Bir “Witcher 3 övme, övdürme, övmeyenleri öld… eee, şey… ikna etme” temalı yazımıza daha hoş geldiniz sevgili Oyungezerler. Azılı bir Witcher hayranı olarak nicedir üçüncü oyunu bir kez daha bitirmek için geçerli bir bahane arayıp duruyordum. Eh, CDPR sağ olsun, yeni nesil güncellemesiyle bahane gibi bahane sundular bize. Ben de bu fırsattan istifade taktım kova miğferimi kafama ve bir kez daha dörtnala daldım Kıta topraklarına…
Övgü
Witcher 3 hakkında bugüne kadar çok şey yazılıp çizildi. Oyun çıkalı da neredeyse 8 sene olduğu için hikâyesi nedir, oynanışı nasıldır gibi detayları hemen hemen artık hepiniz biliyorsunuzdur. Wild Hunt tarafından kaçırılmadıysanız tabii… O yüzden gelin direkt olarak işin bizi ilgilendiren civcivli kısmına, yani yeni nesil güncellemesinin oyuna neler kattığına bakalım.
En dikkat çekici yenilik tabii ki grafikler. Witcher 3 zaten kendi zamanı için bile çok güzel gözüken bir oyundu. DirectX 12’ye geçişle birlikte oyunun görsel zenginliği birkaç kat artmış resmen. Karakter ve canavar modellemeleri artık daha keskin, daha net. Hani White Orchard’da tavasını kaybeden, yaşlı bir kadın vardı. Onun suratındaki detaylara, kırışıklıklara hayran kalmıştık. Hah, işte artık neredeyse bütün NPC’ler benzer bir detay seviyesine sahip. Sadece bununla kalsa iyi, birbirinin kopyası NPC’ler de büyük oranda tarihe karışmış. Novigrad sokaklarında dolaşırken aynı adamın yanından 10 kere geçmiyoruz artık mesela. Bütün askerler de aynı surata sahip değil. Epey çeşitliliğe gidilmiş bu konuda.
Doğa manzaraları da inanılmaz güzellikte. Görüş mesafesi iyice arttırıldığından Kaer Morhen’in balkonundan ya da yüksek bir tepenin zirvesinden aşağıdaki manzaraya baktığınızda uzaktaki dağların zirvelerini, köyleri, hatta kulübelerin bacalarından yükselen dumanları bile seçebiliyorsunuz. Buna Ray Tracing nimetleri de eklenince ortaya muazzam bir görsel şölen çıkmış. Gün doğumu ve gün batımı efektlerinde yapılan geliştirmeler sayesinde kızıl veya altın sarısına bürünen gökyüzünü seyretmeye doyamıyorsunuz. Durmadan ekran görüntüsü alasınız geliyor. Göller ve denizler muazzam gözüküyor. Hakeza ağaçlar ve bitkiler de öyle… Skellige’de dolaşırken karlı dağların zirvelerinden buzlu bir pus dalgası iniyor, bataklıklarda yerden yoğun bir sis perdesi yükseliyor, daha bir sürü şey…
Tek geliştirme grafikler değil elbette. Yeni eklenen kamera açıları da atmosfer anlamında büyük fark yaratıyor. Oyunda üç farklı yeni kamera açısı bulunuyor. Savaş, keşif ve at sürme… Yeni nesil güncellemesiyle bu üç atraksiyon sırasında kamera omzumuzun üstüne sabitlenmiş ve bu sayede kendimizi daha çok olayın içinde hissedebiliyoruz.
İşin güzel yanı bunların hepsini istediğiniz gibi, sadece tek bir tıkla değiştirebiliyorsunuz. Grafik ayarlarında Low, Medium, High ve Ultra’nın yanında artık RT ve RT Ultra seçenekleri de var. Eğer Ray Tracing özelliği FPS değerinizi çok düşürüyorsa hemen, tek bir tıkla, oyunu kapatmadan daha düşük bir ayara geçip oynamaya devam edebiliyorsunuz. Omuz kamerasını ve diğer ayarları da yine tek tıkla kapatıp açmak mümkün. PC’niz DX12 grafiklerini kaldırmadı mı? GOG Launcher’dan 11’i seçip eski grafiklere de geçebiliyorsunuz. Erişilebilirliğin dibine vurmuşlar desem yeridir.
Sövgü
Tabii bu güzelliklerin yanı sıra negatif enerji saçan, çakralarınızı yamultan yanları da var Witcher 3’ün. Benim karşılaştığım en büyük problem oyunun her 4-5 saatte bir çökmesi oldu. Ekran birdenbire, sanki çözünürlüğü düşürmüşsünüz gibi bulanıklaşıyor, ardından oyun çat diye kapanıveriyor. Neyse ki otomatik kayıt alıyor da pek bir kaybınız olmuyor. Yine de can sıkıcı bir durum tabii. Bunun haricinde bazen, çok nadiren grafiksel hatalar oluyor. Gölgeler bir belirip bir kayboluyor, çimler yeşil çizgiler hâline geliyor falan.
Ray Tracing’in nimetleri de (beklenildiği gibi) çok yüksek sistem istiyor. 2GB 3050 Ti ekran kartımın performansı kapalı alanlarda 30, açık ve kalabalık alanlarda da 10-20 FPS değerlerine kadar düştü. Dolayısıyla ilk bir-iki saat dirensem de sonunda bu özelliği kapatmak ve yoluma Ultra ayarlarla devam etmek zorunda kaldım. Eksikliğini hissettim mi peki? Eh, çok değil. Oyun yine de muazzam görünüyordu.
Bir-iki kere de canavarların yapay zekâsı sapıttı. Size saldırmayı bırakıp kaçmaya başlıyorlar. Bir keresinde koskoca kırsalın ortasında elimde bir kılıçla bir hayaletin peşinden koşup durdum. Ben kovaladım, o kaçtı, ben kovaladım, o kaçtı. Çok komik bir andı gerçekten. Ama dediğim gibi, çok az rastlanan hıçkırıklar bunlar.
CDPR forumlarını karıştırdığımda ekibin bu sorunlardan haberi olduğunu ve bir yama üstünde çalıştıklarını gördüm. Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada çoktan yayınlanmış olacak belki de.
Tabii bir de oyunun doğuştan bug’ı olan Roach var. CDPR her şeye çare bulmuş, bir tek bizim şu manyak atımızı adam edememiş. Yine dağlara, tepelere, çatılara falan çıkıp duruyor, çitlere takılıyor, olmadık açılarda eşyaların içinde ortaya çıkıyor falan. Komik de oluyor açıkçası :) Bilerek mi düzeltmediler acaba diye düşünmedim değil.
Növgü?
Bunlara ilaveten bir sürü yeni eklenti de var işin içinde tabii. Opsiyonel bir “enemy upscaling” özelliği eklenmiş mesela. Yani eğer isterseniz canavarlar da sizinle beraber level atlayabiliyorlar artık. Böylece bütün yan görevleri yapıp Skellige’ye gittiğinizde oradaki koca devleri bir darbede yere seremiyorsunuz artık.
Ondan sonracığıma, envanterimize bir adet Gwent kitabı eklenmiş. Nerede kaç kart kalmış görebiliyoruz bu sayede. Netflix’in Witcher dizisine ithafen eklenen yenilikler var tabii bir de. Henry Cavill’in giydiği siyah zırh, şu yuvarlak madalyonuna kadar oyuna aynen eklemiş. Dandelion’ın da dizinin ilk sezonunda giydiği kıyafet var oyunda ama bence çok kötü duruyor :P Ek olarak isterseniz Nilfgaard zırhlarını da yine dizideki gibi yapabiliyorsunuz. Niye öyle bir şey isteyesiniz bilemiyorum tabiiğğğ… Yeni bir görev, iki yeni zırh takımı ve dört yeni kılıç da cabası.
Özetle gelmiş geçmiş en iyi açık dünya RYO’larından biri olan The Witcher 3, yeni nesil güncellemesiyle görkemine görkem, haşmetine haşmet katmış. Yayınlanacak son bir-iki yamayla küçük problemlerinden bütünüyle kurtulup kusursuza ulaşacağından eminim. Hâlâ oynamadıysanız daha da bir şey demiyorum size. Çal kemancı! Lele ley leley! Lele ley leley!
Artılar:
- Muazzam hikâye, muazzam karakterler, muazzam oynanış
- Ray Tracing kapalıyken bile muhteşem görünen grafikler
- Erişilebilirlik seçeneklerinin zenginliği
- NPC çeşitlendirmeleri
Eksiler:
- Bazen çöküyor
- Ufak tefek grafiksel hatalar
Son Karar: Son 10 yılın en iyi RYO’larından biri olan The Witcher 3, adından bir 10 sene daha bahsettirmeye kararlı. Zaten bir başyapıt olan oyun, yeni nesil güncellemesiyle mükemmelliğe bir adım daha yaklaşmış.