Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır
Yaklaşık 20 yıl önce, bu satırları kaleme aldığım anı andıran sıcak bir ağustos akşamüzeri, limon çiçeği kokuları arasında, mavi Akdeniz’in minik bir adası, beş asırlık bir kulenin önünde, şu cümleler çalınıyor kulaklarıma: “İtalya ne zaman birleşik krallık olmuştu?” “Ne bileyim yahu, ben Osmanlı padişahlarını bilmem; sen İtalya’yı, kralı soruyorsun!” Oyungezer dostum; eğer ilk cümlede soruyu soran arkadaş gibi tarihi merak ediyor, ilgi duyuyorsan okumaya devam edebilirsin. Ancak, padişahlar hakkında bilgisi, tarih ile ilgisi olmayan diğer kişi gibiysen, yüksek olasılıkla bu yazıdan ve Europa Universalis 4 adlı oyunumuzdan da çabuk sıkılacaksın; amfora kırılmadan tokat uyarımı yapayım da, neme lazım.
Europa Universalis 3’e göre daha yakışıklı askerler
TÜM ÖNEMLİ OLAYLARIN ÖNEMSİZ BİR BAŞLANGICI VARDIR
“Eğitim” bölümüyle E.U. 4’e girişimizi yapıyoruz. Arabirim, temel mekanikler, ileri hükümdarlık teknikleri 12 kısım halinde açık açık anlatılıyor. Ya da bana öyle geliyor zira askeri birlikleri birleştirme, tüccarlara ipek kaftan alıp fiyaka artırma gibi basit işlemleri bile uzunca denemelerden sonra bulduğumu fark ettim toplam 39 saatlik oyun sürem boyunca. Geçtiğimiz yılbaşı ön incelemesini yazmış olmamın oyun içi ifadeyle “yeşil renkli artıları” “kırmızı eksileri”nden fazla oldu. Ocak ayında kendime söz verdiğim gibi 1444’te Venedik ile başlayıp 1582 yılını görebildim neyse ki. Sonlarda söylemeyi planladığımı hemen söyleyeyim yeri gelmişken: Başlangıç tarihini 11 Kasım 1444’ten (Osmanlı’nın Doğu Avrupa’da yükselişi) itibaren 1820 öncesi istediğiniz bir güne ayarlayabiliyorsunuz. Ülkelerin durumlarının değiştiğini, bir kısmının 1700’lere kalmadan haritadan silindiğini belirtmeme gerek yok sanırım.
40 yılda bir ancak açılan fikir seçme penceresi. Seç seçebilirsen...
Kurcaladıkça içinden rengârenk, envai çeşit ayrıntı ve bilgi kırıntıları çıkan ceviz kaplama bir hazine sandığına benzeyen oyunda göze çarpan en önemli özellik, ekonomik kaynağımız çil çil altınların yanına “Hükümdar puanları” diye çevirebileceğim puanların eklenmiş olması. İdari, diplomatik ve askeri güç olmak üzere üç ayrı gruba ayrılan bu kaynaklar hayati öneme sahip. Gene aynı üç gruba ait teknolojiler ve “fikirler” bu kaynaklarla açılabiliyor. Açılan her üç fikirde, ülkenize özgü (İspanya sömürgecilik, Osmanlı askerlik, Kırım – Altınordu vd. atlı birlikler ağırlıklı mesela) bir fikir açılıp altın olmasa da yeşil harflerle devletinizin hanesine artı olarak yazılıyor. İsyan olasılığına karşı siyasi istikrarı artırmak, fethettiğimiz bölgeleri ülkemize resmen bağlamak gibi işlemler için idari güç, barış antlaşmaları için diplomatik, kapasite üzeri askeri lider (general, amiral, kâşif ve “müstemleke fatihi” –conquistador- dahil) beslemek için askeri güce ihtiyacımız var.
Sahibinden satılık kelepir sömürge: Yerlileri uysal, toprağı verimli
ALTIN, ALTIN, ALTIN
… demiş Napolyon malumuz, E.U. 4 oynasaydı “…daha fazla altın gerek, güçlü devlet için güçlü orduya, ordu için de güçlü ekonomiye ihtiyacımız var” derdi muhtemelen. Ekonomiyi mümkün mertebe artı seviyesinde tutmaya çalışmak için kutucuklara bir göz atmanızı tavsiye edeceğim. “Venedik Ticari Cumhuriyeti”gibi adı üstünde ticaret erbabı bir ülkeyle oynamak oldukça avantajlı tabii, özellikle başlarda. Ama yaklaşık 40 saat sonunda oluşturduğunuz hassas, kırılgan oyun dengesini sabırsızlık, açgözlülük gibi insani zaaflarınızın dürtmesi sonucu bozmaya başladığınız anda tam anlamıyla bir çorap söküğü çözülmesi yaşayıp arkanıza bakmadan en yakın kayıt dosyasına koşabiliyorsunuz. “Diplomasiyi kullanmam, teknoloji ve fikir gruplarını rastgele açarım, altın biriktirip orduya abanır en yakın kaleyi kuşatırım” diye bir düşünce yok; ne tarihte, ne de oyunumuzda…
Sırp – Boşnak çatışmasının kökeni ta 1453’e dayanıyormuş…
“Tarih” demişken; özellikle mimari ve sanatta rönesansı, aydınlanma çağını yakından yaşamış, etkisini görmüş Venedik Cumhuriyeti ile fikir özgürlüğü, sanatta ilerleme, mimari gelişme gibi yapımcıların iddialı olduğu “dinamik olaylar”la “pop up” pencereler aracılığıyla sıkça karşılaştım. Her ülkeye ve döneme göre farklı olaylarla karşılaşıyorsunuz, çünkü her ülke farklı özelliklere ve koşullara sahip. “Biraz da Osmanlı ile fetih yapayım, İspanya ile keşfe çıkayım, Rusya’yı (Muskovy) yavaş - emin adımlarla ilerleteyim, 1775 Bağımsızlık Savaşı’nda A.B.D. ile zorlukları deneyeyim hatta 1444’te Rodos Şövalyeleri ile nefes alma mücadelesi vereyim –pek tavsiye etmem-, abartalım, Kızılderilileri yönetip Avrupa’yı sömürgeleştireyim” şeklinde heveslenmelere yol açıyor. Biz oyuncular bu duruma “yüksek tekrar oynanabilirlik” diyoruz.
Ticaret haritamız da böyle işte
Evet, 39 saat ancak 1444 – 1582 arası bir dönemi oynamama, iki sayfada izlenimlerimin ancak bu kadarını aktarmama yetti tarihsever dostum. Eğer beklentin mükemmel – dinamik müzikler eşliğinde dünya haritasındaki sevimli askerlere, gemilere bakarak teknolojisiydi, fikirleriydi ekonomik – diplomatik dengeleriydi derken uzun uzun - sabırla planlar yapacağın, sürpriz olaylarla karşılaşacağın bir “tarihi yeniden yazma” stratejisi ise hayal kırıklığına uğramayacağını rahatça söyleyebilirim. Şimdi izninle noktayı koyup yeni bir oyun açmaya; atalarımın yaşamış olduğu, 15. Yüzyıl ortası Kırım Hanlığı ile dünyayı fethetmeye gidiyorum. Bu zor görev birazcık uzun sürecek…
“Fiziki” haritada karlı tepeler, nehir, yeşil vadiler, mavi deniz…
Bunları yapın
Planınızı baştan belirleyin. Üç tane görevden birini seçmeniz istenecek; en kolayını seçin. En başlarda "Papalığı kontrol altına al"görevi imkansız mesela. "Az ve öz yavaş ama güvenli" sloganınız olsun, müttefiklerinizi dikkatli seçin, ard arda savaşa girip 10 yılda 8 bölge fethetme gibi çılgın projeleri düşünmeyin bile. Topraklarınıza yakın, en tenha ticaret merkezine tüccar yollayın, barış zamanı mutlaka ordu masraflarını aşağıya çekin. Teknoloji, fikirler ve danışmanlardan en acil ihtiyacınız olanları seçin. Saldırmak istediğiniz bölgede diplomat aracılığı ile sahte hak iddia etme belgeleri yaratın. Ele geçirdiğiniz bazı eyaletleri vasal ilan etmek kârlı oluyor. Komşularınız ile iyi geçinin. Koşulları ve imkanlarınızı bilip mantıklı planlar yaparsanız yavaş ama emin bir gelişim sağlamanız mümkün.
Bunları yapmayın
Ekrandaki tüm iletileri, ülkeniz profil kartını(danışmanlar, ekonomi, diplomasi, teknoloji, görev ve kararlar, fikirler vd.) iyice okuyup anlamadan tek bir adım bile atmayın, arkası sağlam bir şehire hele "Casus Belli" (savaş sebebi) olmadan sakın saldırmayın. Kullanmayacağınız kadar büyük orduya, binalara yatırım yapmayım, "Param çok harcarım" demeyin, savaşlar uzun ve para emici, tefeciye borçlanmayın sonra. Sayfaya ve iki kutuya sığdıramadığım diğer oyun içi konular hakkında sorularınız için [email protected] e- posta yazmaktan lütfen çekinmeyin. :)
Ne İyi?
+ Derinlemesine işlenmiş bol ayrıntı, tarihi bilgi
+ Tarihi olaylar ile kurgu iyi harmanlanmış
+ Ders niteliğinde müzikler
+ Hassas dengeler olabildiğince mantıklı yerleştirilmiş
+ Aynı ülkeyi oynamaya izin veren co-op da içeren sağlam çokoyunculu mod
+ Görevler, milli fikir ve kararlar, uzun vadeli strateji yapma imkanı…
Ne Kötü?
- ... bu stratejiyi öğrenme eğrisi biraz dik ve uzun
- En azından şimdilik, kayda değer dlc – mod yok
- Tarih sevmeyen oyuncuya uzak
KARNE
Grafik: 4
Ses / Müzik: 5
Atmosfer: 5
İçerik Zenginliği: 4
Eğlence: 4
Multiplayer / Online: 4
Ne kadar oynanır: 1 ay+
Bulunduğu Platformlar: PC, Mac
SON KARAR: Tarihi strateji meraklılarının Rome Total War 2 çıktıktan sonra dahi keyifle oynayacakları, E.U. 3’e göre çok daha sevimli bir oyun.
NOTU: 8,6