Harrison Ford’un unutulmaz karakteri Indiana Jones. Bruce Willis’in Zor Ölüm’de (Die Hard) canlandırdığı John McClane. Ya da Mumya serisindeki Rick O’Connell… Bu karakterlerden hiçbirinin süper bir gücü yoktur. Aşırı kaslı ya da inanılmaz yetenekli değillerdir. Tam aksine yaralanırlar, dayak yerler ve genellikle bol bol pot kırarlar. Ama buna rağmen çoğu film karakterine nazaran daha çok sevilirler. Çünkü zekidirler, içlerine düştükleri durumun ironik yanlarını görürler, en olmadık anlarda espri yapar, hatta düşmanlarına laf sokarlar. Kısacası sempatiktirler, çünkü yaşadıkları tüm o inanılmaz maceralara rağmen bize benzerler.
Naughty Dog ekibi Nathan “Nate” Drake’i tasarlarken bu karakterlerden esinlenmiştir işte. Ve iyi ki de öyle yapmıştır! Çünkü bugün Playstation sahibi olsun ya da olmasın her oyuncunun gönlünü kazanmış bir oyun kahramanıdır Nathan Drake. Ve şimdi de dördüncü ve son macerasına davet ediyor kendisi bizleri…
Can çıkar, huy çıkmaz
Uncharted 4: A Thief’s End, ilk tanıştığımız günlere nazaran artık daha yaşlı, orta yaş krizine girilen yıllara daha bir yakın Nathan Drake ile buluşturuyor bizleri. Buna rağmen eski dostumuz o çok sevdiğimiz acarlığından, maceraperestliğinden ve hazine tutkusundan hiçbir şey kaybetmemiş gibi görünüyor.
Serinin sıkı takipçilerinin de hatırlayacağı üzere Nathan’ı en son Elena ile evlenip macera işlerinden elini eteğini çekmeye karar vermiş vaziyette bırakmıştık. Ancak, üçüncü oyunun sonundan 3 sene sonra, 15 yıldır öldü sandığı kardeşi Sam çıkageliyor ve Nathan’ın kurulu hayatı bir anda altüst oluyor. Sam her ne kadar bizler için yeni bir karakter olsa da Nathan ve Sully ona hiç de yabancı değil. Çünkü bu üçlü benzer tutkuların peşinde koşuyor, benzer yöntemleri kullanıyor ve benzer hazır cevaplıkla laflarını sıralıyorlar. Bu da bir zamanlar beraber çalıştıkları hissini uyandırıyor bizlerde. Sam’in öldü sanılmasının sebebi neydi, bunca zamandır nerelerdeydi henüz bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey varsa o da gözünü ünlü korsan Henry Avery’nin hazinesine diktiği…
"Eğer bu kasabadan tek bir kişiye bile yamuk yaparsak bizi taaa o köprüye kadar kovalarlar valla."
Kaptan Avery, 17. yüzyılda Atlas ve Hint Okyanuslarında aktif rol oynamış, gerçek bir korsan. Kendisi yağma yoluyla elde ettiği tüm ganimetiyle birlikte kimselere yakalanmadan ya da bir savaşta öldürülmeden inzivaya çekilen birkaç korsandan biri olmasıyla ünlüdür. Lakabı ise ‘Korsanların Kralı’dır (Doctor Who hayranları onu birkaç bölümden hatırlayacaktır). Efsaneye göre Avery kendisini dünya üzerindeki en zengin korsan yapan hazinesini bir adaya gömmüştür. İşte Naughty Dog ekibi tam da bu efsaneyi alıp biraz değiştirmiş ve ortaya güzel bir arka plan hikâyesi oturtmuş. Avery oyunda gerçek bir korsan kralı ve bir diğer korsan miti olan Libertatia Adası’nın hâkimi olarak gösteriliyor. Denildiğine göre sadece kendisininki değil, diğer korsanların ganimetleri de bu adada saklıdır. Yani Nathan’ın kolay kolay görmezden gelemeyeceği bir hazinenin peşindedir Sam.
Last Of Us esintileri
Önceki oyunlara nazaran bu kez daha kişisel, daha ailevi bir senaryo bekliyor bizleri Uncharted 4’te. Bunun başlıca sebebi serinin önceki oyunlarına hayat veren ikilinin görevlerinden ayrılması ve yerlerine Last Of Us’ı yapan Neil Druckmann ve Bruce Straley’in getirilmesi. Ama hemen endişe çanlarınız çalmaya başlamasın, bu hiç de kötü bir şey değil. Zira her iki isim de 10 yıldan uzun bir zamandır Naughty Dog’un bünyesinde çalışıyor. Ayrıca yönetmen koltuğunda olmasalar da önceki Uncharted oyunlarında da hatırı sayılır bir rol oynamışlar. Yani ne yaptıklarını, ne üzerinde çalıştıklarını ve oyuncuların ne beklediklerini gayet iyi biliyorlar.
Bununla birlikte Last Of Us’tan edindikleri tecrübeyi de yabana atacak değiller elbette. O nedenle Uncharted 4 her zamanki hızlı oynanışının, zekice esprilerinin, nefes kesen aksiyonunun yanında bir de Nathan’ın yaşadığı iç çekişmeyi konu alacak. Bir tarafta kardeşi Sam, eski dostu Sully ve göz ardı edilmesi güç bir hazine… Diğer tarafta da macera işlerini geride bıraktığına dair söz verdiği eşi Elena…
Naughty Dog ekibi karakterlerin her birini oldukça gerçekçi bir şekilde yazdıklarını ve hepsinin kendi arzuları, hırsları ve istekleri olduğunu belirtiyor. Elena’nın, Sully’nin ve Sam’in Nate’den beklentileri birbirlerinden çok farklı. "Kahramanımızın bir seçim yapması gerekiyor, çünkü insan her istediğine sahip olamaz," diyor Naughty Dog ekibi.
Açık dünya mı? Yok öyle bir şey
E3’te gösterilen demonun uyandırdığı izlenimin aksine Uncharted 4 açık dünya bir oyun olmayacak. Ya da en azından piyasada kullanılan terim oyunun haritalarını birebir karşılamıyor diyelim. PS4’ün gücünü arkasına alan ekip ilk kez bir Uncharted oyununda oyuncuya göreceli özgürlük vermeyi hedefliyor. Artık gidebileceğimiz sadece tek bir yön, izleyebileceğimiz tek bir yöntem yok. Yapımcıların gitmenizi istemediği bir yöne ilerlediniz diye ölmeyeceksiniz. Aksine bir sürü seçeneğe sahibiz.
Playstation Experience demosu buna en güzel örnek. Eğer dikkatli izlerseniz Nathan’ın tırmanabileceği bir sürü farklı yer olduğunu, düşmanlarımızdan kimi önce ve nasıl haklayacağımızın bize bırakıldığını görebilirsiniz. Keza E3 demosunun uzun versiyonunda da Nathan’ın bir noktada (meydanda) farklı bir yol izleyip trafik sıkışıklığına denk geldiğini görebilirsiniz. Bunlar yeterli değil mi? O zaman bir de şunu dinleyin: isterseniz cipe binmek zorunda bile değilsiniz; yayan olarak kaçmaya da çalışabilirsiniz. Dilerseniz o ilk demodaki adamlarla çatışmaya girmek zorunda da değilsiniz; gizli gizli ilerleyerek onları atlatma seçeneğine de sahipsiniz. Nasıl? Kulağa hiç de fena gelmiyor, değil mi?
Sürülebilir araçlar oyunda sadece bir seyahat aracı olarak kalmayacak ve onları göreceğimiz tek yer şehirdeki o kovalamaca sahnesi değil. Naughty Dog’un dediğine göre oyunun ilerleyen bölümlerinde çok daha büyük haritalarla karşılaşacağız ve “araçlar” buralarda etrafı keşfetmek, bazı bulmacaları çözmek, hatta savaşmak için kullanılabilecek. Ve tüm bunlar yapılırken akıcılıktan hiçbir taviz verilmeyecek. Yani sizin anlayacağınız sürekli olarak bir yerlere gitmeye, bir şeyler yapmaya, hareket hâlinde olmaya zorlanacağız ama tüm bunları yaparken ufak da olsa bazı seçeneklerimiz bulunacak. Böylelikle de o soluksuz aksiyon atmosferi yerini korumuş olacak.
Bununla birlikte Nathan ve diğerlerinin çevrelerine verdiği tepki ve hareketlerde de gözle görülür bir artışa gidilmiş. Naughty Dog, Last Of Us’ta Ellie’nin verdiği tepkilerin, mimiklerin ve hareketlerin oyuncular tarafından ne kadar sevildiğini fark ettiğinden buna benzer tüm etmenleri Uncharted 4’e de getiriyor. Nathan artık daha çok sağına soluna bakacak, siperlerde daha çok sinecek, yüzünü uçuşan parçalardan koruyacak, hatta yanındaki kişiyle daha çok etkileşime girecek. Böylece daha kanlı canlı bir karakter çıkmış olacak ortaya.
Uncharted 4 büyük bir aksilik olmazsa 2016’nın bahar aylarında Playstation 4 sahiplerini maceradan maceraya koşturmak için konsollara konuk olacak. Yine de yapımcılar oyunu birkaç ay daha ertelemeleri gerekirse bunu yapmaktan kaçınmayacaklarını da açıkça belirtiyor. “Çünkü bu Nathan’ın son macerası, bu yüzden kendisinin şimdiye dek yapılmış en iyi Uncharted oyunu olmasını istiyoruz,” diyor Naughty Dog.