Nostalji zamanı
Devamını oku1999 senesinde yastığı top yapıp evin altını üstüne getirirken, kolumdan tutulup The Phantom Manace'a götürülmüştüm. Bu olay belki de bütün hayatım boyunca ilgi alanlarımın baştan şekillenmesine neden oldu. İlk kez o filmde gördüğüm Obi-Wan Kenobi de kurgusal bir karakter olarak alınacak ilk idollerimden birisiydi. Kenobi ismi tüm galaksiyle birlikte bana da umut aşılamayı başarmıştı. Hazırsanız Obi-Wan Kenobi'nin hayatında kısa bir yolculuğa çıkalım;
Stewjon isimli adını sanını duymadığımız bir gezegende dünyaya gelen Obi-Wan çok küçük yaşlarda güce duyarlı olması nedeniyle Jedi Konseyi tarafından seçildi. Coruscant'a Jedi olmak için giden küçük Kenobi burada önce Yoda'dan gücün anlamı ve yollarını öğrendi. Daha sonra daha medeni bir çağın silahı olarak ışın kılıcı dövüş teknikleri konusunda Usta Cin Drallig'in öğrencisi oldu. Daha bir Youngling iken büyük potansiyeli ve kural tanımaz haliyle dikkatleri çekmeyi başarmıştı. Onun bu aykırı tavrı belki de Star Wars külliyatının en aykırı Jedi Ustası olan Qui-Gon Jinn'in de dikkatini çekti.
Qui-Gon tarafından Padawan olarak seçilen Obi-Wan, Jedi olmanın sadece konseyde oturup felsefe yapmak olmadığını da bizzat görmüş oldu. Qui-Gon'un öğretileri ve kendi tarzını bir araya getirin ilk ışın kılıcını yaptığı andan itibaren ise Kenobi'nin geleceği artık kesinleşmişti. Qui-Gon ile birlikte galaksinin uçsuz bucaksız köşelerinde çok sayıda göreve katılan genç Obi, bu görevlerin birinde hayatındaki en özel isimlerden Satine Kryze ile de tanışmış oldu. Benim kendisiyle ilk tanıştığım görevde ise Sithler perde arkasından çıkmaya başlıyordu. Ayrılıkçıların Naboo istilasına önce arabulucu sonra da kurtarıcı olarak dahil olacak Obi-Wan'ın ilk ve en özel düşmanı da burada karşımıza çıktı.
Usta Qui-Gon'u öldüren Darth Maul ile Star Wars külliyatındaki en güzel müziklerden birisi eşliğinde dövüşen Kenobi, Maul'un bacaklarını keserek ondan sonsuza kadar kurtulduğunu sanmıştı. Bu Jediların naifliği mi desem, öngörüsüzlüğü mü desem bilemedim hep başlarını derde uğratıyor. Tatooine'de tanıştığı genç Anakin Skywalker ile özel bir bağ kurup, Coruscant dönüşünde Qui-Gon'un mirası olarak onu padawan olarak seçmesi de tüm evrenin kaderini değiştirmişti. Anakin'i hem hayata hem de Jedilığa hazırlarken yaklaşmakta olan büyük savaş evrende kartların yeniden dağıtılmasına yol açacaktı.
Obi Wan'ımız Nasıl Dövüşür? Obi-Wan Kenobi'nin ışın kılıcı dövüşlerinde bükülmez bir bileği var. Kendisi bu konuda gelmiş geçmiş en büyük Jedi Ustalarından birisi ve bunun arkasında ciddi bir birikim yer alıyor. Meşhur kılıcı kafa hizasından tutup iki parmak göstermeli duruşun adı Form 3 - Soresu. Ancak Kenobi Usta'nın cebindeki tek numara bu değil. Qui-Gon'un Maul ile yaptığı düello öncesi Qui-Gon'un öğretileri doğrultusunda daha agresif bir tarz olan Ataru formu Kenobi'nin uzmanlık alanıydı. Ancak Darth Maul'un ustasını öldürmesinin ardından daha dengeli olduğu için Soresu'yu da cephanesine katan Kenobi, galakside ışın kılıcı düelloları konusunda büyük bir üne kavuşmuştu. Hatta bu hususun en büyük isimlerinden Mace Windu bile defalarca Kenobi'nin ışın kılıcı kabiliyetlerini övmüş ve kendisine denk olarak belirtmişti. Zaman içerisinde Soresu ve Ataru'nun kendi formlarında da ustalaşan Kenobi'nin her fırsatta düşmanlarını alt etmesindeki asıl neden ise muhteşem bir düello farkındalığının olması. Rakibinin her hamlesini önceden sezebildiği ve böylesine geniş bir cephaneye sahip olduğu için Kenobi ismi tüm Sith aleminde korku kaynağı olmuştu. |
Klon Savaşları belki de Obi-Wan Kenobi'nin ya da o dönem daha sık duyduğumuz adıyla General Kenobi'nin (Hello there!) zirve yaptığı dönemdi. Cumhuriyet adına Count Dooku, General Grevious, Asajj Ventress gibi çeşitli düşmanlarla kılıç çarpıştıran Kenobi'nin günün sonunda yaşadığı hüznü tarif etmek pek mümkün değil. Çünkü Klon Savaşları sona erince Palpatine gücü elinde toplamış, Anakin karanlık tarafa geçmiş ve korumak için yemin ettiği Cumhuriyet'ten geriye bir enkaz kalmıştı. Ancak Obi-Wan Kenobi'nin olduğu yerde umutlar hiçbir zaman bitmez, sadece şekil değiştirirdi.
Anakin'in iki çocuğu Leia ve Luke'un geleceğine karar verildikten sonra Luke'a göz kulak olmak için Tatooine'e gidip Ben adıyla yaşamaya başlamıştı. Death Star'ın planları ele geçirilince Kenobi için son bir görev kalmıştı. Başladığı işi bitirmek, Vader ve İmparator'un korku imparatorluğunu sona erdirmek. Han Solo, genç Luke ve Chewie ile birlikte Death Star'a gittiğinde Kenobi'yi fiziksel olarak son kez görüyorduk. Eski Padawan'ı, kardeşi gibi sevdiği Anakin yani artık Darth Vader ile son dövüşünde Luke'a ve evrene umut vermeyi başardı. Daha sonra Force Ghost olarak Luke'un eğitimine uzaktan müdahil olsa da Kenobi efsanesi canon olarak böyle son bulmuştu.
Star Wars adına benim en sevdiğim kısımları hep Legends adı altında Canon'dan çıkartan Disney olmasaydı bugün burada sizlere Ben Skywalker'ın hikayesini de anlatmak isterdim. Ancak artık elimizde ne Mara Jade Skywalker (Luke'un eşi) ne de Ben Skywalker (Luke'un çocuğu) var. Bunlar gibi onlarca muhteşem karakter yerine bir ergen irisi Kylo Ren ve kendini Skywalker zanneden Rey'e sahibiz... Neyse en azından ufuktaki Disney+ dizisiyle birlikte Kenobi'nin Tatooine yılları hakkında daha derin bilgilere sahip olacağız diye umuyorum. Bir sonraki yazıya kadar, güç hepimizle olsun.
Jedi Adamın Aşk Hayatı Olmaz (Mı?!) Mandalore gezegeni Star Wars Evreni içerisinde her zaman önemli olaylara sahne olmuştur. Genç Obi-Wan için de Mandalorların bu ana gezegeni unutulmaz bir yerdi. Qui-Gon ile birlikte Mandalore'a gidip Düşes Satine Kryze'i korumaya gittiğinde Kenobi'nin Jedi geleceği daha yeni başlıyordu ve başlamadan bitebilirdi. Satine Kryze'yi çeşitli kelle avcılarından korurken filizlenen bir aşk Kenobi'nin kederlerle dolacak hayatının belki de ilk fitiliydi. Kelle avcılarından kaçıp, sürekli hayati tehlikeyle başlayan bir aşk hikayesi de en çok Obi-Wan'a yakışırdı. Her ne kadar her şeyden çok Satine'in yanında kalıp aşk hayatını yaşamak istese de Jedi Kod'u daha ağır bastı. Kader bu ya Kenobi'nin ezeli düşmanı Darth Maul tarafından Obi-Wan'a eziyet edilerek, kollarında can veren Satine her anlamda büyük bir yara taşıyordu. Bu olay sırasında bile karanlık tarafa geçemeyecek dirayeti gösteren Obi-Wan Kenobi bana göre Jedi tarihindeki en yüce isim. Güç her daim seninle olsun Obi-Wan Kenobi, sen umudun ta kendisisin. |