The Batman'in vizyona girmesine az bir süre kala filmle ilgili daha keskin bilgiler almaya başladık. Yaklaşık üç saat sürecek olan The Batman ile ilgili en ilginç iddia ise yönetmen Matt Reeves'ten geldi.
Reeves'e göre The Batman neredeyse bir korku filmi gibiymiş ve gerilim anları epey yoğunmuş. Riddler ile 1960'lar ile 1970'lerin en kanlı seri katili Zodiac Killer'ı benzeştiren Reeves keşke filmin PG-13 olduğu açıklanmadan önce böyle bir önermede bulunsaydı. Zira yaş sınırını da göz önüne alınca vahşet ve karanlığın dozu biraz düşüyor, yine de Batman her şeye rağmen özünde bir dedektiflik hikayesi. Reeves'in açıklamaları şu şekilde;
"Elimizde yozlaşmış bir yer fikri var ve fark yaratmak için akıntıya karşı yüzmek zorundasınız. Bu tam olarak Batman'in özünü oluşturan şey. Tüm bunların merkezinde neredeyse her zaman dedektiflik hikayeleri vardır değil mi? Bu yüzden Batman dünyanın en iyi dedektifi. Yani bu hikayede de öyle buna ek olarak film neredeyse bir korku filmi ve bir gerilim senaryosu. Filmin temelinde Riddler'ın neredeyse Zodiac gibi bir seri katil olması yer alıyor. O Gotham içerisindeki çok önemli insanları öldürüyor ve bunlar toplumun temel taşlarını oluşturuyor. İlk bakışta bu kurbanların temiz kişiler olduğunu düşünüyorsunuz. Her şey belediye başkanıyla başlıyor ve oradan genişliyor. Her cinayetten sonra bu insanların göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor ve arada bir bağ olduğunun farkına varıyorsunuz. Tıpkı Woodward ve Bernstein gibi elinizde Gordon ve Batman ikilisi var. Bu ikili ipuçlarını takip edip tüm bu olup bitene bir anlam katmaya çalışıyor. Tam da klasik bir dedektif hikayesinde olması gerektiği gibi."
Gordon-Batman ikilisinin öneminin vurgulanması beni sevindirdi çünkü filmde genç bir Bruce izleyeceğiz ve ahlak pusulası henüz tam oturmamış olabilir. Burada Gordon'un rolü kilit olacak gibi gözüküyor ve üç saat süren bir macerada biraz karakter gelişimi de görsek hiç fena olmaz. Ayrıca Batman'e göre çok daha farklı bir karaktere sahip olan Catwoman'ın da ciddi şekilde işin içinde olduğunu unutmamak lazım, nereden bakılırsa bakılsın epey heyecan verici bir Batman filmine doğru ilerliyoruz. 4 Mart günü The Batman ile birlikte inanıyorum ki özlediğimiz o yozlaşmış Gotham'a cumburlop diye atlayacağız.
