Detay: Star-Lord

Sizin favori Star-Lord’unuz hangisi?

Şimdi en baştan dürüst olalım sevgili Oyungezerler. Günümüzün en popüler kahramanlarından biri olan Star-Lord’u (Peter Jason Quill) çoğumuz tanımıyorduk bile. James Gunn olmasa muhtemelen kıyıda köşede kalan isimlerden biri olurdu. Hoş, Gunn’ın tedrisatından geçmiş olan Star-Lord ile karakterin çizgi romanlardaki hali arasında da bir dünya fark var aslında. Bu kötü bir şey değil tabii ki. Zaten çizgi roman karakterleri de yazardan yazara bayağı değişiyorlar neticede.

Çizgi romanlarda Star-Lord

Çizgi romanlardaki Star-Lord ciddi bir kahraman ve taktiksel dehasıyla öne çıkıyor. Ha, bir de babası Ego değil J’son isimli bir arkadaş. J’Son, Spartax adlı bir uzaylı ırkın imparatoru ve bu da Peter’ı yarı Spartaxlı yapıyor aslında.

Spartax’ın o dönemki en büyük düşmanı da Badoon denen başka bir uzaylı ırk. Badoonlar Peter’dan haberdar oluyorlar ve o daha 10 yaşlarındayken onu elimine etmek için bir güç gönderiyorlar. Peter’ın annesi bu saldırıda ölüyor ama o saldırganları atlatıp kaçmayı başarıyor. Badoonlar da Peter’ın evini patlatıp onu öldürdüklerini sanıp uzaklaşıyorlar. Peter ise annesinin en yakın arkadaşı Lisa Chang tarafından yetiştiriliyor. Daha sonra da NASA’da çalışmaya başlıyor. Uzaya da yetişkin bir insan evladıyken çıkıyor, çocukken kaçırılması gibi bir durum yok yani.

Peter uzayda mahsur kaldığında Ravagerlar onu bulup kurtarıyorlar. Yondu’yu oyuna getirip gemilerini çalmaya çalışıyor fakat beceremiyor. Yakalanınca da Yondu ona iki seçenek sunuyor: “Seni ya uzay boşluğuna atacağız ya da hemen burada öldüreceğiz.”

Peter daha iyi bir fikirle geliyor ve Ravager Çetesine katılmak istediğini söylüyor. Peter’da kendinden bir parça gören Yondu da günün sonunda Peter’ın ekibe katılmasına izin veriyor ama geminin temizlikçisi olarak.

Peter’ın uzaydaki maceralarını yazmaya kalkarsak derginin dörtte birini falan bana ayırmaları gerekiyor. Kendi Guardians of the Galaxy ekibini kurana kadar bir sürü büyük çizgi roman hikâyesinde yer alıyor. Hatta Thanos’u da birden fazla defa patakladığının altını çizeyim.

MCU’da Star-Lord

Marvel Sinematik Evreni’ndeyse Star-Lord bildiğiniz bambaşka bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Galaksinin bel bağlayabileceği bir taktik deha yerine aşırı duygusal ve saftirik biri var karşımızda. Ha, bu halini de seviyorum. Günün sonunda MCU’nun en çok ekmek yediği detaylardan biri her karakterin komiklikler şakalar peşinde olması ve kendi oluşturdukları evren içerisinde tutarlı bir karakter. Bir de çizgi romanlardaki Quill de aslında duygularına sıklıkla yenik düşüyor ama reaksiyonları böyle çocuksu olmuyor.

James Gunn’ın eli değdiği an en ciddi karakterler bile sulanıyor, vıcıklaşıyor. Ama altını tekrar çizmek istiyorum; benim bununla ilgili hiçbir problemim yok. Bilakis, hoşuma gidiyor. Sevdiğim karakterlerin ve hikâyelerin alternatif hallerini görmek beni mutlu ediyor. Ana esere sadakat beklemek ve bunu fanatiklik seviyesine taşımak gerçekten korkunç bir şey sevgili Oyungezerler. Uyarlama kötü olursa bunu eleştirmek en doğal hakkınız ama aslına sadık kalmamışlar diye isyan bayrağı açmak biraz sığ bir argüman bana kalırsa.

MCU Star-Lord’unun hikayesi de bu faz içerisinde sona erecek gibi. James Gunn’ın Guardians of the Galaxy ekibiyle ilgili yaptığı açıklamalara bakınca ekip dağılacak gibi hissetmemek elde değil.

Oyunlarda Star-Lord

Yani oyunlarda dediğime bakmayın, çünkü burada Marvel’s Guardians of the Galaxy’deki Peter Quill’den bahsediyorum. Bana kalırsa bu oyun gelmiş geçmiş en iyi GotG işidir. Ağırlıklı olarak çizgi romanlardan beslense de aynı zamanda MCU’nun da en güzel yanlarını çekip almış.

Oyunun hikâyesi ayrı süper, Star-Lord’un geçmiş maceralarına yaptığı atıflar ayrı bir güzel efendim. Oyundaki Star-Lord gerektiğinde ciddi gerektiğinde eğlenceli ve iş başa düşünce de tam bir lider. İki medyumun da en güzel yanlarını alıp özgün bir karakter yaratmayı başarmaları takdir edilesi bir durum.

Oyun Star-Lord’unu henüz daha sadece bir macerada gördük, ama çok fantastik bir durum gerçekleşmezse bu ekibi daha birkaç oyunda daha değerlendireceklerine adım gibi eminim.

Oyun daha çok taze olduğu için hikayesinden spoiler vermek istemiyorum. Açın oynayın, en olmadı izleyin :)

YORUMLAR

Beklediğimiz Indie'ler - Eiyuden Chronicle - Hundred Heroes

Efsane Japon RYO Suikoden'in ruhani takipçisi

Beklediğimiz Indie'ler - Eiyuden Chronicle - Hundred Heroes

David Gaider'in Müzikal RYO'su İsim Değiştirerek Stray Gods Oldu

Chorus ismi vizyonu tam yansıtamamış

David Gaider'in Müzikal RYO'su İsim Değiştirerek Stray Gods Oldu

Dragon Age'in baş yazarlarından David Gaider 2019 yılında yeni stüdyosu Summerfall Studios'u kurmuş ve ilk projesi olan mitolojik müzikal macera oyunu Chorus'u duyurmuştu. Aradan geçen üç senede çok şey değişti, buna oyunun ismi de dahil.

Gaider'in oyununun yeni ismi Stray Gods: The Roleplaying Musical.

Gerek Gaider, gerek Summerfall kurucusu ortağı Liam Esler geçmişte Baldur's Gate, Icewind Dale, Pillars of Eternity gibi önemli RYO'larda görev yapmış isimler. Haliyle bu yeni oyunun da ismine RPG gelmiş olması şaşırtıcı değil.

"İsmi değiştirmek istememizin çeşitli sebepleri vardı. Ama başlıca motivasyonumuz proje büyüdükçe ve baştaki düşüncelerimizin ötesine geçince, oyunun tonuna ve temasına daha iyi uyan taze bir isme ihtiyaç duyduğumuzu fark ettik. Yaptığımız şeyin daha az macera oyunu ve daha fazla rol yapma oyunu olduğunun farkına vardık - ana akımda kullanıldığı şeklinde bir RYO değil, ama gerek diyalog gerek şarkı olarak rol yapma seçimlerine dayanan bir oyun bu. Stray Gods: The Roleplaying Musical isminin yaptığımız oyunu daha iyi yansıttığına karar verdik".

Stray Gods'ın kadrosunda besteci Austin Wintory, ünlü seslendirme sanatçıları Troy Baker ve Laura Bailey gibi isimler yer alıyor.

Parolamı Unuttum