Gereksiz Korku - Tüyler Ürperten Bölümler!

Korku türünde değil diye korkmayacağınızı sanmayın

Korku, hayatta olduğumuzu hissetmenin en kolay yollarından biri. Kimilerimiz bu hissi benimseyebiliyor, kimilerimiz ise korku ile pek haşır neşir değil. Fakat hepimiz, beklemediğimiz anlarda karşımıza çıkan şeylerden korkma konusunda ortak paydadayız.

İşte bugün de tam bu konunun üzerinde duracağımız bir liste yaptık. Sevgili Oyungezer editörlerinin de katıldığı listede, korku türünde olmayan oyunların korku dolu anlarını listeledik.

Gelin kim neyden korkuyor hep birlikte görelim!

Half-Life 2 – Ravenholm

Sevgili Yasin “madyb” İlgün’ün tercihi ile başlayalım.

“We don’t go there anymore” sözünü hafızalara kazımış Ravenholm bölümü, eminim pek çoğunuzun da ilk tercihlerinden biri olacaktır. Tamamen headcrab’ler ve zombiler tarafından ele geçirilen bu küçük şehirde hayatta kalmak için etrafımızdaki tuzakları ve çevrede bulabildiğimiz kesici/delici aletleri kullanmamız gerekiyordu.

Tabii ki hepimizin ortak korkusu olan koşan headcrab zombileri de unutmamak gerek. Hatta sevgili yazarımız özellikle bundan bahsederek çatı katında verilen savaşı ve zombilerin borulardan tırmanırken gelen seslerini anımsatıyor sizlere.

Bak duyunca bir gerginlik geldi enseden…

Max Payne – Kabus Sahneleri

Orijinal Max Payne’in oyun dünyasında pek çok şeyi değiştirdiği kesin. Max, uzun süredir aramızda olmasa da yaşattığı travmalar hala bünyelerimizde etkisini sürdürüyor. Özellikle de kabus bölümü…

Max ile uçup kaçıp gangsterleri indirirken bir anda karşımıza çıkan bu bölüm, eminim ilk kez deneyim eden herkesi etkilemiştir. NYPD dedektifi Max’in ailesini kaybettiği anları tekrar hatırladığı sahnelerde arka fondan gelen bebek ağlama sesi, şu an bile tüyleri diken diken etmeye yetiyor.

Bölümün atmosferi, kanlı duvarlar ve yine kandan çizilmiş bir labirent üstünde çıkış yolunu aramak böyle bir oyunda beklemediğimiz sürprizlerden biriydi.

Halo: Combat Evolved – 343 Guilty Spark

Sevgili Gülhis Canpolat, orijinal Halo’yu çıkışından yıllar sonra deneyim ettiği için pek çoğumuzun adını koyamadığı “boşluk” hissini çok iyi tarif etmiş. Ben de kendisinin fikrini en iyi yansıtan “343 Guilty Spark” bölümünü seçtim.

Gülhis’in söylediği o tedirginlik yaratan boşluk hissini en iyi veren bölümlerden biri 343 Guilty Spark. Covenant’ları öldürdükçe iyiden iyiye boşalan harita, harika bir müzik ile de birleşince beklenmedik bir tedirginlik yaşamaya başlıyorsunuz.

Tabii diken üstünde hissetmek sizi bu bölümde hayatta tutacak tek şey. Çünkü aynı bölümde Halo serisinin gediklilerinden Flood ile tanışıyorduk…

Half-Life: Alyx – The Northern Star

Bu bölümü direkt oynayamadığım için sözü, bu seçimi yapan sevgili Can Arabacı’ya bırakıyorum:

“Herkes "Half-Life" ve "korkunçlu bölüm" deyince Ravenholm'u geçiriyor aklından, biliyorum. Ama daha fenası var arkadaşlar: Half-Life: Alyx'in The Northern Star bölümü. Ravenholm'da sizi monitör başında korkutan her şeyin iki üçle çarpıldığını ve VR ortamında suratınıza suratınıza fırladığını hayal edin. Bakın ben Alien: Isolation'ı "Beslenir ki bu?" diye oynayan bir insanım, The Northern Star bölümüne geldiğimde devamında ne olacağını aşırı merak ettiğim halde oyuna 15 gün ara verdim de anca kafamı toplayıp devam edecek gücü bulabildim kendimde... Öyle de bir bölümdür.

Ha, tabii ondan sonrasında bir de Jeff var ki... O da ayrı bir travma.”

Catherine

Yazının başında bölüm dedim ama sevgili Eren Eryürekli’nin tercihi Catherine gerçekten tamamen korku oyunu gibi durmayan bir korku oyunu gibi. Hatta sevgili yazarımız, “puzzle-horror” diye bir türün yaratıcısı dahi olabileceğini söylüyor Catherine’in.

Kendisine hak vermemek mümkün değil. Ara sahnelerde dahi bir şekilde psikolojik anlamda tedirgin eden Catherine, oynanış anlarında karşımıza çıkarttığı ilginç boss ve düşman tasarımlarıyla gergin anlar yaşatıyordu.

Thief: Deadly Shadows – Shalebridge Cradle

Geldik benim tercihime…

Shalebridge Cradle, anılarımda hatırladığım ilk “oyun silme” sürecini yaşatmıştı bana. O ana kadar atmosferi ile gerim gerim geren Thief: Deadly Shadows, bu bölümde sizleri bir akıl hastanesine doğru yolculuğa çıkartıyor.

Elbette Shalebridge sadece bir akıl hastanesi değil. Daha önce de bir yetimhane olan bu dev bina, tüm korku elementlerini tek bir bünyede toplamayı başarmış anlayacağınız.

Birinin sizi sürekli izlediği hissini yaşayabileceğiniz daha iyi bir bölüm var mıdır bilmiyorum. Korkutucu geçmişini her fırsatta sizin önünüze seren Shalebridge Cradle, ilk beş dakikasından sonra oyunu bilgisayarımdan silmeme neden olmuştu.

Hala Fear of the Dark dinlerken aklıma bu bölüm gelir…

YORUMLAR
Parolamı Unuttum