Aklıma doğrudan Cem Yılmaz’ın “Dayak nedir? Nasıl yenilir?” şeklindeki bilgece sözü geldi. Konu yapay zekâ olunca, işin ucunda komple insan ırkı olarak bir kamyon dayak yeme tehlikesi olduğundan, bu gayet anlamlı bir söz.
Peki o güne ne kadar uzaktayız? Mutfaktaki tost makinemiz ne zaman isyan edecek? Muhtemel bir Skynet saldırısında evde neler yapmalıyız? Ne oldu da dünyanın en zeki insanları Stephen Hawking’den Elon Musk’a (Tesla&SpaceX), Steve Wozniak’tan (Apple), Satya Nadella’ya (Microsoft) kadar herkes aniden yapay zekaya karşı uyarı açıklamaları yapmaya başladılar? Öncelikle geniş yapay zekâ ya da süper yapay zekâ nedir, ona göz atalım.
Yapay zekâyı yetenekleri açısından ikiye ayırabiliriz; dar kapsamlı yapay zekâ ve güçlü yapay zekâ. Dar kapsamlı yapay zekâya örnek olarak kendi kendine giden otomobiller ya da SIRI gösterilebilir. Güçlü yapay zekâ ise halen üzerinde deliler gibi çalışılan ve ulaşılmaya çalışılan bir teknoloji. Misal: System Shock’tan Shodan, Portal’dan Glados, Person of Interest’ten Machine ve Samaritan ya da Terminator’dan Skynet bunlara uyan güzel örnekler.
Dar kapsamlı yapay zekâlar -belirli alanlarda- insanları satrançta alt edebilir ya da dünya Super Smash Bros. şampiyonunu hiç ter dökmeden yenebilir. Fakat güçlü yapay zekâlar ayrı bir boyuttur, onların insanları her türlü kavramsal ve bilişsel alanda alt edeceği düşünülür. Özellikle Google’in Deepmind adlı programı geliştikçe hemen hemen her hafta YZ hakkında yeni haberler alır olduk. Belki de bu yüzden yukarıda saydığım ünlü isimler –piyasanın içinde olmanın verdiği avantaj ile- medyadan duymadığımız gelişmeleri biliyorlar ve araştırmalar konusunda endişelerini dile getirmekten çekinmiyorlar. Piyasanın önde gelen liderleri ve zeki insanları neler düşünüyor önce ona bakalım.
Stephen Hawking’in felaket tellalı gibi bizleri her konuda uyarmasına alıştık diyebiliriz (uzaylılar ile temasın tehlikeleri, 1000 yıl sonra dünyayı yaşanmaz hale getireceğimiz gibi…). Hawking Cambridge Üniversitesi’nde LCFI’nın (Leverhulme Centre of Future of Intellegence) açılışında yaptığı konuşmasında yapay zekânın insanlığın başına gelebilecek en iyi şey ya da en kötü şey olacağını söyledi.
“Yapay zekâ yaratmanın potansiyel faydaları büyük. Kendi zihinlerimizi YZ ile kuvvetlendirdiğimizde başarabileceklerimizi tahmin dahi edemiyorum. Hayatımız her yönden değişim geçirecek bu yüzden YZ yaratmak medeniyet tarihimizin en büyük buluşu olacaktır.”
Genelde kötü şeyler duymaya alışık olduğumuz YZ hakkında Hawking şaşırtıcı şekilde olumlu konuşuyor ama gene de ihtiyatı elden bırakmıyor ve “İnsan türü ve medeniyetimiz için dönüm noktası olacak,” diyerek konuyu kapatıyor.
Elon Musk ise konuya hem ekonomik piyasalar hem de YZ’nin kontrol altına alınamazsa yaratacağı sorunlar açısından bakarak endişelerini dile getirdi. Bu ay Dubai’de düzenlenen Dünya Hükümetleri Buluşması esnasında yaptığı konuşmada “En rahatsızlık veren sorulardan birinin yapay zekâ,” diyerek konuşmasına başladı.
“Dar kapsamlı YZ’den değil, dünyadaki en zeki insandan bili fersah fersah akıllı bir YZ’den bahsediyorum. Bu çok tehlikeli bir vaziyet yaratır,” demekle kalmadı dünya hükümetlerine de seslenerek “Yapay zekâ araştırmalarını dikkatle izleyin. Bilim insanlarının çalışmalarının büyüsüne kapılıp ne yaptıklarının farkına varmadıklarından ya da araştırmalarında ipin ucunu kaçırmadıklarından emin olun” dedi. YZ’nin etkisinin zeki uzaylıların dünyayı ziyaret etmesi ile bir olacağını söyleyen Musk, tahmini 20 yıl içerisinde robotların çalıştırılması ile doğacak 15% işsizlik oranının, oluşacak refah yüzünden çalışamayan insanlara maaş olarak ödenmesini gerektiğini söyleyerek konuya ekonomik açıdan da bakmayı ihmal etmedi.
Microsoft’un CEO’su Satya Nadella ise “Microsoft ve onun rakiplerinin zamandan tasarruf yapacağım derken yapay zekâ sistemlerini insanların yerine koymamaları gerekiyor,” diyor.
Apple’dan Steve Wozniak Brisbane’de katıldığı Teknolojik Gelişmeler Buluşması’nda yapay zekâ devrimine çok yakın olduğumuzu belirtti. Süper yapay zekâ için yakınlıktan kastı tabii ki birkaç yüzyıl. Fakat Wozniak da YZ’ye ılımlı bir şekilde yaklaşıp (gerçi bundan önceki açıklamalarında insan ırkı için korkutucu ve tehlikeli yorumunu yapmış olsa bile); “Aradan geçen zaman içerisinde doğanın dengesini korumanın önemini anlayacak kadar zeki olacaklar ve muhtemelen ırkımız yok olmasın diye bizi evcil hayvanlar gibi kanatlarının altına alacaklar,” diyor.
Beyaz Saray ise iki ay önce sunduğu “Yapay Zekâ, Otomasyon ve Ekonomi” başlıklı raporunda yapay zekâ kullanımının ekonomi açısından endişe verici olduğunu ve şimdiden yasalar çıkartılarak sınırlarının belirlenmesi gerektiğini bildirdi.
Söylenenlere baktığımızda iki ayrı fikrin iki değişik kutupta farklı endişeler yarattığı görülüyor. Hükümetlerin ve büyük yatırımcıların derdi yapay zekânın ekonomiye vereceği zarar ve yaratacağı işsizlik sorunu olurken bilim insanlarının korkusu YZ’nin nasıl kontrol altında tutulacağına odaklanmış vaziyette.
Google'ın giderek gelişen yapay zekası Deepmind
İngiltere’de 2010 yılında kurulan DeepMind Technologies Limited’in 2014 yılında Google tarafından satın alınması ile DeepMind adlı yapay zekânın geliştirilmesi iyice hız kazandı. DeepMind şirketi YZ konusunda tehlikeli bir aşamaya varmamak ve ipleri elinde tutabilmek adına Viktoriya Kravkovna, Jan Leike ve Pedro Ortega’dan oluşan üç kişilik ekibi (hepsi PhD seviyesinde bilim insanları) YZ güvenlik departmanına getirdi.
DeepMind’in algoritmaları Go ve benzeri karmaşık oyunlarda insanları rahatlıkla yenebilirken, Google’in aşırı elektrik faturalarının azalmasına da yardım ediyor. Şirketin en önemli özelliği kendi kendine düşünebilen ve kendisini geliştirebilen bir yapay zeka üretmeye çalışması. Çünkü IBM’in Deep Blue ve Watson adlı programlarından farklı olarak DeepMind’in önceden programlanmadığı, programın sadece ham pikselleri kullanarak kendi kendine tecrübe edip, öğrendiği ileri sürülüyor.
Günümüzde bilinen en iyi YZ olmasına rağmen DeepMind’dan korkmamız için şu an herhangi bir neden yok. Fakat durum buysa gelecek öngörülerinde bilim insanları neden YZ’den çekiniyorlar? YZ ne zaman zararlı olabilir? Bunun iki yolu var. İlki “Yıkıcı olması için yapay zekânın tasarlanması,” diğeri ise “İyi bir iş için programlanan ama bu amacına ulaşırken yıkım getiren yapay zekâ,” ihtimalleri.
İlkinde hükümetlerin silahlanma amacı ile yapay zekâ yarışına gitmeleri ve sonunda kontrolü kaybetmeleri söz konusu. İkinci ihtimalde ise; YZ’nin kontrol ettiği arabanıza “Beni en hızlı şekilde havalimanına götür,” diyorsunuz. Bu emri verirken detaya pek inmediğiniz için araba kırmızı ışıkları ve yayaları hiçe sayarak yolda ilerliyor, aynı Grand Theft Auto’da olduğu gibi peşinize helikopterleri takarak ve birkaç yaşlı teyzeyi de ezerek sizi en çabuk şekilde havalimanına getiriyor.
Saydığım iki ihtimale dikkat ederseniz YZ’nin kötü olmasından ya da merhametli davranmasından bahsetmedim. Çünkü YZ’nin insani duyguları taklit edemeyeceği düşünülüyor. Bu yüzden YZ’nin bir felaket mi ya da mucize mi getireceği konusunda anahtar rolü biz insanlar oynayacağız. Gelecek ile ilgili planlarımızı ve hedeflerimizi yapay zeka ile dengelediğimiz sürece YZ bir tehdit olmaktan çıkıp, insanoğlu için yeni bir devrin başlangıcı olacağı kesin. Aksi takdirde SHODAN ya da Skynet kökümüzü kazımak için bizi bekliyor olacaklar.
Yapay zekanın bizim için bir felaket olması bence sanılanın aksine çok düşük bir ihtimal. Fakat, insanların neden temkinli olduklarını da anlayabiliyorum. Çünkü insanoğlu sonuçta sezgisel bir canlıdır ve bilmediği, anlamlandıramadığı ya da zihninde bir yere koyamadığı her şeyden korkar.
Hadi şimdi düşük ihtimal oldu ve yapay zeka bizi felakete götürdü. Şimdi bunu iki şekilde yapar. Birincisi, bunu yanlışlıkla yapması. Örneğin, bilim insanlarının bir konuda görevlendirdiği ve öğrenme sürecine bıraktığı YZ, işleri eline yüzüne bulaştırır ve bizim için sorunlar oluşur. Belki Nükleer Santral'i patlatır vs vs. Hani böyle şeyler. Bilim insanlarının ne kadar YZ'ye güvenip, ileri gidebildiklerine bağlı. Tabi aynı zamanda hükümetlerin de.
İkincisi ise, YZ'nin bilinçlenmesi ve bize karşı gerçekten bir düşman hisler beslemesi. Holivud'un en sevdiği konu. Bana göre, YZ durup dururken, insana düşman olmaz. Niye olsun ki? Bilinç kavramı çok uçuk bir fikir olarak geliyor. Tamamen algoritmalardan oluşan bir YZ'nin bilinçlenip "oh evet ben YZ'yim, bu insanlar bana her istediğini yapamaz" diyecek olma ihtimali çok düşük. Ama bir gün teknoloji çok manyak gelişir ve yarı biyolojik yari makine, sentez makineler yapılır işte o zaman tırsarım. Çünkü böyle şeyler daha büyük felaketler sunabilir.
Neyse ne, ne gelişirse gelişsin, ne kıyametler koparsa kopsun, biz göremeyeceğiz zaten. O da gelecek nesillerin sorunu, çok da fifi.