürekli ertelenmesi, duyuru ile oyunun çıkışı arasında neredeyse bir jenerasyon geçmesi ve daha pek çok gerekçe bu sonuca işaret ediyordu. Duyurusunda büyük bir iddiayla ortaya çıkmıştı. Pek çok konsolun gücünden istifade edilerek oyunda olabildiğince gerçekçi bir yıkım fiziği uygulanacağı iddia ediliyordu. Sonuçta vaatler yalan, yıkımın altında kalan da Crackdown 3 oldu.

Anthem

BioWare’in EA ile imtihanı…

İlk duyurulduğu zamanlardan itibaren bir tereddüt sarmıştı içimizi. Bir yandan “BioWare yahu, bugüne kadar yüzümüzü güldürdü, bu sefer de üzmez herhalde bizleri” diye aklımızdan geçiriyorduk. Ama öte yandan da rota değişikliği canımızı sıkıyor, bu ‘çevrimiçi çok oyunculu oyun’ meselesinden kıllanıyorduk. Korktuğumuz başımıza geldi ve yılın ilk büyük (belki de en büyük) hayal kırıklığı olarak kayıtlara girdi Anthem. Oyunda güzel olan şeyler vardı elbette, mesela javelinle göklerde süzülmek gibi. Ama görev sistemi, hikayesi ve diğer pek çok detayıyla can sıkıcı olmayı başardı; BioWare ve bizler için acı bir tecrübe oldu. Bunun ardındaki nedenleri okudukça, oyunun geliştirilme sürecine dair bilgiler edindikçe de bu tablonun aslında ne kadar kaçınılmaz bir sonuç olduğunu öğrenmiş olduk. Sonuçta EA bir işe ne kadar müdahil oluyorsa risk o kadar büyüyormuş, bu oyunla bir kez daha teyit edildi!

Left Alive

Yıldızlar karması takım oyununda zayıf mı kaldı?

Left Alive, çıkışından önce sık sık haberlere konu olan bir yapımdı. Geliştirici ekip içerisinde Toshifumi Nabeshima, Yoji Shinkawa ve Takayuki Yanase gibi dikkat çeken isimler vardı; Front Mission ile aynı evrende geçiyordu. Haliyle bir beklenti oluşuyordu. Ama sonuç hiç de beklendiği gibi olmadı. Zaten oyunun çıkmasına yakın paylaşılan videolar bir miktar şüphe doğurmuştu; oyunun bir önceki nesil grafiklerine sahip olduğu yönünde eleştiriler dillendirilmeye başlanmıştı. Çıktıktan sonra da tabloda bir değişiklik olmadı, eleştiriler kaldığı yerden devam etti. Oyun, hafızalarımızda yer edebilecek şeyler sunmak konusunda başarılı bir performans sergileyemedi. Sonuç olarak bu yıl beklenip de beklendiği gibi gelmeyenler arasına adını yazdırdı.

Generation Zero

Bir bilene danışsaydınız keşke…

Kişisel hayal kırıklıklarım listesinde de yeri olan bir oyun Generation Zero. Öyle devrim yapacak, oyun dünyasını değiştirecek veya en azından hafızalara kazınacak bir oyun olmasını beklemiyordum zaten. Buna rağmen beklentilerin altında kalmayı başarabildi. Oyunun incelemesinde uzun uzun bahsetmiştim zaten, o yüzden burada detaylara girmiyorum. Şu kadarını söylemekle yetineyim. Normalde gayet ilgi çekici olabilecek bir tema; tekrara düşen tasarım tercihleri, hikaye anlatımındaki sorunlar ve diğer aksaklıklarla birleşince oyun deneyimimiz baltalanıyor, ortada tatsız tuzsuz bir şey kalıyordu.

Tom Clancy's Ghost Recon Breakpoint

Kedi her zaman ciğer yemez!

Breakpoint ile ilgili söylenmesi gerekeni aslında Ubisoft söyledi. İtiraf niteliğinde bir açıklama eşliğinde önümüzdeki yılın ilk aylarında çıkacak oyunlarını bir süre erteleme yoluna gittiler. Gerekçe Breakpoint’in beklentilerin çok gerisinde bir performans sergilemesiydi ve bunun nedeninin de ‘sürekli aynı oyunu yapmak, oyunculara yeni bir şeyler sunmamak’ olduğu kanaatine varmışlardı. Doğru söze ne denir?

WWE 2K20

Glitch’lerin efendisi…

Açıkçası inceleme işi bana kaldığında üzülsem mi sevinsem mi bilemedim :) Bir yandan gülüp eğlenecek malzeme gelmişti işte. Öte yandan bir noktadan sonra can sıkıcı bir hal alması da kuvvetle muhtemeldi. İçerik yönünden, sunulan modlar açısından gayet dolu bir oyun vardı karşımızda. Ama bug’lar, glitch’ler havada uçuşuyordu. Bir önceki oyuna göre grafik kalitesinin düşmesi de cabasıydı. Nitekim oyun ile ilgili geyikler internette aldı yürüdü, bir salgına dönüştü. Bizler de kayıtlarımıza güldürürken düşündüren bir vaka olarak not ettik :)

Bu yılın ilk akla gelen hayal kırıklıkları böyle. Sizleri sukut-u hayale uğratan başka oyunlar varsa, onları da yorumlarda paylaşın, bakalım bu yılın göze en çok batan oyunu hangisi olmuş...

Parolamı Unuttum