Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın.
DERLEYEN: SARP KÜRKCÜ
KATILANLAR:
Blaxis (Sinan)
Michbro (Faruk)
Omotopsych (Ömer)
Gcbndenis (Enis)
Baradh (Sarp)
Fuarlarda gezip dolaşırken Evolve’a elini atan herkes az çok memnun ayrılmıştı localardan. 4’e 1, online bir takım oyunu olarak alışkanlıkları sarsmaya geliyordu çünkü. Dört avcı, başka bir oyuncu olan canavarı avlarken canavar da üçüncü seviyeye evrimleşip bulunduğu haritadaki Power Relay’i yok etmeye çalışacaktı. E peki, beş oyuncuyu tek bir savaş arenasına bırakan bir oyun en iyi nasıl incelenir? Tabii ki beş OGZ editörünü bir gün boyunca ofise kapatarak. Biz de bunu yaptık, beşimiz toplandık ve Evolve’un menüsünden hızlıca oyunlara atladık. Bu sayfada okuyacaklarınız, saatler süren oyun seanslarının bir derlemesi niteliğindedir işte. -Sarp
Sarp: Hafızanızı yoklayın bir, uzun zamandır oturup şöyle keyfine, hep birlikte bir şeyler oynamadık.
Sinan: Aynı mekanda, değil mi?
Sarp: Gerek aynı, gerek farklı. Multiplayer odaklı oyunları incelerken bile, mesela Titanfall ya da Destiny, herkes gitti ve başka yerlerde başka platformlarda oynadı. İncelemeyi geçtim, zevkine en son ne zaman birlikte bir şeyler oynadığımızı hatırlıyor musunuz?
Faruk: Bir ara bir Quake 3 macerası vardı benim hatırladığım.
Sinan: Quack! Quack!
Sarp: Aynen öyle! 2014 yazında oynamıştık onu da. Düşünün ne kadar zaman geçmiş. O nedenle bu inceleme de bize bahane olsun, şöyle kendimizi güzelce kaybederek bir oyun oynayalım…tabii beni davet ederseniz. Ay Steam, içimi çürüttün resmen. İyi ki bir oyundan düştüm.
Sinan: Davet ettim seni, gelmedi mi?
Sarp: Geldi geldi. Oyuna katılır gibi yapıyorum ben ama pek olmuyor yahu.
Sinan: Isınma maçlarının oyununu sen kurmuştun, sen düşünce problem mi oldu acaba?
Enis: Böyle mi oluyor sizin oyun partileri? Hayal kırıklığına uğradım.
Faruk: O zaman çıkalım, bizden birisi kursun…diyorum ama oyun yüklüyor. Şaka gibi.
Sarp: Neyse…
BU AKŞAM KİM PİŞİRİYOR YEMEĞİ?
Serpil: Vay vay ortama bak.
Sarp: Ben ekliyorum herkesi tek tek “Invite Friends” üzerinden. Olaya bak tam internet kafe mantığına döndük.
Enis: Ya masa 3 hadi ya!
Sinan: Huooop! İki saat daha aç!
Serpil: Alt kata ineyim ben, burası fena oldu be.
(Tüm bu süreçte hâlâ oyunu açamayan OGZ ekibi)
Support olabilirim ama Faruk gördüm mü acımam!
Enis: Ben bu kadar iletişimsiz bir internet kafe görmedim arkadaş! Akşama kadar bir oyun daha atarsak şanslıyız herhalde?
Sarp: Neyse, hadi başlıyoruz artık. Yalnız fark ettiniz mi bilmiyorum, tanımadığınız insanlarla oynarken karakter seçimi farklı, arkadaşlarınızla oynarken farklı. Normalde tercih ettiğiniz sınıfları sıraya diziyoruz, arkadaşla oynarken önce kapan kazanıyor resmen.
Enis: Al, şimdi de Medic oldum. Hiç can basmayacağım size, sürekli sıkacağım!
Ömer: Niye sıkıyorsun? Medic’sin!
Enis: Ama bi’ sor ne sıkacağım? Medic sıkacağım (O neyse artık).
Sinan: Hadi size kolaylık olsun diye canavar olarak Kraken seçtim. Hiç bilmiyorum Kraken’ı çünkü.
Ömer: Siz Wraith’i görmediniz hiç galiba.
Faruk: Wraith gördük, hatta Sarp’la dövdük biz.
Ömer: Wraith’i dövmek biraz zor ya.
Sarp: Evet bir kere de ben Wraith olarak dövmüştüm.
Ömer: Yani Goliath falan neyse de, Wraith biraz fazla güçlü olmuş sanki.
Enis: Ya durun bir. Medic’in can vermekten başka bir işi var mı peki?
Sarp: Var abi, dürbünlü tüfeğin yaratığın hassas noktalarını gösteriyor.
Sinan: Akapunktur noktaları yani.
Ömer: Önce tırnaklara bakım yaptırmak lazım ama.
Enis: Tamam tamam ben bulurum bir şeyler. Öğreneceğiz artık. Çok zor olmasa sınıflar ya oyunda?
Faruk: Yok be, zor olan bir kısmı yok. Toplamda karakter başı dört ekipman var zaten. Hızlıca kapıyorsun kimin ne yaptığını.
Sarp: O değil de, bu her seferinde avcıların gemide konuştukları videoyu geçemiyor muyuz? Sıkacak bu bir süreden sonra bizi.
Ömer: Hayır, onu geçemiyoruz. O esnada canavar oyuna başlamış oluyor çünkü.
Faruk: Yalnız her yerde söylüyorum, şu gemideki konuşmalar bana 80’lerdeki aksiyon filmlerini hatırlatıyor. Çok da keyifliler. Farklı karakterler açılınca konuşmalar da değişiyor. Ama her karakter kendi deneyimi üzerinden geliştiği için, aynı muhabbetleri dinliyoruz işte.
Atmosferiyle en akılda kalıcı bölge burası işte.
Enis: Gemiden atlıyoruuuuum!...Peki, ne yapıyoruz şimdi?
Faruk: Daisy’yi takip et. Ömer’ın Trapper olarak iz süren hayvanı var ya, o işte.
Ömer: Daisy pek olmuyor ya arkadaşlar.
Sarp: Niye ki?
Ömer: Canavar sürekli yer değiştiriyor ya, Daisy en kısa rotayı çizmeye çalışıyor. O nedenle bazen sapıtıyor, kendi çevresinde dönüp duruyor.
Sinan: Yalnız Wraith’i cidden hiç bilmiyorum. Bak yaratıkları düzgünce öldüremiyor bile. Evrim geçirirken neye vereceğim hiçbir fikrim yok…Aha buldular beni!
Enis: Bekleyiiin, jetpack’in yakıtı bitti.
Sarp: Ben de aşağıda kaldım!
Ömer: Hadi neredesiniz??
Faruk:Evolve’un birinci kuralı: Trapper olarak lidersin tamam ama arada dönüp bir ekibe bak. Birbirimize destek çıkalım derken geride kalıyoruz bazen. Neyse yetiştiler.
Ömer: Kubbeyi indirdim, sıkıştırın yaratığı.
Faruk: Ben sıkıyorum sürekli. Sağol Sarp, Support’un kalkan desteği çok lazım kapışırken.
Enis: Derken ben indim. Medic indi, yok mu gelip diriltebilecek birisi?
Ömer: Tamam kaldırıyorum ben, ama kubbe yok oluyor.
Sinan: Oh neyse, kaçtık bu sefer. Bu seferlik siz kazandınız diyeyim. Yoksa berabere mi? Anam geliyorlar tekrar! Vay anasını sayın seyirciler.
(Yeni bir karşılaşma)
Faruk: Ben düştüm, birisi beni kaldırabilirse sevinirim.
Sarp: Seni kaldırayım derken Sinan beni de öldürdü. Yalnız bu da kulağımıza küpe olsun, canavar yaralanmış karakterin yanında bekleyip hamle eden kim varsa tek tek öldürüyor.
Enis: Ben de düştüm ama on saniye sonra geliyorum.
Faruk: Evet on saniye sonra indirme gemisi geliyor, tekrar dahil oluyoruz oyuna. Dayanın.
Enis: Geldim geldim geldim geldim atlıyorum.
Faruk: Savaşma Ömer, kaç. Zorlama. Geldik sayılır. İndirme gemisinin sayacı tekrar başlayacak çok sonra gelirsin bak…
Ömer: …biri beni kaldırabilir mi?
Enis: Dur Medic olarak uzman olduğum içi yapayım. Gelip kaldırıyorum seni Ömer.
Sarp: Bizim desteğimizden faydalanıp kayıplara karıştı yine Sinan.
Sinan: Bir yere gidip evrimleşmeye çalışayım ben.
Sarp: Ben ayak izlerini görüyorum canavarın, en son gözümün önünde olduğundan herhalde. Takip edin beni.
Faruk: Bu arada çetin savaştın, azıcık canım varken bana kalkan takviyesi yaptığın için yaratığın canını bayağı indirdik.
Enis: İyi de bu süreçte canavar canını geri toplamıyor mu? Hani etraftaki canlıları falan yiyerek?
Ömer: Hayır, o süreçte evrimleşmek için doldurduğu bir bar var. Bir de kalkanını yeniliyor. Ama canını yenileme şansı yok. Ne kadar zarar verirsek, oyun boyunca o canla devam ediyor.
Sarp: Geliyorsunuz değil mi? Dümdüz ileride, kayanın üstünde uçuyor şu anda. Trapper, Ömer, yetiş ve kubbeyi bas. Acımayıııın!
Ömer: Ben göremedim bir türlü ya.
Sarp: Dur “Q”ya basıp işaretliyorum son gördüğüm yeri. Gözüküyor mu senin ekranında da?
Ömer: Tamamdır gözüküyor. Bunu daha sık kullansak ya biz?
Faruk: Göz temasında mı hâlâ Sarp?
Sarp: Dur, kaçırdım galiba. Kayalıkların arasında dolanırken dikkatimden kaçtı. Abi iyi grafikli oyun sevmiyorum, her şey birbirine ne çabuk giriyor. Yapsalarmış çamur gibi işte… Tekrar gördüm!
Ömer! Atlama! Kıyma kendine!
Ömer: Yere yakalamak için tuzak zıpkınlar bırakıyorum ben.
Faruk: Biraz can desteği fena olmazdı şu anda. Enis?
Enis: Abi bana odaklandı Sinan, ben baygın yatıyorum.
Faruk: Medic ve Support. Bu oyunda onlar saf dışı kaldı mı yapacak bir şeyimiz yok. Destek sınıflarının önemi çok büyük.
Sinan: Hepinizi öldürmedim mi ya? Kim kaldı?
Ömer: (Yutkunur)
Faruk: Tamam, o zaman şöyle yapıyoruz. Ömer Trapper olsun yine, Medic’i bana bırakın. Sarp Support’ta iyi. Enis sen de Assault ol tamam mı?
Enis: Yesss!
Faruk: Laaan! Bunun için mi kötü oynuyordun??
Sonuç - Canavar: 4 – Avcılar: 2
ÇEK ELİNİ POWER RELAY’DEN!
(20 EL OYUNDAN SONRA)
Faruk: Peki, oyun hakkındaki düşünceleri alalım. Ne diyorsunuz?
Sarp: Yani iletişim çok önemli. Tanımadığın insanlarla oynarken kimsenin gıkı çıkmıyor. Ama konuşmadığın, taktik çalışmadığın zaman olmaz bir şey bu oyunda.
Enis: Ne bileyim, kayıt dışı ve kaydını tuttuğumuz birçok kez oynadık, o işi de çok verimli yapamadık galiba.
Sinan: E alışma süreci oldu. Bunca zaman herkes tek oynadı. İlk kez bugün takım olup dördünüz bir aradasınız. Bu arada ilk başta benim izimi bulmakta zorlanıyor musunuz? Sürünerek, gizli gizli dolanıyorum çünkü “Ctrl”e basıp.
Sarp: Evet zorlanıyoruz ama genel olarak öyle değil mi? Oyundaki en riskli şey, canavarı o ilk anda bulabilmek. Eğer canavar ikinci seviyeye çıkana kadar bulamazsak, zaten pek şansımız kalmıyor.
Enis: Yo yo hiç zorlanmıyoruz. Koşarak git sen. Git git çekinme…
Sinan: Arada bana da mama hazırlıyordunuz, ona hayranım ben.
Sarp: Çevredeki yaratıkları öldürmemizden mi bahsediyorsun?
Enis: Evet ya, ben canavar oynarken benim için de öldürüp durmuştunuz. Gerçi kendi rıskımın peşinden koşmayı seviyorum.
Faruk: Albino’dan bahsediyorsun. Elit yaratıktı o bir de. Ben geçerken yakalamıştı, mecbur kalmıştı takım. Neyse, öldürünce ondan da buff aldık. Elit yaratıkların o özelliği güzel oluyor.
Sinan: O esnada sağ üstte Albino’nun cesedinin ne kadar yerde kaldığının süresi de gözüküyor. O esnada Enis bulsaydı yiyebilirdi onu, buff’ı alabilirdi.
Sinan: Ben tanımadığım kişilerle oynarken bile alışkanlık edindim “Don’t kill the wildlife” demeyi.
Sarp: Bazen peşimize takılıveriyorlar. O nedenle sürekli yukarılardan gitmek lazım. Tabii etobur bitkiler falan da var. Diyorum işte, iyi grafikli oyun başa bela. Her şey o kadar güzel ki ayırt edemiyoruz bazen.
Ömer: Cidden grafikler olmuş. Ben evde Low ayarlarda oynuyorum, o haliyle bile süper gözüküyor oyun.
Sarp: Al benden de o kadar. Medium civarında oynuyorum, yağ gibi akıyor evde.
Faruk: Üstelik performansı da hiç fena değil bence. Ne dersiniz?
Enis: Eh, bilemeyeceğim. Ofisteki en güçlü bilgisayarı verdiniz bana, ben anlamam düşük performanstan.
Faruk veSinan: Sıs!
Faruk: Bizim Sarp’la çok sık yaşadığımız bir sıkıntı var. Fare imleci her daim oyunun içinde, ekranda hareket edip duruyor. Ateş edeceğim diye hedef alırken karşıma çıkıyor. Sinir oluyorum. Bir ara oyunu kapatıp açtım, bu sefer de imleç hiç gözükmez oldu.
Enis: Bende de oldu o. Canavar oynarken seçim yapacağım, neyin üstünde olduğumu bile göremiyorum.
Sinan: Çoğunlukla Hunt oynayıp durduk ama diğer oyun modları da fena değil. Bir de Mutatorlar var, onları beğendiniz mi peki?
Sarp:Unreal Tournament’ta vardı onlar, her türlü oyunun dengesini değiştiriyordu.
Sinan: Burada ek canavarlar eklemekten canavarın tepesine arada lazer indirmeye kadar farklı şeyler mevcut ya. Hem uyumlu olmuş, hem de renk katıyor.
Faruk: Ama lazer falan sadece renk katıyor. Ya da ek avcı. Ek canavarlarda ise çok zorlandık. İlk hallerinde olsalar da silip süpürüyorlar.
Sinan: Tabii oyun başına tek bir mutator eklenebiliyor. Düşünsene 3-5 taneyi ekleyip iyice zorlaştırdığını?
Sarp: Diğer oyun modlarını tek tek seçmek yerine şu beş görevin arka arkaya olduğu Evacuation güzel bence. Sonuçta seçim şansı da veriyor. Nest biz avcıların işine gelirken Rescue yaratığın tercih edeceği bir şey.
Sinan: He ya, zaten seçim ekranında bir tek ben seçiyordum. Siz dördünüz işinize geleni seçiyordunuz. Ühü.
Ömer: Sonunda bağlanan Defend de hiç fena değil. Benim favorim ise Nest.
Faruk: Ben hâlâ oturup tek el atacaksam Hunt’ı seçerim ama. Zaten hepsinde bir şekilde yaratığın peşinden koşmuyor muyuz? Nest’te yumurtaları yok edeceğimize başta yaratığı denemek daha mantıklı. Rescue’da da milleti alıp taşımak yerine yaratığı avlamak gerekiyor. Çeşit var ama…
Sarp: Genel olarak yorumlara bakınca, ekipçe tüm oyun modlarını beğendiğimizi düşünüyorum. Ömer’in zıpçıktılığı dışında da, Hunt favori yani.
Enis: Ben Medic olmadıktan sonra hepsi kabulümdür.
Sarp: Peki haritalar? 12 çeşit harita vardı, var mı favoriniz?
(Sessizlik)
Sinan: Haritalar üstünde hiç düşünmedim ben.
Faruk: Evet, tek başıma oynarken de en az umursadığım şey oldu desem yeridir.
Sarp: Oyun çıkmadan önce korkuyorduk “Aynı yerde dolanmak sıkar” diye, ama farklı yerler olsa da haritaları umursamıyormuşuz cidden.
Sinan: Ben bayağı eğlendim ama, hiç hakkını yemeyeyim.
Faruk: Kesinlikle! Ama kati surette bu eğlenceyi tanımadığımız insanlardan alamayız. Ben oynarken alamadım mesela.
Sinan: Benim 1-2 kere güzel anım olsa da, “Ömer batırdın” demedikten sonra keyfi yok evet.
Ömer: Hımgh!
Sarp: E artık o sorlara gelelim. Bu oyun uzun vadede oynatır mı kendini? Üstelik fiyatına göre almaya değer mi?
Enis: Bu konuda ben açık açık bir şey soracağım: Bir ay sonra ne olacak bu oyun? Ben bir ay aralıksız oynamam bu oyunu.
Sinan: Hiçbir zaman tam olarak bilemezsin ki. Bir dolu DLC çıkarırlar, Steam Workshop desteği falan gelir haritalar için…tamam konsollar kenarda kalır ve modlama işi olmaz. Abarttım biliyorum.
Enis: Yeni yeni karakterler gelir mi yani?
Sinan: Öyle deniyor, planlarda o var gibi.
Faruk: Sen hâlâ Left4Dead oynamıyor musun mesela?
Enis: Ben online oyun oynamıyorum ki…
(Bir sessizlik daha)
Ömer: Adam hedef kitle değilmiş zaten.
Enis: Ama bakın, online oyun oynamayan birisi olarak Evolve’dan keyif aldım. Canavar olarak oynamak, daha önce hiç tatmadığım bir deneyim. Sadece uzun süre oynar mıyım diye sorguluyorum.
Faruk: Orada tercih meselesi giriyor işin içine işte.
Sarp: Bir de arkadaşların olup olmadığına. Hepimiz ne de olsa arkadaşla keyifli olduğu konusunda hemfikiriz?
Sinan: Evet.
Faruk: Ama PC’de 169TL nedir arkadaş ya?
Ömer: Dijital olarak 132’ye kadar düşüyor resmi satış yerlerinde ama yine de fazla.
Sarp: Konsolda 250TL olduğunu düşünün bir de. Üstelik konsolda internet üzerinden oyun oynamak için aylık üyelik de gerekiyor (PS Plus ya da Xbox Live Gold).
Enis: Bu anlamda sordum işte. Şu anda keyif alıyorum, ara ara oturup oynayacağım bir oyun ama bir ay ya da daha uzun bir süre için “ana oyun” olur mu Evolve?
Sinan: Talep ettiği fiyatın çok yüksek olduğunu kabul ediyoruz hepimiz zaten. Ama Call of Duty’yi alıp sadece çok oyunculu oynayan insanlar var. O nedenle bir takım olarak gidip alarak uzun süre oynayabilir insanlar.
Sarp: Bana da biraz uçuk geliyor dürüst olmak gerekirse. Advanced Warfare da aynı fiyata çıktı, en azından tek kişilik içeriği de vardı yani. 4’e 1 sistemi olmasa da piyasada free-to-play birçok oyun var arkadaşlarla oynamak için.
Faruk: Burada da tek kişi oynayabiliyorsun, ama Left4Dead gibi. Diğer karakterler yapay zekâya veriliyor.
Sinan: Üstelik birileri oyuna aradan girip dahil de olabiliyor, o sistemi de başarılı buldum ben.
Sarp: Ne dediğimi anladınız işte. Sonuçta fiyat / performans oranını değiştirmiyor bu.
Faruk: Neyse, en iyisi ne kadar bağımlılık yapıcı olduğuna bir sonraki seansta karar veririz.
Enis: Hadi kalkıp bacakları açalım biraz.
Sarp: Makinelere de bir restrart atalım. Dinlensinler.
Sinan: Huoop! Usta bizim hesapları kapatıver!
(Ay sonuna dek bir daha toplanıp oynamadılar)
NOT
7+
KÜNYE
EVOLVE (PC)
Tür: Online FPS
Yapım: Turtle Rock Studios
Dağıtım: 2K / Aral
Kutulu Fiyatı: 160TL (PC), 240TL (Konsollar)
Dijital İndirme: 170TL (Steam), 132TL (Playstore), 210TL (PS Store)
Yaş Sınırı: 16
Bulunduğu Platformlar: PS4, Xbox One, PC
Ne İyi?
-Grafikler harika
-Sınıfların dengesi ve önemi
-Yaratıkla oynarken gerçekten güçlü hissediyorsunuz
-Aynı haritalara farklı hava koşulları
Ne Kötü?
-Haritalar çok dikkat çekmiyor
-Her sınıfı kendi yolunda geliştirmek uzun ve çileli
-İletişimsiz oyuncu çevresi
-Fiyatı bu oyun için çok pahalı