2022'de Beklediklerimiz: Korku Oyunları

Bir vampir 'böh' dedi, küçük zombi kükredi

2022'de beklediğimiz oyunlarda bir diğer favori türüm olan korku oyunlarına geldi sıra. Korku oyunu deyince çoğunuzun aklına hemen birinci veya üçüncü şahıs perspektifinden oynanan, yer yer aksiyon dolu oyunlar geliyor farkındayım. Ne yalan söyleyeyim, benim de aklıma ilk gelenler onlar oluyor :) Ama klasik türlerin dışına çıktığımızda da size korku hissi yaşatmayı hedefleyen oyunlar var, bunlardan birine de listede yer verdiğimi göreceksiniz. Azıcık kalıpları yıkalım istedim.

Eğer bunlardan daha fazla beklediğiniz bir korku oyunu varsa siz de bizimle paylaşabilirsiniz. 2022'nin bol korku yapması dileğiyle diyelim.

2022'de Beklediklerimiz dosyasında yayınladığımız tüm listeleri toplu olarak şuradan görebilirsiniz.

Scorn

Scorn kelimenin tam anlamıyla yıllardır beklediğimiz bir oyun. Ebb Software 2014 yılında başarısız bir Kickstarter kampanyası yürütmüş, sonrasındaysa özel bir yatırımcının desteğiyle projeyi tekrar ayağa kaldırmıştı. Alien'ın tasarımcısı H.R. Giger'ın çalışmalarından bariz biçimde esinlenen Scorn içerisinde bulmaca ve aksiyon öğelerinin yer aldığı bir FPS oyunu olacak. Hikayeyi çoğunlukla çevre tasarımlarıyla yoluyla anlatacak olan oyun tipik bir FPS olmayacak ve oyunda karşılaşacağımız yaratıkların bir çoğu bize zarar vermeye çalışmayacak. Bu ve benzeri mekaniklerin nasıl işleneceğini oyun Ekim ayında çıktığında göreceğiz artık.

Dead Space

Uzayda geçen korku denince akla gelen ilk isimdir Dead Space. Çıkışının üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen hala daha parmakla gösterilen bu oyunun, 2022 içerisinde Remake versiyonuna kavuşacak ve Isaac Clarke ile bir kez daha unutulmaz bir maceraya atılacağız. Hikaye temasını Tarkovsky'nin ünlü bilimkurgu filmi Solaris'ten alan Dead Space'te Necromorph ismindeki uzaylı türüyle istila edilmiş olan USG Ishimura gemisinde yine korku dolu saatler bizi bekliyor olacak. Bir ufak anekdot olarak da Isaac Clarke isminin bilimkurgu edebiyatının babalarından Isaac Asimov ile Arthur C. Clarke'ın isimlerini birleşmesiyle oluşturulduğunu ekleyeyim. Yine çeşit çeşit necromorph ve boss pataklamaya hazır olalım.

Incantamentum

Bunu aslında daha önce Last Door ile ilgili konuşurken söylemiştim, özellikle 2D pikselli oyunlarda korku hissini yaratabilen eserlere büyük saygı duyuyorum. Korku demek illa bir anda karşımıza çıkan bir yaratığı görüp de yerimizde zıplamak değil neticede, benzer biçimde tekinsizlik hissini verebilen çok sayıda klasik adventure oyunu da mevcut. Incantamentum da benim uzun süredir radarımda olan bir oyun. Ürkütücü bir atmosfer eşliğinde İngiliz folkloruna dayanan hikayesini rahatsız edici biçimde anlatacak olan Incantamentum, Midsommar veya The Witch gibi filmlerin izinden gidecek. Hani "biz yabancıları sevmeyiz" diyorlardı ya, bu oyunda da bizi sevmeyecekler işte.

The Outlast Trials

Tüm zamanların en başarılı korku oyunu serilerinden biri hiç şüphesiz ki Outlast. Her ne kadar ana seriden bir oyun olmasa da The Outlast Trials ana seri oyunlarının iliklerimize kadar hissettirdiği korkuyu bu sefer bir co-op deneyim içinde sunmaya çalışacak. Red Barrels'ın bu işi ne kadar iyi yaptığı malumunuz, The Outlast Trials'ta da birbirinden iğrenç ve iç gıcıklayıcı sahnelerle karşılaşırsak yanımızdaki arkadaşımızla birlikte hop oturup hop kalkacağız demektir.

The Callisto Protocol

Öyle bir oyun düşünün ki ismini ilk kez bir fragman eşliğinde duymuş olun ve o fragman tüyleri diken diken etsin. The Callisto Protocol hiç de yabana atılacak bir oyun değil çünkü kendisi şöyle tanımlanıyor efendim: "Hikaye tabanlı, tek kişilik, hayatta kalma korku oyunu. Dead Space'in yaratıcılarından." Bakın şu ikinci kısım çok önemli, daha az önce Dead Space'in korku anlamında ne denli başarılı olduğunu konuşmuşken serinin yaratıcılarından Glen Schofield'ın yeni stüdyosunun yine tek kişilik bir hikaye oyunu üzerinde çalıştığını öğrenmek nefis bir haber oldu. PUBG: Battlegrounds evreninde geçen oyunda 2320 yılına, Jüpiter'in ayı Callisto'daki Black Iron ismindeki bir hapishane kolonisine gidecek ve yaratık istilasının tam ortasında bulacağız kendimizi.