Wasteland 3 – İnceleme Puanları

Eski dostun geri dönüşü nasıl oldu dersiniz?

Klasik RYO serilerinden birisi olarak kabul edilen Wasteland serisinin yeni üyesi Wasteland 3 ile buluşmamıza artık sayılı saatler var. Oyunun inceleme ambargosunun kalkmasıyla birlikte ilk inceleme puanları paylaşılmaya başlandı -ki bu puanlar oyunun beklendiği gibi bir çıkış yaptığına işaret ediyor.

Haberi hazırladığım esnada OpenCritic’te 42 inceleme paylaşılmıştı ve bu incelemelerin ortalamasının 85 puan olduğu görülüyor. MetaCritic’te ise PC versiyonu için paylaşılan inceleme sayısı 26, ortalama puan 86 olarak görülmekte; Xbox One ve PS4 versiyonları için henüz yeterli inceleme girilmemiş.

Paylaşılan inceleme puanlarından bazıları şu şekilde:

  • Windows Central – 5/5
  • PowerUp! – 9,7/10
  • Xbox era – 9,7/10
  • God is a Geek – 9,5/10
  • Shacknews – 9/10
  • Attack of the Fanboy – 4,5/5
  • Wccftech – 9/10
  • COGconnected – 90/100
  • PCGamesN – 9/10
  • DualShockers – 9/10
  • Ceralkillers – 8,8/10
  • PC Gamer – 84/10
  • Spaziogames – 8,3/10
  • GamesRadar+ – 4/5
  • Niche Gamer – 3,5/5

Görülen o ki Wasteland 3'ün geri dönüşü iyi oldu. Umarım oyun severleri de memnun eder, takipçilerine bekledikleri deneyimi yaşatabilir. Bu konuda ne ölçüde başarılı olacağını görmek için çıkışını merakla bekliyoruz, yakından takipteyiz.

YORUMLAR
Hallacson
26 Şubat 2021 16:48

Ehehe... Bi ara yazmışım buraya atayım dedim.

 

WASTELAND 3 İNCELEMESİ:

Başlık biraz yanlış oldu aslında. Ben daha çok serinin önceki oyunuyla karşılaştıracağım Wasteland 3'ü. Ee, kızmayın ama; sonuçta oyunu herhangi bir kalıp üzerinden değerlendirebilmem için belli bir standart gerekli. Belli bir standart içinse benzer türde daha çok oyun çıkması gerekli. Senede kaç cRPG çıkıyor zaten? Bunların kaçı büyük bütçeli? Bu sorular kendi başlarına pekçok şeyi açık ediyor bence. Kısaca: bir RPG'ye ne beklenerek yaklaşılırsa o şekilde yaklaşacağım ama önceki oyunun üzerine ne konulmuş ona da değineceğim. Wasteland ilk defa 90 yılında çıkış yapmış 30 yaşındaki bir seri ve şu an yalnızca 3 oyunu var. Dolayısı ile insan yeni oyunla birlikte seriyi gelecek nesillere taşıyacak yenilikler de bekliyor. Gelin ikinci oyunun üzerinden geçen 6 yılda neler değişmiş ona bakalım.


SAVAŞ MEKANİKLERİ VE RPG ÖĞELERİ:

Karakter geliştirme ekranına girdiğimizde seçilebilecek bir sürü perk ve arka plan var. Karakterinizi kolaylıkla build edebilmeniz için herşey olabildiğine yalın tutulmuş ve bu anlamda yeni oyunculara bir kolaylık sağlanmış. Lakin bunlarla birlikte gelen önemli sorunlar var: İlki oyunun sade tutulmaya çalışıkırken aşırı derecede basit hale getirilmiş olması. Eskiden Wasteland hayatta kalması zor bir yerdi çünkü dünyanın acımasız olmasının yanında ekibinizi doğru yönde geliştirmekte ayrı bir çaba gerektiriyordu, fakat durum artık böyle değil. Kısaca özetleyeyim: Wasteland teklikeli bir yerdir, fakat siz daha tehlikelisinizdir çünkü elinizde 6 kişilik profosyönel bir ekip bulundurursunuz. Bu ekipte herkesin uzmanlığını farklı yönlere dallandırmanız akıllıca olacaktır çünkü yolculuklarınız boyunca bilgisayar hacklemek, kilit ve kasa açmak, alarmları ve patlayıcıları etkisiz hale getirmek gibi pekçok eylemi gerçekleştirmeniz gerekecek. Tabii eğer ekibinizi doğru şekilde geliştirmez ve uyumlu bir grup elde edemezseniz bu dünya da size acımaz. Wasteland 3'ün yaptığı ise işte oyunu sınayıcı ve eğlenceli kılan bu sistemi hayli kolaylaştırarak seriden önemli bir yanını almak olmuş. Mesala: uzmanlıklar birleştirilmiş, artık karakterinizi 'Small Arms' başlığı altında geliştirmek hem tabancalara hem de pompalı tüfeklere uzmanlık kazandırıyor. Anlayacağınız oyuncuya zahmet vermemek adına uğraşılmış. Normalde bir oyunun bunu yapıyor oması eleştirilecek bir şey değildir. Ama bu oyun kıyamet sonrasında sizi hayatta tutmak için çırpınıyorsa o zaman başka! Oyun size geliştirme puanlarını kürekle atıyor ve neredeyse uğraşmadan, çok hızlı bir biçimde OP olabiliyorsunuz. Anlayacağınız Wasteland 3 yeni oyuncuların elinden tutmak için kendisini özel kılan yanlarını bir kenara atmış, daha doğrusu törpülemiş.

Özellikle cRPG'lerin en önemli parçalarından birinin karakter ve ekibinizi build etmek olduğunu düşünürsek, gerçekten hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Ekibimi tasarlayıp, geliştirirken zevk almadım değil, lakin bundan daha heyecan verici bir şey beklemiştim.

Gelirsek çatışma mekaniklerine. Ne yazık ki kafanıza kürekle atılan tek şey geliştirme puanları değil, mermi ve para da aynı durumda. Ah ah, nerde o mermi bulmak için kırk takla attığım eski günler... Oyunu 'Ranger' zorluğunda oynamama rağmen zorlandığım tek bir yer olmadı. Cephanesiz kaldığımsa çok az oldu. Bu oyunda beklediğim meydan okumayın bulamadım...

Ama gelin 'benim' zorluk fantezilerimi geride bırakalım. Oyunun taktik ve strateji yönünden ne haber? Bu kısım hem iyi hem kötü sayılabilecek yönlere sahip. Aslında mekanikler neredeyse 2'nci oyununki ile aynı. Fakat oynanışa çokça etki eden yeni mekaniğimiz şu ki: artık sıra tabanlı oynanışta karakterler tek başlarına yönetilmiyorlar. Rakip takım ve sizin takımınız bir bütün halinde, tek seferde yönetiliyor. Bu başta pekte bir şey değilmiş gibi gelebilir, fakat oynanışa yeni bir derinlik getiren büyük bir değişiklik aslında. Benim memnun kaldığım bir değişiklik oldu. Fakat bununla birlikte 'initiative' yani karakterinizin çatışmaya başlarken rakipten ne kadar önce ve ne sıklıkla sıra alacağını belirleyen koca bir mekaniği de çöp haline getirmiş. Artık önce saldıran, kısaca gafil avlayan grup önce başlıyor. Sonuçta bir noktadan sonra yaptığınız tek şey karakterlerinizi mevzilendirip, rakip sizi fark etmeden onlara ateş açmak. Bu bir noktadan sonra çok monotonlaşıyor. Hele ki çatışmaların ortalama 2 turda bittiğini düşünürsek bu her karşılaşmayı daha da sıradanlaştırıyor. Aynı sorun önceki oyunda da vardı 3'üncü oyuda da sorun çözülmüş değil.

Çatışma kısmı ne yazıkki bundan ibaret. Farklı silahlar var ve farklı oynanışlara sahipler ama bunu ayrıca belirtmeme gerek yok sanırım? Zaten bu anlamda da 2'nci oyunu arkasında bırakamamış Wasteland 3.


DİYALOGLAR, HARİTA VE YENİ ARAYÜZ

Bir başka büyük değişiklik ise dünya haritası olmuş. Artık haritayı kendinize ait geliştirilebilir bir araçla geziyorsunuz ve etkileşime daha sık giriyorsunuz. Yolda giderken yağmacılarla karşılaşmanız ya da dost canlısı bir seyyar satıcıya rastlamanız mümkün. Ne yazık ki oyun bu yönünü pekte iyi geliştirememiş. Harita hala boş ve sıkıcı. Hedefiniz olan yere giderken sizi yavaşlatmaktan başka pek az şeye yarıyor bu karşılaşmalar.

Wasteland 3 arayüz anlamında yeni, karlı temaya uygun; çok daha sade bir arayüz seçmiş kendine. Ben bu noktada ne düşündüğümden emin değilim. Zira bu yenilik gayet göze hoş dursa da ve pekçok kişi bunun iyi bir değişiklik olduğunu söylemişse de ben ikinci oyunun arayüzünden gayet memnundum.

Bu aynı şey diyaloglar için de geçerli. İkinci oyunun diyalog menüsü garip olmakla birlikte tuhaf bir Türkçeye sahipti. Ama hiç olmazsa bir Türkçe dil ayarına sahipti! Wasteland 3 bu anlamda ülkemizi kenara itmiş durumda ne yazık ki. İleriki güncellemeler ile Türkçe dil ayarı da gelebilir fakat ben öyle bir şey beklemiyorum doğrusu. Eğer bu incelemeyi okuyan kişi  (öyle biri varsa) oyunlarını Türkçe oynamak adına takıntılıysa o halde belirtmeliyim: bu oyun en azından orta seviye bir İngilizce gerektiriyor.

Diyalogların asıl değerlendirilmesi gereken noktası olan içerik bölümüne gelirsek; bu anlamda kötü bir iş çıkarılmamış. Diyalog çeşitliliği kimi anlarda beni memnun etmemiş olsa da gelen olarak tatmin edici. Grubunuzun yolculuğunuz boyunca yapacağı seçimler pekçok şeyi etkilemekle birlikte, bu konudan sunulan özgürlükte az falan değil. Daha iyisi her zaman yapılabilir olsa da, bir RPG olarak bu anlamda iyi bir iş çıkarmış Wasteland 3.

Bir de yeni gelen 'reputation' yani ün mekaniğini de unutmamak gerek. Kısaca davranışlarınıza göre belli gruplarla olan ilişkiniz artabilir ya da azalabilir. Kazandığınız ün, oyun sonunda az çok bir rol oynasa da; diyaloglara etkisi ne yazık ki fazla değil. Size sunulan seçimler doğrultusunda herkesi memnun etmeniz mümkün değil; yani en azından birkaç grubun sizden nefret etmesi kaçınılmaz olsa da bunun sonuçlarını oyun sonuna kadar göremiyorsunuz, oyun sonunda ise küçük bir bölüm ayrılmış yanızca. Ne yazık ki harcanan bir mekanik olmuş bu yeni reputation sistemi.



HİKAYE VE RESMEDİLEN DÜNYA


Wasteland 3 selefiyle kıyaslandığında gözle görülür ölçüde kısa bir oyun. İkinci oyun her şeyiyle, ortalama 65-70 saat sürerken üçüncü oyun tüm görevleri ve yan etkinlikleri yapmama, hatta sık sık oyunu açık bırakıp yemeğe gitmeme rağmen 40 saat ancak sürdü. Bu oyunun tekrara düşen bazı yanlarının (sıkıcı çatışmalar gibi) daha az kendini belli etmesini sağlasa da benim tamamıyla onaylayacağım bir değişiklik değil. Zira özellikle oyunun son kısımları çok aceleye getirilmiş gibi.

Oyunumuzun geçtiği bölge olan Colarado, eski evimiz Arizona gibi kurak bir çöl değil aksine soğuk ve ölümcül bir kış cehennemi. Her ne kadar tema değişikliği hoşuma gitmiş olsa da bunun etkisini başka hiçbir şekilde görmüyoruz. İkinci oyunda haritada gezinmek külfetliydi (en azından ilk yarıda) çünkü her an elinizdeki suyu kontrol etmeniz ve azalması durumunda bir vaha bulmanız gerekiyordu. Oyun daha pekçok ayrıntıyla size bir çölde olduğunuzu hatırlatıyor ve bu tehlikeli dünyayı resmetmekte iyi bir iş çıkarıyordu. Wasteland 3 ise sizi nükleer bir kışın ortasına atmış olsa da bir kez olsun sizi soğukla sınamıyor. Ki oyun çıkış yaparken bu yeni diyarın soğukluğuna dikkat çekilmişti. Ben şahsen soğuğun bir hayatta kalma öğesi haline getirilmesini hatta sadece belli bir bölüme konulmasını bile çok isterdim. Ne yazık ki bunlar lafta kalıyor yalnızca.

Peki bu toprakları geride bırakırsak, toprakların üzerinde neler var, kimler var? Fallout NV ile zirvesini gören faction sistemi bu oyunda da yaşıyor. Colorado pekçok farklı grubu barındırmakta. Bu gruplar arasında nükleer savaş sonrasında ortaya çıkmış olan aşırı dinlerin takipçileri, psikopatlar, katil robotlar ve sadece hayatını yaşamaya çalışan insanlar var. Grubunuzu istediğinizle yakınlaştırabilir ya da istediğinizin ağzına s*çabilirsiniz. Dedim bunları evet ama. Oyun görece kısa olduğundan olacak, yeteri kadar etkileşime girmiyorsunuz bu gruplarla. İlgi çekici olanların sayısı az, onlarında bir kere kısa görev dizileri bitti mi dönüp bakılacak yanları kalmıyor. Bu grupların önemli bir kısmıyla ise yalnızca oyun sonunda karşılaşıyorsunuz ve her biriyle bir saatten çok muhattap olmuyorsunuz. Ne yazık ki oyunun sınıfta kalan yönlerinden biri bu bence.

Asıl noktaya, yani ana hikayeye gelirsek. Bu anlamda beklentim yüksek değildi; iyi ki de değildi zira, karşımızda özel bir seneryo yok. Özellikle oyunun orta-sonlarındaki güya plot olacak o ikilem, gerçekten üzerine düşünülmüş türde değil. Spoiler vermeden hikayeyi açık etmemin imkanı yok ama zaten oyunun başından beri bekleyebileceğiniz bir olaylar zinciri var. Jeneriğe kadar bekledim "Bu kadar olamaz." Diye. Bu kadarmış. Hikayeyi beğenmedim desem yeridir; çok sıradan, başladığında neyse o.

Hikaye sunumu adınaysa küçük bir gelişme var denebilir. Artık tüm takipçilerin ve önemli karakterlerin kendilerine özel tanıtım animasyonları var. Basit bir animasyon eşliğinde diyalog kuruyorsunuz işte. Fakat şöyle ki: bu hoş animasyonlar oyun başlarında çok daha sıkken, özellikle sonlara doğru azalıyor ve hatta final sahnesinde ise hiç görmüyoruz. Oyunun geliştirme aşamasında tasarlanmış bir eklenti belli ki. Fakat oyunu vaktinde çıkarmak için kırpılmış sanırsam.

Takipçiler demişken oraya da değineyim. Oyunda 8 adet takımınıza katabileceğiniz NPC bulunuyor, hepsi kendi adına başarılı sayılabilse de eksiklikleri var: Nadiren konuşuyorlar, çoğu yalnızca ilk tanıştığınızda iki çift laf ediyor sonraysa oyun sonuna kadar pek az konuşuyor, ayrıca pek azı kendi görevlerine sahip. Kısaca hiçbiri kötü sayılmasa da iyi de diyemeyeceğim karakterler.


Sonuç: Wasteland 3 kötü bir oyun olmamakla beraber, önceki oyunun üzerine pekte bir şey koyabilmiş değil. Oynanış açısından yeni oyunculara kolaylık sağlayacak bir sadelik ve hemen herkesi memnun edecek bir derinlik içermekle birlikte; hikaye anlamında önceki oyununa kıyasla hem nicelik hem de nitelik bakımından geride kalıyor. Oyunun en zayıf bölümlerinden birininde finali olduğunu belirtmek gerek. Güya sizi ikilemde bırakacak, zorlu kararlar almanızı sağlayacak o olaylar dizisi gerçekten sönük bir biçimde bitiyor.

Puanım: 7,8

NOT: Oyun Xbox Game Pass'te de bulunmakta. Benim gibi aptallık ederek bu oyunu Steam'den almayın derim, zira indirimde bile 150TL gibi cep yakan bir fiyata sahip. Hatta benim önerim cRPG türüne giriş yapmak istiyorsanız Pillars of Eternity, Tyranny, Pathfinder Kingmaker, Divinity Original Sin gibi oyun ve oyun serilerini oynamanız öncelikle. Fiyatları çok daha uygun olmakla birlikte daha iyi bir tecrübe sundukları kanısındayım. Ya da illa ki Wasteland oynayacağım, diyorsanız ikinci oyuna bakın derim.

Parolamı Unuttum