Nedir Bu Dota Auto Chess?

Son dönemin en popüler oyunu

Her güzel hikaye, içerisinde bir miktar ironi barındırır. Fakat Dota Auto Chess’in hikayesinin tamamı koskocaman bir ironiden oluşuyor.

Hayatına bir Warcraft III: Frozen Throne modu olarak başlayan Defense of the Ancients, oyunun kendi popülaritesini ikiye katlayarak bambaşka bir furya oluşturmayı başarmıştı. Özellikle 2011 sonrası oluşan MOBA patlamasının temellerini atan bu ufak oyun modu, oyunu seven modcular tarafından herhangi bir destek olmadan geliştirilmişti. DoTA ismi o kadar büyük bir marka haline geldi ki Valve 2009 yılında bu oyunun haklarını satın alarak Warcraft’tan bağımsız bir oyun üreteceğini duyurdu. DoTA 2, orijinal modu geliştiren IceFrog’un ellerine emanet edilerek hayatını yaşamayı sürdürdü.

Dota’nın bu hikayesini çoğumuz biliyoruz. Öte yandan son dönemlerde tüm oyuncuların tutkunu olduğu Dota Auto Chess’in adımları da, tarihin tekerrür ettiğini ispatlar nitelikte. Hayatına ufak bir Çinli geliştirici olan Drodo stüdyolarında başlayan bu mod, o kadar büyük bir kitleye ulaştı ki Dota 2 tarihinin en çok abone olunan Atöyle içeriği olmayı başardı. Satırları yazdığım sırada 8.6 milyon takipçiyi aşmış bulunan Auto Chess, aldığı 4 milyona yakın oy ile adını tarihe yazdırmayı başardı. Kulağa çok tanıdık geliyor, değil mi?


Auto Chess isminde Dota’yı barındırıyor olsa da MOBA türünde bir oyun değil. Tamamen strateji üzerine kurulmuş bu modun ismindeki ibare, oyunun şampiyonlarını barındırıyor olmasından kaynaklanıyor. Fakat bunun dışında kalan tüm mekanikler, DAC’i bambaşka bir oyun yapıyor.

Basitçe 8 farklı oyuncunun oluşturduğu ordular ile otomatik olarak savaştığı bir strateji oyunu Dota Auto Chess. Elinizdeki parayı, tamamen rastgele şekilde gelecek mağazada harcayarak kendinize yeni “satranç parçaları” alıyor ve ordunuzu güçlendirmeye çalışıyorsunuz. Auto Chess’in bağımlılık yapıcı mekanikleri de burada giriyor devreye.

Öncelikle oyunun en önemli parçası olan ırk+sınıf kombolarından bahsedelim. Yukarıda da belirttiğim gibi elimizdeki “satranç parçalarının” tamamı Dota karakterlerinden oluşuyor. Yani hepsi kendisine özel bir ırka ve sınıfa sahip. Şimdilik Dota Auto Chess’te 15 farklı ırktan 11 farklı sınıfa sahip 60 adet kahraman (3'ü şimdilik devre dışı) bulunuyor. Bir savaşa girmeden önce stratejinizi oluşturmak için de bu ırk ve sınıfların kombolarını kullanmanız gerekiyor. Örneğin satranç tahtanızdaki beast ırkına giren kahramanların sayısı arttıkça diğer parçalarınızın saldırı güçleri de yükseliyor.

Bu ırkların tamamına sınıf özellikleri eşlik ediyor. Yine örneklemek gerekirse karşınıza bol miktarda çıkacak Beast Warrior özellikli parçalar, hem yukarıda belirttiğim beast ırkının özelliğini açmanıza yardımcı oluyor, hem de Warrior sınıfının zırh yükseltme bonusunu almanızı sağlıyor. Kısacası elinizdeki her parçayı değişik ırk+sınıf kombosuna sahip şampiyonlarla birleştirerek farklı farklı taktikler oluşturabilmeniz mümkün.

Benim oynadığım süre içerisinde karşıma sık sık, kombolandığında geliştirilmesi kolaylaşan, druid ırkının üyeleri çıktı. Bir dönem ise sadece mech goblin ve beast warrior ikilisini kullanan kişilere karşı epey zorlandım. Yani iş elinizdeki ve marketinizdeki parçaları düzgün kombolayabilmekten geçiyor.

Marketten bahsetmişken gelelim en önemli ikinci parça olan para ekonomisine ve markete. Yukarıda bahsettiğim parçaların tamamını sizin için özelleştirilmiş marketten satın alıyorsunuz. Her turun sonunda önünüze gelen bu markette 5 farklı şampiyon çıkıyor karşınıza. Bu 5 şampiyonu elinizde bulunan paraya göre satın alabiliyorsunuz.  İsterseniz tüm marketi kilitleyip, diğer turun başında da aynı marketten alışveriş yapma şansına da sahipsiniz. Ya da şansınıza güveniyorsanız mağazayı ufak bir para karşılığında tekrar karıştırarak gelecek şampiyonlara da göz atabilirsiniz.

“Şans”.. Galiba Auto Chess’i tanımlayabilecek en önemli kelime bu. Oyun içerisinde stratejik zekanızı kullandığınız kadar RNG tanrısına da dualar etmeniz gerekiyor. İlginç bir algoritma ile tasarlanan oyun, 2 ya da 3. seviyeye taşıdığınız kahramanlarınıza markette rastlama şansınızı azaltıyor. Öyle ki oyun içerisindeki yüksek paralara satın alabileceğiniz güçlü kahramanlar ancak siz 8. seviyeyi aştığınızda marketin içerisine giriyor. Courier’inize seviye atlatabilmek için de para kullandığınızdan, oyun içi ekonomi bir hayli önemli hale geliyor.

Oyun içerisindeki altınlarınızı yukarıda bahsettiğim market seçeneklerinde ya da tecrübe puanı almak için kullanabiliyorsunuz. Courier seviyeniz arttıkça da tahtaya daha fazla parça koyabiliyor ve daha yüksek seviyeli parçaların çıkma şansını yükseltiyorsunuz.

Auto Chess, her turun başında size 5 altın hediye ediyor. Rakibinizi yenmeniz durumunda da ekstra altın ile ödüllendiriliyorsunuz. Aynı şekilde galibiyet ya da yenilgi serilerinizde de ekstra altın ekleniyor kasanıza. Her tur başında gelecek 5 altını artırmak için yapabileceğiniz bir diğer şey ise yatırım seçeneği. Kasanızdaki altının tamamını harcamadığınız ve biriktirmeye başladığınızda ekstra altın ile ödüllendiriliyorsunuz.

Dota Auto Chess’in ne kadar bağımlılık yaratıcı olduğunu anlamak için gerçekten deneyimlemeniz gerekiyor kendisini. Peki, bu denli bir çılgınlığa dönüşen oyunun geleceğinde ne var?

Evet, tahmin ettiğiniz üzere Dota Auto Chess de bağımsız bir oyun olmaya hazırlanıyor. Ünü Dota 2’yi aşan oyun, Valve’ın da desteği ile bağımsız bir isim olacak. Modun orijinal yapımcısı olan Drodo Studios ile birlikte çalışacak olan Valve, firmanın –şimdilik sadece Asya’da oynanabilen- mobil Auto Chess oyununa da destek verecek.

Rüzgarı arkasına alan Auto Chess, yepyeni bir tür yaratmaya ilerliyor olabilir.

YORUMLAR
Anravs
16 Haziran 2019 12:45

Moba ve Battle Royale'den sonra yine oyun dünyasını kanser, oyundan anlamayan veletleri mutlu edecek bir oyun türü hızla geliyor...

DanteXE
16 Haziran 2019 01:41

Clash Royale'in daha dandiğini yaparak nasıl ''son zamanların en popüler oyunu'' olunur. Hayır en popüler bu falan değil, yakınından bile geçmez.

zikinu
16 Haziran 2019 00:40

Valve'ın klasik uyanıklığı sağolsun, bayağı para kaldıracak autochess ten. Her buldukları kaz altın yumurtluyor, ne güzel.

ilke_kurtlutepe
15 Haziran 2019 22:27

bu yazı dergide çıkmıştı di mi?

N1k0laT3sla
15 Haziran 2019 21:49

Yanilmiyorsam, bir Cin'li Pc Gaming Show'da Auto Chess'in clonunu yapiyoruz diye bir seyler birildandi sanki :D

2010'ların En İyi Oyun Müzikleri

2020'ler başlamadan önce geçen 10 yılın müziklerine bir bakmak istedik

2010'ların En İyi Oyun Müzikleri

E3 2019'dan 5 Unutulmaz Olay

Bir E3'ü daha geride bıraktık

E3 2019'dan 5 Unutulmaz Olay

Dünyanın en büyük oyun fuarlarından biri olan E3'ü bir kez daha geride bıraktık. E3 2019 kimlerinin çok sevdiği, kimilerininse aradığını bulamadığı bir E3 olarak kalacak hafızalarda.

Sony ve Activision gibi iki büyük ismin fuarda yer almaması elbette sevenleri için hayal kırıklığı oldu, ancak diğer stüdyolar gerek yaptıkları sunumlarla, gerek tanıttıkları oyunlarla, gerekse beklenmedik sürprizlerle ilgiyi yüksek tutmayı başardılar.

Tüm konferansları canlı izlediğimiz için bazı şeylere cidden şaşırdık, kolay kolay unutamayacağımız anlar yaşadık. Ben de aralarından 5 tanesini seçerek sizinle paylaşmaya karar verdim. Bu listede herhangi bir sıra gözetmeyeceğim, yani en unutulmazdan başlamak gibi bir niyetim yok, ortaya karışık olacak yani.

Seçtiğim beşli dışında da bahsedilebilecek çok şey vardı aslında, mesela Frankie Ward'un köpekbalığı kostümüyle sunuculuk yapması, Jon Bernthal'ın sahneye köpeği Bam Bam'la çıkması gibi. Sizin de bunlar dışında "böyle de bir şey vardı" diye eklemek istedikleriniz varsa yorumlarımız herkese açık :)


1 - Keanu Reeves'in Cyberpunk 2077'de rol aldığını öğrenmemiz

Sırasız yazacağım dedim ama benim için E3 2019'un en büyük sürprizi buydu açıkçası. Beklediğimiz gibi Microsoft'un E3 konferansında Cyberpunk 2077'nin yeni fragmanı yayınlandı ve fragmanın sonlarına doğru ekranda Keanu Reeves'in tıpa tıp aynısı bir karakter belirerek bize seslendi. "Keanu değil miydi o?" derken ışıklar yandı ve Keanu Reeves sahneye çıktı. Adam resmen çok seviliyor, bunu açıkça görebiliyoruz. Hele ki seyircilerle yaptığı 'nefes kesicisin' muhabbeti ayrı güzeldi.

CD Projekt RED'in bu sürprizi bozmadan saklamış olması da cidden inanılmaz. Bu konuda en ufak bir sızıntı bile yaşanmadı, halbuki Reeves'in oyun için yaptığı ses kayıtları yaklaşık 15 gün sürmüş, yani bu süre içerisinde stüdyoya gidip gelmiş olmalı. E3'e ise konferansın yapılacağı sabah gizli olarak gelmiş ve provalarda bile dublör kullanılmış.


2 - Bethesda sunumlarının çılgınca alkışlanması

E3 2019'un unutulmaz anlarından biri de Bethesda konferansındaki seyircilerin olağanüstü coşkusuydu :) Düşünsenize, çıkışında ve sonrasında onca tepki alan Fallout 76'ya insan NPC'ler geleceği açıklanıyor ve seyirciler kendilerinden geçiyor. Daha en baştan beri oyunda yer alması gereken bir özelliğin bu derece çılgınca alkışlanmasını belki anlayabilirdik de, battle royale modu duyurulunca o da coşturdu seyircileri. Hadi diyelim Fallout 76'nın fanatikleri vardı, ama sonrasında tamamen pay-to-win odaklı, mobil bir Commander Keen duyuruluyor ve yine çığlıklar, yine alkışlar :) Zaten o yüzden 'acaba Bethesda sunumunda sahte alkış mı kullanıldı' soruları sorulmaya başladı ama şimdi kimsenin günahını almayalım.


3 - Nintendo'nun Duck Hunt feyki ve Banjo-Kazooie

Nintendo'nun E3 2019 Direct sunumu aslında herkesi ikiye böldü, kimi bu sunum tarzını çok beğeniyor, kimi ise sevmiyor. Bence gayet güzel bir sunum gerçekleştirdiler, önden fragmanları verip daha sonra Treehouse'ta detaylara girmek çok akıllıca geliyor bana. Sunumun iki önemli kısmı vardı ve listemize bu ikisini de almak istedim. Super Smash Bros Ultimate'e gelecek yeni karakterin gösterildiği kısımda ekrana Duck Hunt'taki köpek ve ördeğin gelmesi harikaydı :) Duck Hunt ne alaka acaba diye düşünürken bir anda karşımızda Banjo-Kazooie'yi bulduk ki bu da başlı başına büyük bir olay. Bu arada karakterlerin hakları Microsoft'ta, yani buna Microsoft - Nintendo işbirliği olarak bakmak da mümkün ki bu da çok önemli bir detay.


4 - Ikumi Nakamura'yla tanışmamız

Bu yılki E3'ün en büyük sürprizlerinden biriydi kendisi. Bethesda konferansının belki de en güzel anlarından biri sahneye ilk önce büyük üstat Shinji Mikami'nin çıkması, ardından sahneyi 'çekirgesi' Ikumi Nakamura'ya bırakmasıydı. Nakamura öyle tatlı, öyle doğal bir sunum gerçekleştirdi ki konferansın ardından internet Nakamura'ya yağdırılan övgülerle dolup taştı. Nakamura, Okami ve Bayonetta'da çizer olarak çalıştıktan sonra The Evil Within'in baş çizerliğine, oradan da Ghostwire Tokyo'nun yönetmenliğine geçmiş. Etkileyici bir özgeçmişi var yani. Sahnedeki enerjisi ve komik pozlarıyla gönlümüze taht kurdu desem yeridir.


5 - Breath of the Wild'ın devam oyununun duyurulması

Tüm E3'ün en büyük sürprizlerinden biri de tam Nintendo sunumu bitti dediğimiz anda Shinya Takahashi'nin 'gösterecek bir şeyimiz daha var' demesi ve ardından ekrana Breath of the Wild'ın devam oyunundan ilk görüntülerin gelmesiydi. Nintendo oyunlarını bu kadar erken gösteren bir firma değil, ayrıca resmen doğrudan bir devam oyunuyla karşımıza çıkacaklar bu sefer. Daha karanlık bir yapıya sahip olacak olan Breath of the Wild 2'nin sunumda karşımıza çıkana kadar sızdırılmamış olmasıysa Nintendo'nun bir diğer başarısı bence. Aksi halde zaten bu kadar büyük bir sürpriz olmaz, E3 2019'un unutulmazları arasına girmezdi. Ha bu arada, kısa saç Zelda'ya çok yakışmamış mı?

Parolamı Unuttum