Todd Phillips'in çekeceği Joker filminin ilk fragmanı bizlerle buluştu. Yaklaşık iki buçuk dakikalık fragmanda filmin tonuna ve Joker'in orijin hikayesine dair bazı ipuçları gördük. Joaquin Phoenix'in ilk Joker izlenimleri ise harika gözüküyor. Fragmanda bazı detaylar ve sürpriz yumurtalar(easter eggs) göze çarpıyor. Film 4 Ekim'de vizyona girecek.
Joker'in Şakaları!
Fragmanda göze çarpan detaylardan birisi Arthur'un(müstakbel Joker) bazı şakaları not defterine yazması. Buradan yola çıkarak ortaya atılan ilk teori filmin orijin hikayesinin Alan Moore'un yazdığı The Killing Joke çizgi romanındaki orijin hikayesiyle benzerlik gösterebileceği. Zira Joker, o filmde de bir komedyendi fakat insanları güldürmeyi başaramıyordu. Zaten fragmanın başında Joker'in söylediği "Annem dedi ki, benim bir amacım var, dünyaya eğlence ve gülüş getirmek." cümlesi bu durumu oldukça güzel bir şekilde belirtiyor.
Joker'in not aldığı şakalar ise bir diğer dikkat çekici unsur. Yazılan şakalar Arthur'un mizah anlayışını ve akli dengelsini gösteriyor. Özellikle son şaka olan “The worst part of having a mental illness is… people expect you to behave as if you don’t.” yani "Akıl hastalığına sahip olmanın en kötü yanı, insanların senin hasta değilmiş gibi olmanı beklemesi." cümlesi çok kritik duruyor. Buradan anlıyoruz ki Arthur'un zihinsel bir rahatsızlığı var ve bunun gündelik hayatında zararlarını görüyor.
Pagliacci Maskesi
Filmde Arthur'un Joker'e dönüşmeden önce veya sonra yaptığı makyaj bir yerden tanıdık gelmiştir. Bu makyajın temelinde Pagliacci Maskesi yer alıyor. Sıkı Batman hayranları bu maskenin The Dark Knight filminde Joker tarafından kullanıldığını hatırlayacaktır, renkler biraz oynanmış olsa da makyaj Pagliacci maskesiyle neredeyse aynı.
Bu referans/sürpriz yumurtanın olayı aslında sanılandan çok daha derin. Bu makyaj ve maske ilk olarak 1960 yılında yayımlanan Batman dizisinde Cesar Romero'nun canlandırdığı Joker tarafından kullanılmıştı ve o diziyle birlikte Joker ikonik bir biçimde hayatımıza girmişti. Bu maske sıradan bir maske değil, önemli bir İtalyan operası olan Pagliacci (Palyaçolar)'da yer alan Pagliaccio karakterinin maskesi. Palyaçolar operası da tıpkı bu filmdeki Joker'in hayatı gibi trajedi ve komedi arasında gidip gelen bir hikayeye sahipti.
Komedinin Kralı, Robert De Niro!
Joker filminin kadrosu açıklandıktan sonra Joaquin Phoenix'in ardından belki de en çok merak edilen oyuncu Robert De Niro olmuştu. Filmin temasında Arthur'un başarısız komedyenlik hayatının büyük bir rol oynayacağını da düşünecek olursak, De Niro'nun rolü çok daha fazla anlam içeriyor olabilir. 1982 yılında usta yönetmen Martin Scorsese tarafından yönetilen ve başrolünde Robert De Niro'nun yer aldığı "The King of Comedy" filmi de tıpkı Arthur'un hayat hikayesi gibi tutkulu ama başarılı olamayan bir komedyenin hayatını anlatıyordu. Tıpkı Joker gibi, filmin ana karakteri Robert Pupkin de karanlık bir yola sapıyordu.
The King of Comedy'de idolünü gizlice takip eden ve kaçıran Pupkin onun yerini almak istiyordu. Joker filminin "komedi kralı" da Robert De Niro gibi gözüküyor, belki de Arthur'un De Niro'nun karakteri hakkında çok daha kaotik planları vardır.
Joker vs Wayne Ailesi
Filmin Gotham'da geçeceğini biliyoruz ve Wayne Ailesi olmadan bir Gotham düşünmek neredeyse imkansız. Bu filmde de Wayne Ailesi var. Thomas Wayne'i filmin kilit karakterlerinden birisi olarak göreceğiz. Brett Cullen'ın canlandırdığı Thomas Wayne bir televizyon programında maskeli suçlulara dair çarpıcı açıklamalarda da bulunuyordu. Acaba Thomas Wayne, "oğlunun geleceğini görse neler düşünürdü" diye merak etmedim değil :)
Filmde bir de Bruce Wayne yer alacak ve fragmanda bir sahnede Joker'i kırmızı burnuyla parmaklıklar ardından üzgün bir çocuğun suratına gülücük koyarken görüyoruz. Acaba bu çocuk Bruce Wayne mi?! İlk Batman-Joker karşılaşması böyle mi olacak? Ve çocuğum mutsuzluğunun sebebi acaba Thomas ve Martha Wayne'in ölümü mü?! Bu sahneyle ilgili kafalarda çok fazla soru işareti var. Kesin olan şey ise, Wayne ailesi Joker'in listesindeki bir numaralı hedef!
Arthur'un Düşüşü ve Joker'in Yükselişi!
Joker'in hayatında herhangi bir "düzlük" olması zaten tuhaf olurdu. Fragmanda da Joker'in doğuşu oldukça güzel bir şekilde tersten verilmiş. Fragmanın başlarında, bitik, mağlup, mağdur ve mutsuz Arthur'u merdivenlerden çıkarken görüyoruz. Fakat daha sonra fragmanda gelişen olaylarda da gördüğümüz üzere Joker, merdivenlerden aşağı iniyor. Hem de her inişinde ayaklarını sertçe yere vuruyor, buradaki anlam harika.
Hayatta kabullenmeyişini bir türlü atlatamayan Arthur, artık tamamen özgürlüğüne kavuşuyor. Muhtemelen annesinin ölümünün ardından başlayacağı Joker olma serüveninin en can alıcı kısımlarından birisi bu merdiven sahnesi. Çıkış sahnesinde kullanılan karanlık atmosfer ile Joker'in merdivenlerden inerken arka planda yer alan güneş ışığı da çok şık olmuş. Joker'in yükselişini göstermek için harika bir yöntem.
Joker'in bir filminin gelecek olması oldukça değişik bir duygu. Çizgi roman külliyatının en özel "kötü adamlarından" birisi olan Joker'i hiç görmediğimiz bir yanıyla göreceğiz. Fakat bu durum bazı şüphelerin ortaya çıkmasına yol açıyor, çizgi romanlarda Joker'in kimliğinin uzun bir süre açıklanmaması, Joker'in bir geçmiş hikayesine sahip olmaması onu hep özel kılan sebeplerden biriydi. Yani Joker ile bağ kurmak, onun amacını anlamak Joker'i sevmek için bir neden değildi. Joker kendine has özgün bir karakterdi. Bu Joker'i en iyi yansıtan uyarlama ise The Dark Knight filmindeki Heath Ledger performansıydı. Bakalım Joaquin Phoenix'in yeni Joker'i bizlere neler sunacak?