Persona 5 Royal - İnceleme

Persona’yı, özellikle Persona 5’i buralarda daha ne kadar övebiliriz bilemiyorum gerçekten. Persona 5 ilk defa 2017’de çıktığında öve öve bitirememiştik. 3 yıl sonra üstüne yeni içerik eklenmiş hali Persona 5 Royal çıktı, yine öve öve bitirememiştik. Şimdi de 2 yıl sonrasındayız ve Persona 5 Royal artık PlayStation’a özel olmaktan çıkıp tüm platformlara geldi. Yine öve öve bitiremeyeceğiz ve bu sefer kaçışınız da yok, oynayacaksınız. Çünkü Game Pass’e de dahil!

Ama ben her şeyden önce bir özür dileyerek başlamak istiyorum. 2020’de Persona 5 Royal’ı almama konusunda inat etmiştim, çünkü “Aynı oyuna üç-beş şey ekleyip tam oyun fiyatına satıyorlar” diyordum. Herhangi bir ücretli yükseltme seçeneği falan bulunmaması da cabası. Tabii Persona 5’i de ilk çıktığı dönemde hem dijital hem de Steelbox alınca insanın tekrar para veresi gelmiyor. Bu arada bu yükseltme seçeneği olmama olayı hala geçerli, Royal’ın PS4 versiyonuna sahipseniz PS5 versiyonunu da ayrıca almanız gerekecek. Kayıt dosyalarınızı da aktaramıyorsunuz maalesef.

Fakat Japonların bu yükseltme karşıtlığını bir kenara koyup özrüme dönecek olursak, Royal düşündüğüm gibi “üç-beş şey” eklenmiş bir versiyon değil tam olarak. Evet, hikâyenin temel akışı orijinal Persona 5 ile aynı ama yeni eklenen karakterler sayesinde oyunun akışı bir hayli değişiyor. Karakterinizin bazı yeteneklerini geliştirebileceğiniz yeni mekanlar eklenmiş. Orijinal oyunda eksikliğini hissettiğim “okul aktivitelerinin azlığı” sorununu yeni etkinlikler ekleyerek çözmeye çalışmışlar, bazı karakterler geç geldiğinden onların oyun boyunca da gösterilmesinin üstünde durmuşlar. Oyunun ana grind mekanlarından biri olan Mementos’un içinde gezmeyi ve orada karakter seviyesi kasmayı da bayağı bir kolaylaştırmışlar. Oyunun sıra tabanlı dövüş mekaniğine bir sürü yeni dengeleme güncellemeleri, Personalara yeni özellikler ve izlemesi her seferinde eğlenceli olan “Showtime” adında, partideki karakterlerinizin ortaklaşa yaptığı, eğlenceli ve güçlü bir bitirici hareket eklemişler. Bir de üstüne yeni “gerçek son” ve bu sona ulaşabilmeniz için üçüncü sömestr eklemişler. Kısacası orijinal Persona 5 tecrübesiyle Royal tecrübesi arasında bayağı bir fark var, bu yüzden özür dilemek istiyordum. Ve Persona 5’i ilk defa Royal’la tecrübe edecekleri kıskanıyorum biraz, yalan yok.

HIRSIZLIK BU KADAR KOLAY MIYDI?

Ama bir yandan da Persona 5’in benim için asıl problemlerinden biri olan oyunun genel kolaylığı hakkında pek de bir şey yapılmamış olması, hatta bu versiyonla oyunun daha da kolaylaşmış olması biraz üzmedi değil. Gerçi suç biraz da bende, kolay buluyorsam niye Normal zorlukta oynadım değil mi? Ama daha önce Persona 5’i ya da herhangi bir Persona oyununu oynadıysanız ne yapacağınızı biliyorsunuzdur, elinizi kolunuzu sallaya sallaya oyunun zindanlarını temizlemeniz çok olası. Bir de bu çıkan versiyonda Royal’a çıkmış ücretli-ücretsiz tüm indirilebilir içeriklerin dahil olması ve onlarda da aşırı güçlü Personaların olması, karakterleri güçlendiren sağlam aksesuarlar olması duble kolaylaştırıyor oyunu. Ha isterseniz bunları kullanmadan da oynayabilirsiniz oyunu, ben son düzlüğe kadar tecrübe puanı veren aksesuar dışında bir şey kullanmayıp DLC Personalarına dokunmamıştım. Yine de karakterleri 99. seviyelerine çıkarmak bayağı kolay olmuştu yeni Mementos güncellemeleri sağ olsun.

Royal versiyonunun da orijinal Persona 5’in de çok iyi incelemeleri olduğundan oyunun senaryosu, karakterleri gibi şeyleri tekrar tekrar övmek istemiyorum burada. Ama orijinal oyunun senaryosunun odağı olan “Bizim hayatımızı yönlendiremezsiniz kardeşim!”, yeni eklenen karakterler ve sonla daha farklı bir şekilde ele alınmış. Alt metin olarak bazı şeyler bazen çok gözünüze çarpsa da Persona 5 Royal’ın hikayesi hala takip etmeye değen ve üzerinizde etki bırakabilecek güce sahip bir şekilde işleniyor. Meşhur Social Link mekaniğiyle iyice bağlandığınız karakterlerle 100 küsür saat geçirdikten sonra oyundan ayrılmak da zor oluyor, özellikle yeni sonla. Hele ki benim gibi en son 5 yıl önce oynayıp bazı şeyleri unuttuysanız daha da koyuyor.

PORT DEDİĞİN…

Persona 5 Royal’ın kodu geldiği gibi gömüldüm ve 106 saatte PC’de bitirdim. 120 saat gibi yorumlar duyuyordum her yerden ama incelemede bolca dediğim gibi, daha önce Persona 5 oynadıysanız ve ne yaptığınızı biliyorsanız 105-110 saat gibi bir süre, hatta daha da kısa bir süre de alabilir sizin için. Ve bu koca 106 saatlik süreçte sadece bir defa problemle karşılaştım, onda da her salı günü Steam’in sunucularının 10-15 dakika bakım için kapanmasından kaynaklı olarak oyunun internet erişiminin olmadığını söyleyip Offline moda geçtiğini söyleyen bir uyarıydı.

Bunun dışında gerçekten büyük bir problemle karşılaşmadım oyunda. PC portu aşırı başarılı olmuş Royal’ın. Arayabileceğiniz çoğu ayar seçeneği bulunuyor, 120fps’e kadar destekliyor ve istediği sistem özellikleri aşırı düşük. Önerilen işlemci i7-4790, ekran kartı GTX 760 ve 8 GB RAM olduğundan 120fps görebilmeniz çok olası. Destekleyen monitörünüz de varsa mutlaka öyle oynamanızı önereceğim hatta. Sıra tabanlı bir JRYO’dan bahsediyoruz, evet, 30fps ya da 120fps olması o kadar da önemli değil. Ama Persona 5’in genel olarak aşırı stilistik bir oyun olduğunu ve tarz olarak gerçekçiden daha çok kendine has tarzıyla öne çıkan grafiklere sahip olduğunu düşünürsek 60 ya da 120fps’in cidden bunların hakkını daha iyi verdiğini düşünüyorum. O menü geçişlerini, karakter animasyonlarını aşırı akıcı bir şekilde izlemek beni tekrar aşık etti oyuna. Görsel olarak tek problemim de oyunda herhangi bir Anti Aliasing ayarı yokmuş gibi hissettirmesi ve ana karakterler dışında çoğu karakter modelinin PS3 döneminden kalmış gibi görünüyor olması oldu.

Ama günün sonunda Persona artık hepimizin erişebileceği bir oyun oldu ve bu ufak problemler önermemem için bir sebep değil. Benim favorim her ne kadar açık ara Persona 3 Portable olsa da ve o da birkaç aya hepimizin erişebileceği bir oyun olsa da Persona 5’in acayip sağlam bir oyun olduğu gerçeğini kabul etmemek için de herhangi bir sebebim yok. Yakın zamanda çıkmış en sağlam JRYO’lardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim hatta. Hala fırsat vermediyseniz ya da PlayStation sahibi olmadığınız için oynayamadıysanız mutlaka ama mutlaka oynayın. Game Pass’te yahu oyun!