Film İnceleme - Mortal Kombat Legends: Scorpion's Revenge

Kana kan, dişe diş

Mortal Kombat bir film olacaksa başından beri animasyon olmalıydı bence. Adı “Ölümcül Dövüş” olan bu seriyi popüler kılan Fatality’leri ve vahşeti ancak bu şekilde izlemek eğlenceli olabilirdi nitekim.  Scorpion’s Revenge’in her bir aksiyon sekansında film animasyon olduğu için şükrettim çünkü ortamda Mortal Kombat’a yakışır şekilde bacak-gövde parçaları, kan gölleri mevcut!

Ne eksik ne fazla, film 2011’de çıkış yapan MK9’un hikâyesini anlatıyor. Hanzo Hasashi’nin klanı, ailesi ve hatta kendisi Sub-Zero tarafından yok edilir. Ancak Hanzo, Netherrealm’in derinliklerinde gizemli bir şekilde yeniden hayata döner ve karşılaştığı Quan Chi ona yaklaşan olan turnuvada şampiyonu olmasını teklif eder, bu sayede Hanzo intikamını alabilecektir. Hanzo bu teklifi kabul eder ve Scorpion kimliğine bürünerek turnuvaya katılır.

Öte yandan Yaşlı Tanrıların işgalleri engellemesi amacıyla başlattıkları turnuva Mortal Kombat’ı peş peşe 9 kere kazanmış olan Shao Kahn’ın piyonu Shang Tsung, olur da 10’uncu turnuvayı da kazanırsa Earthrealm’e deyim yerindeyse kök söktürecektir. Dünya’nın koruyucusu Raiden, Liu Kang, Sonya Blade, Johnny Cage gibi karakterler de işin içerisine dâhil olduğu zaman turnuva bambaşka bir hal alıyor.

Eğer oyunu oynadıysanız hikâye sizin için hiçbir sürpriz barındırmıyor. Fakat yine de izlemenizi tavsiye ediyorum çünkü oyundaki özel hareketleri ve Fatality’leri animasyonun içerisinde seyretmek çok ayrı bir keyif. Üstelik oyunlardaki gibi araya giren x-ray’ler de var ki, harikalar. Scorpion’a dönük ve onun doğuş hikâyesini anlatarak başlayan olay örgüsü diğer karakterlerin
katılmasıyla ana odağını zaman zaman kaybediyor, dolayısıyla adı Scorpion’s Revenge olan bir filmde uzun süre boyunca Scorpion’u görmediğimiz oluyor. Buna rağmen Hanzo/Scorpion çok güzel işlenmiş. Rahatlıkla görebiliyorsunuz ki Scorpion, gerçekten çok değerli bir savaşçı, başrol olduğu da belli. Ayrıca intikamı için duyduğu öfke her daim hissedilebilir kuvvette.
MK tüketmeye doyamadığımdan mı bilmiyorum ama hikâyenin anlatısı için 1 saat 15 dakika bana gerçekten az geldi. Hele ki bazı sekanslar sadece dövüş içerdiği için hikâyenin anlatımı oldukça alelacele hissettiriyor. Turnuvanın tehlikeli olduğunu anlatmak için konulan bazı dövüşler karakterlerin minimum etkileşimi yüzünden gereksiz kalmış.

MK oyunlarının hikâye anlatımındaki kronik sorunlar ne yazık ki burada da devam etmiş. Filmin finali tipik bir MK finali, bütün olayı kendisinden bir sonraki materyale bırakıyor. Hikâyenin yarım kaldığını söylemek abartı olur fakat MK10’u anlatan ikinci, hatta MK11’i anlatan üçüncü film yolda bence.

Onun dışında Raiden’ın kendi işine gelen bir şeyde olaya dâhil olması, işine gelmeyen bir şeyde “ama onun yolu farklı” diye kestirip atması, Liu Kang’in dört kollu devasa bir canavarla bile dövüşmeden önce “Bende onlarda olmayan bir şey var o da umut!” gibi insanı uyuz eden romantik konuşmaları gibi klasik MK hareketleri de burada da tabii ki bulunuyor.

Fakat tüm bunlar bir yana filme dair en çok sevdiğim şeylerden biri karakterlerin arasındaki güç farkının gerçekten de hissedilebilir olması. Oyunlarda Goro için “muhteşem bir savaşçı, süper yaratık” demelerine rağmen sadece tek bir tuş spamlayarak adamı geçebildiğimiz için bu tip gazel okumaların pek bir anlamı olmuyordu. Ama burada işler hiç de öyle değil ve hangi karakter hangi karakterden daha güçlü, daha zayıf görmek mümkün. Bu da ana teması “dövüş” olan bir materyalin seyir keyfini olumlu anlamda çok etkiliyor.

P.S: Yetişkinler için daha fazla MK animasyonu görmek istiyorum, yani GET OVER HERE!!!

Not: 4/5

YORUMLAR
Parolamı Unuttum