Tides of Numenera'da Yol Arkadaşlarımız Kimler?

Tides of Numenera’da yanımıza kimleri alsak?

 Sizi bilmem ama RYO’larda benim karar vermekte en çok zorlandığım kısımların başında karakter yaratma ve yol arkadaşlarını seçme geliyor. Hele yol arkadaşları kısmı iyice sıkıntılı, kimseyi yarı yolda bırakmak istemediğimden kılı kırk yarıyorum, yanıma alamadıklarım için üzülüyorum falan. Aslında en iyisi daha baştan kimleri isteyip kimleri istemediğimize karar vermek, bu minik rehberin de amacı tam olarak bu.

Tides of Numenera’da bize eşlik edebilecek 6 yan karakter bulunuyor (inXile bir yedincisinin daha ekleneceğini duyurmuş olsa da isminin Oom olmasının dışında hakkında herhangi bir bilgimiz yok) ve biz de yanımıza yalnızca 3 tanesini alabiliyoruz. Bu karakterlerin her biri farklı dünya görüşüne sahip ve gerek bizimle, gerek diğer grup üyeleriyle farklı sohbetlere girebiliyorlar. Ayrıca tüm karakterlerin bir de kendilerine has bir görev zinciri var ve bu zincir sayesinde haklarında daha çok bilgi öğrenmemiz mümkün oluyor.

Aligern(Might:6, Speed:2, Intellect:6, Health:31)


Aligern gizemli bir geçmişe sahip olan bir Nano. Vücudunda bir çok dövme bulunuyor ve bunlar kendisine hem acı, hem de güç veriyor. Kendisinin hem büyü, hem de yakın savaşta oldukça becerikli olduğunu söyleyebiliriz. Aligern daha oyunun başında Callistege ile birlikte grubumuza katılıyor, ama kısa bir süre sonra ikisi arasından seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Çünkü bu ikisi tamamen zıt karakterler ve Aligern Callistege’den gerçek anlamda nefret ediyor.

Aligern’in vücudunun dövmelerle kaplı olduğunu söylemiştim. Living Tattoos yeteneği sayesinde vücudundan mürekkep ipliği çekiyor ve aynı tür eylemleri (saldırmak, iyileştirmek gibi) ard arda yaparak oluşturduğu zincirle büyük bonuslar kazanabiliyor.

Değişen Tanrı zamanında Aligern’in hayatını mahvetmiş. Aligern’in bir harabede bulmuş olduğu çerçeveyi nasıl aktif hale getirebileceğini göstermiş ve bir geçit açan bu çerçeveden dünyaya akan kara yaratıklar ailesini, arkadaşlarını, tüm köyünü elinden almış. Çoğu ölmüş, bir kısmı kaybolmuş. Bunun üzerine Aligern de hayatını iki şeye adamış: ailesinin başına ne geldiğini bulmak ve Değişen Tanrıdan intikam almak.

Aligern gruptayken Valley of Dead Heroes’a girdiğimizde bizden yıkılmış köyünün anısına dikilen anıtı ziyaret etmemizi istiyor. Bu sayede hem bize olan sadakati artıyor, hem de hikaye görevleri başlamış oluyor. The Empty Cage ismindeki görevle de Aligern’in ailesi ve arkadaşlarına ne olduğunu öğreniyor ve görevlerini tamamlamış oluyoruz.

Callistege(Might:2, Speed:4, Intellect:9, Health:23)

Callistege de bir Nano. Zaman ve boyutlar üzerinde yaptığı deneylerin sonucunda paralel evrenlere nasıl erişebileceğini keşfetmiş. Düşünmediği şey ise diğer evrenlerdeki kardeşlerinin de tam olarak aynı anda, aynı şeyi keşfetmiş olduğuymuş. Yaşamlarındaki kuantum farklılıkları çakışmış, büyümüş, birbirlerinin farkına varan bazıları kafayı yiyerek delirmiş, bazıları intihar etmiş. Bizim evrenimizdeki Callistege ve farklı düzlemlerdeki kardeşleri ise hayatta kalmış ve varlıklarını aynı anda farklı boyutlarda sürdürmeye başlamışlar. Etrafında gördüğümüz yankıların sebebi de işte bu.

Tabi Callistege’nin bir boyut değiştirme ustası olduğunu söylememe gerek yok. Savaşın ortasında kendisini farklı yerlere ışınlama gibi yeteneklere sahip.
Callistege’nin kişisel hikayesini Valley of Dead Heroes’taki Tantalum ile konuştuğumuzda ilerletmeye başlıyoruz. Tantalum’a bir kabir hakkında soru soruyor ve bu kabrin içinde eskilerden kalma bir enstrüman buluyoruz. Enstrümanı akort ettikten sonra Callistege çalmaya başlıyor ve hikayenin ilk adımını da atmış oluyor. Bizi Callistege’in hikayesinin sonuna götüren görevin ismi ise The Right to Exist ve bu görev aslında diğer yan karakterlerin de geleceği açısından son derece önemli bir görev.

Tybir (Might:4, Speed:5, Intellect:6, Health:22)


Tybir karşısındakini etkilemek ve bazen de kandırmak için tatlı dilini kullanmayı seven bir Jack. Normalde savaşa yatkın bir yapısı var, hafif silahları ve kalkanları etkili biçimde kullanabiliyor ama buna rağmen savaşmak yerine konuşarak tehlikeden uzak durmayı tercih ediyor. Savaşmak zorunda kalırsa da düşmanları kendisine çekerek tank görevi görebiliyor.

Tybir zamanında para uğruna Bitmeyen Savaşa da katılmış. Bu öyle bir savaş ki askerler sabah savaşalanına çıkıyorlar, işte şu mevziyi al, bu tepeye hakim ol gibi emirleri yerine getiriyorlar, sonra zaman dalgaları savaş alanının üzerinden geçip herşeyi sıfırlıyor. Askerler kendilerini yine aynı sabahta, yine aynı mevzilerin peşinde buluyorlar. Bir kazanıyor, bir kaybediyorlar. Tybir de defalarca ölmüş bu savaş alanında ve kendini dışarı zor atmış. 

Dedik ya Tybir’in derdi çoğu zaman para diye. Yine para uğruna brendi içerisinde devlet sırlarını kaçırmaya çalışınca yakayı ele vermişler, Tybir kendini son anda kurtarırken arkadaşı Ris yakalanıp idama mahkum edilmiş. İşte kendisiyle tanışmamız da böyle oluyor; ya Ris’i kurtarıp Tybir’i gruba katıyoruz, ya da Ris’i kurtaramazsak kendisini Caravanserai’de buluyoruz.

Bloom’a ulaştığımızda aldığımız Broken Hearts görevi bize Tybir ile eski aşkı Auvigne arasındaki hikayeyi anlatıyor. 

Matkina (Might:3, Speed:10, Intellect:7, Health:27)

Matkina takma ismi Beyaz Ölüm olan son derece tehlikeli bir suikastçi, bir Jack. Yüksek Speed özelliği ile özellikle yakın savaşlarda harikalar yaratıyor ve çok hızlı saldırılar yapabiliyor. 

Matkina Değişen Tanrı bedenini terk ettiğinde doğmuş desek yanlış olmaz. Kholn’un ortadan yok olmasıyla sonuçlanan bir operasyona katılmış ve o zamanki yol arkadaşı Tash tarafından zihni silinerek bu anıları yok edilmiş. Anılarını kaybeden Matkina mesleğine, yani katilliğe odaklanmış ama asıl istediği şey günün birinde hafızasını geri kazanmak ve onu bu hale kim getirdiyse intikamını almak.

Değişen Tanrı ile doğrudan bağlantılı olduğundan gerçekten çok güzel bir hikayesi var ve ana hikayede de önemli rol oynuyor. The Cold, Calculating Jack görevini tamamladığımızda gruba alabildiğimiz Matkina’yı The Right To Exist görevi sırasında şeytanlarından kurtarmamız mümkün oluyor.

Erritis(Might:5, Speed:5, Intellect:2, Health:30)

Erritis en tuhaf karakterlerden birisi. Tuhaf biçimde cesur, tehlikeye atılmaktan hiç korkmuyor çünkü ölümünün kahramanca olmasını istiyor. O bir kahraman, çünkü öyle olduğuna inanıyor. Sınıfı Glaive.

Kendisini Cliff’s Edge’de buluyoruz ve ilk dikkatimizi çeken şey etrafındaki turuncu sis oluyor, nereden kaynaklandığını bilmediğimiz bir aura bu. Onunla konuşurken düşen yıldız biziz dediğimiz anda sadakatini kazanmış oluyoruz aslında. Ha bir de anında Matkina’ya aşık oluveriyor ve onun bu hallerini izlemek de acayip keyifli.

Erritis seçebileceğimiz yol arkadaşları arasında ağır silahları efektif biçimde kullanabilen tek isim ve son derece güçlü bir savaşçı. Güçlü zırhı sayesinde grubun önünde rahatça durabiliyor ve daha zayıf grup üyelerini koruyabiliyor. 

Grupta Erritis varken Valley of Dead Heroes’a geldiğimizde iyice tuhaf davranışlar sergilemeye başlıyor ve bunun yakındaki mezarlardan birinden kaynaklandığını öğreniyoruz. Bu görev sayesinde Erritis’in gerçek hikayesini de öğrenmeye başlıyoruz. Daha sonra alacağımız The Right to Exist görevi sırasında ise kaderine dair önemli bir kararla baş başa kalıyoruz.

Rhin(Might:1, Speed:4, Intellect:5, Health:13)

Rhin yanımıza alabileceklerimiz arasında en tuhaf olanı. Onu bulduğumuzda daha bir çocuk, hafızası yarım yamalak işliyor ve tuhaf davranıyor. Fırsat buldukça cebindeki taşla konuşuyor, kaya denmesine kızıyor ve taşın bir tanrı olduğuna inanıyor. Dahası 13 sağlığı ve sıfır yeteneği ile başlarda savaşlarda saklanmak dışında bir işe de yaramıyor. Ama saklanma kısmını çok iyi beceriyor, God of Hiding yeteneğine boşu boşuna sahip değil.

Rhin’i elinden kaçmış olduğu köle tüccarından kurtardıktan sonra yanımızda gezdirmeye başlıyoruz. Gruptan çıkarmak istediğimizde resmen bunu yapmamamız için yalvarıyor mesela. Daha baştan anlıyoruz ki bu aslında savaş değil, hikaye odaklı bir karakter. Zaten kendisini yazan kişi Kralkatili Güncesi’nden tanıdığımız Patrick Rothfuss. 

Rhin ile konuşmak sabır istiyor. Önce Miel Avest’e vardığımızda biraz açılıyor bize. Sonrasında Bloom’da hikayesinin detaylarını öğreniyoruz. Ve Right to Exist görevinde bir kez daha seçim yapıyoruz ve seçimlerimizden biri Rhin’in yetişkin ve son derece becerikli halini karşımıza çıkarıyor. 

Peki o zaman yanımıza kimleri alalım?

Tamam, 6 karakterimizi de tanıdık. Şimdi aralarından 3 tanesini seçmemiz lazım. Öncelikle kendinize şunu sorun: oyunu daha çok savaş odaklı mı oynamak istiyorsunuz, yoksa ben diplomasi insanıyım, hikaye odaklıyım mı diyorsunuz? Çünkü pek fazla savaş olaylarına girmeyecekseniz Tybir, Erritis ve Matkina’nın değerleri nispeten azalıyor. Yemişim hikayeyi, önüme gelene bir tekme modundaysanız o zaman bu saydığım isimler bir adım öne çıkıyor haliyle.

Elbette burada ana karakterinizi hangi sınıfla oynamayı tercih ettiğiniz de çok önemli. Kendinize büyü odaklı bir Nano yarattıysanız o zaman grupta aynı işi yapan iki kişinin olmasına pek gerek olmayabilir, bu durumda Callistege’i hiç dikkate bile almayıp dövüş odaklı olanlardan seçim yapabilirsiniz. Callistege ile Aligern birbirlerinden aşırı farklı değiller belki ama Aligern şifacı rolü üstlenebildiği için savaşlarda daha çok işine yarayacaktır. 

Benim mutlaka her grupta bulunmalı dediğim karakter kesinlikle Matkina. Özellikle de bufflar ile desteklendiğinde tek başına bir ölüm makinesine dönüşebiliyor. Her ne kadar barışçıl oynasanız da bazen kendinizi kaçamadığınız savaşların içinde bulabilirsiniz, bu anlarda kendisi tam bir hayat kurtarıcı rolüne bürünüyor. Hele bir de yanına Erritis’i koyarsanız bu iki aşk böceği ile gerçekten son derece güçlü bir saldırı hattı oluşturabilirsiniz. Üçüncü karakter olarak da destek sınıfı olarak Callistege veya Aligern’i seçebilirsiniz.

Tybir’den pek bahsetmedim çünkü onun zayıf bir karakter olduğunu düşünüyorum, hikayesi de pek ilgi çekici gelmedi bana. Onu almak yerine Erritis veya Matkina’yı tercih etmek çok daha akıllıca bir hamle olur.

Ya Rhin ne olacak?

İşte aslında oyundaki en zor kararlardan biri bu. Rhin’i gruba alsak mı, almasak mı? Ben aldım. Kurduğum grup için tercih ettiğim isimler Callistege, Matkina ve Rhin oldu.

Nedenini şöyle açıklayayım. Başlarda Rhin gerçekten de kullanışsız bir karakter, savaşlarda ayak bağı olmak dışında pek bir işe yaramıyor. Zayıf olduğu için ya hemen saklanmasını sağlamanız gerekiyor, ya da hayatta tutmak için ekstra çaba göstermeniz. Ama son derece ilgi çekici bir hikayesi var ve ben hikaye odaklı oynamayı tercih ettiğim için bu dezavantajlarına katlanabilirim diye düşündüm.

Ve Rhin de yavaş yavaş gelişmeye başladı. İkinci Tier’e ulaştığında Innervate yeteneğini kazandı ve bir anda grubun şifacısı oldu. Bir de Healing’i güçlendirince o ayak bağı karakter gitti, yerine yeri geldiğinde herkesi hayatta tutmayı başaran bir destek karakteri geldi.

Şimdi bu paragrafta Rhin’e dair ufak bir spoiler vermem gerekiyor, ona göre isterseniz okumayabilirsiniz: Oyunun bir noktasında Rhin’e dair vermeniz gereken bir kararla karşılaşacaksınız. Bu kararın bir süre sonrasında ise Rhin büyümüş ve güçlenmiş halde tekrar karşınıza çıkacak. Yetişkin Rhin 5 Might, 4 Edge’li 15 Speed, 4 Edge’li 15 Intellect özelliklerine ve yer çekimini manipüle etmek de dahil olmak üzere acayip güçlü yeteneklere sahip. Yani başlardaki zayıf haline tahammül eder ve doğru kararlar verirseniz oyunun sonlarına doğru muhtemelen oyundaki en güçlü karakterlerden birine sahip olmuş olacaksınız.

 Torment: Tides of Numenera'yı Kinguin'den satın alabilirsiniz. Oyun Kinguin'de şu an %46 indirimle 173 TL yerine 92 TL!

Tybir karşısındakini etkilemek ve bazen de kandırmak için tatlı dilini kullanmayı seven bir Jack. Normalde savaşa yatkın bir yapısı var, hafif silahları ve kalkanları etkili biçimde kullanabiliyor ama buna rağmen savaşmak yerine konuşarak tehlikeden uzak durmayı tercih ediyor. Savaşmak zorunda kalırsa da düşmanları kendisine çekerek tank görevi görebiliyor.

Tybir zamanında para uğruna Bitmeyen Savaşa da katılmış. Bu öyle bir savaş ki askerler sabah savaşalanına çıkıyorlar, işte şu mevziyi al, bu tepeye hakim ol gibi emirleri yerine getiriyorlar, sonra zaman dalgaları savaş alanının üzerinden geçip herşeyi sıfırlıyor. Askerler kendilerini yine aynı sabahta, yine aynı mevzilerin peşinde buluyorlar. Bir kazanıyor, bir kaybediyorlar. Tybir de defalarca ölmüş bu savaş alanında ve kendini dışarı zor atmış.

Dedik ya Tybir’in derdi çoğu zaman para diye. Yine para uğruna brendi içerisinde devlet sırlarını kaçırmaya çalışınca yakayı ele vermişler, Tybir kendini son anda kurtarırken arkadaşı Ris yakalanıp idama mahkum edilmiş. İşte kendisiyle tanışmamız da böyle oluyor; ya Ris’i kurtarıp Tybir’i gruba katıyoruz, ya da Ris’i kurtaramazsak kendisini Caravanserai’de buluyoruz.

Bloom’a ulaştığımızda aldığımız Broken Heartsgörevi bize Tybir ile eski aşkı Auvigne arasındaki hikayeyi anlatıyor. 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum